Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

İcra Müdürlüğünün 2021/31267 esas sayılı dosyasında kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile takip başlatıldığı, diğer borçlu Tevfik Mert Ergenek'e ödeme emri tebliğ edilip takip işlemleri yapıldığı, ancak T1 bakımından takip talebinde bulunulduktan sonra alacaklı tarafından kimlik numarası ve adres bildirilmediği, adres araştırması ve ödeme emri tebliği de talep edilmediği, alacaklı tarafından şikayete konu kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile takibe davacı borçlu T1 bakımından devam edilmek yerine daha sonra 20/12/2021 tarihinde İstanbul 5. İcra Dairesinin 2021/34809 esas sayılı dosyasında kimlik ve adresi de belirtilmek suretiyle cari hesaptan kaynaklanan alacağın tahsili için (eldeki şikayete konu takiple tahsilde tekerrür etmemek üzere) genel haciz yolu ile ilamsız takip başlattığı, bu genel haciz yolu ile takipte gönderilen ödeme emrinin tebliği üzerine borçlu T1'un kambiyo takibinden haricen haberdar olarak eldeki yetkiye ve imzaya itiraz başvurusunda bulunduğu görülmektedir....

itiraz ettiklerini ve itiraz incelemesi sonucunda Sigorta Tahkim Komisyonu İtiraz Hakem Heyeti'nin 14/12/2021 tarih, 2021/İHK-43880 sayılı karar verdiğini, itiraz üzerine verilen karar doğrultusunda icra emrinin yeniden düzenlenmesi gerektiğini, alacak miktarında değişiklik meydana geldiğini, ancak yeniden icra emri düzenlenmek yerine alacaklı vekilinin talebi üzerine ilgili icra dairesince müvekkili şirketin banka hesaplarına haciz konulmasına karar verildiğini, haciz işleminin İtiraz Hakem Heyeti Kararı dikkate alınmadan uygulandığını, bu nedenle usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek öncelikle takibin dava sonuna kadar tedbiren durdurulmasına akabinde Gebze İcra Dairesi'nin 26/01/2022, 27/01/2022 ve 28/01/2022 tarihli kararlarının iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

İİK 'nun 62/1. maddesinde; “İtiraz etmek isteyen borçlu, itirazını, ödeme emrinin tebliği tarihinden itibaren yedi gün içinde dilekçe ile veya sözlü olarak icra dairesine bildirmeye mecburdur” hükmü yer almakla birlikte borçluya ödeme emrinin tebliğ edilememesi halinde, borçlunun takipten haberdar olup itirazını icra dairesine bildirdiğinin ve alacaklının da anlaşmazlığı ve takibi sürdürme iradesinin mevcut olduğunun anlaşılması halinde ödeme emri tebliğ edilemese bile borçlunun itirazı geçerli olup alacaklının itirazın kaldırılmasını istemekte hukuki yararı vardır....

gerektiğini, Yargıtay kararlarına göre de borçluya henüz ödeme emri tebliğ edilmediğinden, borçlunun icra dairesine itirazının sonuç doğurmayacağını, bu nedenle İcra müdürlüğünün 17.08.2022 tarihli kararının kaldırılmasına yönelik itiraz ve şikayet yolu açık kararının kaldırılmasına, Kayseri İcra Dairesi’nin 2022/38810 Esas sayılı dosyasında kanunun açık hükmüne aykırı yapılan borca itirazın kabulü kararının kaldırılarak icra takibin devamına yönelik taleplerinin kabul edilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir....

Öte yandan, ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile başlatılan takipte borçlunun, icra emrinin kendisine tebliğinden itibaren takibe yönelik şikayet ve itiraz haklarının doğacağı ve ileri sürebileceği açıktır. Somut olayda, borçluya icra emri tebliğ edilmemiş olup icra emri tebliğinden önce İİK. 150/d maddesi uyarınca satışa hazırlık işlemleri yapılması mümkün ise de, satış yapılması mümkün olmayıp mahkemece şikayetin bu nedenle reddine karar verilmesi gerekirken, istemin yerinde olmayan yazılı gerekçe ile reddine karar verilmesi isabetsiz ise de, sonuçta istemin reddine karar verildiğinden sonucu itibari ile doğru olan mahkeme kararının onanması yoluna gidilmiştir....

    Sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, müvekkilin takibe konu çekte ciranta konumunda olduğunu, takibe geçildikten sonra müvekkile herhangi bir ödeme emri tebliğ edilmediğini ancak 28.01.2020 tarihinde ödeme emri tebliğ edildiğini, takip tarihi ile ödeme emri tebliği tarihi arasında 10 yıllık genel zamanaşımı süresinin dolduğunu, ayrıca 6102 sayılı TTK'nın 749/1 maddesi gereğince 3 yıllık zaman aşımı süresinin dolduğunu, davanın kabulü ile Bakırköy 5. İcra Müdürlüğü'nün 2009/26466 E. Sayılı dosyasında icranın geri bırakılmasına, vekalet ücreti ve yargılama giderinin davalı alacaklı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Bakırköy 5. İcra Müdürlüğü’nün 2009/26466 E....

    İcra Müdürlüğü'nün 2019/5194 esas sayılı dosyasından ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile yapılan icra takibinde Örnek No:6 icra emri gönderildiğini, İpoteğin paraya çevrilmesi için takip koşullarının oluşmadığını, paraya çevrilmesi istenen ipoteklerin kesin borç ikrarına havi olmadığını, bu ipoteklere dayalı olarak icra emri değil ödeme emri gönderilmesinin gerektiğini, İpotekli taşınmazların Eskişehir il sınırları içinde olması nedeniyle yetkili icra müdürlüklerinin Eskişehir icra müdürlükleri olacağını, Gönderilen hesap kat ihtarına süresi içinde itiraz edildiğini, alacağın varlığının ve miktarının yargılamayı gerektirdiğini, Takibe konu kredilerin KGF kapsamında kullandırılan krediler olduğunu, bu tür krediler için borçluya yeniden yapılandırma imkanı verilmesi gerektiğini, müvekkili şirketlere böyle bir imkan verilmediğini, İcra takibinin ve icra emrinin iptaline karar verilmesini talep etmiştir....

    . - K A R A R - Davacı vekili, davalıdan olan alacağı için icra takibine giriştikten sonra davalının asıl borcu ödeyerek takibe yetki ve fer’ileri yönünden itiraz ettiğini, davalının yetki itirazını kabul ederek, yetkili icra dairesinde, icra harç ve masrafları ile icra vekalet ücretleri için başlattıkları takibe davalının itiraz ettiğini ileri sürerek davalının haksız itirazının iptalini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, müvekkilinin ödeme emri tebliğinden önce borcunu ödediğini belirterek davanın reddini istemiştir. Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, takibin fer'ileri yönünden itirazın iptaline, takibin devamına karar verilmiş, hüküm davalı vekilince temyiz edilmiştir....

      Takibin şekline göre, İİK'nun 62. maddesi uyarınca; borçlunun her türlü itirazını ödeme emrinin tebliğ tarihinden itibaren (7) günlük sürede icra dairesine yapması zorunludur. Borçluların borca ve faize itiraz niteliğinde iddiaları olduğundan anılan itirazların yasal sürede icra dairesine yapılması gerekir. Kaldı ki, borçlular vekilinin 16/05/2016 tarihli itiraz dilekçesinde, aynı yöndeki itirazlarını icra dairesine de bildirdiği görülmektedir. Borçluların, borca itirazlarını icra dairesi ile birlikte ayrıca icra mahkemesine de bildirmeleri, fuzuli bir başvurudan ibaret olup hukuki sonuç doğurmaz....

        GEREKÇE: Dava İİK'nun 269/a maddesi uyarınca açılmış kiralananın tahliyesi davası olup, icra mahkemesi davaya bakmakla görevlidir. İcra İflas Kanunu’nun 269. maddesi gereğince, ödeme emrinin tebliği üzerine, borçlu yedi gün içinde itiraz sebeplerini, İİK. nun 62. maddesi hükümleri dahilinde icra dairesine bildirmeye mecburdur. Davacı alacaklının 11/12/2018 tarihinde haciz ve tahliye istekli olarak başlatmış olduğu icra takibi nedeniyle icra müdürlüğünce düzenlenen Örnek 13 ödeme emri davalı T8 T6 ’ne tebliğ edilemeden iade edilmiş olup, borçlu şirket tarafından takibin kendiliğinden öğrenilmesi üzerine takibe vekil aracılığıyla itiraz edilmiştir. Daha sonra itirazdan vazgeçilerek davalı borçlu şirket yetkilisi tarafından ödeme taahhüdünde bulunulmuştur. İcra Müdürlüğünce icra takip dosyasında davalı borçlu kiracı şirkete usulüne uygun ödeme emri tebliğ işlemi yapılamadığından, yukarıda anılan maddedeki, davalı borçluya verilen süreler işlemez....

        UYAP Entegrasyonu