İcra Müdürlüğü' nün 2020/2129 esas sayılı takibin/icra emrinin iptali istemine ilişkindir. Yargıtay'ın yerleşmiş uygulanması gereğince; Mahkemece hükmolunan işçi alacaklarının brüt tutarları üzerinden takibe konulması halinde, davacı borçlu tarafça süresiz şikayet yolu ile icra mahkemesine başvurularak işçi alacaklarının net tutarları üzerinden icraya konulması talep edilebilir. İcra Mahkemesince, bilirkişi incelemesi yaptırıldıktan sonra takibin ve icra emrinin tamamen iptaline karar verilmeyip icra emrinin, fazlalığı belirlenen alacak kalemleri yönünden düzeltilmesi ile yetinilir....
Borçluya gönderilen icra emri, kanuna ve özellikle ilama veya takip talebine aykırı ise, borçlu icra emrinin veya ilamlı icra takibinin iptali veya düzeltilmesi için icra mahkemesine şikayet yoluna başvurabilir (İİK'nun 41, 16. maddeleri). İlamların infaz edilecek kısmı hüküm bölümü olup bu kısmın aynen infazı zorunludur. İcra mahkemesince hükmün (infaz edilecek kısmının) yorum yolu ile değiştirilmesi mümkün olmadığı gibi yeniden belirlenmesi de mümkün değildir (HGK 8.10.1997 tarih ve 1997/12-517 E., 1997/776 K. sayılı kararı). Bu kabule aykırı talepler içeren takipler ilama aykırılık yaratacağından icra mahkemesinde süresiz şikayet konusu yapılabilir (HGK 21.6.2000 tarih, 2000/12-1002 E). Borçlu idarenin takibe konu ilamda bir başka davalının yazılı olduğu şikayeti ilama aykırılık şikayeti olup bu tür şikayetler kamu düzenine ilişkin olması nedeniyle süresiz olarak icra mahkemesi önüne getirilebilir....
Mahkeme; İİK'nın 62. maddesine göre ilamsız icra takiplerinde itirazların ödeme emrinin tebliğinden itibaren yedi gün içinde icra dairesine yapılması gerektiği, dava dilekçesinde borca ve imzaya itiraz edildiği, itirazların icra dairesine yapması gerekirken icra mahkemesine yapmasının sonuç doğurmayacağı gerekçesiyle davanın reddine karar vermiştir. Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; taleplerinin ödeme emrinin usulsüz tebliğine ilişkin şikayet olduğunu, Mahkeme gerekçesinde ise, talepleri ilamsız icra takibinde borca itirazmış gibi değerlendirilerek davanın reddine karar verdiğini beyanla Mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir. 6100 sayılı HMK'nın "Taleple Bağlılık" başlıklı 26. maddesinin birinci fıkrasında “Hakim tarafların talep sonuçlarıyla bağlıdır; ondan fazlasına veya başka bir şeye karar veremez. Duruma göre, talep sonucundan daha azına karar verebilir” hükmüne yer verilmiştir....
İcra Müdürlüğünün 2012/21950 E. sayılı dosyasında iflas ödeme emrinin tebliğinin usulsüz olduğunu ve iflas ödeme emrinden 15.03.2018 tarihinde haberdar olduklarını iddia ederek iflas ödeme emrinin tebliğ tarihinin ıttıla tarihi olarak düzeltilmesi amacıyla İstanbul 19. İcra Hukuk Mahkemesinin 2018/243 E. sayılı dosyasında şikayet yoluyla talepte bulunduklarını, dosyanın derdest olduğunu belirtmiştir. Bu durumda mahkemece, takipli iflas davasında usulüne uygun geçerli ve ayakta olan icra takibinin mevcut olması gerektiği, davalının İstanbul 19. İcra Hukuk Mahkemesinin 2018/243 E. sayılı dosyasındaki şikayetinin sonucunun eldeki davanın sonucunu etkileyecek mahiyette olduğu, bu nedenlerle anılan şikayetin bekletici mesele yapılıp sonucuna göre karar verilmesi gerekirken eksik incelemeye dayalı yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamıştır. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin temyiz itirazının kabulü ile İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 17....
Şikayete konu ödeme emri incelendiğinde icra emrinin sol orta kısmında "Borcunuzu Hemen Öderseniz" başlığı ile yeni bir hesaplama ve farklı takip toplamı gösterilerek borç hesabı yapılmış olup yapılan bu hesaplamanın İcra İflas Kanunu'nda yeri bulunmamakla birlikte bu durum icra emrinin iptalini gerektirmediğinden, davacı yanın bu kapsamda yer alan şikayetinin reddine karar vermek gerekmiştir. Davacı yanın takip dayanağı senedin onaylı örneğinin tebliğ edilmediği yönündeki iddiası bakımından yapılan incelemede; takibin şekline göre, olayda uygulanması gereken İİK'nın 168/1. maddesinin 2. cümlesi gereğince, icra memuru senedin kambiyo senedi olduğunu ve vadesinin geldiğini görürse, borçluya senet sureti ile birlikte hemen bir ödeme emri gönderir....
DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE : Dava, İİK'nın 16. maddesi uyarınca ödeme emri tebliğ işleminin usulsüzlüğü nedeniyle tebliğ tarihinin düzeltilmesi, takip alacaklısının takip ehliyetine sahip olmaması, takipte aynı tarihe ilişkin birden fazla kira borcunun istenilmesi ve ödeme emrine dayanak belgenin eklenmemesi nedeniyle takibin veya ödeme emrinin iptali istemine ilişkindir....
, icra müdürlüğü tarafından bu talebin kabul edilerek usule ve kanuna aykırı olarak yeniden ödeme emri düzenlenip taraflarına gönderildiğini, ödeme emrinin/takip talebinin düzeltilmesi/değiştirilmesi yasağı söz konusu olacağından itiraz ettiklerini, davalı tarafın davaya konu icra takibinde alacak kalemlerinin miktarlarını değiştirdiğini, ancak buna ilişkin harçlarını yatırmadığını, müvekkili şirketin takip alacaklısına herhangi bir borcu bulunmadığını, davanın kabulünü, yetki itirazının kabulü ile dosyanın yetkili İcra Müdürlüğü olan Anadolu İcra Müdürlüklerine gönderilmesini, takibin talikini ve iptalini, ödeme emri değiştirilemeyeceği/düzeltilemeyeceği/genişletilemeyeceğinden gönderilen ödeme emrinin/ takibin iptalini, haksız ve kötüniyetli olan davalı yanın %20’ tan az olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesini talep ve dava etmiştir....
Somut olayda, borçlu şirketin ...-...” adresine çıkarılan örnek 6 nolu icra emri tebligatının, adreste muhatap firmanın tespit edilmediği şerhi ile iade edildiği, borçlu şirketin adresinin ticaret sicil memurluğundan sorulduğu, ticaret sicilinde kayıtlı adresinin de icra emri tebliğ edilip de iade edilen adresle aynı olduğu, bu durumda ticaret sicil adresine çıkartılan ve iade gelen bir tebligat mazbatası olduğundan bu adrese icra emrinin, kıymet takdiri raporunun ve satış ilanının 35.maddeye göre tebliği TK'nun 35/4. maddesine göre usulüne uygun olup ilk derece mahkemesinin aksi yöndeki gerekçesi doğru değildir. Öte yandan icra emrinin tebliğ tarihi itibariyle uygulanması gereken İİK'nun 150/e maddesi hükmüne göre; taşınmaz rehninin satışının, ödeme veya icra emrinin tebliğinden itibaren bir sene içinde istenmesi gerekir. Bu sürede satışın istenmemesi ve satış avansının yatırılmaması halinde ise takip düşer....
Davalı alacaklı vekili cevap dilekçesinde özetle; tebliğin usule uygun olduğunu, takip talebi ile ödeme emrinin de uyumlu olduğunu ancak icra müdürlüğünce takip uyap sistemine kaydedilirken asıl alacağın sehven iki kez girildiğini, dosyadaki uyapa kayıtlı ödeme emrinin bu nedenle hatalı olduğunu ancak, davacı borçluya gönderilen ödeme emrinin anılan ödeme emri olmadığını, doğru ödeme emrinin gönderildiğini, bunun yanında iş bu dava açılmadan önce bu durumun icra müdürlüğüne bildirildiğini ve düzeltilmesinin istendiğini beyan emiş, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir....
İCRA HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 02/03/2021 NUMARASI : 2020/346 E, 2021/116 K....