Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, 6102 sayılı TTK'nun 1472.maddesi gereğince sigortalısına halef olan davacı tarafından rücuen tazminat talebiyle davalı aleyhine başlatılan ilamsız icra takibine, davalı tarafın süresinde yetki ve borca itirazı üzerine, İİK 67.maddesi uyarınca 1 yıllık yasal süresi içinde açılmış itirazın iptali davasıdır. İİK 67/1.maddesine göre "Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir." Davalı vekili icra dairesine verdiği itiraz dilekçesinde hem yetkiye ve hem de borca itiraz etmiş, davalının adresinin -- olduğunu belirterek --------yetkili olduğunu ileri sürmüştür. Ortada geçerli bir ilamsız icra takibinin bulunması itirazın iptali davası açılabilmesinin koşullarındandır. Geçerli bir icra takibinden söz edilebilmesi için takibin yetkili icra dairesinde yapılmış olması gerekir....

    İcra Müdürlüğünün ... esas sayılı dosyası üzerinden başlatılan icra takibine yasal süresinde ... tarihinde yetki itirazında bulunduklarını, müvekkili firmanın adresinin ... adresi olduğunu, davanın yetkisiz mahkemede açıldığını, ... İcra dairesi ve mahkemesinin yetkisizliğine, ... İcra Dairelerinin ve Mahkemelerinin yetkili olduğuna karar verilmesini bu sebeple dava şartları bakımından eksik olduğunu ve reddedilmesini gerektiğini belirterek davanın usulden reddini talep etmiştir. DEĞERLENDİRME ve GEREKÇE: Dava, faturaya dayalı ilamsız takipte borçlu davalı tarafından yetki ve borca itiraz üzerine açılan itirazın iptali istemine ilişkindir. Davalı borçlu tarafından İcra Müdürlüğü'ne verilen itiraz dilekçesinde; İcra Müdürlüğü'nün yetkisine itiraz edilmiş, ... İcra Müdürlüğü'nün takipte yetkili olduğu belirtilmiştir. Yargıtay 19....

      Eş söyleyişle, itirazın iptali davasında, mahkemenin yetkisine itiraz edilmiş olsun veya olmasın, mahkeme öncelikle, icra dairesinin yetkisine yönelik itirazı inceleyerek kesin olarak sonuçlandırmalıdır. Kaldı ki, itirazın iptali davasını görme yetkisi, takibin yapıldığı yer mahkemesine aittir. O nedenle, mahkemenin, icra dairesinin yetkisine yönelik itirazı incelemesi doğaldır. Bu yetki itirazının incelenmesi sonucunda, mahkeme, kendisinin yetkili olup olmadığını da belirlemiş olacaktır. 2.İlamsız bir takipte yetkili icra dairesi de 2004 sayılı Kanun'un 50 nci maddesinin yollaması ile 6100 sayılı Kanun'un genel hükümlerine göre belirlenecektir. 6100 sayılı Kanun'un 6 ncı maddesine göre genel yetkili icra dairesi, davalı gerçek veya tüzel kişinin takibin yapıldığı tarihteki yerleşim yeri icra dairesidir....

        İtirazın iptali davasını gören mahkemenin, icra takibinin yapıldığı icra dairesinin yetkisine yönelik itirazı öncelikle incelemesi gerekir. Mahkemenin yetkisine yönelik bir itirazın var olup olmaması, bu sonuca etkili değildir. Eş söyleyişle, itirazın iptali davasında, mahkemenin yetkisine itiraz edilmiş olsun veya olmasın, mahkeme öncelikle, icra dairesinin yetkisine yönelik itirazı inceleyerek kesin olarak sonuçlandırmalıdır. Kaldı ki, itirazın iptali davasını görme yetkisi, takibin yapıldığı yer mahkemesine aittir. O nedenle, mahkemenin, icra dairesinin yetkisine yönelik itirazı incelemesi doğaldır. Bu yetki itirazının incelenmesi sonucunda, mahkeme, kendisinin yetkili olup olmadığını da belirlemiş olacaktır. 2....

          Hakim, duruşma sonucunda borcun olmadığının veya itfa veya imhal edildiğinin resmi veya imzası ikrar edilmiş bir belge ile ispatı halinde itirazı kabul eder. İcra mahkemesi hakimi yetki itirazının incelenmesinde taraflar gelmese de gereken kararı verir." Somut olayda, borçlu vekilinin başvurusu, borca ve yetkiye itiraz niteliğinde olup, anılan madde gereğince mahkemece mutlaka duruşma açılmalı ve itiraz duruşmalı olarak incelenmelidir. Dosya üzerinden karar verilemez. Borca itiraz yönünden tayin edilen duruşma gününde taraflar gelmez veya alacaklı gelip de duruşmayı takip etmeyeceğini bildirir ise, HMK'nun 150. maddesinin uygulanması gerekir. Ancak yetki itirazının incelenmesinde anılan madde hükümleri uygulanmayıp, taraflar gelmese bile gereken kararın verilmesi zorunludur....

            Yetki itirazı kaldırıldıktan sonra avukatın, icra dairesinde takibe devam edebilmesi için; MTS üzerinden “Yetki İtirazının Kaldırılması” seçeneğini seçerek işlem yapması ve varsa harçları ikmal etmesi zorunludur. …” şeklinde düzenlendiği, görüleceği üzere yönetmelikte borca itiraz durumunda 2004 sayılı Kanun hükümlerinin uygulanacağı; yetkiye itiraz durumunda sistem üzerinden yetki itirazının kabulü seçeneğinin seçileceğinin belirtildiği, yani hem borca hem de yetkiye itiraz durumunda izlenecek yolun düzenlenmemiş olduğu, hem yetki hem de borca itiraz durumunda takibin yetkili icra dairesine gönderilmesi gibi bir buton veya seçenek bulunmadığı, davalı tarafından yetkili icra müdürlüğü İstanbul olarak gösterildiği göz önünde bulundurularak İstanbul mahkemelerinde işbu davayı açma zaruretinin hasıl olduğu, dolayısıyla yerel mahkemece yetkili İstanbul icra müdürlüğünde itirazın iptaline konu takip bulunmadığı gerekçesiyle reddine dair kurulan kararın hatalı bulunduğu, Ayrıca, sözleşmeden...

            Yetki itirazı kaldırıldıktan sonra avukatın, icra dairesinde takibe devam edebilmesi için; MTS üzerinden “Yetki İtirazının Kaldırılması” seçeneğini seçerek işlem yapması ve varsa harçları ikmal etmesi zorunludur. …” şeklinde düzenlendiği, görüleceği üzere yönetmelikte borca itiraz durumunda 2004 sayılı Kanun hükümlerinin uygulanacağı; yetkiye itiraz durumunda sistem üzerinden yetki itirazının kabulü seçeneğinin seçileceğinin belirtildiği, yani hem borca hem de yetkiye itiraz durumunda izlenecek yolun düzenlenmemiş olduğu, hem yetki hem de borca itiraz durumunda takibin yetkili icra dairesine gönderilmesi gibi bir buton veya seçenek bulunmadığı, davalı tarafından yetkili icra müdürlüğü İstanbul olarak gösterildiği göz önünde bulundurularak İstanbul mahkemelerinde işbu davayı açma zaruretinin hasıl olduğu, dolayısıyla yerel mahkemece yetkili İstanbul icra müdürlüğünde itirazın iptaline konu takip bulunmadığı gerekçesiyle reddine dair kurulan kararın hatalı bulunduğu, Ayrıca, sözleşmeden...

              Davacı vekili yetki ile birlikte borca itiraz edilmesi halinde MTS ekranında bu şekilde işlem yapılmasına imkan olmadığını iddia etmekte ise de, davacı vekilinin takip başlatırken icra dairesinin yetkisine veya borca ya da her ikisine birlikte itiraz edilebileceğini, yetkiye ve borca birlikte itiraz olunması halinde ekranda yapılabilecek işlemleri bildiği, bilmesi gerektiği halde yetkisiz icra dairesinden takip başlattığı anlaşılmaktadır. Davacı vekilince yetki itirazının kabulü yönünde icra müdürlükleri aracılığıyla fiziksel olarak sunulmuş bir dilekçe de bulunmamaktadır. İlamsız bir takipte yetkili icra dairesi de İİK 50. maddesinin yollaması ile HMK genel hükümlerine göre belirlenecektir. HMK'nın 6. maddesine göre genel yetkili icra dairesi, davalı gerçek veya tüzel kişinin takibin yapıldığı tarihteki yerleşim yeri icra dairesidir. Aynı Kanunun 10.maddesine göre ise sözleşmeden doğan takiplerde, sözleşmenin ifa edileceği yer icra dairesi de yetkilidir....

              Davalı borçlu vekili, icra dosyasına verdiği itiraz dilekçesinde hem borca hem de icra dairesinin yetkisine itiraz etmiş, açılan itirazın iptali davasında da süresinde mahkemenin yetkisine itirazda bulunmuştur. Bu durumda mahkemece İİK 50.maddesi hükmü de gözetilerek öncelikle icra dairesinin yetkisinin incelenmesi gerekir. Zira yetkili icra dairesinde ilamsız takip yapılması itirazın iptali davasının koşullarından biridir. Her ne kadar 10.03.2009 tarihli celsede yetki itirazının reddine karar verilmiş ise de, bu kararın icra dairesinin yetkisini mi yoksa mahkemenin yetkisini mi kapsadığı açık olmamakla birlikte her iki yetki itirazını da kapsadığının kabulü ile bu yöndeki değerlendirmenin yerinde olup olmadığının tartışılması gerekmiştir. Dava konusu alacak faturaya dayandırılmış, ancak davalı akdi ilişkiyi inkar etmiştir. Akdi ilişki inkar edildiğinden somut olayda BK’nun 73/1.maddesi ve HUMK’nun 10.maddesinde öngörülen yetkiye dair hükümlerin uygulanması düşünülemez....

                İlamsız takipte borçlunun yetkiye ve borca birlikte itirazı nedeniyle takibin durması karşısında Yasa; bunu kabul etmeyen alacaklıya takibin devamını sağlamak için iki yol tanımıştır. Bunlardan birisi İcra İflas Yasasının 68 ve 69.maddelerine göre tetkik merciinden itirazın kaldırılmasını istemek, diğeri ise aynı yasanın 67.maddesi gereğince mahkemeye başvurmak suretiyle itirazın iptalini istemektir. Her iki halde de, gerek genel mahkeme gerek icra mahkemesi takibe yapılan itiraz nedenleri hakkındaki incelemesinde bu nedenler içinde varsa yetki itirazını HUMK.190 ve 225.madde hükümleri dairesinde öncelikle incelemek ve karar vermek zorundadır. İtirazın iptali davasında mahkeme icra dairesinin yetkisine yapılan itirazı icra mahkemesinin yerine geçerek çözümleyecektir. Bu nedenle mahkemenin İcra İflas Kanununun 50/2.maddesi hükmü doğrultusunda icra mahkemesi gibi önce icra dairesinin yetkisine karşı yapılan itirazı inceleyip kesin olarak sonuçlandırması gerekir....

                  UYAP Entegrasyonu