Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

. - K A R A R - Davacı vekili,taraflar arasında imzalanan kredi sözleşmelerine istinaden davalıya kullandırılan kredilerin geri ödenmediğini,menkullerin paraya çevrilmesi yoluyla icra takibine girişildiğini ,öncelikle tahsilde tekerrür olmamak kaydının ödeme emrinde olmamasından bahisle vaki itirazı kabul ettiklerini,sehveh bu kaydın takip talebi ve ödeme emrine yazılmadığını,başka takip dosyalarından elde edilecek tahsilatların bu dosya kapsamındaki borçlulardan olan alacağa mahsup edileceğini ,borçlunun ödemelerin alacak miktarından mahsup edilmeden takip açıldığı itirazlarının ise yerinde olmadığını,banka alacağının tahsili talep edilen takip miktarının kat kat fevfinde oldugu gibi ,faize itirazın da dayanağı bulunmadığını belirterek itirazın iptaline,takibin devamına ,%40'dan az olmamak üzere icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiş,yargılama sırasında davalının icradaki itirazlarını geri aldığını,davanın konusuz kaldığını ileri sürerek yargılama gideri ve icra inkar...

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlular tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü : Sair temyiz itirazları yerinde değil ise de; Alacaklı tarafından haklarında başlatılan ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile ilamlı icra takibinde, borçluların, örnek 6 numaralı icra emri tebliği üzerine yasal süre içerisinde icra mahkemesine başvurularında, borca ve faize itirazları ile birlikte takibin mükerrer olduğunu ileri sürerek icra emrinin iptalini, aksi halde takipte talep edilebilecek miktarın itirazları doğrultusunda belirlenmesini talep ettikleri, mahkemece; 'hesap kat ihtarı tebliği üzerine yasal süre içerisinde itirazda bulunmayan borçluların şikayet haklarının bulunmadığı...

      İCRA HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 22/01/2021 NUMARASI : 2020/290 ESAS, 2021/14 KARAR DAVA KONUSU : ŞİKAYET, BORCA İTİRAZ KARAR : Aydın 2....

      İcra Müdürlüğü'nün 2019/... sayılı dosyası ile davacı tarafından müvekkil firma aleyhine Örnek 7 İlamsız icra takibi başlatıldığını, mezkur takibe ilişkin ödeme emrinin 06.09.2019 tarihinde müvekkil firmaya tebliğ edildiğini, tebliğ edilen ödeme emrinde gösterilen davacıya, ödeme emrinde belirtilen şekilde herhangi bir borç ve taahhüdü bulunmadığından 06.09.2019 tarihli dilekçe ile, haksız olarak takibe konan borca itiraz edildiğini, davacı yanın, başlatmış olduğu icra takibinde fatura alacağına faiz işlettiğini, ancak davacı yanın söz konusu takipte takipten önce faiz işletemeyeceğini, bu nedenle hem faiz oranına hem de takipten önce faiz işletilmesine itiraz ettiklerini belirterek davanın REDDİNE karar verilmesi gerektiğini savunmuştur. Davacı vekili 12/11/2020 tarihli duruşma tutanağında davadan vazgeçtiklerini, herhangi bir vekalet ücreti talep etmediklerini, arabuluculuk masrafının da yarı yarıya ödenmesini talep ettiklerini beyan etmiştir....

        Ayrıca mezkur istinaf ilamında işbu dava dosyasında mübrez dava dilekçesi ile aynı ifadelere yer verilen dava dilekçesinde işlemiş faiz miktarlarına itiraz olmadığı halde mahkemece işlemiş faize itiraz varmış gibi icra emrinde talep edilen işlemiş faizlerin icra emrinden çıkarılmasına karar verilmesinin de HMK'nın 26.maddesine aykırı olduğunun anlaşıldığına işaret edilmiştir....

        GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; icra takibine konu bono borcunu 24/10/2019 tarihinde 5.000,00 TL ve 07/01/2020 tarihinde 10.000,00 TL olmak üzere ödediğini, senedin kendisine iadesinin istenildiği ancak sendin iade edilmediği, davalının ödeme emrinde alacağın tahsil tarihine kadar uygulanacak faiz miktarını belirtmemiş olup faize faiz yürüttüğünü bu hususun usul ve yasaya aykırı olduğundan ödeme emrinin iptalinin gerektiğini bu nedenlerle takibin tedbiren durdurulmasını, icra takibinin iptalini, karşı tarafın tazminata mahkum edilmesini talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı/borçlutarafından yapılan ödemelerin sair borç ilişkisinden kaynaklandığını, ödemenin açıkça bonoya dayalı olarak yapılmadığından davanın reddine, davacı aleyhine tazminata hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir....

        HUKUK DAİRESİ DOSYA NO : 2020/1006 KARAR NO : 2021/227 T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A İ S T İ N A F K A R A R I İNCELENEN KARARIN MAHKEMESİ : İCRA HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 06/02/2020 NUMARASI : 2019/107 ESAS, 2020/62 KARAR DAVA KONUSU : ŞİKAYET KARAR : İzmir 13. İcra Hukuk Mahkemesinin 2019/107 Esas, 2020/62 Karar sayılı dosyasında verilen davanın kısmen kabulü kararına karşı, taraf vekillerince istinaf kanun yoluna başvurulmakla, Dairemize gönderilen ve heyetçe incelenen dosyada; İSTEM : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, İzmir 25. İcra Müdürlüğünün 2019/13448 Esas sayılı dosyası ile başlatılan takipte icra emrinin ilama aykırı düzenlendiğini, kararda alacak ve yargılama giderlerinin davacılardan tapudaki hisseleri oranında tahsiline karar verilmesine rağmen icra emrinde bu kayda yer verilmediğini, faize ilişkin hüküm olmadığı halde faiz işletildiğini bildirerek takibin iptaline karar verilmesini istemiştir....

        DAVA KONUSU : Şikayet KARAR : İlk derece mahkemesi tarafından verilen karara karşı süresinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, alacaklı T3 vekili tarafından T1 aleyhine İzmir 9.İcra Müdürlüğünün 2021/8165 esas sayılı dosyası ile 13/08/2021 tarihinde ilamlı icra takibi başlatıldığını, söz konusu icra doyasında icra emrini 24/08/2021 tarihinde tebliğ aldıklarını, icra emrinin takip dayanağı ilama aykırı olduğunu, icra emrinde talep edilen faiz miktarının gerçeği yansıtmadığını, takipte toplam alacak olarak belirtilen 8.102.466,40 TL'nin içinde işlemiş faizler mevcut olduğundan dosya hesabının tamamına yeniden faiz işletildiğini, bu şekilde bileşik faiz söz konusu olduğunu, kural olarak, faize faiz işletilmesinin yasal olamadığını, icra emrinde belirtilen 1.104.287,23 TL işlemiş faiz hatalı olduğundan hatalı hesaplamaya göre toplam tutarın hesaplanacak icra vekalet ücreti de yanlış hesaplanacağını...

        Davacı vekili dava dilekçesinde, imzaya itiraz, borca ve faize itiraz yanında, İİK'nın 294. maddesi uyarınca konkordato kesin mühleti içinde takip yapılamayacağı ve ödeme emrinin yasal unsurları taşımadığı iddiaları ile takibin iptalini istemiş olup, kararın gerekçesinde sadece imzaya, borca ve faize itiraza ilişkin taleplerin değerlendirildiği, davacının diğer iddialarına ilişkin olumlu veya olumsuz bir değerlendirme yapılmadığı ve kararın bu yönüyle bir gerekçe içermediği anlaşılmıştır. Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin istinaf başvurusu üzerine kamu düzeni yönünden yapılan incelemeye göre, davacının tüm talepleri değerlendirilmeden verilen kararın usul ve yasaya uygun olmadığı anlaşıldığından, esasa ilişkin diğer yönler incelenmeksizin, HMK'nın 353/1- a/6 maddesi uyarınca kararın kaldırılmasına ve yeniden yargılama yapılmak üzere dosyanın mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerekmiştir....

        DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Kambiyo senetlerine dayalı olarak başlatılan takiplerde imzaya itiraz İİK.nun 170. maddesinde düzenlenmiş olup, bu maddenin üçüncü fıkrasında, icra mahkemesince imza incelemesinin aynı kanunun 68/a maddesinin dördüncü fıkrasına göre yapılması gerektiğine işaret edilmiştir....

        UYAP Entegrasyonu