Dosyanın yapılan incelemesinden davacı tarafça davalı aleyhine takip yapıldığı, davalı tarafça hem yetkiye hem de borca itiraz edildiği anlaşılmaktadır. Genel haciz yolu ile ilamsız icra takibinde icra dairesinin yetkisi İİK’nın 50. maddesinin 1. fıkrasının göndermesi ile HMK’daki yetki hükümleri ilamsız icrada yetkili icra dairesini belirlemede kıyasen uygulanır. İcra dairesinin yetkisi kamu düzenine ilişkin değildir. İcra dairesi yetkisiz olduğunu resen gözetemez. Borçlunun icra dairesine yapacağı itirazın İİK’nın 62. Maddesine göre ileri sürmesi gerekir. Yetki itirazı üzerine alacaklı borçlunun yetki itirazını kabul eder ise takip dosyasının borçlunun yetki itirazında bildirdiği yetkili icra dairesine gönderilmesini ister. Yetkili icra dairesi takip dosyasını yetkili icra dairesine gönderir. Yetkili icra dairesi de borçluya yeni bir ödeme emri gönderir. Bu halde borçlu bu ödeme emrine karşı yeni bir yetki itirazında bulunamaz....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, 6102 sayılı TTK'nun 1472.maddesi gereğince sigortalısına halef olan davacı tarafından rücuen tazminat talebiyle davalı aleyhine başlatılan ilamsız icra takibine, davalı tarafın süresinde yetki ve borca itirazı üzerine, İİK 67.maddesi uyarınca 1 yıllık yasal süresi içinde açılmış itirazın iptali davasıdır. İİK 67/1.maddesine göre "Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir." Davalı vekili icra dairesine verdiği itiraz dilekçesinde hem yetkiye ve hem de borca itiraz etmiş, davalının adresinin -- olduğunu belirterek --------yetkili olduğunu ileri sürmüştür. Ortada geçerli bir ilamsız icra takibinin bulunması itirazın iptali davası açılabilmesinin koşullarındandır. Geçerli bir icra takibinden söz edilebilmesi için takibin yetkili icra dairesinde yapılmış olması gerekir....
İcra Hukuk Mahkemesi'ne gönderilmesine karar verildiği, bu karara karşı davacı vekili tarafından mahkemenin icra müdürlüğünün yetkisine yaptıkları itirazı kabul ettiği ve gerekçesinde bu hususu açıkladığı halde hüküm kısmında mahkemenin yetkisizliğine karar verdiği, gerekçe kısmı ile hüküm kısmı arasında çelişki bulunduğu, icra dairesinin yetkisizliğine karar verilmesi gerektiği ileri sürülerek istinaf yoluna başvurulduğu anlaşılmaktadır. İİK.nun 4. maddesi gereğince takip hangi icra dairesinde başlamış ise, bu takiple ilgili itiraz ve şikayetler, takibin yapıldığı yer icra müdürlüğünün bağlı bulunduğu icra mahkemesinde çözümlenir. Bu husus, kamu düzenine ilişkin kesin yetki niteliğindedir. Yasal koşulların oluşması halinde İİK.nun 79 ve 360. maddeleri, bu husustaki yetki ile ilgili istisnalardır. Somut olayda, davacı vekili Kemalpaşa İcra Müdürlüğünde başlatılan takip ile ilgili olarak yetkiye, imzaya ve borca itirazda bulunmuştur. İİK'nun 4....
İcra Müdürlüğünün 2019/140356 sayılı takip dosyası ile icra takibi başlatıldığını, müvekkilinin ikametgah adresinin Kartal/İstanbul olduğunu, davaya konu senet üzerinde Kocaeli Mahkemelerinin ve İcra Dairelerinin yetkili olduğuna dair ibare olsa da müvekkilinin tacir olmadığından söz konusu yetki kaydının geçersiz olduğunu, icra takibine konu senedin teminat senedi olduğunu belirterek Kocaeli 8. İcra Müdürlüğünün 2019/140356 sayılı takip dosyasında yetkiye, borca, faize ve tüm ferilerine itirazlarının kabul edilmesine, takibin iptaline, kötüniyetli alacaklının takip konusu alacağın %20'sinden az olmamak üzere tazminata ve alacağın %10'u oranında para cezasına hükmedilmesine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. DOSYADA TOPLANAN DELİLLER: Kocaeli 8. İcra Müdürlüğünün 2019/140356 esas sayılı icra dosyası. İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARAR ÖZETİ: Mahkemece; Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 8....
Mahkemece yapılan yargılama sonucunda; bilirkişi raporuna göre hesaplanan yediemin ücreti doğrultusunda davanın kısmen kabulüne karar verilmiş , hükmün davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine , Dairemizin 2015/581 E.,2015/12586 K. sayılı ve 12/10/2015 tarihli bozma ilamında “davalı borçlu , borca itiraz dilekçesinde borca itirazla birlikte yetki itirazında da bulunmuştur.Bu yetki itirazı konusunda mahkemece öncelikli olarak inceleme yapılıp karar verilmesi gerekir.İcra dairesinin yetkili olması itirazın iptali davalarında dava şartı olduğundan mahkemece bu itiraz konusunda olumlu ya da olumsuz bir karar verilmemiş olması nedeniyle hükmün bozulması gerekir” gerekçesiyle hükmün bozulmasına karar verilmiştir. Mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda; yetkili icra dairesinin ... İcra Dairesi olması nedeniyle davalı borçlunun yetki itirazının kabulüne, davanın dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine karar verilmiş hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir....
İcra Müdürlüğünün ... esas sayılı dosyası üzerinden başlatılan icra takibine yasal süresinde ... tarihinde yetki itirazında bulunduklarını, müvekkili firmanın adresinin ... adresi olduğunu, davanın yetkisiz mahkemede açıldığını, ... İcra dairesi ve mahkemesinin yetkisizliğine, ... İcra Dairelerinin ve Mahkemelerinin yetkili olduğuna karar verilmesini bu sebeple dava şartları bakımından eksik olduğunu ve reddedilmesini gerektiğini belirterek davanın usulden reddini talep etmiştir. DEĞERLENDİRME ve GEREKÇE: Dava, faturaya dayalı ilamsız takipte borçlu davalı tarafından yetki ve borca itiraz üzerine açılan itirazın iptali istemine ilişkindir. Davalı borçlu tarafından İcra Müdürlüğü'ne verilen itiraz dilekçesinde; İcra Müdürlüğü'nün yetkisine itiraz edilmiş, ... İcra Müdürlüğü'nün takipte yetkili olduğu belirtilmiştir. Yargıtay 19....
Eş söyleyişle, itirazın iptali davasında, mahkemenin yetkisine itiraz edilmiş olsun veya olmasın, mahkeme öncelikle, icra dairesinin yetkisine yönelik itirazı inceleyerek kesin olarak sonuçlandırmalıdır. Kaldı ki, itirazın iptali davasını görme yetkisi, takibin yapıldığı yer mahkemesine aittir. O nedenle, mahkemenin, icra dairesinin yetkisine yönelik itirazı incelemesi doğaldır. Bu yetki itirazının incelenmesi sonucunda, mahkeme, kendisinin yetkili olup olmadığını da belirlemiş olacaktır. 2.İlamsız bir takipte yetkili icra dairesi de 2004 sayılı Kanun'un 50 nci maddesinin yollaması ile 6100 sayılı Kanun'un genel hükümlerine göre belirlenecektir. 6100 sayılı Kanun'un 6 ncı maddesine göre genel yetkili icra dairesi, davalı gerçek veya tüzel kişinin takibin yapıldığı tarihteki yerleşim yeri icra dairesidir....
İtirazın iptali davasını gören mahkemenin, icra takibinin yapıldığı icra dairesinin yetkisine yönelik itirazı öncelikle incelemesi gerekir. Mahkemenin yetkisine yönelik bir itirazın var olup olmaması, bu sonuca etkili değildir. Eş söyleyişle, itirazın iptali davasında, mahkemenin yetkisine itiraz edilmiş olsun veya olmasın, mahkeme öncelikle, icra dairesinin yetkisine yönelik itirazı inceleyerek kesin olarak sonuçlandırmalıdır. Kaldı ki, itirazın iptali davasını görme yetkisi, takibin yapıldığı yer mahkemesine aittir. O nedenle, mahkemenin, icra dairesinin yetkisine yönelik itirazı incelemesi doğaldır. Bu yetki itirazının incelenmesi sonucunda, mahkeme, kendisinin yetkili olup olmadığını da belirlemiş olacaktır. 2....
Davacı vekili yetki ile birlikte borca itiraz edilmesi halinde MTS ekranında bu şekilde işlem yapılmasına imkan olmadığını iddia etmekte ise de, davacı vekilinin takip başlatırken icra dairesinin yetkisine veya borca ya da her ikisine birlikte itiraz edilebileceğini, yetkiye ve borca birlikte itiraz olunması halinde ekranda yapılabilecek işlemleri bildiği, bilmesi gerektiği halde yetkisiz icra dairesinden takip başlattığı anlaşılmaktadır. Davacı vekilince yetki itirazının kabulü yönünde icra müdürlükleri aracılığıyla fiziksel olarak sunulmuş bir dilekçe de bulunmamaktadır. İlamsız bir takipte yetkili icra dairesi de İİK 50. maddesinin yollaması ile HMK genel hükümlerine göre belirlenecektir. HMK'nın 6. maddesine göre genel yetkili icra dairesi, davalı gerçek veya tüzel kişinin takibin yapıldığı tarihteki yerleşim yeri icra dairesidir. Aynı Kanunun 10.maddesine göre ise sözleşmeden doğan takiplerde, sözleşmenin ifa edileceği yer icra dairesi de yetkilidir....
Hakim, duruşma sonucunda borcun olmadığının veya itfa veya imhal edildiğinin resmi veya imzası ikrar edilmiş bir belge ile ispatı halinde itirazı kabul eder. İcra mahkemesi hakimi yetki itirazının incelenmesinde taraflar gelmese de gereken kararı verir." Somut olayda, borçlu vekilinin başvurusu, borca ve yetkiye itiraz niteliğinde olup, anılan madde gereğince mahkemece mutlaka duruşma açılmalı ve itiraz duruşmalı olarak incelenmelidir. Dosya üzerinden karar verilemez. Borca itiraz yönünden tayin edilen duruşma gününde taraflar gelmez veya alacaklı gelip de duruşmayı takip etmeyeceğini bildirir ise, HMK'nun 150. maddesinin uygulanması gerekir. Ancak yetki itirazının incelenmesinde anılan madde hükümleri uygulanmayıp, taraflar gelmese bile gereken kararın verilmesi zorunludur....