Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Bununla birlikte borçlunun icra dairesinin yetkisine ve borca itiraz etmiş olması halinde alacaklı tarafından yetki itirazının benimsenmesi halinde yetkili icra dairesi tarafından ödeme emrine ilişkin işlemlerin tekrarlanması ve bunun üzerine varsa borçlunun itirazının iptali yönünde dava ikamesine gidilmelidir. Somut olayda davacı alacaklı vekili tarafından başlatılan icra takibinde davalı borçlunun icra dairesinin yetkisine ve borca yönelik itirazda bulunduğu, davacı vekilinin yetkiye itirazı benimseyerek dosyanın yetkili icra dairesine gönderilmesine karar verildiği, bu aşamada yetki icra dairesine dosya gönderilmeden ve ödeme emrine ilişkin işlemler tamamlanmadan davacı vekili tarafından itirazın iptali davası ikame edildiği, ortada henüz yetkili icra dairesinin ödeme emrine karşı bir itiraz bulunmadığından davacı tarafça itirazın iptali davası açmakta hukuki yararının olmadığı sabittir....

Mahkemece, dosyanın İstanbul 3.Tüketici Mahkemesinden görevsizlikle geldiği, davacı tarafından herhangi bir sözleşme sunulamamış olması nedeniyle HUMK’ nun 10.maddesi uyarınca davalının yerleşim yerinde takibin yapılması gerektiği, öncelikle icra dairesinin yetkisinin incelenmesinin zorunlu olduğu, davalının adresinin ... olarak gösterilmesine rağmen K.Çekmece İcra Dairesinde takip yapıldığını, halbuki yetkili İcra Dairesinin İstanbul olması nedeniyle icra dosyasına yapılan yetki itirazı yerinde olduğundan davanın reddine karar verilmiştir. Davalı vekili, kararı temyiz etmiştir. İcra takibi Küçükçekmece İcra Müdürlüğünde başlatılmış ise de davalının yetki itirazı üzerine alacaklı vekili ... İcra Müdürlüğünde takibe devamla borçluya ödeme emri göndermiş, borçlu da bu ödeme emrine karşı asıl borca, faize ve fer’ilerine itirazda bulunmuştur....

    -KARAR - Davacı vekili; taraflar arasında Üye İşyeri Sözleşmesi imzalandığını, davalının sözleşmeye aykırı davranışı nedeniyle müvekkili banka alacağının tahsili amacıyla davalı aleyhine başlatılan icra takibinin davalının haksız itirazı ile durduğunu belirterek, itirazın iptali ile takibin devamına ve %20 oranında icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili; davanın İİK'nun 67. maddesi gereğince 1 (bir) yıl içerisinde açılmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece yapılan yargılama sonunda; davacı tarafından...3. İcra Müdürlüğü'nün 2010/12210 sayılı takip dosyasında davalı aleyhine başlatılan icra takibinde davalı şirketin ödeme emrine 20.04.2010 tarihinde itiraz ettiği, itirazın iptali davasının ise İİK'nun 67. maddesi gereğince itirazdan itibaren 1 (bir) yıl içerisinde açılması gerekirken 28.12.2012 tarihinde süresinden sonra açıldığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir....

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün onanmasına ilişkin olarak Dairemizce 14.11.2011 gün ve 2011/1353 esas, 2011/1612 karar sayılı ilamının karar düzeltme yoluyla incelenmesi davalı vekilince istenilmekle, dosya incelendi, gereği görüşüldü: - KARAR - Davacı vekili, müvekkilinin davalıdan olan vekalet ücret alacağı nedenine dayalı olarak davalı aleyhine haciz yolu ile ilamsız icra takibine girişildiğini, davalının icra takibine itirazı üzerine açılan vekalet sözleşmesine dayalı olarak başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali davasının kısmen kabulle sonuçlandığını, ilamın icra dairesine verildiğini, davalının ilama bağlanan borcu ödemediğini, bu kez takip yolu değiştirilerek, iflas yolu ile adi takibe çevrildiğini, gönderilen iflas ödeme emrine davalının haksız itirazı üzerine takibin durduğunu ileri sürerek, davalının itirazının kaldırılarak iflasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

        İkinci ödeme emrine davalı borçlunun süresinde itirazı üzerine davacı alacaklı İcra Mahkemesi'nden, davalının esasa ilişkin tüm itirazlarının daha önceki tahliye davasında incelenerek reddedildiğini ve Yargıtay tarafından onandığını, bu sebeple davalının yeniden itirazının haksız ve usulsüz olduğunu ileri sürerek kiralananın tahliyesini istemiştir. Mahkemece, davacı kiralayan vekili tarafından davalı borçluya usulüne uygun ihtarlı ödeme emri gönderildiği, ödeme emrinin 07.05.2015 tarihinde tebliğ edildiği, 30 günlük ödeme süresi içinde icra takibine konu kira bedellerinin tam ve eksiksiz olarak ödenmediğinin anlaşıldığı, temerrüt olgusunun gerçekleştiği gerekçesiyle kiralananın tahliyesine karar verilmiştir. Davalı borçlu tarafından dayanak icra dosyasından gönderilen 07.05.2015 tarihinde tebliğ edilen ödeme emrine itiraz edilmiştir. Nitekim yeni bir ödeme emri tebliği, davalı borçluya yeniden itiraz hakkı tanır....

          Alacaklının yedi gün içinde icra mahkemesinden itirazın kaldırılmasını istememesi ya da mahkemede itirazın iptali davası açmaması halinde yalnız ihtiyati haciz hükümsüz kalır (m.264,IV); icra takibi ise, (ihtiyati haczin hükümsüz kalmasına rağmen) derdest kalmakta devam eder. Alacaklı derdest icra takibine devam edebilmek için, altı ay içinde itirazın kaldırılmasını isteyebilir (m.68,I;m.68/a,I) veya bir yıl içinde itirazın iptali davası açabilir (Baki Kuru İcra ve İflas Hukuku El Kitabı ikinci baskı sayfa 1067). İcra takip dosyasının incelenmesinde, ihtiyati haciz kararı ile birlikte ilamsız icra takibine süresinde başlandığı ve borçlunun maaşına ihtiyati haciz konulduğu, borçlunun ödeme emrine süresinde yaptığı itirazın (itiraz edildiğine dair açıklama içeren durma kararının) alacaklı vekiline 17.10.2014 tarihinde tebliğ edildiği görülmüştür....

            İcra Mahkemesi İcra mahkemesince verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı karar davalı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü. Davacı alacaklı tarafından davalı borçlu hakkında kira alacağının tahsili amacıyla tahliye istekli olarak düzenlenen ödeme emrine davalı borçlunun itirazı üzerine başka mahkemede itirazın kaldırılması isteminde bulunulduğu belirtilerek tahliye isteminde bulunmuştur.Mahkemece istemin kabulüne karar verilmesi üzerine karar davalı tarafından temyiz edilmiştir. Davalı borçlunun itirazının kaldırılması istemiyle ... 3.İcra Hukuk Mahkemesine açılan davada mahkemece istemin kabulüne karar verildiği, ancak kararın henüz kesinleşmediği bildirilmiştir....

              İcra Müdürlüğü'nün 2018/ 2114 Esas sayılı takip dosyası ile kiracı borçlu hakkında 18/11/2017 başlangıç tarihli ve 1 yıl süreli sözlü kira sözleşmesinden kaynaklı 8 aylık kira alacağının tahsili ve tahliye talebi ile 27/03/2018 tarihinde başlatılan icra takibinde, ödeme emrinin 30/03/2018 tarihinde muhatabın adreste tanınmadığı belirtilerek iade edilmiş olduğu, borçlu kiracı vekili tarafından 14/05/2018 tarihinde icra müdürlüğüne verilen itiraz dilekçesinde takibi haricen öğrendiklerini belirterek, kiralayana herhangi bir borcunun bulunmadığı, bu nedenle borca, ödeme emrine, faiz oranına itiraz ettiği, icra müdürlüğünce aynı tarihte itirazın kabulü ile icra takibinin durdurulmasına karar verildiği, icra dosyasından borçluya 2. defa çıkartılan ödeme emrinin 21/05/2018 tarihinde tebliğ edildiği, görülmüştür....

                Önce gönderilen ödeme emrinin icra mahkemesince iptali üzerine, yeni ödeme emri tebliğ edilmiş olup, önceki ödeme emri ve buna ilişkin borca itiraz hükümsüz kalmıştır. Bu sebeple 16.04.2013 tarihinde yeni ödeme emrinin tebliği ile beraber süresinde borca itiraz edilmesi, tebligata ve ödeme emrine ilişkin şikayetler varsa bunların ileri sürülmesi gerekmektedir. Aksi takdirde önceki ödeme emrine itiraz üzerine takip durmaya devam etmez ve yeni ödeme emrine itiraz edilmemesi üzerine takibe devam edilir. Ancak 16.04.2013 tarihinde yeni ödeme emrinin tebliğinden sonra borçlu tarafından süresinde borca itiraz edilmediği ve herhangi bir şikayet yoluna başvurulmadığı anlaşılmaktadır. Nitekim borçlu cevap dilekçesinde de 08.01.2013 tarihinde borca ve yetkiye itirazı üzerine takibin durduğunu belirtmiş, ancak 16.04.2013 tarihinde tebliğ edilen yeni ödeme emri üzerine herhangi bir borca itirazından bahsetmemiştir....

                  Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; ilk derece mahkemesince verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, davalı borçluya icra dosyasından ilk gönderilen ödeme emri tebliğ işleminin iptaline karar verildiğini, bu kararın kesinleşmesi üzerine yeniden ve geçerli şekilde gönderilen ödeme emrine davalı borçlu tarafından itiraz edilmediğini, bunun üzerine takibin kesinleştirilmesi talebinde bulunduklarını, ancak icra müdürlüğünce iptal edilen ödeme emrine istinaden davalı borçlu tarafından daha önce yapılan takibe itirazı geçerli saymasının tebliğin hukuksal işlevine ait genel kuralı ihlal edici nitelikte olduğunu, ilk tebligata istinaden yapılan itiraz geçerli ise ve hukuki süreç değişmeyecek ise ödeme emrinin iptal edilmesinin bir anlamı olmayacağını, takip dayanakları eklenmek suretiyle gönderilen ödeme emrine itiraz edilmediğinden takibin kesinleştiğini, bu nedenle kararın kaldırılarak şikayetin kabulüne karar verilmesini talep etmiştir....

                  UYAP Entegrasyonu