İcra Müdürlüğü'nün 2013/21942 Esas sayılı icra dosyasında ihtiyati haczin infazına ilişkin haciz işlemlerinin 20.000,00 TL yönünden geçerli olmasına” karar verildiği, borçlunun temyiz talebinde bulunduğu görülmüştür. 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu'nun 260. maddesine göre, ihtiyati haczin ne miktar alacak için konulduğunun ihtiyati haciz kararında belirtilmesi gerektiği düzenlenmiştir. Zira, ihtiyati haczin infazı bu alacak miktarına göre yapılacaktır. İİK'nun 264. maddesinin son fıkrasında; “Borçlu müddeti içinde ödeme emrine itiraz etmez veya itirazı icra mahkemesince kesin olarak kaldırılır veya mahkemece iptal edilirse, ihtiyati haciz kendiliğinden icrai hacze inkılabeder” hükmüne yer verilmiştir....
İcra Dairesinin ... Esas sayılı dosyası ile icra takibi yapıldığını, davalının işbu icra takibine itiraz ettiğini ve haksız itirazı üzerine takibin durdurulduğunu, dosyanın yetki itirazı sonucunda Bakırköy İcra Dairelerine gönderildiğini, taraflarınca arabuluculuk yoluna başvurulduğunu ve anlaşma sağlanamadığını, tarafların ticari defter ve belgelerinin incelenmesi sonucunda alacağın ortaya çıakcağını, davalının yapmış olduğu itirazın haksız olduğunu, hatta borcu ödediklerini bile iddia ettiklerini, bu nedenlerle davalının itirazınını iptali ile takibin devamına, dava konusu alacağın davalıdan tahsiline, davalının %20 den az olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
emrine ve ilama dayalı icra emrine yaptığı itirazın kaldırılmasına ve davalı şirketin iflasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
e. sayılı dosyası ile icra takibine geçildiği ve borcun ödenmesi talep edildiği, gönderilen ödeme emrine borçlu/davalı tarafından anlaşılamadık bir gerekçeyle itiraz edilerek icra takibi durdurulduğu, borçlunun adına düzenlenen faturaların borçluya tebliğine rağmen herhangi bir itirazı olmadığı, TTK 21. madde de faturayı alan kimsenin aldığı tarihten itibaren sekiz gün içinde faturanın içeriği hakkında bir itirazda bulunmamışsa bu içeriği kabul etmiş sayılacağı hükme bağlandığı, faturalara itirazda bulunmayan borçlu fatura içeriğini kabul etmiş sayıldığı, borçlu itirazında haksız olup kötü niyetli olduğu, icra takibini uzatmak maksadıyla borca itiraz ettiği, borçlunun itirazı haksız ve hukuki mesnetten yoksundur ve bu nedenle iptali gerektiği, borçlu borca haksız ve kötü niyetli olarak itiraz ettiğinden ve borç da likit bulunduğundan %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatı ödemeye dahi mahkum edilmesi gerektiğini beyan ederek davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir....
İİK'nın 269/a maddesinin açık hükmüne göre ödeme emrine itiraz etmeyen borçlu icra mahkemesinde sadece ihtar süresi içinde ödeme yaptığını ileri sürebilir. Takibin kesinleşmesinden önce ödeme yaptığı iddiasını ileri süremez. Nitekim Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 16/03/2021 tarih ve 2017/(6)8- 2340 Esas - 2021/261 Karar sayılı ilamında belirtiği üzere "Borçlu kiracı, ödeme emrine süresi içinde itiraz ederek icra dairesine bildirmesi gereken itiraz sebebini, yani kira borcunu ödeme emrinin tebliğinden (veya takipten) önce ödemiş olduğunu, icra mahkemesinde ileri süremez ve icra mahkemesi böyle bir itirazı inceleyemez. Bu hâlde, icra mahkemesinin inceleme yetkisi, İİK’nın 269/a madde hükmünde açıkça belirtildiği gibi, borçlu kiracının ihtar (ödeme) süresi içinde kira borcunu ödeyip ödemediği konusu ile sınırlıdır. İcra mahkemesinin, süresi içinde ödeme emrine itiraz etmemiş olan borçlunun ödeme emrinin tebliğinden önce kira borcunu ödeyip ödemediğini inceleme yetkisi yoktur....
nun 149 ve 150/ı maddelerine göre icra emri gönderilmesinde bir usulsüzlük bulunmadığını, borçlunun hesap kat ihtarına itiraz etmesinin icra emri gönderilmesi veya takibin iptalinin gerektiği sonucunu doğurmayacağını, itiraz ile sadece dosya ve banka kayıtları üzerinde bilirkişi incelemesi yapılması yolunun açılacağını, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. İlk derece mahkemesince; davacı tarafın icra emrine yönelik yerinde görülmeyen şikayetinin reddine. davacı tarafın borç ve ferilere yönelik itirazının kısmen kabulü ile 11.01.2021 tarihli bilirkişi raporuna göre icra emrindeki toplam borç miktarının 7.488.719,90- TL olarak tespitine,dair karar verilmiştir....
İcra Müdürlüğünün....Esas sayılı dosyası ile cari hesaptan kaynaklanan alacaklarının tahsili amacıyla ilamsız icra takibi başlattıklarını, davalı şirket tarafın itirazı üzerine icra takibinin durdurulduğunu, icra takibinden ve borçlunun icra takbiine yapmış olduğu i,tiraz tarihinden sonra davalı borçlu şirketin mail yolu ile davacı şirkete gönderdiği 07/11/2019 ve 30/01/2020 tarihli belgelerde davalı şirketin takibe konu cari hesap ilişkisini , cari hesaptan kaynaklanan borcu ve miktarını ve dolayısıyla taraflar arasındaki ticari ilişkinin varlığını kabul ettiğini, davalı şirketin yetki itirazının yerinde olmadığını beyanla öncelikle yetki itirazı olmak üzere tüm itirazların iptali ile takibin devamını ve %20'den aşağı olmamak kaydıyla icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde; iş bu davanın yetkili mahkemede ikame edilmediğini, HMK 6....
İcra Müdürlüğü'nün ... Esas sayılı dosyası üzerinden takibe girişildiğini, davalının takibe ve borca itirazı üzerine takibin durduğunu beyanla itirazın iptali ile takibin devamını, davalı tarafın % 20 oranından az olmamak üzere icra/inkar tazminatı ile mahkumiyetini talep ve dava etmiştir. Davalı; dava dilekçesi ve duruşma gününün usulen tebliğine rağmen davaya cevap vermemiş, duruşmalara katılmamıştır. Dava, İİK 67 md ne dayalı itirazın iptali ve icra inkar tazminatı talebine ilişkindir. Celp olunan İstanbul Anadolu .... İcra Müdürlüğü'nün ...Esas sayılı dosya- sının tetkikinde ; davacı/ alacaklı tarafından davalı/ borçlu aleyhine faturaya dayalı asıl alacak ve işlemiş faizden ibaret toplam 3.483,07 TL alacağın tahsili istemiyle ilamsız takibe girişildiği, ödeme emrinin 01/07/2019 tarihinde tebliğ edildiği, icra müdürlüğünce borçlunun takibe itiraz ettiğinden bahisle takibin durdurulmasına karar verildiği, ancak itiraz dilekçesinin dosyada bulunmadığı görüldü....
Davacı tarafından davalı aleyhine 38.642,81 TL cari hesaptan kaynaklanan asıl alacak ve 1.032,24 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 39.675,05 TL alacağın tahsili için icra takibine girişilmiş, borçlunun itirazı üzerine sadece asıl alacak yönünden iş bu itirazın iptali davası açılmıştır. Dava konusu edilen alacağın bir kısmı davadan önce, bir kısmı ise davadan sonra ödenmiştir. Davadan önce ödenen kısım yönünden dava açılmasında hukuki yarar bulunmadığından davanın dava açılmadan önce ödenmiş olan alacak miktarı yönünden reddi gerekir. Öte yandan alacağın dava açıldıktan sonra ödenen bölümünün icra müdürlüğünce infazda nazara alınması gerekir. Zira, ödeme ile ilgili olarak BK’nun 84.maddesi hükmünün gözetilmesi gerektiği gibi, takip tarihinden itibaren ödeme tarihine kadar işleyecek faiz, takip masrafı ve icra vekalet ücretinin de dosya hesabında dikkate alınması gerekmektedir....
Nitekim Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 16/03/2021 tarih ve 2017/(6)8- 2340 Esas - 2021/261 Karar sayılı ilamında belirtiği üzere "Borçlu kiracı, ödeme emrine süresi içinde itiraz ederek icra dairesine bildirmesi gereken itiraz sebebini, yani kira borcunu ödeme emrinin tebliğinden (veya takipten) önce ödemiş olduğunu, icra mahkemesinde ileri süremez ve icra mahkemesi böyle bir itirazı inceleyemez. Bu hâlde, icra mahkemesinin inceleme yetkisi, İİK’nın 269/a madde hükmünde açıkça belirtildiği gibi, borçlu kiracının ihtar (ödeme) süresi içinde kira borcunu ödeyip ödemediği konusu ile sınırlıdır. İcra mahkemesinin, süresi içinde ödeme emrine itiraz etmemiş olan borçlunun ödeme emrinin tebliğinden önce kira borcunu ödeyip ödemediğini inceleme yetkisi yoktur. İcra mahkemesi, bu hususu ancak borçlu kiracının süresi içinde ödeme emrine itiraz ederek kira borcunu ödemiş olduğunu (icra dairesine) bildirmiş olması hâlinde (İİK m. 269/c) inceleyebilir....