Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Söz konusu ibraname yeni yasa döneminde düzenlenmiş olup, fesih tarihi ile aynı tarihte imzalanmış olduğundan tanzimi sırasında yürürlükte olan mer’i yasa hükümlerine göre geçersizdir. Mahkemece yapılacak iş, davacının fazla mesai alacağının yöntemince tespit edilerek, anılan ibranamede yazılı olan miktarın ödendiğinin tespiti halinde hesaplanan alacaklardan mahsubu ile hüküm kurmak olmalıdır. Bu maddi ve hukuki olgular gözetilmeksizin yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebeplerden BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 18.02.2020 gününde oybirliğiyle karar verildi....

    anlaşılmasına göre sonucu itibariyle doğru olan kararın, bu değişik gerekçe ile ONANMASINA, aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine 17.12.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

      Sulh Hukuk Mahkemesi'nin 2006/991 Esas sayılı dosyasında dava açtığını belirttikten sonra sadece geçersiz tadilat projesine göre yapılan ifraz işleminin geçersizliğinin tespiti ile asıl projeye aykırı olarak yapılan balkon kapatma işlemleri nedeniyle balkonların eski hale getirilmesini, imalatın kâl'ini ve müdahalenin önlenmesini talep ettiğine göre salt bu projeye aykırılıkların eski hale getirilmesi ile yetinilmesi gerektiği düşünülmeden mahkemece istem dışına çıkılarak ortak yerde mevcut dış merdiven ve deponun da kâl'i ile projeye uygun eski hale getirilmesine hükmedilmiş olması doğru görülmemiştir. Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 11.05.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi....

        konu senetlerin müvekkiline iade edilmediğini, ibranamenin yeterli olduğunu, müvekkilinin oyalandığını, daha sonra ......

          Dairemizin kararlık kazanan uygulaması; miktarlar yazılı olduğu takdirde ibranamenin makbuz niteliğinde olduğu, miktar yazılı olmayan ancak alacakların açıkça belirtmek suretiyle imzalanan belgelerin geçerli ibraname mahiyeti taşıdığı yolundadır. İbranamenin miktar içermemesi geçersiz olduğu sonucunu doğurmaz. İbranamenin içeriği ile davalı işverenin savunması arasında çelişkili bir durum da bulunmamaktadır. Mahkemece aksi düşünceyle ibranamenin geçersizliğine karar verilmesi hatalıdır. Bu nedenlerle davacının davasının reddine karar vermek gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi hatalı olup, bozmayı gerektirmiştir. Sonuç: Temyiz olunan karann yukarıda yazılı sebepten (BOZULMASINA), peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 18.10.2007 gününde oybirliği ile karar verildi....

            Ancak dosya içerisinde davalı işveren tarafından sunulan iş yeri kayıtları arasında davacının ihtirazı kaydını içerir imzalı bir ibraname mevcut olup bu ibranamede kıdem tazminatı hakkı saklı kalmak kaydı ile tüm işçilik haklarının ödendiği yazılıdır. Gerekçeli kararda bu ibranamenin geçerli sayılıp sayılmadığı konusunda herhangi açıklamada bulunulmamış olup mahkemece yapılması gereken ibranamenin davacıya gösterilerek beyanı alınmak sureti ile ibraname konusunda bir değerlendirme yaparak karar vermek olmalıdır.SONUÇ: Açıklanan sebepler ile temyiz edilen kararın BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 22.10.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi....

              Taraflar arasındaki işyeri değişikliği işleminin geçersizliğinin tespiti davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir. Kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın usulden reddine karar verilmiştir. Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; yapılan ön inceleme sonucunda gereği düşünüldü: Somut uyuşmazlıkta davacının amatör sendika yöneticiliğinin güvencesi kapsamında olduğu iddiasıyla işyeri değişikliği işleminin geçersizliğinin tespiti istemine ilişkin açılan davada Bölge Adliye Mahkemesince verilen karar, davacı vekili tarafından temyiz edilmiş ise de 7036 sayılı ... Mahkemeleri Kanunu’nun 8 inci maddesinin birinci fıkrasının (c) bendinin (1) inci alt bendine göre 6356 sayılı Sendikalar ve Toplu ......

                Mahkemece, karar gerekçesinde brüt 6.152,48 TL tutarın davacıya ödenmesine dair kayıt sunulmadığı, ibra belgesinde bu tutarın ödendiği ya da davacı tarafından alındığı hususunda bir açıklık bulunmadığı gerekçeleri ile davalı tarafından dosyaya sunulan 02.02.2012 tarihli ibranamenin değerlendirilmemesi hatalı olmuştur. Anılan sebeple, bahsi geçen ibranamenin düzenlenme tarihi itibariyle 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’na tabi olmadığı da dikkate alınarak ibraname gerekçeli bir şekilde değerlendirmeye tabi tutulmalı ve sonuca gidilmelidir. SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebepten BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 19/06/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi....

                  DAVALI-KARŞI Taraflar arasındaki asıl davada tazminat, karşı davada sözleşmenin geçersizliğinin tespiti terditli olarak sözleşmenin feshi davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı asıl davanın reddine, terditli olarak sürülen fesih talebinin kabulüne yönelik verilen hükmün süresi içinde asıl davada davacı-karşı davada davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R - Davacı-karşı davalı vekili, müvekkili yüklenici ile davalı-karşı davacı arasında 29.01.2013 tarihinde arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi düzenlendiğini, davalı-karşı davacının 05.04.2013 tarihinde müvekkiline ihtarname göndererek sözleşmeyi feshetmeyi talep ettiğini, müvekkilinin sözleşmeden kaynaklı yüklendiği işi yapabilmek için gerekli girişimlerde bulunduğunu, iş sözleşmeleri yaptığını, borç altına girdiğini, sözleşmeye güvenerek harcamalar yaptığını ileri sürerek 192.308,00 TL.nin davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir....

                    Somut olayda; dava, uyuşmazlık konusu olan kira sözleşmesinin kurulduğu andan itibaren muvazaa nedeniyle iptali ile birlikte ecrimisil istemine ilişkindir. HUMK’nun 8. maddesinin 2. fıkrasında yalnızca akdin feshi istemli davaların dava konusu olan şeyin değerine bakılmaksızın sulh hukuk mahkemesinde açılacağı öngörülmüştür. Buna karşılık sözleşmesinin geçersizliğinin tespiti, başlangıçtan beri geçerli olmadığının saptanması davasında görevli mahkeme dava konusu değere göre belirlenecektir. Bu durumda, HUMK’nun 8. maddesinin 2 fıkrası kapsamında bulunmayan baştan beri kira sözleşmesinin geçersizliğinin tespiti ile birlikte 31.000,00 TL ecrimisil talebinden oluşan uyuşmazlığın, Asliye Hukuk Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 sayılı HMK.'nun 21 ve 22.(1086 sayılı HUMK.’nun 25 ve 26.) maddeleri gereğinc Gölcük 1.Asliye Hukuk Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE, 12.10.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi....

                      UYAP Entegrasyonu