Kararın şikayet edilen borçlu tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine hükmedilmiştir. Bölge Adliye Mahkemesi kararı şikayet edilen borçlu tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi ... tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü: I. ŞİKAYET Şikayetçi alacaklı şikayet dilekçesinde; borçlu hakkında başlatılan adi kiraya ve hasılat kiralarına dair ilamsız icra takibinde, ödeme emri tebliğine rağmen borcun ödenmediğini ve temerrüt oluştuğunu ileri sürerek borçlunun kiralanan taşınmazdan tahliyesini talep etmiştir II....
İcra mahkemesinin borçlunun bu iddiasını borca itiraz niteliğinde görerek itirazın İİK'nın 62. maddesi uyarınca icra dairesine yapılması gerektiği, icra dairesi yerine icra mahkemesine yapılan itirazın fuzuli olup sonuç doğurmayacağı gerekçesi ile reddine karar verdiği görülmektedir. Borçlu vekili istinaf dilekçesinde şikayet nedenlerini tekrarladığı ve ayrıca şikayet dilekçesinde aynı alacağın ipotekle teminat altına alındığı iddiasına ek olarak genel haciz yolu ile ilamsız icra takiplerinden sonra alacaklının aynı icra müdürlüğünün 2019/7758 esas sayılı icra dosyası üzerinden ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile mükerrer icra takibi yaptığını belirtmiştir....
İcra Müdürlüğü'nün 2019/5544 Esas sayılı dosyası ile genel haciz yolu ile başlatılan icra takibinin İİK 43/2 maddesine göre iflas yoluyla takip olarak değiştirildiğini, icra takibinin kesinleştiğini ancak borcun ödenmediğini ve takibe karşı şikayet yoluna da başvurulmadığını, borcun tahsil edilemediğini belirterek İİK 156 maddesi gereğince şirketin iflasına karar verilmesini istemiştir. Davalı şirket tebligata rağmen davaya cevap vermemiştir. İİK 166 maddesi gereğince yasal ilanlar yapılmış, iflas talebine itiraz ya da davaya müdahale eden olmamıştır. İflas gider avansı davacı tarafça dosyaya yatırılmıştır. İcra dosyasının incelenmesinde takip yolunun değiştirilmesinde usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı, her iki ödeme emrinde borç miktarının aynı olduğu, icra takibinin ve ödeme emrinin usul ve yasaya uygun olduğu, icra takibine karşı bir şikayet ya da itirazın bulunmadığı, takibin kesinleştiği ve dosya borcunun ödenmediği görülmüştür....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Taraflar arasında görülen sıra cetveline şikayet sonucunda verilen hükmün onanmasına ilişkin Dairemizin 15.04.2013 gün ve 1514 Esas, 2440 Karar sayılı ilamının karar düzeltme yoluyla incelenmesi şikayetçi vekilince istenilmekle, dosya incelendi, gereği görüşüldü: - KARAR - Şikayetçi vekili, borçluya ait taşınmaz hissesinin satışından sonra düzenlenen sıra cetvelinde ihtiyati hacizlerin uygulanması ve kesinleşmesi tarihlerine göre satış bedelinin garameten paylaştırılmasının gerektiğini ileri sürerek, sıra cetvelinin iptaline karar verilmesini talep etmiştir. Şikayet olunan vekili, şikayetçinin takibine borçlular tarafından itiraz edildiğini ve itirazın iptali davasının yasal yedi günlük süreden sonra açıldığını, bu nedenle şikayetçinin ihtiyati haczinin hükümsüz kaldığını savunarak, şikâyetin reddini istemiştir....
Bu hükmün amacının ilgilileri icra memurunun bir hakkı yerine getirmekten kaçınmasına karşı koruduğunu, Kamu düzenine aykırı olan işlemlere karşı da süresiz şikayet yoluna gidilebileceğini, anılan ilke doktrinde benimsendiğini ve Yargıtay uygulamalarında da kabul edildiğini, borçlunun, üçüncü kişilerin ve kamunun menfaatini korumak için konulmuş "amir hükümlere" aykırı olarak yapılmış işlemler kamu düzenine aykırı olduğunu, bu işlemler için her zaman şikayet yoluna gidilebileceğini, somut olayda, alacaklı Viyabank Ltd. vekili tarafından limit ipoteğine dayalı olarak ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile ilamlı icra takibine başlandığı, örnek 6 nolu icra emrinin borçlu Nedim Benaroy'a 27.01.2008 tarihinde tebliği üzerine, adı geçenin yasal 7 günlük süre geçtikten sonra 06.02.2008 tarihinde icra mahkemesine başvurarak, icra emrine konu edilen ipotek belgesinin kayıtsız şartsız borç ikrarını içermediğini, cari hesap veya kredi ilişkisine dayanmadığını, icra emrine konu edilemeyeceğini ve ipotek...
Dava, nakliyat sigorta poliçesinden kaynaklanan, hasara ilişkin sigorta tazminatının davalı taşıyıcıdan tahsili amacıyla başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir. Dosya içeriği itibariyle davacı tarafça, davalı hakkında icra takibi başlatıldığı, yapılan takibe davalı tarafın itirazı üzerine itirazın süresinde olmadığından bahisle icra müdürlüğü tarafından takibin devamına karar verildiği, bu kez davalı borçlu tarafından şikayet yolu ile İcra Hukuk Mahkemesi'ne başvurulduğu, İcra Hukuk Mahkemesi tarafından verilen ilk hükümde şikayetin kabulüne karar verildiği, ilgili kabul kararı sonrasında takibin icra dairesince durdurulduğu, mahkeme kararının hemen sonrasında ise davacı tarafça eldeki davanın açıldığı anlaşılmaktadır. Görüldüğü üzere, davacı tarafça başlatılan icra takibine davalı borçlu tarafından itiraz edilmiş, bu kapsamda İcra Hukuk Mahkemesi'ne şikayet yolu ile başvuru dahil olmak üzere söz konusu takibin durdurulmasına çalışılmıştır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü: Sair temyiz itirazları yerinde değil ise de; Alacaklı tarafından çeke dayalı olarak kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile icra takibine başlandığı, örnek 10 nolu ödeme emrinin tebliği üzerine borçlunun yasal sürede icra mahkemesine başvurarak sair şikayet ve itirazları ile birlikte keşide tarihinin değiştirildiğini, çek üzerinde yapılan oynama nedeni ile çekin kambiyo senedi vasfını kaybettiğini belirterek takibin iptalini talep ettiği, mahkemece istemin reddine karar verildiği görülmüştür. 6102 sayılı TTK'nun 780/1-f maddesine göre çekin, kambiyo senedi vasfını taşıyabilmesi için...
DAVA Şikayetçi borçlu İcra Mahkemesine başvurusunda; yetkili icra dairesini, ihtiyati haciz kararını veren mahkemenin yargı çevresindeki icra dairesi olduğunu belirterek yetkiye itiraz ettiklerini, takip dayanağı senedin tebliğ evrakına eklenmediğini, ......
-KARAR- Davacı vekili, müvekkilinin dava dışı işverenine verdiği bono bedelini ödemesine rağmen bononun icra takibine konu edildiğini, bunun üzerine davalıyla anlaşılarak karşılıksız bir bono düzenlendiğini ve hemen icra takibine konulduğunu, müvekkilinin tüm masrafları ödediğini, borcu kabul edip sürelerden feragat ederek icra takibinin kesinleştirildiğini, müvekkilinin evine haciz şerhi konulduğunu, böylece işverenin haczinin önüne geçildiğini ancak daha davalının anlaşmaya aykırı olarak icra takibine devam ettiğini belirterek takibe konu senet nedeniyle borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili; davacının icra takibinde borcu kabul ettiğini bildirerek davanın reddini istemiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki sıra takibine şikayetin yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı şikayetin kabulüne yönelik verilen hükmün süresi içinde şikayet olunan vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R - Davacı vekili, hakkında başlatılan icra takibine konu senedin zamanaşımına uğradığını, senede ilişkin borcunu ödediğini, icra takibinin ve senedin iptalini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, davacı tarafa icra takibi yaptıklarını, hacze kabil malı olmadığından aciz vesikası alınarak dosyanın kapatıldığını, davaya konu borcun aciz vesikasından kalan faiz farkı olduğunu, davacının bu konuda bir ödemesi olmadığını savunarak davanın reddini istemiştir....