KARAR Davacı, davalı tarafından 5.248,24 TL alacağın tahsili için icra takibi başlatıldığını ancak davalı tarafa takibe konu yapılan böyle bir borcu olmadığını, icra takibinin herhangi bir yazılı belgeye dayanmadığını, sadece borcu olduğu iddiası ile ödeme emri gönderildiğini ileri sürerek, ... . İcra Müdürlüğünün 2013/2751 sayılı takip dosyası sebebiyle borçlu olmadığının tespitine, davalının haksız takip nedeniyle % 20 oranında tazminata mahkum edilmesine karar verilmesini istemiştir. Davalı, ödenmeyen akaryakıt alacağını alabilmek için davacı hakkında icra takip talebinde kalem kalem belirtilen veresiye fişlerinden kaynaklı ilamsız icra takibi başlattığını, borçlunun ödeme emrine itiraz etmemesi nedeniyle ilamsız icra takibinin kesinleştiğini, icra takibinden sonra açılan menfi tespit davasında ispat yükünün davacı borçluya ait olduğunu, davalının borç ilişkisine itiraz etmediğini ileri sürerek davanın reddini dilemiştir....
İcra Müdürlüğü'nün ----- sayılı icra takibi ile davacı aleyhinde 2.331,00 TL tutarında icra takibi başlatıldığını, icra dosyasına borca ilişkin belge sunulmadığını, 10 yıldan önceki bir borca ilişkin icra takibi başlatıldığını, icra takibinin davacının kullandığı ---adresindeki taşınmazın ----yılının başlarında ayrıldığını, davalı tarafça 19 yıldan uzun süre önceki borç için icra takibi başlatıldığını, davacının davalı tarafa borcu olmadığını, ayrıca icra takibine konu alacağın zamanaşımına uğradığını belirtmiş, İstanbul Anadolu ---. İcra Müdürlüğü'nün ----Esas Sayılı dosyasında davacının davalıya borcunun bulunmadığının tespitini, takip konusu alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere tazminata hükmedilmesini, yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
. - K A R A R - Davacı ile davalılardan ... arasında ticari ilişki bulunduğu ve davacının davalı ... emrine 30.04.2007 tarihli çeki keşide ettiği, bu çekin diğer davalı ...’ e ciro edildiği ve davalı ...' in 09.02.2007 tarihinde ihtiyati haciz kararı alarak davacı hakkında icra takibi yaptığı konusunda uyuşmazlık bulunmamaktadır. Dava, muaceliyet kaybetmeyen çeke istinaden takip yapılması nedeniyle ticari itibarın zedelendiği iddiası ile açılan tazminat istemine ilişkindir. Davalılar vekili çekte vade olmadığını, çekin görüldüğünde ödeneceğini çekin belli bir tarihte tahsil edileceğine ilişkin bir sözleşme de olmadığından davanın reddini istemiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda çeke ileri tarih konulmasının, çekin ibraz edilerek ödenmesini engellemeyeceğini, davacının çekin vadeli olarak düzenlendiği konusunda anlaşma bulunduğu yolundaki iddiasını da kanıtlayamadığından davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir....
Davalı her ne kadar istinaf dilekçesinde kira sözleşmesine uygun olarak kiralarını ödediğini bildirmiş ise de; İİK’nın 269/a maddesinin açık hükmüne göre ödeme emrine itiraz etmeyen borçlu icra mahkemesinde sadece ihtar süresi içinde ödeme yaptığını ileri sürebilir. Takibin kesinleşmesinden önce ödeme yaptığı iddiasını ileri süremez. Nitekim Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 16/03/2021 tarih ve 2017/(6)8- 2340 Esas, 2021/261 Karar sayılı ilamında belirtiği üzere "Borçlu kiracı, ödeme emrine süresi içinde itiraz ederek icra dairesine bildirmesi gereken itiraz sebebini, yani kira borcunu ödeme emrinin tebliğinden (veya takipten) önce ödemiş olduğunu, icra mahkemesinde ileri süremez ve icra mahkemesi böyle bir itirazı inceleyemez. Bu hâlde, icra mahkemesinin inceleme yetkisi, İİK’nın 269/a madde hükmünde açıkça belirtildiği gibi, borçlu kiracının ihtar (ödeme) süresi içinde kira borcunu ödeyip ödemediği konusu ile sınırlıdır....
Takip talebi ve icra emrinde davacıya ait 2 adet taşınmazda ki iki farklı hissesine kaza ipotek ve para çevrilmesinin istendiği ipotek kayıtlarının 30/01/2015 olduğu görülmüştür. İpotek ve takip kapsamında ki kısım için ihalenin feshi 7 günlük süreye takipte ve ipotek kapsamında olmayan yerin satıldığı iddiası icra emrine ve ipotek kapsamına ilişkin olmakla 7 günlük değil, İİK'nun 134. Maddesi düzenlenmesi gereği hata olmakla 1 yıllık süreye tabi olduğu....
Şti. ile sözleşme imzaladıklarını, kendisinin iş sahibi olduğunu, işveren olmadığını, ödeme emrine konu pirimlerin sözleşmenin ifası kapsamında yapılan çalışmalardan kaynaklandığı iddiası ile ödeme emirlerindeki borçlardan sorumlu olmadığını talep ve dava etmiştir. Dosya kapsamından; davacı Kooperatif adına site yöneticiliği ve güvenlik işyeri olarak kayıtlı 2 adet işyeri bulunduğu, ödeme emirlerinde güvenlik işyerine ait sicil numarasının yazılı olduğu anlaşılmaktadır. Mahkemece Kurumdan sorulmasına rağmen, ödeme emrine konu prim borçlarının tahakkuk sebepleri hakkında bilgi verilmemiştir. Mahkemece, ödeme emrine konu borçların hangi işyerinden ve hangi işler nedeniyle tahakkuk ettirildiği açık ve net bir biçimde belirlenmeli, kabule göre de inşaat işyerinden kaynaklandığı takdirde, kooperatifin de asıl işveren olacağı gözetilerek karar verilmelidir....
DOSYADA TOPLANAN DELİLLER: Gebze İcra Müdürlüğünün 2020/35911 esas sayılı dosyası....
Alacaklının, borçlunun itirazı ile duran takibin devamını sağlamak amacıyla itirazın kaldırılması isteğiyle yaptığı başvuru üzerine mahkemece, icra emrinde takibe konu mahkeme kararının tarih ve sayısının yer almasının yeterli olup ayrıca icra emrine eklenmesinin zorunlu olmadığı, takibe dayanak ihtarnamenin de alacaklı tarafa gönderildiği ve bilgisi dahilinde olduğundan ve icra emrinde tarih ve sayısı yer aldığından icra emrine eklenmemesinin yasal eksiklik oluşturmayacağı gerekçesiyle istemin kabulü ile itirazın kesin olarak kaldırılmasına karar verildiği anlaşılmıştır. Borçlunun takibe dayanak evrakların ödeme emrine eklenmediğini ileri sürmesi şikayet niteliğinde olup icra mahkemesine başvurması gerekirken icra memurluğunda itiraz olarak ileri sürmesi hukuki sonuç doğurmayacağından alacaklının bu yöne ilişkin itirazın kaldırılması isteminin icra mahkemesince bu nedenle reddi gerekir....
İcra Müdürlüğünün ... Esas, ... Esas, İzmir ... İcra Müdürlüğünün ... Esas, İzmir ...İcra Müdürlüğünün ... Esas, İzmir ... İcra Müdürlüğünün ... Esas, ... Esas, ... Esas, ... Esas, ... Esas, İzmir ... İcra Müdürlüğünün ... Esas, İzmir ... İcra Müdürlüğünün ... Esas ve ... Esas sayılı dosyaları incelenmiştir. İzmir ... İcra Müdürlüğünün ... Esas sayılı dosyanın incelenmesinde; Takip alacaklısı ... 'in takip borçlusu ... Ltd. Şti. ve ... Endüstri A.Ş aleyhine İzmir .... İş Mahkemesinin ... Esas ... Karar sayılı 02.04.2014 tarihli karara istinaden kıdem, yıllık izin ücreti, ücret alacağı, ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacaklarına istinaden 25.06.2014 tarihinde ilamlı icra takibine geçtiği, borçlulara icra emrinin gönderildiği, borçlu ... Ltd. Şti'ne 30.06.2016 ve ... A.Ş 'ye de 30.06.2016 tarihinde tebligat yapıldığı, borçluların ödeme emrine itiraz etmemesi üzerine takibin kesinleştiği, borçluların menkul ve gayrimenkulleri üzerine haciz konulduğu belirlenmiştir. İzmir .......
Davacının istihkak iddiası haksız ise bu da zaten------- icra mahkemelerinde devam eden davalar sonucunda karara bağlanacaktır. Yine müdahil vekilince ileri sürülen ---- şirketi ile davacı şirket arasında organik bağ olduğu iddiası yönünden de, ------ şirketinin istihkak iddiası da ------ görülen istihkak davasında çözümlenecektir. Gelinen aşama itibariyle yapılan takibin kesinleştiği, davacı ile borçlunun birlikte hareket ettiğini gösteren somut bir durumun tespit edilemediği, borçlunun iflasını gerektirmeyen bir halin varlığının ispat olunamadığı, davacı alacaklı tarafından yapılan takibin kesinleştiği, davacının kira ilişkisinden kaynaklanan bir alacağı olduğunun belli olduğu, kesinleşen takipte depo emri çıkarılması gerektiği, alacaklının eski tarihli rapora göre depo emri çıkarılmasına muvafakat ettiği, çıkarılan depo emrinin borçluya tebliğine rağmen borçlunun borcu ödemediği, İİK.nun 156 maddesine göre davalının iflasına karar verilmesi gerektiği anlaşılmıştır....