Ancak, hak tartışmalı ise icra inkâr tazminatına hükmedilemez (Yargıtay HGK. 4.3.2009 gün 2009/ 9-57 E, 2009/ 110 K). Borçlu belirli bir alacak için yapılan icra takibinde borcun bir kısmına itiraz etmek istediğinde, itiraz ettiği kısmı açıkça göstermek zorundadır. Borçlu buna uymaz ve borcun tamamına itiraz ederse, itirazın iptali davası sonucunda borçlu olduğu miktar bakımından icra inkâr tazminatı ödemekle yükümlüdür (Yargıtay 9.HD. 4.4.2008 gün 2007/14360 E, 2008/7511 K.). Alacağın likit olması şartıyla, itirazın iptali davası sonunda borçlunun itirazının kısmen kabulü halinde dahi, kabul edilen kısım bakımından icra inkâr tazminatına hükmedilmelidir. İcra inkâr tazminatı, asıl alacak bakımından söz konu olur. İşlemiş faiz isteği yönünden icra inkâr tazminatına hükmedilmesi mümkün değildir....
İcra İflas Yasasının 67.maddesine dayanan ve genel hükümler çerçevesinde yargılama yapılan itirazın iptali davasına bakacak mahkemenin yetkisini sınırlandırdığı kabul edilemez. Aksinin kabulü anılan yasanın amacına aykırılık teşkil eder. Kaldı ki, itirazın iptalini tetkike yetkili olan mahkeme İcra Dairesinin yetkisine yönelmiş olan itirazı da inceleyebilir. Gerçekte de bu yetki itirazının araştırılması sonucunda kendisinin de yetkili olup olmadığı belirlenecektir. (Saim Üstündağ-İcra Hukukunun Esasları, ... 1995, 6.bası, Sh.101-102 d.not.218 a,b,c) Öte yandan; itirazın iptali davası her ne kadar genel hükümler çerçevesinde yargılamaya tabi ise de davanın temelini icra takibinin oluşturduğunda ve davanın icra takibi ile ayrılmaz bir bütün teşkil ettiğinde kuşku bulunmamaktadır....
Dairemiz`in yerleşik uygulamasına göre de, borçlunun icra dairesinin yetkisine ve borca itiraz etmesi halinde, itirazın iptali davasının dinlenebilmesi için, yetkili icra dairesinde mevcut bir takip bulunmalıdır. Dolayısıyla, mahkemenin önce icra dairesinin yetkili olup olmadığını incelemesi, icra dairesinin yetkili olmadığını tespit etmesi halinde, borcun esasına ilişkin itirazın incelemesine geçilmeksizin takibin yetkili icra dairesinde yapılmadığı ve geçerli bir icra takibi bulunmadığı gözetilerek itirazın iptali davasının da salt bu nedenle reddine karar vermesi gerekmektedir. Artık bu durumda, mahkemenin kendi yetkisine yapılan bir itiraz varsa bunu incelemesine gerek kalmamaktadır. İcra dairesinin yetkili olduğunun anlaşılması halinde, bundan sonra mahkemenin yetkisine yönelik itirazı incelemesi, sonucuna göre gerekli kararı vermesi gerekmektedir....
Davacı tarafça her ne kadar davalı tarafın Bakırköy icra müdürlüğünde başlatılan icra takibinde icra dairesinin yetkisine itiraz etmeyerek icra dairesinin yetkisinin kesinleştiğini ve icra takibinin başlatıldığı yerin de itirazın iptali davasında yetkili olduğunu ileri sürmüş ise de, icra dairesinin yetkisinin kesinleşmesi, itirazın iptali davasını görecek mahkemeyi yetkili hale getirmeyecektir. Zira itirazın iptali davalarında, menfi tespit davalarında icra takibinin yapıldığı yeri yetkili kılan düzenlemeye koşut bir düzenleme bulunmamaktadır. Öte yandan icra takibinde icra müdürlüğünün yetkisine itiraz etmeyen borçlunun, itirazın iptali davası açıldığında mahkemenin yetkiline itiraz edemeyeceğine ilişkin bir hüküm de bulunmamaktadır. Hal böyle olunca davalının süresinde ve usulüne uygun yetki ilk itirazının kabulüne karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur....
İcra Dairesinde usulüne uygun olarak başlatılmış bir takip bulunmadığı, dava konusu iptali talep olunan itirazın ... İcra Müdürlüğü'nün 2013/5767 E. sayılı takip dosyasına yönelik olduğu gerekçesiyle davanın usulden reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir. Dava, İİK'nın 67. maddesi uyarınca açılan itirazın iptali istemine ilişkindir. İtirazın iptali davasının dinlenebilmesi için yetkili icra dairesinde usulüne uygun olarak yapılmış bir icra takibi bulunması gerekir. Dava konusu ... İcra Müdürlüğü'nde yapılan takipte davalı-borçlu icra dairesinin yetkisine itiraz etmemiştir. Kesin yetki kuralı dava şartı niteliğinde olup resen gözetilmesi gerekmekteyse de davanın ilk açıldığı .... Asliye Hukuk Mahkemesi'nce somut olayda uygulanacak kesin yetki kuralı bulunmadığı ve yetkisizlik ilk itirazı da olmadığı halde resen ... mahkemelerinin yetkili olduğuna dair verilen yetkisizlik kararı temyiz edilmeksizin kesinleşmiştir....
İtirazın iptali davasında, işçilik alacaklarıyla ilgili olarak tahsil hükmü kurulması mümkün olmaz. Yargılama sonunda icra takibine itirazın kısmen ya da tamamen iptali ile takibin devamına ya da davanın reddine dair karar verilmelidir. İtirazın iptali davasında dava konusunun ıslah yoluyla arttırılması mümkün olup, arttırılan kısım yönünden tahsil davası olarak hüküm kurulmalıdır. Davaya konu miktarın ıslah yoluyla arttırılması itirazın iptali davasının niteliğini değiştirmez ve tamamını tahsil davasına dönüştürmez. İtirazın iptali davasında borçlunun haksızlığına karar verilmesi halinde ve alacaklının talep etmiş olması şartıyla, borç miktarının Yasada gösterilen orandan az olmamak kaydıyla icra inkâr tazminatına hükmedilir. İcra inkâr tazminatına karar verilebilmesi için alacağın belirli ya da belirlenebilir olması gerekir....
İtirazın iptali davasının konusunu teşkil eden icra takibinde borçlu, icra dairesinin yetkisine yönelik bir itiraz ileri sürmediğinden, takibin başlatıldığı yer ile itirazın iptali davasına bakan mahkemenin bulunduğu yerin aynı olması gerekmemektedir." açıklamasına yer verilerek, bu uygulama benimsenmiştir....
İcra takibinin yapıldığı müdürlük ile birlikte itirazın iptali davasının açıldığı mahkemenin de yetkisiz olduğu ileri sürüldüğünde, mahkemenin önce kendisinin yetkili olup olmadığını incelemesi, mahkeme kendisinin yetkili olmadığını kabul eder ise yetkisizlik kararı vermeyip icra müdürlüğünün yetkili olup olmadığını değerlendirmesi, icra müdürlüğünün yetkisiz olduğunu kabul eder ise davaya devam edip, Yargıtay 19.Hukuk Dairesinin yerleşik uygulaması gereği özel dava şartı yokluğu nedeni ile davanın usulden reddine karar vermesi gerekmektedir. İtirazın iptali davaları, yapılan takibe itiraz üzerine duran takibin devam etmesini sağlamak amacıyla açılmaktadır. Yasal dayanağını 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun (İİK'nın) 67. maddesinden alan itirazın iptali davası, alacaklının icra takibine karşı borçlunun yaptığı itirazın iptali ile İİK’nın 66. maddesine göre itiraz üzerine duran takibin devamını sağlamayı amaçlamaktadır....
İcra Dairesi'nin 2014/2987 sayılı dosyasından 28.3.30214 tarihinde T1 aleyhine genel haciz yoluyla ilamsız icra takibi başlatıldığını, itirazın iptali davasında verilen kararın dayandığı takip dosyasından başka bir takip dosyası üzerinden ilamlı icra takibine konu edilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğundan ilamlı icra takibinin iptali gerektiğini, itirazın iptali davasında davanın kabulüne ilişkin kararın davanın dayandığı ilamsız icra takibi dosyasına sunularak takibin devamının istenmesi ve ayrıca hükmedilen alacak kalemleri varsa aynı dosyadan ilamlı icra takibine konu edilmesi gerektiğini, itirazın iptali davasında verilen kararda yer alan vekâlet ücreti, yargılama gideri ve icra inkâr tazminatı yönünden ayrı takip yapılmayıp davaya esas ilamsız takip dosyasından infaz edilmesi gerektiğini, somut olayda itirazın iptal davasına esas takibin Sivas 3....
Alacaklı, borçlunun icra dairesine karşı yetki itirazını kabul etmez ise; icra mahkemesinden yetki itirazının kaldırılmasını isteyebilir. Mahkemede itirazın iptali davası (İİK m. 67) açamaz (Kuru Baki; İcra ve İflas Hukuku Ankara 2013 s. 187). Çünkü icra dairesinin yetkisine itirazı inceleme görevi icra mahkemesine aittir. (İİK m. 50/2). İcra mahkemesi yetki itirazının kaldırılması isteminin reddeder ise; başka bir anlatımla icra dairesinin yetkisiz olduğu kanısına varılır ise takip dosyasının yetkili icra dairesine gönderilmesine karar verir. Bu halde alacaklının süresi içerisinde yetkisiz icra dairesine başvurarak takip dosyasının yetkili icra dairesine gönderilmesini istemesi gerekir ( İİK 50/1; HMK 20/1). Yetkili icra dairesi borçluya yeni bir ödeme emri gönderir. İcra mahkemesi yetki itirazının kaldırılmasına karar verir ise icra takibi kesinleşir....