Bu nedenle, yasa, alacaklılara bu yöndeki itirazlarını ileri sürebilmeleri için sıra cetveline itiraz hakkı tanımıştır. Sıra cetveline karşı koymak isteyen alacaklı, bu husustaki takip hukuku kurallarının yanlış uygulandığını iddia etmeyip, sıra cetveline alınmış olan bir alacaklının alacağının esasına ve miktarına itiraz etmek istiyorsa o zaman sıra cetveline karşı mahkemede dava açması gerekir. Bir alacağın sıra cetveline ithali şikayet yoluyla istenebilir iken, bir alacağın sıra cetvelinden ihracı İstemi sıraya ilişkin olmayıp, alacağın esasına ilişkin olduğundan itiraz davası ile ileri sürülebilir. Açıklamalar doğrultusunda, yukarıda ifade edildiği üzere, davacının az öne açıklanan iddiaları icra müdürünün takip hukuku hükümlerine aykırı sıra cetveli düzenlemesine yönelik şikayet sebeplerinden olduğun kabulü gerekecektir. İcra müdürünün, takip hukuku hükümlerine aykırı sıra cetveli düzenlemesi halindeki itiraz ise şikayet yolu ile İcra Hukuk Mahkemesine yapılan itirazdır....
Borçlunun icra mahkemesine başvurusu itiraz niteliğinde olup, İİK'nun 274. maddesine göre itirazın, tahliye emrinin tebliğinden itibaren yedi gün içerisinde icra dairesine bildirilmesi gerekir. Buna göre, borçlunun itirazı, icra dairesine yasal sürede itiraz edilmesi ve alacaklı tarafından da itirazın kaldırılması istemiyle icra mahkemesine başvurulması halinde, mahkemece incelenir. Şikayet yoluyla icra mahkemesinden takibin iptali istenemez. O halde, mahkemece, borçlunun icra mahkemesine yaptığı başvurunun hukuki sonuç doğurmayacağı gerekçesiyle istemin reddi gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir. SONUÇ : Alacaklının temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366. ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 18/04/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Borçlunun icra mahkemesine başvurusu itiraz niteliğinde olup, İİK'nun 274. maddesine göre itirazın, tahliye emrinin tebliğinden itibaren yedi gün içerisinde icra dairesine bildirilmesi gerekir. Borçlunun itirazı, icra dairesine yasal sürede itiraz edilmesi ve alacaklılar tarafından da itirazın kaldırılması istemiyle icra mahkemesine başvurulması halinde, mahkemece incelenir. Şikayet yoluyla icra mahkemesinden takibin iptali istenemez. O halde mahkemece, borçlunun icra mahkemesine yaptığı başvurunun hukuki sonuç doğurmayacağı gerekçesiyle istemin reddi gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir. SONUÇ : Alacaklıların temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 22.12.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Buna göre ilamlı icra takibine konu edilebilmesi, bir diğer ifade ile icra kefiline icra emri tebliğ edilebilmesi için icra kefaletinin yasada öngörülen şekil şartlarına uygun olarak yapılmış olması gerekir. Bu nedenle de icra emri tebliği üzerine İİK'nun 16. maddesine göre, şikayet yoluyla icra mahkemesine başvurulması halinde mahkemece icra kefalet işleminin İİK'nun 38. maddesi uyarınca ilamlı icra takibine konu edilip edilmeyeceğini değerlendirerek bir karar vermesi gerekir. Somut olayda şikayet tarihinde, icra takip dosyasında şikayetçiye tebliğ edilmiş bir icra emrinin bulunmadığı görülmüştür. Şikayetçinin talebi de icra kefaletinin iptaline ilişkindir. Bu durumda, şikayetçinin, şikayet hakkı doğmadığından, mahkemece, şikayetin reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile istemin kabulüne karar verilmesi isabetsizdir....
Bu durumda mahkemece düzeltilen tebliğ tarihine göre İİK'nun 66/1. maddesi gereğince değerlendirme yapılarak takibin icra müdürlüğünce durdurulacağı ilkeleri ışığında somut olaya bakıldığında şikayet tarihi 18.3.2016 olup, iptaline karar verilen icra müdürlüğü kararının şikayet tarihinden sonra 22.4.2016 tarihinde verildiği ve yine şikayet dilekçesinde icra müdürlüğünün anılan kararının iptaline ilişkin bir talep de bulunmadığı anlaşıldığından, icra müdürlüğünün 22.4.2016 tarihli kararının kaldırılmasına ve takibin durdurulmasına karar verilmesi yerinde değil ise de anılan yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını zorunlu kılmadığından kararın düzeltilerek onanması yoluna gidilmiştir. SONUÇ : Alacaklının temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile ......
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Şikayet-İtirazın kaldırılması İcra mahkemesince verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı karar, davacı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla, dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü. Dava, kesinleşmemiş kira tesbit kararına dayalı kira farkı alacağının tahsili için girişilen icra takibine vaki itirazın kaldırılması, icra inkar tazminatı verilmesi ve icra memurunun, itiraz üzerine takibin durdurulmasına ilişkin işleminin şikayet yolu ile iptali istemine ilişkindir....
İcra Müdürlüğü'nün 2019/47420 E sayılı dosyası ile ek icra takibi yapıldığını, müvekkili aleyhine haksız olarak ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla icra takibine geçilmesi yetmezmiş gibi bu defa icra inkar tazminatı, vekalet ücreti ve sair yargılama giderlerinden dolayı müvekkili aleyine icra takibine geçilmiş ve müvekkiline haksız olarak haciz uygulanma tehdidi bulunduğunu, bu sebeple de öncelikle Küçükçekmece 4. İcra Müdürlüğü 2016/9260 E. ve İstanbul 29. İcra Müdürlüğü'nün 2019/47420 E dosyalarından başlatılan icra takiplerinin durdurulmasını ve talepleri doğrultusunda karar verilmesini talep etmiştir. Delillerin Değerlendirilmesi Ve Gerekçe; Alacaklı T3 tarafından Ripet Akaryakıt Ür. Paz. İnş. T1 ve SS Kağıthane Sünnet Köprüsü Haliç Sanayiciler Toplu İşyeri Yapı Koop. hakkında ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile ilamsız icra takibine başlanılmıştır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü : Alacaklı tarafından 23.10.2008 tarihinde bonoya dayalı olarak kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla icra takibine başlanıldığı, örnek 10 numaralı ödeme emrinin borçlu ...’na 31.10.2008 tarihinde tebliğ edildiği, adı geçen borçlunun ise 11.04.2013 tarihinde icra mahkemesine yaptığı başvuruda takip tarihinden sonrası için istenen faiz oranına itiraz ettiği anlaşılmıştır. İcra müdürlüğünce yapılmış herhangi bir hesap tablosu bulunmadığından, başvuru hesap tablosuna yönelik şikayet olarak nitelenemez....
İcra Müdürlüğünün 2020/2434 Esas sayılı dosyasıyla müvekkili aleyhine kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile icra takibine başlandığını, müvekkiline gönderilen ödeme emri tebligatının usulsüz olduğunu, müvekkilinin icra takibinden 10/09/2021 tarihinde haberdar olduğunu, tebligat adresinin müvekkilinin oturduğu adres olduğunu, tebliğ mazbatalarında yazılan adresin kapalı olması, muhatabın adresten ayrılması vs. hususların gerçek dışı olduğunu, müvekkilinin söz konusu tarihte tebligat adresinde oturduğunu, tebligatlarda isimleri yazılı kişilerin müvekkilinin komşusu olmadığını, icra takibinin yetkisiz icra dairesinde başlatıldığını, takipte İstanbul İcra Müdürlüğünün yetkili olduğunu, senetteki imza müvekkiline ait olmadığı gibi, müvekkilinin davalıya herhangi bir borcunun bulunmadığını, borcun tamamına, faize, faiz oranına ve miktarına itiraz ettiklerini belirterek, icra takibini öğrenme tarihinin 10/09/2021 olarak düzeltilmesine, takibin iptaline, %20'den az olmamak üzere tazminata hükmedilmesine...
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlara, yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle; İcra memurunun işleminin yasaya veya olaya uygun bulunmaması nedeniyle icra mahkemesine başvurularak şikayet yolu ile kaldırılmasının istenmesi kural olarak yedi günlük süreye tâbidir. Şikayet süresi, şikayet konusu işlemin öğrenildiği günden başlar (İİK'nun 16/1). Bu kuralın iki önemli istisnası vardır. 1- Bir hakkın yerine getirilmemesinden veya sebepsiz sürüncemede bırakılmasından dolayı her zaman şikayet olunabilir (m.16/2). Bu hükmün amacı, ilgilileri icra memurunun bir hakkı yerine getirmekten kaçınmasına karşı korumaktır. 2- Kamu düzenine aykırı olan işlemlere karşı da süresiz şikayet yoluna gidilebilir. Anılan ilke doktrinde benimsenmiş ve Yargıtay uygulamalarında da kabul edilmiştir. Borçlunun, üçüncü kişilerin ve kamunun menfaatini korumak için konulmuş "amir hükümlere" aykırı olarak yapılmış işlemler kamu düzenine aykırıdır....