Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Davalı tarafça hem İcra Dairesinin yetkisine hem de mahkemenin yetkisine itiraz edilmiştir. İcra dairesinin yetkisinin yanında borca da itiraz edilmiş olduğundan iş bu itirazın iptali davası açılmıştır. Yetkili icra dairesinde takip yapılması itirazın iptali davasının koşullarından biridir. Bu durumda mahkemece İİK 50. maddesi de gözetilerek öncelikle icra dairesinin yetkisine yönelik itirazın incelenmesi gerekirken bu yön incelenmeden mahkemenin yetkisine yönelik itirazı incelenmek suretiyle yetkisizlik kararı verilmesi doğru görülmemiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün taraf vekilleri yararına BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 27.09.2011 gününde oyçokluğuyla karar verildi. -KARŞI OY YAZISI- Davalı borçlu, icra dairesinin yetkilisi ve borca itiraz ettikten sonra açılan itirazın iptali davasına bakan mahkemenin yetkisine itiraz etmiştir....

    DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE :Dava,taraflar arasında akdedilen ticari hizmet sözleşmesine dayalı kurulan açık hesap ilişkisinde muhtelif tarihli faturalar nedeni ile itirazın iptali istemine ilişkindir. İtirazın iptali davası icra takibine sıkı sıkıya bağlı, itiraz üzerine duran icra takibinin devam edebilmesini sağlayan ve takip hukuku içinde olmakla birlikte, maddi hukuk ilişkisinin incelenerek uyuşmazlığı kesin hükümle sonuçlandıran bir davadır. Davanın takibe bağlılığı alacağın miktarı bakımından söz konusu olduğu gibi alacağın kaynağı bakımından da geçerlidir.Bu noktada icra takip dosyası irdelendiğinde davacı tarafından davalı aleyhine genel haciz yolu ile icra takibine girişildiği,davalı borçluya ------ tarihinde ödeme emrinin tebliğ edildiği, 7 günlük itiraz süresi içersinde davalı borca itirazı üzerine takibin durmasına karar verilmesi nedeni ile davacı tarafından eldeki davanın mahkememize ikame edildiği anlaşılmıştır....

      Davalılar vekili, davanın haksız ve mesnetsiz olup reddi gerektiğini, müvekkili şirketin toplamda 130.000,00 TL tutarında ticari kredi kullandığını ve diğer müvekkillerinin de bu borca kefil olduklarını, müvekkili şirket tarafından kredi borcuna karşılık olmak üzere toplamda 35.504,24 TL ödeme yapıldığını, davacı banka tarafından icra takibine girişildiğinde ödenen miktarların mahsup edilmeyip fahiş biçimde %80 oranında faiz talep edildiğini, bu nedenle borca itiraz edildiğini savunarak, davanın reddi ile % 20 oranında kötüniyet tazminatı istemiştir....

        Esas sayılı dosyası ile borçlu-davalı şirket hakkında faturaya dayalı olarak ilamsız icra takibi başlatıldığını, borçlu şirket, haksız ve dayanaksız olarak borca ve İcra Müdürlüğünün yetkisine itiraz etmiş olup, bu itiraz nedeniyle takibi durdurduğunu, borçlunun, borca itirazı hukuki dayanak içermemektedir ve fiili durum karşısında kötü niyetle borca itiraz edildiğinin açık olduğunu, müvekkil şirket ile davalı borçlu araşında yıllardır süregelen bir ticari ilişkinin mevcut olduğunu, davalı, müvekkil şirketten almış olduğu çeşitli kuru gıda maddeleri nedeniyle müvekkil şirkete borçlu olduğunu, davalının, müvekkil şirketten almış olduğu gıda maddeleri nedeniyle kendisine, 22.07.2020 tarihli 63.039,32 TL bedelli ve 21.07.2020 tarihli 75.963,79 TL bedelli iki adet fatura kesilmiştir....

          Kararı davacı vekili istinaf etmiştir.İstinaf dilekçesinde; yetkiye itiraz durumunda sistem üzerinden yetki itirazının kabulü seçeneğinin seçileceği belirtildiğini, bu kapsamda hem borca hem de yetkiye itiraz durumunda izlenecek yolun düzenlenmediğini, hem yetki hem de borca itiraz durumunda takibin yetkili icra dairesine gönderilmesi gibi bir buton veya seçenek bulunmadığını, yönetmelik ve kanunda borçlu tarafından borca ve yetkiye itiraz durumunda izlenecek yol düzenlenmediğini,itirazın iptali davasının da Anadolu Asliye Ticaret Mahkemesinde açıldığının da mahkemece gözetilmediğini belirterek ,usul ekonomisi açısından hem mahkemenin yetkisi,hemde borca yönelik hüküm kurulması gerekirken davanın usulden reddine karar verilmesinin yerinde olmadığını beyanla kararın kaldırılmasını talep etmiştir. 6100 sayılı HMK'nun 355 md gereğince, istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılan incelemeye göre; Davada ödenmeyen fatura alacağının tahsili yönünden yapılan takibe itirazın iptali ve icra...

          "İçtihat Metni"Mahkemesi :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R - Dava 50.309,35 TL fatura borcunun tahsili için yapılan icra takibine yönelik itirazın iptali ve tazminat istemine ilişkindir. Davalı icra takibine itirazında takip talebindeki miktarın gerçeği yansıtmadığını belirterek itiraz etmiştir. 21.01.2010 tarihli celsede ise borca itirazı olmadığını, itirazının borçtan düşülmeyen depozito miktarına olduğunu belirtmiştir. Davacı idareden gelen cevapta davalının 4.800 TL güvence bedeli bulunduğu ancak borç ödenmeden güvence bedelinin iade edilmediği belirtilmiştir....

            Davalı borçlu aleyhindeki icra takibine yaptığı itirazında hem icra dairesinin yetkisine hem de borca itiraz etmiştir. Bu durumda mahkemece, İİK.’nun 50. maddesi uyarınca öncelikle icra dairesinin yetkisine yönelik itiraz incelenip, sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken bu yön üzerinde durulmadan işin esasına girilerek yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir. SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre diğer yönlerin incelenmesine yer olmadığına, peşin harcın istek halinde iadesine, 07.10.2008 gününde oybirliğiyle karar verildi....

              Mükerrerlik iddiası da borca itiraz niteliğinde olduğundan yasal sürede icra dairesine yapılmalıdır. Şikayet yoluyla mükerrerlik nedeniyle takibin iptali istenemeyeceği gibi, bu husus re'sen de nazara alınamaz. Borçlunun icra mahkemesine başvurusunda, ipoteğin geçersiz olduğunu belirterek borca ve faize itiraz ettiği görülmektedir.O halde mahkemece itirazın bu nedenle reddi gerekirken başvuru dilekçesinde de ileri sürülmediği halde takibin mükerrer olduğu nedeniyle iptali yönünde hüküm tesisi isabetsizdir. SONUÇ: Alacaklının temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 28.04.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi....

                Davaya konu Genel kredi sözleşmesinden kaynaklı olarak davalı aleyhine başlatılan icra takibine yapılan itiraz nedeniyle açılan iş bu itirazın iptali davasının da anılan mahkemelerin görev alanında kaldığı anlaşılmakla , mahkememizin görevsizliğine dair aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir HÜKÜM: ayrıntıların gerekçeli kararda açıklandığı üzere 1-Mahkememizin görevsizliği nedeni ile HMK 114 ve 115/2....

                  ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 27/12/2021 NUMARASI : 2021/83 ESAS, 2021/721 KARAR DAVA KONUSU : İtirazın İptali (İşçi İle İşveren İlişkisinden Kaynaklanan) KARAR : Davacı dava dilekçesinde özetle; çalıştığı gün karşılığı alacağının ödenmesi için davalı iş yeri aleyhine başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali ile icra takibinin devamına, icra takibine konu alacağın %20'sinden az olmamak üzere davalının kötü niyet tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalının cevap dilekçesi sunmadığı anlaşılmıştır. İlk derece mahkemesince tarafların dayanak yaptıkları tüm deliller toplanmış, 27/12/2021 tarih, 2021/83 Esas, 2021/721 Karar sayılı kararı ile; "... Somut davanın, işçilik alacaklarıyla ilgili olarak yapılmış olan icra takibine itiraz üzerine açılan itirazın iptali davası olduğu anlaşıldı....

                  UYAP Entegrasyonu