Somut olayda, borçlunun, hesap kat ihtarının usulüne uygun tebliğ edilmediği şikayeti ile birlikte icra emrinin usulüne uygun tebliğ edilmediğini de ileri sürerek borca ve faize itiraz ettiği, Bölge Adliye Mahkemesince, borçlunun icra emrinin usulsüz tebliğ edildiği şikayeti ile borca ve faize itirazı hakında olumlu olumsuz bir karar verilmediği görülmektedir. O halde Bölge Adliye Mahkemesince, 6100 sayılı HMK'nun 297/2. maddesi gözetilmek suretiyle borçlunun dilekçesinde ileri sürdüğü icra emrinin usulsüz tebliğ edildiği şikayeti ile borca ve faize itirazları incelenerek oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, anılan konularda bir inceleme ve değerlendirme yapılmaksızın ve olumlu veya olumsuz bir karar verilmeksizin eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir. SONUÇ: Borçlunun temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile ... Bölge Adliye Mahkemesi 8....
Diğer yandan, borçlunun icra dairesinin yetkisine ve borca itirazı üzerine açılan davada, mahkemenin de yetkisine itiraz edilmesi halinde, mahkemece, İİK 50. ve 6100 sayılı HMK'nın 117/2. maddesi gereğince, dava şartı niteliğinde bulunan icra dairesinin yetkili olup olmadığı hususu öncelikle incelenmelidir. Somut olayda, davalının icra dairesinin yetkisine ve borca itirazından sonra açılan işbu itirazın iptali davasında, mahkemenin yetkisine de itiraz edilmiştir....
Genel haciz yolu ile takipte, borçlunun yasal sürede yapmış olduğu itiraz üzerine İİK'nun 66. maddesi uyarınca icra takibi olduğu yerde durur. Alacaklının duran takibin devamını sağlayabilmesi için, icra mahkemesince verilmiş bir itirazın kaldırılması kararını (İİK. m. 68) ya da genel mahkemece verilmiş itirazın iptali ilamını (İİK. m.67) icra dosyasına sunması gerekir. İtirazın iptali ilamı, itiraz üzerine duran icra takibinin devamını sağlayan bir ilamdır. İtirazın iptali davasını kazanan alacaklının, ilamsız icra takibine devam edilmesini (haciz, satış, paranın ödenmesini) isteyebilmesi için, itirazın iptali kararının kesinleşmesi gerekmez. Ancak, itirazın iptali kararını temyiz eden borçlu, Yargıtay'dan icranın durdurulmasına karar verilmesini isteyebilir. İtirazın iptali davası sonucunda verilen karar uyarınca, ilamsız icra takibinin başlatıldığı dosya üzerinden takibe devam edilmesi gerekir....
İcra Müdürlüğü'nce borçlu vekiline 10 örnek nolu ödeme emri çıkartıldığı, işbu ödeme emrinin tebliği üzerine, borçlu vekilinin icra mahkemesine başvurusunda; sair itiraz ve şikayetleri ile birlikte (yetkisiz) ... ... 2. İcra dairesinden 7 örnek nolu ödeme emri gönderilmesine rağmen, (yetkili) ... . İcra Dairesi'nden 10 örnek nolu ödeme emrinin gönderildiği, bu durumun usul ve yasaya aykırı olduğundan bahisle takibin iptali istemiyle icra mahkemesine başvurduğu, mahkemece, davanın reddine karar verildiği görülmektedir. İcra takibinin esasını, takip talebi ve buna uygun düzenlenerek borçluya tebliğ edilen ödeme emri oluşturur. 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu'nun “Takip talebi ve muhtevası” başlıklı 58. maddesinin 5. bendi uyarınca; takip talebinde takip yollarından hangisinin seçildiğinin açıkça belirtilmesi gerekir. Aynı Kanunun 60.maddesi uyarınca icra müdürü takip talebine uygun olarak bir ödeme emri düzenler ve yine aynı kanunun 61.maddesine göre borçluya tebliğe gönderir....
İcra Müdürlüğü’nün 2015/402 Esas sayılı dosyasından çıkarılan örnek 7 ödeme emrinin 22/01/2015 günü tebliğ edildiği, borçlunun 04/02/2015 tarihinde borca itiraz dilekçesi sunduğu, icra müdürlüğünce itirazın süresinde yapılmadığı gerekçesiyle reddedildiği görülmektedir. Alacaklı tarafça başlatılan ilamsız takipte borçlu yetki itirazında bulunmuş, dosya yetkili icra dairesine gönderilmiştir. Yetkili icra dairesinden borçluya gönderilen ödeme emri borçluya yeniden itiraz hakkı verir. Borçlunun yetkisiz icra dairesinde yaptığı borca itiraz, yetkili icra dairesinde başlatılan takip yönünden hiçbir hukuki sonuç doğurmayacağından, mahkemenin, ... İcra Müdürlüğü'ne yapılan 04/08/2014 tarihli itirazdan bahisle, bu tarihten itibaren yetkili icra dairesinde başlatılan takibin durdurulmasına ilişkin kararı isabetsizdir....
DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE : Dava, İİK 'nın 150/ı. ve 149. maddeleri uyarınca icra emri ekine belge eklenmediği, hesap kat ihtarına süresinde itiraz edildiği, alacak miktarının kesinleşmediği iddialarıyla icra emrinin iptali şikayeti ve borca itiraza ilişkindir. İzmir 5. İcra Müdürlüğü'nün 2019/15639 E. Sayılı takip sayılı dosyasının incelenmesinde, davalı alacaklı tarafından davacı borçlu aleyhine başlatılan ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla ilamlı takip olduğu, 6 örnek icra emrinin davacı şirkete 03/01/2020 tarihinde tebliğ edildiği, şikayetin niteliği itibariyle süresiz şikayete tabi olduğu anlaşılmıştır....
ile davalı ... aralarındaki itirazın iptali davası hakkında İstanbul 3. Asliye Hukuk Mahkemesinden verilen 21.07.2008 ... ve 450-457 sayılı hükmün davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşuldu. - K A R A R - Davalı-borçluya icra dosyasında ödeme emri tebliğ edildikten sonra borca itiraz üzerine iş bu itirazın iptali davası açılmış, davalı yargılamaya katılmadığı gibi davaya cevap da vermemiştir. Bu durumda mahkeme kararının ve davacı vekilinin temyiz dilekçesinin davalı-borçluya icra dosyasından ödeme emrinin tebliğ edildiği adrese Tebligat Kanunu gereğince teblig edilip, temyiz süresi de beklenildikten sonra ve ayrıca heyetçe incelenmesine gerek görülen İstanbul 3. İcra Müdürlüğü’nün 2004/9018 nolu takip dosyası aslının da eklenmek suretiyle yeniden gönderilmek üzere dosyanın mahkemesine GERİ ÇEVRİLMESİNE, 26.05.2009 gününde oybirliğiyle karar verildi....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ:İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü : Alacaklı tarafından genel haciz yoluyla ilamsız icra takibine başlandığı, borçluya örnek 7 numaralı ödeme emrinin 21.10.2013 tarihinde tebliğ edildiği, borçlunun ise 30.10.2013 tarihinde icra müdürlüğüne verdiği dilekçe ile borca itiraz ettiği anlaşılmıştır.Genel haciz yolu ile yapılan ilamsız icra takibinde İİK'nun 62/1. maddesi uyarınca, borçlunun, borca itirazını ödeme emrinin tebliğ tarihinden itibaren yedi gün içinde icra müdürlüğüne bildirmesi zorunludur.Somut olayda, borçluya örnek 7 numaralı ödeme emrinin 21.10.2013 tarihinde tebliğ edildiği, borçlunun icra müdürlüğüne 30.10.2013...
GEREKÇE: Uyuşmazlık, genel haciz yolu ile başlatılan icra takibinde mirasın reddi nedeniyle takibin iptali talebine ilişkindir. Adana 8. İcra Dairesinin 2020/2087 esas sayılı dosyasının incelenmesinde; alacaklı T.C. Ziraat Bankası A.Ş. tarafından borçlular T1, T2, T1 hakkında 30/01/2020 tarihinde genel haciz yoluyla 57.843,20 TL'nin tahsili için takip başlatıldığı, şikayet tarihi itibariyle ödeme emrinin tebliğine ilişkin tebligatın dosyada bulunmadığı, davanın 04/02/2021 tarihinde açıldığı anlaşılmıştır. Hukuk Genel Kurulu’nun, 19.11.2014 tarih ve 2013/12- 2240 Esas 2014/929 Karar sayılı ilamında; borçluların mirası reddetmeleri nedeniyle borçlu olmadıklarına yönelik iddialarının borca itiraz niteliğinde olup, ödeme emrinin tebliği üzerine yasal süre içerisinde yapılması gerektiği kabul edilmiştir. "İmzaya itiraz dışındaki diğer bütün itirazlara borca itiraz denir....
Somut olayda, davacı borçlunun Yumurtalık Sulh Hukuk Mahkemesinin 24/08/2016 tarihli 2016/185- 202 esas ve karar sayılı ilamı ile Bayram Ali Polat mirasını reddettiğinin tesciline karar verildiği, icra takibine ise 06/02/2017 tarihinde başlandığı ve davacı borçluya örnek 7 ödeme emrinin 24.04.2017 tarihinde tebliğ edildiği anlaşıldığından davanın konusu borca itirazdır. Genel haciz yoluyla yapılan takiplerde borca itirazın icra dairesine yapılması gerekmektedir. İcra mahkemesine yapılan itiraz, hüküm ve sonuç doğurmaz. Bu nedenle, davanın itiraz merciinde hata nedeniyle reddine karar verilmesi gerekirken davanın süre yönünden reddine karar verilmesi hatalı olmuştur. Davalı alacaklı, icra mahkemesindeki yargılamada kendisini vekiy ile temsil ettirdiği, davalı vekilinin duruşmayı takip ettiği anlaşıldığından HMK'nun 326. Maddesi gereğince davalı yararına vekalet ücreti takdir edilmesi gerekmektedir....