Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

İcra Müdürlüğü 2010/15641 E. sayılı dosya ile davalı şirket aleyhine icra takibi başlattıklarını, davalı şirketin kötü niyetli olarak icra takibine itiraz ettiğini, alacakların ... 8. İş Mahkemesi 2008/381 E.-2009/343 K. sayılı ilamına dayanak yapılan bilirkişi raporuna davalı olarak talep edildiğini, davalının icra takibine haksız ve yersiz itiraz ettiğini, bu nedenle itirazın iptaline ve davalının %40’dan aşağı olmamak kaydıyla icra inkar tazminatı ödemesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı işveren, davacının davasının ek dava olduğunu, kısmi davanın kesinleşmediğini, bu nedenle başlatılan icra takibinin haksız olduğunu, talep edilen faiz miktarının fahiş olduğunu beyanla davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir....

    -YTL. alacağın tahsili için yapılan icra takibinin haksız itiraz nedeniyle durduğunu ileri sürerek itirazın iptaline, % 40 tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı, davaya cevap vermemiştir. Mahkemece benimsenen bilirkişi raporu doğrultusunda davanın kısmen kabulüne, takibin 1.926.86.-YTL. üzerinden yasal faizi ile birlikte devamına, icra inkar tazminatı talebinin reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir. İtirazın iptali davası açılabilmesi için herşeyden önce borçlunun aleyhindeki icra takibine süresinde itiraz etmesi gerekir. Somut olayda ödeme emri davalı borçluya 28.01.2006 tarihinde tebliğ edilmiş, itiraz dilekçesi 08.02.2006’da verilmiştir. Böylece süresinde yapılmış itiraz bulunmadığından takip kesinleşmiştir. Kesinleşen icra takibine karşı itirazın iptali davası açılmasında hukuki yarar bulunmamaktadır. Mahkemece bu yön gözetilmeden işin esasına girilerek yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsizdir....

      İcra Müdürlüğü’nün ......

        Diş Hekimliği Fakültesine malzeme temini için verilen ihale malzeme ve bedelleri ile komisyon tutarı olarak 11.430.40 TL ödendiğini, buna dair 05.03.2013 tarihli komisyon ihale bedeli adı altında irsaliyeli fatura kesilerek 06.03.2013 tarihinde davalı şirkete gönderildiğini, hiçbir itirazda bulunulmadığını, bu faturadan başkaca alacaklarının mahsup edilerek 1.229,00 TL’lik kısmının düşülerek 10.201,00 TL üzerinden icra takibine konu edildiğini, davalının açılan bu icra takibine haksız olarak yetki ve borca itiraz ettiğini belirterek, itirazın iptali ile % 20 icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, müvekkil firmanın merkezinin ... olduğunu, icra takibinde ......

          Somut olayda, borçlu tarafından sunulan 27.08.2021 tarihli itiraz dilekçesinde, "... Alacaklı tarafça başlatılan icra takibine, takip konusu alacağa itiraz ediyorum." beyanında bulunulmuş, dilekçenin istem ve sonuç kısmında da " Yukarıda arz ve izah olunduğu üzere, aleyhime alacaklı yanca başlatılan icra takibi sonucu gönderilen ilamsız ödeme emrine itiraz ediyorum. Söz konusu takibin durdurulmasını ve gerekli diğer işlemlerin yapılmasını saygılarımızla arz ve talep ederim." şeklinde beyanda bulunulduğu görülmüştür. Borçlunun " ... İtiraz ediyorum" şeklindeki beyanı, yukarıda belirtildiği üzere itiraz istemini dile getiren, itiraz iradesini ortaya koyan bir beyan olup, geçerli bir itiraz söz konusudur....

          Esas sayılı icra takip dosyası ile icra takibi başlatıldığını, borçlu şirket 08.03.2022 tarihli itiraz dilekçesi ile, davalı şirketin, müvekkili şirkete borcu bulunmadığını, istenen temerrüt faizinin fahiş olduğunu, icra takibine mevzu edilen alacağın yargılamaya muhtaç olduğunu iddia ederek icra takibine itiraz ettiğini, itiraz üzerine icra takibinin durduğunu, itiraz üzerine zorunlu arabuluculuk yoluna başvurulduğu, anlaşılamadığı hususunun elektronik imza ile imzalanarak tutanak altına alındığı, davalı şirketin icra takibinin dayanağı taşıma ücreti faturalarına yasal süre içerisinde itirazı veya ihtirazı kaydınun vuku bulmadığını, müvekkili şirketin ifa ettiği taşıma işi karşılığı keşide ettiği taşıma ücreti faturalarının davalı şirket tarafından ticari defter ve kayıtlarına işlenmiş olduğu ve buna göre taşıma ücreti faturalarının kesinleştiği hususu istihsal olunacak bilirkişi raporu ile sübuta ereceğini, borçlu şirketin icra takibine itirazının haksız ve usulsüz olduğu, bilirkişi...

            - K A R A R - Dava, vade farkı alacağının tahsili için girişilen icra takibine vaki itiraz üzerine açılan itirazın iptaline ilişkindir. Davalı vekili cevabında, müvekkilinin ikametgahının bulunduğu Kestel İcra Dairesi ve Mahkemeleri’nin yetkili olduğunu, taraflar arasında vade farkı uygulanacağına ilişkin bir anlaşma bulunmadığını savunarak davanın reddini istemiştir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı vekilinin temyizi üzerine, davalı aleyhine girişilen icra takibinde hem borca hem de icra dairesi ile mahkemenin yetkisine itiraz edildiği, mahkemece kendi yetkisine yönelik itiraz incelenmiş olmasına rağmen icra takibine yönelik itiraz hususunda değerlendirme yapılmadığı, İİK.nun 50.maddesi uyarınca öncelikle icra dairesinin yetkisine yönelik davalı itirazı değerlendirilmeden hüküm kurulmasında isabet görülmediğinden bahisle karar bozulmuştur....

              İ.İ.K’nun 269.maddesinde ödeme emrinin tebliğinden sonra borçlunun itiraz sebeplerini icra dairesine bildirip yasal ödeme süreleri geçtikten sonra alacaklının merciden itirazın kaldırılması ve tahliye isteyebileceği öngörülmüştür. Ödeme emri tebliğ edilmediğinden henüz itiraz hakkı doğmamış olup anılan maddedeki itiraz ve ödeme süreleri işlemez. Borçlunun haricen icra takibini öğrenip, icra dairesine itiraz etmesi yasanın emredici hükümleri karşısında sonuca etkili değildir. Bu durumda mahkemece, bu nedenle istemin reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde davanın kabulüne karar verilmesi doğru değildir....

                İşçilik alacaklarıyla ilgili olarak yapılmış olan icra takibine itiraz üzerine açılan itirazın iptali davasında icra inkar tazminatına karar verilmesinin gerekip gerekmediği noktasında taraflar arasında uyuşmazlık bulunmaktadır. Genel haciz yoluyla ilamsız icra takiplerinde borçlunun itirazı üzerine takip durur ve alacaklının takibin devamını sağlamaya yarayan imkanlarından biri 2004 sayılı İcra İflas Kanunu'nun 67. maddesinde öngörülen itirazın iptali davasıdır....

                  Mahkemece, yapılan yargılama ve tüm dosya kapsamına göre; davacının ödenmeyen taksitler nedeni ile öncelikle davalılardan asıl borçlu ...nır rehninin paraya çevrilmesi yolu ile icra takibinde bulunduğu, icra dosyasına yapılan itiraz sonucu takibin durduğu, icra dosyasında başka bir işlem yapılmadığı, davacının yeni dosyayla bu kez tüm davalılar aleyhinde ilamsız icra takibinde bulunduğu, itiraz üzerine icra takibinin durduğu, davanın sonraki icra takibine itirazın iptali istemiyle açıldığı, rehinle teminat altına alnan aracın kaybolduğu fakat yok olmadığı, aracın yok olduğuna ilişkin herhangi bir delil ve belge bulunmadığı, dolayısıyla rehin sıfatının devam ettiği, rehinli aracın takip konusu alacağın bedelini karşılamaya yettiği, davacının rehinle temin edilmiş alacak için öncelikle rehnin paraya çevrilmesi yolu ile takip yapması gerektiği, davacının ilamsız icra yolu ile yapmış olduğu icra takibine davalı borçlularca yapılan itirazın yerinde olduğu gerekçesiyle, davacının davasının reddine...

                    UYAP Entegrasyonu