Bu nedenle, bu davalarda takip talebinde takip dayanağı olarak gösterilen belgeye bağlı olarak yargılama yapılmalıdır. İtirazın iptali davalarının icra takibine bağlı davalardan olmasının doğal sonucu; davacının icra takibine konu edilen alacağının varlığını kanıtlamasının zorunlu olmasıdır. İtirazın iptali davasının konusu, ilamsız icra takibine borçlunun yaptığı itirazın haklı olup olmadığıdır. Mahkeme itirazın haklı olup olmadığını tespit ederken icra takibinin dayandığı takibi esas almalıdır. Alacaklı takip yapılırken dayanmadığı bir belgeye dayanarak itirazın iptali davası açamaz. Aksi halde itirazın iptali davasının normal bir alacak davasından farkı kalmaz ve bu sonuç davanın takip hukuku sistemi içindeki yeri ile bağdaşmaz. İtirazın iptali davasının konusu itiraz üzerine duran takibin devamını sağlamaktır. Takipte dayanılan belgeye itiraz haklı ise, takipte dayanılmayan bir belgeye istinaden borçlunun itirazının haksızlığına karar verilemez....
BK’nun 136/2. maddesi, zamanaşımının icra takibiyle kesilmesi halinde takibe ilişkin her işlemden sonra yeni bir sürenin başlayacağı hükmünü haizdir. Başlayacak yeni sürenin, asıl zamanaşımı süresi kadar, bir diğer söyleyişle 1 yıldan ibaret olduğu izahtan varestedir. Dosyada mevcut icra takip dosyasının incelenmesinde, yetki itirazından sonra dosyanın gönderildiği ....İcra Müdürlüğünce davalıya hitaben düzenlenen ödeme emrine 16.05.2012 tarihinde itiraz edilmesi üzerine İcra Memuru tarafından alınan 24.05.2012 tarihli karar ile takibin durdurulmasına karar verildiği anlaşılmıştır. Gerek borçlunun 16.05.2012 tarihinde borcun tamamına itirazı gerekse de icra memurunun takibi durdurma kararından sonra 1 yıllık süre içerisinde alacaklı tarafından zamanaşımını kesen bir takip işlemi yapılmamışdır. Bu anlamda zamanaşımını kesen işlemler doktrinde "uyuşmazlığı bir adım ileriye götüren işlemler" olarak tanımlanmıştır....
Takibin şekline göre zamanaşımı itirazı takibin kesinleşmesinden önceki döneme ilişkinse İİK.nun 62. maddesi gereğince ödeme emri tebliğinden itibaren 7 günlük sürede icra dairesine bildirilmesi gerekir. İcra mahkemesine ise İİK'nun 71. maddesi kapsamında takibin kesinleşmesinden sonraki dönemde gerçekleşen zamanaşımı nedeniyle başvurulabilir. Somut olayda davacı-borçluya çıkartılan ödeme emri bila tebliğ iade döndüğünden ve takip bu borçlu yönünden henüz kesinleşmediğinden, borçlunun başvurusu İİK.nun 71. maddesi kapsamında takibin kesinleşmesinden sonraki dönemde gerçekleşen zamanaşımına ilişkin olmayıp, takibin kesinleşmesinden önceki döneme ilişkin zamanaşımı itirazıdır. O halde, takibin şekline göre borçlunun icra dairesi yerine mahkemeye yaptığı zamanaşımı itirazı fuzuli bir başvuru olup sonuç doğurmayacağından mahkemece itirazın bu gerekçe ile reddi gerekirken yazılı gerekçe ile istemin kabulüne dair hüküm tesisi isabetsizdir....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: İncelenen icra dosyası fotokopisi ve tüm dosya kapsamına göre; davacı vekili tarafından davalılar aleyhine 10.000,00- Tl asıl alacak ve 1.100,00- Tl işlemiş faiz alacağı olmak üzere toplam 11.100,00- TL alacağın tahsili için ilamsız icra takibine gidildiği, takip talebinde 06/11/2002 tarihli satış sözleşmesine dayanıldığı, takip talebi ekinde ise 27/07/2002 tarihli oto satış ön sözleşmesi başlıklı bir sayfalık sözleşme fotokopisi ile 08/11/2017 tarihli ihtarname fotokopisinin eklendiği, takip borçlularından Kazım Salman'a 05/10/2018 tarihinde ödeme emrinin tebliğ edildiği, Kazım Salma'nın 08/10/2018 tarihli dilekçesi ile takibe itiraz ettiği görülmüştür. Diğer takip borçlusu T3 de çıkartılan ödeme emrinin bila tebliğ döndüğü, borçluya henüz ödeme emri tebliğ edilmeden 06/11/2018 tarihinde takibe itirazını içerir dilekçe verdiği, takip borçlusuna ödeme emrinin itiraz tarihinden sonra 19/12/2018 tarihinde tebliğ edildiği görülmüştür....
İcra Müdürlüğünün 2012/3808 esas sayılı takip dosyası ile 15.784,00 TL fatura alacağı için 935,47 TL gecikme zammı ve 168,38 TL gecikme zammı KDV’si olmak üzere toplam 16.887,85 TL bedel için takip başlatılmış, davalının süresinde borca ve yetkiye itirazı üzerine davacı yetkiye itirazı kabul ederek dosyanın, yetkili ... İcra Dairelerine gönderilmesini istemiş, dosya 04.07.2013 tarihinde yetkili icra dairelerine gönderilmiş ve ... 1.İcra Müdürlüğünün 2013/3576 esas sayılı takip numarasını almıştır. Davalı, 26.07.2012 tarihinde ... 5. Asliye Hukuk Mahkemesinde yetkisiz ... 13. İcra Müdürlüğünün 2012/3808 esas sayılı takip dosyasına konu 15.784,00 TL bedelli fatura ile ilgili olarak borçlu olmadığının tespitine karar verilmesi talebine ilişkin menfi tespit davası açmış, davacı ise takip dosyasının yetkili icra dairesine gönderilmesi ve davalının borca itirazı üzerine yetkili ... 1.İcra Müdürlüğünün 2013/3576 esas sayılı takibine vaki itirazın iptali için iş bu davayı açmıştır....
itirazı ile müvekkili icra inkar tazminatına hak kazandığını, İlk derece mahkemesi icra inkar tazminatını bakiye 9.356,38TL üzerinden yaptığını, ancak borçlu borcun tamamına itiraz ettiğini ve takibin durmasına borcun tamamı üzerinden sebep olduğunu, Borca itiraz ile borcun tamamı üzerinden takip durduğundan icra inkar tazminatı yükümlülüğünü bu itirazı da yüklendiğini ve borcun tamamı üzerinden icra inkar tazminatına hükmetmesinin gerektiğini, İleri sürerek, istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının yapılacak istinaf incelemesi sonucunda ortadan kaldırılarak davanın kabulüne, icra inkar tazminatının borca itiraz ettiği tarihteki 53.804,11TL üzerinden karar verilmesini talep etmiştir....
İcra takibine konu alacak, hangi zamanaşımı süresine tâbi ise, icra takibinde de aynı zamanaşımı süresi uygulanır. Dayanak belge bono niteliğinde olduğu halde, icra müdürü tarafından borçluya genel haciz yolu ile ilamsız icra takibine mahsus örnek (7) ödeme emri gönderilse dahi zamanaşımı süresi Türk Ticaret Kanunu hükümlerine göre belirlenir. Yine dayanak belgenin, anılan niteliği haiz olmaması halinde de, takip yoluna bakılmaksızın bu kez senedin tanzim tarihi itibariyle yürürlükte olan 818 sayılı Borçlar Kanunu'nun 125. maddesinde düzenlenen 10 yıllık genel zamanaşımı süresi uygulanacaktır.(Yargıtay 12 H.D. 2016/22167 Esas-2017/13680 Karar sayılı içtihadı) Somut olayda, takip talebinde ve ödeme emrinde takip dayanağının, 19/09/2006 tanzim, 19/09/2006 vade tarihli, 25.000,00 TL. miktarlı çek olduğu anlaşılmaktadır....
Esas sayılı takip dosyası, bilirkişi raporu ve dosyanın tümü hep birlikte incelenmiştir. Taraflarca imzalanmış 21/08/2013 tarihli sözleşme sureti, 17.08.2016 tarih, ... numaralı 3.980,18-TL bedelli fatura, 07.09.2016 tarih, ... numaralı 275,27-TL bedelli fatura, cari hesap ektresi örneklerinin dosyamız arasında olduğu görüldü. ... İcra Dairesi'nin 2016/... takip sayılı icra dosyasının incelenmesinde, davacı ... Ticaret Limited Şirketi tarafından davalı ... aleyhine 4.255,45.-TL tutarındaki toplam alacak üzerinden icra takibi yapıldığı, davalının itirazı üzerine takibin durduğu, itirazın süresinde ve usulüne uygun yapıldığı, buna göre davanın, İİK.67/1 maddesinde yazılı 1 yıllık hak düşürücü süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır. Somut uyuşmazlıkta davalı borçlu icra takibine itiraz dilekçesinde yetkiye, borca ve tüm ferilerine itiraz etmiştir....
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacı tarafından müvekkili aleyhine haksız ve kötü niyetli olarak açılan davayı kabul etmediklerini, İİK hükümleri gereğince, icra takibi sırasında borçlu tarafından, ödeme emrine yapılan itiraz ile icra takibi kendiliğinden durduğunu, alacaklının, icra takibine devam edebilmesi için, genel mahkemelerde itirazın iptali davası açması gerekeceğini, bu davanın borçlunun itirazının alacaklıya tebliğinden itibaren 1 yıl içinde açılması gerektiğini, bu bir yıllık sürenin, hak düşürücü süre olduğunu, mahkeme tarafından kendiliğinden gözetileceğini, davacı tarafından başlatılan İzmir ......
Davalı vekili, cevabında, yetki itirazı ile birlikte cari hesaplarda zamanaşımı süresinin beş yıl olup, davanın zamanaşımına uğradığını ayrıca davanın esastan reddi gerektiğini savunmuştur. Mahkemece iddia, savunma ve toplanan delillere göre taraflar arasındaki ticari ilişkinin vekalet sözleşmesinden kaynaklandığı, davacının vekalet sözleşmesi gereği davalıya fazladan ödediği ücretin iadesini talep ettiği, vekalet sözleşmesinden kaynaklanan alacakların dava açıldığı tarihte yürürlükte bulunan 818 sayılı BK'nun 126/4 maddesi gereğince 5 yılık zamanaşımı süresine tabi olduğu, sözleşme tarihinden itibaren icra takip tarihi olan 01.08.2011 tarihine kadar 5 yıllık zamanaşımı süresinin dolduğu, davalının süresi içerisinde zamanaşımı itirazında bulunduğu gerekçesiyle davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmiş, hükmü davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir....