Dava kira parasının tahsiline yönelik icra takibine yapılan vaki itirazın iptali ve icra inkar tazminatı istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmesi üzerine hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir. Davacı vekili, dava dilekçesinde, sözleşmede kefil olan davalı hakkında ödenmeyen kira bedellerinin tahsili amacıyla icra takibi başlattıklarını, davalının takibe haksız olarak itiraz edip, takibi durdurduğunu belirterek itirazın iptalini ve takibin devamını istemiş, davalı kefil sözleşmeye bir yıl süreyle kefil olduğunu, kefaletinin sona erdiğini belirterek davanın reddini savunmuştur....
KARAR Davacı, dava dışı oğlunun borcu için davalı bankanın kendisine ait evde hacze geldiğini, eşyaları haczedip götüreceklerini söylediklerini, oysa oğlu ile oturmadığını, kendisinin okur yazar olmadığını, imza bilmediğini, 82 yaşında olduğunu, imzalarsan eşyaları burda bırakırız diyerek baskı altında içeriğini bilmediği bir belge imzaladığını, sonradan bu belgenin dava dışı oğlunun borcu için icra kefilliği niteliğinde olduğu, bu belge ile borcu kabullenmesinin sağlandığı, kendisinin bu yönde bir iradesi ve bilgisi olmadığını bildirerek tüm bu gerekçelerle icra kefaletinin geçersizliği ve borçlu olmadığının tesbitine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı davanın reddini dilemiştir. Mahkemece dava dilekçesinin görev yönünden reddi ile icra hukuk mahkemesine gönderilmesine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir....
- K A R A R - Davacı vekili, müvekkili ile davadışı ... arasında akdedilen sözleşmeye davalının müşterek ve müteselsil kefil olduğunu, kredi borcunun ödenmemesi üzerine hesabın kat edildiğini, davalı aleyhine icra takibine girişildiğini, davalının itirazı üzerine takibin durduğunu ileri sürerek, itirazın iptali ile takibin devamına, icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, müvekkilinin 2007 yılında imzalanan sözleşmede kefil olarak imzasının bulunduğunu, ancak dava dışı borçlu tarafından ödemeler yapıldığını, davacının alacağının dayanak gösterilen genel kredi sözleşmesinden kaynaklanıp kaynaklanmadığının belirsiz olduğunu, borç kapandıktan sonra kullandırılan yeni kredilerden dolayı müvekkilinin kefaletinin geçersiz olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir....
Şti. ile Fatma Görgülü aleyhine 08.11.2010 tarihinde yapılan haciz işlemi sırasında müvekkili T1 borca kefil olduğunun yazıldığını, 08.11.2010 tarihli icra kefaletinin geçersiz bir icra kefaleti olduğunu, zira arz edilen şekilde icra kefaletinin, kefalet sözleşmelerinin geçerliliği için öngörülen şekil şartını taşıdığı müddetçe geçerli sayılacağını ileri sürerek, şikayetlerinin kabulü ile İstanbul Anadolu 7. İcra Müdürlüğü'nün 2021/10852 Esas sayılı icra takip dosyasında müvekkiline gönderilen 05.01.2018 tarihli örnek 4- 5 icra emrinin iptaline, şikayet konusu işlem hakkında dosya üzerinden derhal karar verilmesinin mümkün görülmemesi ve davalı tarafa tebligat çıkarılmasına karar verilmesi halinde müvekkili yönünden tüm icra takip işlemlerinin esas hakkında karar verilmesine kadar tedbiren durdurulmasına, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalıya yüklenmesine karar verilmesini, istemiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Müvekkili adına, EES Enerji Ür. Mim. Müh....
Mahkemece, davalı bankanın tarımsal kredi sözleşmesine dayalı alacak nedeniyle takip yaptığı, 5661 sayılı kanun gereğince tarımsal kredi kefillerinin sorumluluğunun 25.05.2007 tarihi itibariyle ortadan kaldırıldığı, davacının kefalet borcunun sona erdiği, takibin devam etmesi nedeniyle icra baskısının devam ettiği, dava açmakta hukuki yararın bulunduğu gerekçesiyle davanın kabulüne, davacının takip dosyası nedeniyle davalıya borçlu olmadığının tespitine, kötüniyet tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmiş, hüküm davalı vekilince temyiz edilmiştir. 1- Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı vekilinin aşağıdaki bendin dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir. 2- İcra takip tarihinde, davalının icra takibinde kötü niyetli olduğu ispatlanamadığından, davacı lehine kötü niyet tazminatına hükmedilmesi doğru görülmemiştir....
Mahkemece, davacının kefaletinin 5661 sayılı yasa ile sona erdiği ve davalı bankanın icra takibi yapmakta haksız ve kötüniyetli olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne, davalı bankanın tazminat ile sorumlu tutulmasına karar verilmiş, hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir. 1-Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı vekilinin tüm, davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir. 2-Davalı banka icra takibinde haksız ise de, somut olayın özelliği dikkate alındığında kötüniyetli olarak kabul edilemez. Mahkemece bu yön gözetilmeden yazılı şekilde banka aleyhine tazminata hükmedilmesi doğru görülmemiştir....
Fesih Sözleşmesi imzalandığını, davalının bu sözleşmenin müşterek borçlu ve müteselsil kefili olduğunu, dava dışı şirketin satış bedelini ödememesi üzerine borcun tahsili amacıyla icra takibi başlatıldığını, bu takibin semeresiz kalması üzerine davalı kefil aleyhine ...İcra Müdürlüğü'nün 2014/4159 esas numaralı dosyası ile takip başlatıldığını, davalının haksız itirazı üzerine takibin durduğunu iddia ederek, itirazın iptali ile davalı aleyhine %20'den az olmamak kaydıyla icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. ...Asliye Ticaret Mahkemesi'nce 03/09/2014 günlü 2014/427 Esas 2014/310 Karar numaralı ilam ile Asliye Hukuk Mahkemesi'nin görevli olması nedeniyle davanın usulden reddine karar verilmiş, görevsizlik kararının temyiz edilmeksizin kesinleşmesi ve davacının talebi üzerine dosya... 3.Asliye Hukuk Mahkemesi'ne gönderilmiş, bu mahkeme tarafından davanın TTK'nın 4.maddesinde sayılan ticari davalardan olduğu ve ticaret mahkemesinin görevli olduğu gerekçesiyle...
- K A R A R - Davacı vekili, müvekkili banka ile dava dışı...arasında imzalanan genel kredi sözleşmesinde davalının da kefil olarak yer aldığını, kredi borcunun ödenmemesi üzerine aleyhine girişilen takibe davalının itirazı sonucu takibin durduğunu belirterek, itirazın iptaliyle, takibin devamına ve icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı asil duruşmadaki beyanında, takibe dayanak sözleşmeyi imzaladığını ancak kefaletinin sona erdiğini düşündüğünü bildirmiştir. Mahkemece, benimsenen bilirkişi raporu doğrultusunda, davanın kabulüne, 342.802,68 TL'ye itirazın iptaliyle, fazlaya dair istemin reddine, asıl alacağın %20'si oranında icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline dair verilen hükmün davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine Dairemizin 2014/16357 Esas 2015/3302 Karar sayılı 10.03.2015 tarihli ilamıyla kısa ve gerekçeli karar arasında çelişki olduğundan bahisle hükmün bozulmasına karar verilmiştir....
- K A R A R - Dava; genel kredi sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili için girişilen icra takibine dayalı kefillerin itirazlarının haksız olduğu iddiasına dayanan itirazın iptali ve icra inkar tazminatı istmine ilişkindir. Davalılar vekili müvekkilinin farklı zamanlarda farklı kredi sözleşmelerine kefaleten imza attığını, bu sözleşmelerden kaynaklanan borcun zamanında ödendiğini, icra takibine konu edilen borcun davacı bankanın 2008 yılında asıl borçlu Mustafa Akkoyunlu'ya kullandırdığı krediden kaynaklandığını, bu sözleşme de müvekkillerinin imzazının bulunmadığını, davacı bankanın 2003 yılından itibaren ayrı ayrı kredi sözleşmeleri yaptığını ve kullandırdığı her kredinin kefilinin farklı olduğunu, önceki yıllarda verilen kredi borçlarının kapatıldığını bir başka ifade ile müvekkilinin sorumluluklarının sona erdiğini belirterek davanın reddi ile %40 kötüniyet tazminatının davalıdan tahsilini istemiştir....
Üçüncü kişilerin, icra dairesi önünde takip borçlusunun borcuna kısmen veya tamamen kefil olması, diğer bir ifade ile borcun ödenmesini kısmen veya tamamen üstlenmesi halinde icra kefaleti doğar. İhtiyati haciz sırasında verilen icra kefaleti de geçerli olup, asıl borçlu hakkında takip iptal edilmediği sürece kefaletin geçerliliği devam eder. İcra ... karşı, ilam nit...iğindeki icra kefaletine dayanılarak ayrı bir ilamlı icra takibi de yapılabilir. ..., icra kefaletinin verildiği asıl takip dosyasında, takibin icra ... karşı yürütülmesi de mümkündür. Ancak, usulüne uygun icra kefaleti olsa dahi, hakkında takip yapılan asıl borçlu yönünden takip kesinleşmedikçe icra ... icra emri çıkarılamaz. Çünkü kefil hakkında yürütülecek takibin, kesinleşen bir miktar için başlatılıp devam etmesi zorunludur (Prof. Dr. ..., İcra ve ... Hukuku ... Kitabı, s: 767) (Prof. Dr. ..., İcra ... 1. cilt, s: 834) (HGK 31.03.2004 tarih ve 2004/12-2002)....