Asliye Ticaret Mahkemesinin 2018/1098 Esas sayılı dosyasında verilen geçici mühlet kararı sunularak müvekkilleri yönünden takibin durdurulmasının talep edildiğini, tüm taraflar adına borca itiraz adı altında sunulan dilekçeyle tüm davalıların vekilleri tarafından icra takibine itiraz edildiği açık iken bu durumun mahkemece göz ardı edildiğini, 2. dilekçe ile de açıkça tüm davalılar yönünden icra takibine, ödeme emrine, borca ve ferilerine aynı gün 13.12.2018 tarihinde itiraz edildiğini, Yargıtay 12....
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; icra dosyasında borçlu olarak tüzel kişiliğe sahip T1 Şirketi'nin gösterildiğini, davacı T2'in takipte borçlu olarak yer almaması nedeni ile itiraz etme hakkının bulunmadığını, ayrıca borçlu şirkete 28/11/2018 tarihinde ödeme emrinin tebliğ edildiğini, davanın süresinde de açılmadığını söyleyerek davanın reddine karar verilmesini istemiştir. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : İlk derece mahkemesince; ''Dava, İİK 168/5 maddesine göre borca itirazdır, dava dilekçesi başlığında T2 ismi yazılmış ise de şirket müdürü olarak davacı gösterildiği ve dava dilekçesi mündericatından davacı T1 şirketi yönünden borca itiraz sebepleri ileri sürüldüğünden davanın bu şirket adına açıldığı kanaatine varılmıştır. Dava açılışındaki vekaletname eksikliği bilahare ikmal edilmiştir. Borca itiraz davası takibin şekline göre ödeme emri tebliğ üzerine 5 gün içinde icra mahkemesinde ileri sürülmelidir....
Mahkemece; "İcra dosyasının incelenmesinde; davacı şirket aleyhine ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile ilamlı takip yapıldığı, davacı şirkete şikayet tarihi itibariyle icra emrinin tebliğ edilmediği, İpoteğin paraya çevrilmesi yoluyla ilamlı takiplerde icra emrinin tebliğinden itibaren 7 gün içerisinde icra dairesinin bağlı olduğu İcra Mahkemesine borca itiraz edilmesi gerektiğinden ve şikayet tarihi itibariyle davacıya henüz icra emri tebliğ edilmediğinden borca yönelik itirazı yerinde değildir. Öte yandan davacı şirkete usulünce tebliğ edilmiş bir icra emri olmadığından iptali de söz konusu değildir. Davacı vekiline icra emrinin tebliğe çıkarılmış olması nedeniyle itiraz süresi henüz başlamadığından davacının zarara uğradığından da bahsedilemez. İpoteğin paraya çevrilmesi yolu ile yapılan örnek 6 ilamlı takiplerde icra emri tebliğ edilmeden ve takip kesinleşmeden satış işlemlerine başlanılması ve bu doğrultuda 100....
Davacı dava dilekçesinde özetle; davalı alacaklı vekili tarafından hakkında Kiraz İcra Müdürlüğü'nün 2018/472 sayılı dosyası üzerinden başlatılan takipten 19/07/2019 tarihinde haberdar olduğunu, tebligatların usulüne uygun yapılmadığını, tarafına usulüne uygun tebligat yapılmadığından borca itiraz süresi ve hakkının da devam ettiğini, borcun tamamına itiraz ettiğini, bu nedenlerle tarafına usulüne uygun tebliğ edilmeyen ödeme emrinin ve tüm işlemlerin iptali ile ödeme emri tebliğ tarihinin 22/07/2019 olduğu gözetilerek itiraz ve şikayetlerinin kabulüne, takibin ve satışın tedbiren durdurulmasına ve adına kayıtlı taşınmazlar üzerine konulan hacizlerin kaldırılmasına karar verilmesi talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; haksız ve mesnetsiz davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir....
HUKUK DAİRESİ DOSYA NO : 2021/421 KARAR NO : 2022/1447 T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A İ S T İ N A F K A R A R I İNCELENEN KARARIN MAHKEMESİ : DÖRTYOL İCRA HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 11/12/2020 NUMARASI : 2019/122 ESAS 2020/187 KARAR DAVA KONUSU : İcra Takibine İtiraz (Borca İtiraz) KARAR : Dörtyol İcra Hukuk Mahkemesi'nin 11/12/2020 tarih 2019/122 esas 2020/187 karar sayılı mahkeme kararının süresi içinde davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine işin gereği görüşülüp düşünüldü: DAVA: Davacı dava dilekçesinde özetle; Dörtyol İcra Dairesinin 2019/1589 esas sayılı dosyasıyla aleyhine kambiyo senetlerine özgü haciz yoluyla takip başlatıldığını, söz konusu takibin yetkisiz icra dairesinde başlatıldığını, yetkili icra dairesinin Adıyaman İcra daireleri olduğunu, çünkü şirket merkezinin Adıyaman olduğunu, bu nedenle Dörtyol İcra Dairesinde takibe girişilemeyeceğini belirterek yetkisizlik kararı verilmesi gerektiğini, ödeme emrinin 28/05/2019 tarihinde tebliğ...
Karara karşı davacı vekili istinaf başvurusunda bulunarak, mahkemece verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, müvekkilinin alacağını tahsil amacıyla borçlular hakkında ilamsız icra takibi başlattığını, borçlulara ödeme emri tebliğ olmadan vekilleri tarafından haricen borca itiraz edildiğini, İİK'nun 62/1 maddesi ve yerleşik Yargıtay kararları gereğince borçlulara tebliğin yasal zorunluluk olduğunu ve icra müdürlüğüne yaptıkları 25/06/2021 tarihli talep üzerine icra müdürlüğünce talepleri kabul edilerek borçlulara ödeme emrinin tebliğ edildiğini, ancak kanuna aykırı olarak aynı anda borçlular vekiline de ödeme emrinin tebliğ edildiğini, borçlu vekili tarafından 25/06/2021 tarihinde borca itiraz edildiğini, borçlulara yasal olarak tebliğ edildiği tarihten sonra gerek borçlular gerekse vekillerinin itiraz etmediklerini, borçlular tarafından itiraz olmadığından takibin kesinleştirilmesi taleplerinin icra müdürlüğünce ödeme emrinin tebliğ edilmediği dönemde dosyada bulunan borca itiraz...
Somut olayda; borçlunun, icra dosyasındaki taraf sıfatına, alacak ve tüm ferilerine süresinde icra dairesinde itiraz ettiği ve aynı zamanda borçlu sıfatı ile hatalı olarak tarafına gönderilen ödeme emrinin iptali ve ödeme emri tebliğ işleminin düzeltilmesi talebiyle icra mahkemesine başvurduğu anlaşılmaktadır. Her ne kadar, mahkemece, borçlunun başvurusu borca itiraz olarak nitelendirilerek, ilamsız takipte tüm itirazların icra dairesine yapılması gerektiğine ve borçlunun icra müdürlüğüne itirazı sonucu takibin durduğundan bahisle icra mahkemesine başvurusunda hukuki yararı bulunmadığına hükmedilmiş ise de, borçlunun icra mahkemesine başvurusu ödeme emrinin iptali ile birlikte ödeme emri tebliğ işleminin düzeltilmesi talebine ilişkin olup İİK'nun 58/2. maddesi kapsamında şikayet niteliğindedir....
Somut olayda; borçlunun, icra dosyasındaki taraf sıfatına, alacak ve tüm ferilerine süresinde icra dairesinde itiraz ettiği ve aynı zamanda borçlu sıfatı ile hatalı olarak tarafına gönderilen ödeme emrinin iptali ve ödeme emri tebliğ işleminin düzeltilmesi talebiyle icra mahkemesine başvurduğu anlaşılmaktadır. Her ne kadar, mahkemece, borçlunun başvurusu borca itiraz olarak nitelendirilerek, ilamsız takipte tüm itirazların icra dairesine yapılması gerektiğine ve borçlunun icra müdürlüğüne itirazı sonucu takibin durduğundan bahisle icra mahkemesine başvurusunda hukuki yararı bulunmadığına hükmedilmiş ise de, borçlunun icra mahkemesine başvurusu ödeme emrinin iptali ile birlikte ödeme emri tebliğ işleminin düzeltilmesi talebine ilişkin olup İİK'nun 58/2. maddesi kapsamında şikayet niteliğindedir....
E. sayılı icra takibini başlattığını, davalı-borçlunun ödeme emrinin kendisine tebliği üzerine 03.01.2023 tarihinde İcra Müdürlüğüne verdiği itiraz dilekçesi ile borcunun bulunmadığından bahisle borca ve yetkiye itiraz ettiğini, takibin durdurulduğunu belirterek davalı-borçlu şirketin yetki ve borca yönelik itirazının iptaline, haksız ve kötü niyetli olarak borca itiraz eden davalı-borçlu şirketten fazlaya ilişkin talep hakları saklı kalmak ve %20’den aşağı olmamak üzere icra-inkâr tazminatı alınmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Öncelikle davanın yetkili mahkeme olan ... mahkemeleri ve icra dairelerinde görülmesi gerekirken yetkisiz .......
Hukuk Dairesi Taraflar arasındaki ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla ilamsız icra takibinde borca itiraz sebebiyle ödeme emrinin ve takibin iptali isteminden dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince istemin reddine karar verilmiştir. Kararın borçlu tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir. Bölge Adliye Mahkemesi kararı borçlu tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi ... tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü: I....