Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalılar ... ve ... ile ... tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü: -K A R A R- Davacılar vekili, davalılardan ... ve ...'ın ... mirasçıları olarak müvekkilerine tazminat davasından kaynaklanan borçları nedeniyle yaptıkları icra takibinin semeresiz kalması için diğer davalı ...'a muvazaalı olarak borçlandıklarını ve bu borç nedeniyle icra takibi yaptırdıklarını öne sürerek icra takibinin muvazaa nedeniyle iptalini talep etmiştir. Davalılar yapılan icra takibinin gerçek bir borca dayandığını savunarak davanın reddini istemişlerdir. Mahkemece davanın kabulüne davalı ...'...

    Somut dosyada; davalının boşandığı eşiyle birlikte yaşadığının tespit edilmesi nedeniyle kesilmesi üzerine, davalıya yapılan yersiz aylık ödemelerinin tahsili amacıyla yapılan icra takibine vaki itirazın iptali talebiyle dava açılmış ve mahkemece itirazın iptaline, icra takibinin devamına, icra inkar tazminatının reddine karar verilmiştir. 2004 sayılı İcra ve İflas Kanununun 67. maddesinin ikinci fıkrasında “Bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; ... diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, ... hükmolunan meblağın yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere uygun bir tazminatla mahkûm edilir” hükmü öngörülmüştür. Buna göre, itirazın iptali davalarında tarafların talebi halinde icra inkâr tazminatına hükmedilmesi gerekmektedir....

      Maddeye göre, icra takibinin başlatılmasından sonra açılan menfi tespit davalarında yetkili mahkemenin, icra takibinin başlatıldığı yer mahkemesi olduğunu, dava tarihinde icra dairesinin yetkisizliğini tespit eden kesinleşen yargı kararı olmadığını, bu nedenle icra takibinin bulunduğu yerde dava açtıklarını, usul ve yasaya uygun bir gerekçe bulunmadığını, tüm bunların yanında; usulden ret kararı verildiği durumlarda karşı taraf vekalet ücretinin maktu vekalet ücretini geçmeyecek şekilde nispi olarak belirleneceğini, ancak mahkemece davalı lehine fazla vekalet ücretine hükmedildiğini ileri sürerek kararın kaldırılmasını dosyanın yetkili yer mahkemesine gönderilmesine karar verilmesini talep etmiştir. GEREKÇE: Dava, kambiyo senedine dayalı başlatılan icra takibi nedeniyle menfi tespit talebine ilişkindir. İİK 72/son maddesine göre menfi tespit ve istirdat davaları takibin yapıldığı icra davasının bulunduğu yer mahkemesinde açılabileceği gibi davalının yerleşim yerinde de açılabilir....

        "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi K A R A R Dava, menfi tespit ve icra takibinin iptali istemine ilişkin olduğundan, 2797 sayılı Yargıtay Kanununun 14.maddesi gereğince temyiz incelemesi 13.Hukuk Dairesine ait bulunmaktadır. Yukarıda belirtilen nedenle dosyanın görevli sözü edilen Yüksek Daire Başkanlığına gönderilmesine, 13.05.2011 tarihinde oybirliği ile karar verildi....

          Dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I 1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle, hükmüne uyulan bozma ilamı doğrultusunda karar verilmiş olmasına göre davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir. 2-Birleşen itirazın iptali davası hakkında hüküm kurulurken, icra takibinin varlığı gözetilmeden karar verilmiş olması hatalıdır. Faiz başlangıç tarihi ve diğer yönlerden temyiz eden davalı lehine oluşan usulü kazanılmış haklar gözetilerek, icra takibine yapılan itirazın iptali ve icra takibinin devamı yönünde karar verilmelidir....

            haksız itirazı ile takibin durduğunu ileri sürmüş ve itirazın iptali ile % 40 tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

              "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R - Davacı vekili; müvekkili şirketin davalının dava dışı bankadan kullandığı kredinin borcunu kefil sıfatıyla ödediğine ilişkin 21.09.2010 tarihli ödeme dekontuna istinaden alacağının tahsili için davalı aleyhine başlattığı icra takibinin davalının haksız kısmi itirazı ile durduğunu belirterek, davalının itirazının iptali icra takibinin devamına ve %40'dan az olmamak üzere icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı davaya cevap vermemiştir....

                Tüm bu açıklamalar kapsamında yapılan ödemeye davalılarca da karşı çıkılmadığı göz önüne alınarak asıl dava konusu icra takibinin takipten sonra infaz yolu ile kapatılması sonucu itirazın iptali davasının konusuz kaldığı, bu nedenle asıl dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi gerektiği, bununla birlikte asıl dava davalısı tarafından yapılan ödeme ile de sabit olduğu üzere dava tarihinde asıl davacının dava ikame etmekte haklı olduğu, bu kapsamda asıl dava davacısının icra inkar tazminatına hak kazandığı ve yargılama gideri ve vekalet ücretinin haklılık durumu nazara alındığında asıl dava davalılarına yüklenmesi gerektiği anlaşılmış aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur. Birleşen davada ise davacılar akıl hastalığı iddiasına dayalı menfi tespit talebinde bulunduklarından mahkememizce davalı --- akıl hastası olup olmadığı noktasında----ihbarda bulunulmuş, ---- verdiği kararda davanın reddine karar verilmiştir....

                  İİK 50/2’nci maddesinde, Yetki itirazı esas hakkındaki itirazla birlikte yapılır, icra mahkemesi tarafından önce yetki meselesi tetkik ve kati surette karara zaptolunur, hükmü yer almaktadır. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 06.10.2004 tarih 2004/19-410-471 sayılı Kararında belirtildiği üzere; itirazın iptali davasının görülebilmesi için, öncelikle ortada takip hukuku kuralları çerçevesinde yasaya ve yöntemine uygun şekilde yapılmış geçerli bir icra takibinin bulunması gerekir. Bir icra takibinde icra dairesinin yetkisine itiraz edilmiş ise, bu itiraz usulünce incelenip sonuçlandırılmadığı sürece, açıklanan nitelikte bir icra takibinin varlığından söz edilemez. Bu nedenle, itirazın iptali davasını gören mahkeme, öncelikle bu yönü inceleyip karara bağlamalıdır. Esasen, itirazın iptali davasına bakma yetkisi takibin yapıldığı yer mahkemesine ait olduğundan, mahkemenin, icra dairesinin yetkisine yönelik  itirazı  incelemesi  zorunludur. ...

                    İcra Müdürlüğünün 2012/13565 sayılı dosyası ile başlattığı icra takibinin iptali için İstanbul 9. İcra Hukuk Mahkemesinin 2012/1151 sayılı dosyasından açılan davada davanın reddine karar verilmişse de, Yargıtay 12....

                      UYAP Entegrasyonu