Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

. - K A R A R - Davacı vekili, müvekkilinin davalıdan 06/03/2007 tarihinde 46.296,30 TL'lik ilaç aldığını ve bedelin %8 oranında 3.703,70 TL KDV'sini de katarak toplam 50.000,00 TL 'yi alacaklının ısrarı üzerine dava dilekçesine ekli fatura karşılığında elden nakten ödediğini, söz konusu alışverişten yaklaşık iki buçuk yıl geçtikten sonra davalının müvekkili hakkında Manyas İcra Müdürlüğünün 2009/1148 esas sayılı takip dosyası ile takibe geçtiğini, müvekkilinin süresi içinde itiraz edemediğinden borcun kesinleştiğini ve müvcekkilinin tüm mal varlığına haciz konulduğunu, takibe konu borcun esasen ödendiğini ancak müvekkilinin icra emrine itirazı kaçırdığından borcu ödemek zorunda kalacağını, davalı alacaklının ise kötü niyetli ve fiilen borca batık olduğundan icra dosyasından çekeceği parayı kendisinden istirdat yolu ile almanın mümkün olmayacağını, bu nedenlerle müvekkilinin borçlu olmadığının tesbiti ile İİK nun 72/3 maddesi gereğince icra müdürlüğüne yatırılması uygun görülecek...

    nu yapmış olduğu ödemeden dolayı icraya verdiği, takip dayanağının mücerret borç ikrarını içeren senetler olmasına rağmen, her iki borçlunun da ödeme emrine itiraz ettikleri iddiası ile açılan davanın zamanaşımına uğradığı gerekçesiyle, reddine karar verilmiştir. Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir. Davacı, 6.4.2012 havale tarihli ıslah dilekçesi ile davasını temel ilişkiye dayalı alacak davası haline dönüştürdüğüne göre, mahkemece taraflar arasında temel ilişki bulunup bulunmadığı araştırılıp, varsa temel ilişki için öngörülen zamanaşımı süresi nazara alınarak, davalı tarafın zamanaşımı def'inin değerlendirilmesi gerekirken, bonoya ilişkin zamanaşımı süresi göz önüne alınarak davanın zamanaşımından reddine karar verilmesi doğru görülmemiş, hükmün bu nedenle bozulması gerekmiştir....

      Mahkemece, davanın kısmen kabul kısmen reddi ile davalının... 3.İcra Müdürlüğü'nün 2013/2536 sayılı takip dosyasında ödeme emrine yapmış olduğu itirazın 2.609,20 TL asıl alacak ve 558,00 TL işlemiş faizi yönünden iptaline, belirtilen bedeller yönünden icra takibinin devamına, işlemiş faize yönelik fazlaya ilişkin istemin reddine, davalının asıl alacağın %20'si oranında icra inkar tazminatına mahkum edilmesine, sözkonusu bedelin davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, kaçak elektrik kullanımından doğan alacağa vaki takibe yönelik itirazın iptali istemine ilişkindir. HUMK'nun 275 ve devamı maddelerinde; "bilirkişilik" müessesesi düzenlenmiş olup, anılan maddede mahkemenin çözümü özel veya teknik bir bilgiyi gerektiren hallerde bilirkişinin oy ve görüşünün alınmasına karar verilmesi gerektiği düzenlenmiştir. (HMK md.266 vd.)...

        İlk derece mahkemesi gerekçeli kararında özetle; "...Her ne kadar davacı hakkında başlatılan ilamsız takipte borca, ödeme emrine itiraz ederek mahkemeye dava açmış ise de; takip ilamsız takip olup İİK'nın 60. Maddesi gereği ödeme emrine yapılan itirazın İcra Müdürlüğü'ne yapılması gerekmekle davanın reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur..." şeklinde açıklanan gerekçeleriyle; Davanın reddine, karar verilmiştir....

        Davacı, İİK’nun 272.maddesi gereğince tahliye istekli olarak başlatmış olduğu icra takibi nedeniyle düzenlenen tahliye emrine davalı borçlunun yasal süresinde itiraz etmesi üzerine davacı genel mahkemeye( sulh mahkemesi) başvurarak itirazın iptali,takibin devamı ve tahliye isteminde bulunmuştur.Mahkemece görevsizlik kararı verilmesi üzerine hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir....

          İcra Müdürlüğünün 2013/971 Esas sayılı dosyasında davalı borçlu şirket aleyhine icra takibi yaptıklarını, davalı tarafından ödeme yapılmadığını, takibin iflasa dönüştürülerek davalı borçlu şirkete iflas ödeme emri tebliğ edildiğini, ödeme emrine itiraz edilmediğini ve borcun ödenmediğini ileri sürerek; depo emri çıkarılmasına, borcun ödenmemesi halinde davalı borçlu şirketin iflasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, davaya cevap vermemiştir. Mahkemece, iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre; kesinleşmiş icra takibine ve tebliğ edilen depo emrine rağmen borcun ödenmediği gerekçesiyle davalının iflasına karar verilmiştir. Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir. Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalı vekilinin temyiz itirazları yerinde görülmemiştir....

            "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü : Sair temyiz itirazları yerinde değil ise de; Alacaklı tarafından şikayetçi borçlu aleyhine başlatılan genel haciz yolu ile ilamsız icra takibinde; borçlunun, icra mahkemesine başvurusunda, ödeme emrine eklenen "borcunuzu hemen öderseniz" başlığı ve altında yapılan hesaplamanın takip talebinde olmayıp, ödeme emrinde yer almasının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek ödeme emrinin iptalini talep ettiği, mahkemece şikayetin kabulüne ve anılan ödeme emrinin iptaline karar verildiği anlaşılmıştır....

              Mahkemece, şikayetin kısmen kabulü ile, icra emri ile birlikte dayanak ilam borçluya tebliğ edilmediğinden Kırşehir İcra Müdürlüğü'nün 2014/84 Esas sayılı dosyası ile tebliğ edilen icra emrinin iptaline, icra dosyalarının birleştirilmesi talebinin usulden reddine, 1 nolu karar ile icra emri iptal edildiğinden kıdem tazminatına uygulanan faize itiraz talebi hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi üzerine; hüküm, alacaklı vekilince temyiz edilmiştir. Sair temyiz itirazları yerinde değil ise de; İİK'nun 32. maddesi gereğince; para borcuna dair olan ilam icra dairesine verilince icra memuru borçluya bir icra emri tebliğ eder. İİK'nun 32 ve devamı maddelerinde icra emri ile birlikte takibe dayanak belgelerin tebliği yönünde yasal bir düzenleme yoktur....

                Mahkemece, şikayetin kısmen kabulü ile, dayanak ilam icra emri ile birlikte borçluya tebliğ edilmediğinden ... İcra Müdürlüğü'nün 2014/90 Esas sayılı dosyası ile tebliğ edilen icra emrinin iptaline, ... İcra Müdürlüğü'nün 2014/90 Esas ve 2014/86 Esas sayılı dosyalarının birleştirilmesine, icra takibinin 2014/90 Esas sayılı dosya üzerinden yürütülmesine, 1 nolu karar ile icra emri iptal edildiğinden kıdem tazminatına uygulanan faize itiraz talebi hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi üzerine; hüküm, alacaklı vekilince temyiz edilmiştir. Sair temyiz itirazları yerinde değil ise de; İİK'nun 32. maddesi gereğince; para borcuna dair olan ilam icra dairesine verilince icra memuru borçluya bir icra emri tebliğ eder. İİK'nun 32 ve devamı maddelerinde icra emri ile birlikte takibe dayanak belgelerin tebliği yönünde yasal bir düzenleme yoktur....

                  Şikayete konu icra emrinde takibe dayanak hükmü veren mahkemenin ismi ve hükmolunun şeyin neden ibaret olduğu, ilamın tarih ve numarasının yer aldığı açık olup, ilamlı icra takibinde icra emrine dayanak ilamın eklenmesi gerekmemektedir (Yargıtay 12.Hukuk Dairesinin 06.03.2019 tarih 2018/5960 E 2019/3716 K). Buna göre; ilamlı takiplerde ilamın icra emrine eklenmesine yönelik emredici bir düzenleme bulunmadığı gibi anılan şikayetin ilama aykırılık niteliğinde bulunmadığı, dolayısıyla süresiz şikayete tabi olmadığı, bu nedenle mahkemesince şikayetin reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığı anlaşılmaktadır....

                  UYAP Entegrasyonu