dayanak belgesinin ödeme emrine eklenmemesinin yasaya aykırı olduğunu, icra takibinin Kaş İcra Müdürlüğünde başlatılması gerekirken yetkisiz Senirkent İcra Müdürlüğünde başlatılmasının da yasaya aykırı olduğunu, ödeme emrine takip dayanağı belgenin eklenmemesinin hukuka ve yasaya aykırı olduğundan ödeme emrinin iptaline, icra takibinin yetkisiz yerde başlatılmış olması nedeniyle takibin iptaline karar verilmesini talep etmiştir....
Alacaklı, tebliğ tarihinden itibaren yedi gün içinde icra mahkemesinden itirazın kaldırılmasını istemeye veya mahkemede dava açmaya mecburdur. İcra mahkemesi, itirazın kaldırılması talebini reddederse alacaklının kararın tefhim veya tebliği tarihinden itibaren yedi gün içinde dava açması lazımdır.” hükmünü içermektedir. İİK'nun 264/2. maddesi hükmüne göre ihtiyati haciz kararına dayalı olarak icra takibi yapan alacaklı, borçlunun ödeme emrine itirazını gidermek için, itirazın tebliğinden itibaren yedi günlük hak düşürücü sürede, icra mahkemesinden itirazın kaldırılmasını istemek veya mahkemede iptalini sağlamak üzere dava açmak zorundadır. Bu (7) günlük süre borçlunun itirazının alacaklıya tebliğ edildiği tarihten itibaren işlemeye başlar. Alacaklı, borçlunun ödeme emrine itiraz ettiğini başka şekilde öğrenmiş olsa bile, borçlunun itirazı kendisine tebliğ edilmedikçe, 7 günlük süre işlemeye başlamaz ( Yargıtay 12....
olduğunu, itirazdan sonraki safahatta yapılan ödemeler de dikkate alınarak ve icra müdürlüğünce kapak hesabında dikkate alınmak üzere itirazı öğrenilmesinden sonra yasal sürede takibe haksız itirazın kaldırılmasına, takibin devamına,icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
Mahkemece, davacının ödeme emrine itirazı, icra dosyasında 27.06.2011 tarihinde yaptığı işlem nedeniyle bu tarihte öğrendiğinden, öğrenme tarihi ile dava tarihi arasında, İİK.'nun 67. maddesinde öngörülen bir yıllık dava açma süresinin geçirildiği sonucuna varılarak davanın reddine karar verilmiştir. İİK.'nun 67/1. maddesinde, açıkça bir yıllık dava açma süresinin ödeme emrine vaki itirazın alacaklıya tebliğ tarihinden itibaren başlayacağı öngörülmüştür. Aynı kanunun 62/2. maddesinde de itirazın alacaklıya tebliği zorunluluğu getirilmiştir. Borçlu ... icra takibini haricen öğrenmesi üzerine, 28.01.2010 tarihinde borca itiraz etmiştir. İcra müdürlüğünce alacaklı vekiline itiraz dilekçesinin tebliğ edildiğine ilişkin bir belge dosya içinde bulunmamaktadır....
Asliye Hukuk Mahkemesi, "... icra takibi yetkisiz bir icra dairesinde yapılmış olup da, borçlu ödeme emrine itiraz ederken ayrıca yetki itirazında bulunmamışsa, bununla icra dairesinin ve İcra Mahkemesinin yetkisini kabul etmiş sayılır ise de bunun İtirazın İptali davasının görüleceği mahkemenin yetkisine bir etkisi yoktur. Yani bu halde, alacaklı aslında yetkisiz olan İcra Dairesi'nin bulunduğu yer mahkemesinde itirazın iptali davası açamaz; açarsa borçlu, mahkemenin yetkisine itiraz edebileceği..." gerekçesiyle yetkisizlik kararı vermiş, temyiz edilmeksizin kesinleşmiştir. ... (...) 2. Asliye Hukuk Mahkemesi ise "...davalının icra takibinde yetki itirazında bulunmayıp ... 2. Asliye Hukuk Mahkemesinde yetkiye itiraz ettikleri, böylelikle icra dairesinin yetkisini zımnen kabul ettikleri, İİK'nın 50. madddesi uyarınca itirazın iptali davasını görmeye yetkili mahkemenin icra takibinin yapıldığı ... 2....
Aksi takdirde icra takibi yönünden senetteki imzayı kabul etmiş sayılır.” şeklindeki 62/5. maddede düzenlenen imzaya itiraz hâlidir. Ödeme emrine itirazla birlikte asıl borç ve işlemiş yahut işleyecek faiz gibi feri taleplerle birlikte tümden duran takibin devamını sağlamak isteyen alacaklı itirazı hükümden düşürebilmek için itirazın kaldırılmasını (m. 68- 70) talep edebileceği gibi, itirazın iptali davası da açabilir. İtirazın iptali davası; İİK’nın 67 ve devamı maddelerinde düzenlenmiştir. Takip alacaklısı tarafından ödeme emrine süresi içinde itiraz etmiş olan takip borçlusuna karşı açılan itirazın iptali davasının konusu, icra takibine konu edilen alacaklar olup, davanın amacı itirazla duran takibin devamını sağlamaktır. Bu dava, yargılama usulü bakımından genel hükümlere tabidir. Davalı borçlunun icra dosyasında ileri sürdüğü itirazlar dışındaki itirazlarını bu davada cevap süresi içinde ileri sürmesi olanaklıdır....
. - K A R A R - Davacı vekili, davalının imzaladığı taahhütname kapsamında dava dışı borçlunun müvekkilinden satın aldığı mallar nedeniyle oluşan borcuna kefil olduğunu, mal bedellerinin ödenmemesi üzerine müvekkilince aleyhlerine başlatılan takibe davalı kefilin itirazı sonucu takibin durduğunu belirterek, itirazın iptali, takibin devamı ve %40 oranında icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, icra dairesi ve mahkemenin yetkisine itiraz ederek, davanın reddi gerektiğini savunmuştur. Mahkemece, taahhütname uyarınca yetkili kılınan ... veya davalının ikametgahının bulunduğu ... İcra Müdürlüklerinin yetkili olduğu ve yetkili icra dairesinde yapılmış bir takip bulunmadığı gerekçesiyle dava dilekçesinin reddine karar verilmiş, hüküm davalı vekilince temyiz edilmiştir. Borçlu yetki itirazını kendisine tebliğ edilen ödeme emrine itiraz süresi içinde icra dairesine bildirir....
Mahkemece, iddia ve dosya kapsamına göre; davacı tarafça davalı aleyhine başlatılan ilamsız icra takibinin kesinleşmesi üzerine takibin iflas yoluna çevrildiği, davalının iflas ödeme emrine de itiraz etmemesi üzerine takibin kesinleştiği, icra dosyasının kapak hesabına göre toplam 83.210,02 TL üzerinden oluşturulan depo emrinin davalıya usulüne uygun olarak tebliğ edildiği halde davalının borcunu ödemediği, depo emrine uyulmadığından iflas şartlarının oluştuğu gerekçesiyle, davanın kabulüne karar verilmiştir. Kararı, davalı temsilcisi temyiz etmiştir. Temyize konu 06.04.2010 tarihli kararın tebliği için davalı şirket adına çıkartılan tebligatın davalı temsilcileri/temsilcisi yerine ... İflas Müdürlüğüne tebliğ edildiği, temyiz tarihi olan 15.05.2014 tarihinden önce davalı şirkete yapılmış bir karar tebliği bulunmadığı anlaşılmış olup,......
İcra Mahkemesi’nce davalı yanın takibinin kambiyo senetlerine mahsus genel haciz yolu ile yapıldığı ve yetkiye vaki itirazın takibi durdurmayacağı, bu itibarla davalı yanca konulan ihtiyati haczin kesinleşmediği iddiasının yerinde olmadığı; öte yandan sıra cetvelinde haciz tarihi olarak dava dışı Müessese Müdürlüğü’nün kayıtlarının esas alınmasında bir isabetsizlik bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş; hüküm davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir. İcra ve İflas Kanunu’nun 264/son fıkrası hükmüne göre ihtiyati haciz ödeme emrine itiraz süresinin geçirilmesi, itirazın kaldırılması ya da iptali hallerinde kesin hacze dönüşür. Kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takipte ödeme emrine itiraz, kural olarak takibi durdurmazsa da, ihtiyati haczin kesinleşmesini (İİK.m.265/I’deki durum dışında) engeller....
İcra Müdürlüğü'nün ... Esas sayılı dosyasında, diğer davacıların ise Bakırköy ... İcra Müdürlüğü'nün ... Esas sayılı dosyasında iflas yolu ile adi takip başlattıklarını, davalı şirketin itirazı ile takiplerin durdurulduğunu belirterek davalının takiplere itirazlarının kaldırılmasına ve iflasına, alacağın % 20'si tutarında icra tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....