Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava kaçak elektrik kullanımına dayalı takipte ödeme emrine yapılan itirazın iptali davasıdır.İtirazın iptali davası İcra İflas Kanunun 67. Maddesinde “Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir....

    Yargıtay bazı kararlarında ödeme emrine itiraz eden borçlunun icra takibi mevcut olduğu sürece borçlunun menfi tespit davası açmakta hukuki yararı bulunduğunu kabul etmiştir; “ Borçlunun itirazı üzerine icra takibinin durması alacaklının takibe devam etmeyeceği anlamına gelmez.İtiraz icra takibini ortadan kaldırmaz. Kaldı ki, icra takibinde önce de menfi tespit davası açılması mümkün olduğuna ve davalı alacağın varlığını bu davadan önce iddia etmiş bulunmasına göre, bu davanın iddia ve savunma çerçevesinde incelenerek esas hakkında bir karar verilmesi gerekirken yazılı nedenle mahkemece ret kararı verilmesi usul ve yasaya aykırıdır.(11. H.D. 30.11.1982, 6501/7252)....

      İcra Müdürlüğünün 2022/8391 Esas sayılı takip dosyasında icra müdürlüğünün 05/07/2022 tarihli kararının kaldırılmasına, icra müdürlüğünce İzmir 1....

      Dairemizce davacının dava dilekçesinin netice talebinde davalının takibe itirazının iptaline ve alacağın tahsiline karar verilmesi istenerek çelişkili beyanda bulunulduğu, her iki talebin hukuki sonuçlarının ayrı olduğu, bu durumda mahkemece, HMK.nun 31. maddesi uyarınca hakimin davayı aydınlatma ödevi çerçevesinde, davacı tarafa talebi açıklattırılarak, şayet talep alacağın tahsiline ilişkin ise hükmün buna uygun kurulması, şayet talep itirazın iptali ise itirazın iptali davasının yetkili icra müdürlüğünde takip yapılmış olması ve süresi içerisinde ödeme emrine itiraz edilmiş olmasına ilişkin dava şartları kapsamında ödeme emrine itirazın süresinde olup olmadığı ile davalının dava konusu icra takibindeki icra müdürlüğünün yetkisine itirazı üzerinde durulup hüküm yerinde tartışılarak talebe uygun bir karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle bozulmuştur....

        İcra Müdürlüğü'nün 2013/21942 Esas sayılı icra dosyasında ihtiyati haczin infazına ilişkin haciz işlemlerinin 20.000,00 TL yönünden geçerli olmasına” karar verildiği, borçlunun temyiz talebinde bulunduğu görülmüştür. 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu'nun 260. maddesine göre, ihtiyati haczin ne miktar alacak için konulduğunun ihtiyati haciz kararında belirtilmesi gerektiği düzenlenmiştir. Zira, ihtiyati haczin infazı bu alacak miktarına göre yapılacaktır. İİK'nun 264. maddesinin son fıkrasında; “Borçlu müddeti içinde ödeme emrine itiraz etmez veya itirazı icra mahkemesince kesin olarak kaldırılır veya mahkemece iptal edilirse, ihtiyati haciz kendiliğinden icrai hacze inkılabeder” hükmüne yer verilmiştir....

          İcra Dairesinin ... Esas sayılı dosyası ile icra takibi yapıldığını, davalının işbu icra takibine itiraz ettiğini ve haksız itirazı üzerine takibin durdurulduğunu, dosyanın yetki itirazı sonucunda Bakırköy İcra Dairelerine gönderildiğini, taraflarınca arabuluculuk yoluna başvurulduğunu ve anlaşma sağlanamadığını, tarafların ticari defter ve belgelerinin incelenmesi sonucunda alacağın ortaya çıakcağını, davalının yapmış olduğu itirazın haksız olduğunu, hatta borcu ödediklerini bile iddia ettiklerini, bu nedenlerle davalının itirazınını iptali ile takibin devamına, dava konusu alacağın davalıdan tahsiline, davalının %20 den az olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

            Yargıtay bazı kararlarında ödeme emrine itiraz eden borçlunun icra takibi mevcut olduğu sürece borçlunun menfi tespit davası açmakta hukuki yararı bulunduğunu kabul etmiştir; “ Borçlunun itirazı üzerine icra takibinin durması alacaklının takibe devam etmeyeceği anlamına gelmez.İtiraz icra takibini ortadan kaldırmaz. Kaldı ki, icra takibinde önce de menfi tespit davası açılması mümkün olduğuna ve davalı alacağın varlığını bu davadan önce iddia etmiş bulunmasına göre, bu davanın iddia ve savunma çerçevesinde incelenerek esas hakkında bir karar verilmesi gerekirken yazılı nedenle mahkemece ret kararı verilmesi usul ve yasaya aykırıdır.(11. H.D. 30.11.1982, 6501/7252)....

              emrine ve ilama dayalı icra emrine yaptığı itirazın kaldırılmasına ve davalı şirketin iflasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

                İİK'nın 269/a maddesinin açık hükmüne göre ödeme emrine itiraz etmeyen borçlu icra mahkemesinde sadece ihtar süresi içinde ödeme yaptığını ileri sürebilir. Takibin kesinleşmesinden önce ödeme yaptığı iddiasını ileri süremez. Nitekim Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 16/03/2021 tarih ve 2017/(6)8- 2340 Esas - 2021/261 Karar sayılı ilamında belirtiği üzere "Borçlu kiracı, ödeme emrine süresi içinde itiraz ederek icra dairesine bildirmesi gereken itiraz sebebini, yani kira borcunu ödeme emrinin tebliğinden (veya takipten) önce ödemiş olduğunu, icra mahkemesinde ileri süremez ve icra mahkemesi böyle bir itirazı inceleyemez. Bu hâlde, icra mahkemesinin inceleme yetkisi, İİK’nın 269/a madde hükmünde açıkça belirtildiği gibi, borçlu kiracının ihtar (ödeme) süresi içinde kira borcunu ödeyip ödemediği konusu ile sınırlıdır. İcra mahkemesinin, süresi içinde ödeme emrine itiraz etmemiş olan borçlunun ödeme emrinin tebliğinden önce kira borcunu ödeyip ödemediğini inceleme yetkisi yoktur....

                e. sayılı dosyası ile icra takibine geçildiği ve borcun ödenmesi talep edildiği, gönderilen ödeme emrine borçlu/davalı tarafından anlaşılamadık bir gerekçeyle itiraz edilerek icra takibi durdurulduğu, borçlunun adına düzenlenen faturaların borçluya tebliğine rağmen herhangi bir itirazı olmadığı, TTK 21. madde de faturayı alan kimsenin aldığı tarihten itibaren sekiz gün içinde faturanın içeriği hakkında bir itirazda bulunmamışsa bu içeriği kabul etmiş sayılacağı hükme bağlandığı, faturalara itirazda bulunmayan borçlu fatura içeriğini kabul etmiş sayıldığı, borçlu itirazında haksız olup kötü niyetli olduğu, icra takibini uzatmak maksadıyla borca itiraz ettiği, borçlunun itirazı haksız ve hukuki mesnetten yoksundur ve bu nedenle iptali gerektiği, borçlu borca haksız ve kötü niyetli olarak itiraz ettiğinden ve borç da likit bulunduğundan %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatı ödemeye dahi mahkum edilmesi gerektiğini beyan ederek davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir....

                  UYAP Entegrasyonu