Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 08/11/2022 NUMARASI : 2020/390 ESAS-2022/882 KARAR DAVA KONUSU : Velayetin Değiştirilmesi KARAR : Yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm hakkında istinaf talebinde bulunulmakla; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; dava tarihi itibariyle ve dava sonunda müşterek çocuğun velayetinin babaya verilmesine ve iştirak nafakasının velayet değişim kararı ile birlikte kaldırılmasına, aylık 4.000,00- TL olan iştirak nafakasının aylık 2.000,00- TL'ye azaltılmasına, tüm yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalı tarafça karşılanmasına karar verilmesini talep etmiştir. CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ; "...Alınan sosyal inceleme raporu içeriği gözetilerek, annenin velayet görevini ihmal ettiği veya kötüye kullandığına ilişkin delil elde edilemediği..."...

Hukuk Dairesi DAVA TÜRÜ : YÖNETİM KURULU KARARININ İPTALİ İLK DERECE MAHKEMESİ : ... 42. İş Mahkemesi Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı....

    Ancak; Dosya içindeki bilgi ve belgelerden, dava konusu kat mülkiyetli anataşınmazın tek parsel üzerinde kurulu bulunduğu ve kat mülkiyetine tabi olduğu anlaşılmaktadır. 634 sayılı Kat Mülkiyeti Yasası’nın 28. maddesine göre, yönetim planının değiştirilmesi için bütün kat maliklerinin beşte dördünün oyu şarttır. Anataşınmazda 144 bağımsız bölüm bulunmakta olup dava konusu 04.05.2008 günü yapılan toplantıda, yönetim planının değiştirilmesine ilişkin olarak alınan kararlar yasada aranan çoğunlukla alınmamıştır. Anataşınmazın toplu yapı yönetimine tabi olmadığı da gözetilerek, yönetim planı hükümlerinin değiştirilmesi yönünde alınan kararların iptali yerine buna yönelik talebin reddi doğru görülmemiştir....

      İş hukukumuzda 4857 sayılı İş Kanunu ile iş güvencesi olarak getirilen düzenleme işverenin feshine karşı getirilmiş, ancak işçinin iş sözleşmesi devam ederken, işinin veya işyerinin değiştirilmesi halinde, önceki işine veya işyerine işe iadesi yönünde bir düzenlemeye yer verilmemiştir. Bu konuda 2821 sayılı Sendikalar Kanunu'nun 30. maddesinde işyeri sendika temsilcileri için önceki işe veya işyerine iadesi yönündeki hüküm dışında bir kural bulunmamaktadır. İşyeri sendika temsilcisi işçi açısından anılan hüküm dışında, Toplu İş Sözleşmesi hükümleri ile ayrık düzenleme getirilmediği sürece, bir işçi iş sözleşmesi devam ederken, eski işine veya işyerine iadesi şeklinde bir talepte bulunamaz. İşçinin görev yerinin değiştirilmesi, iş şartlarından esaslı değişiklik niteliğinde ise, işçinin 4857 sayılı İş Kanunu'nun 22. maddesi uyarınca kabul etmeme hakkı bulunmaktadır....

        DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali ( İpoteğin Paraya Çevrilmesi Yoluyla İlamsız Takip ) İSTİNAF KARARININ KARAR TARİHİ : 03/11/2023 YAZIM TARİHİ : 07/11/2023 Taraflar arasında görülen davada verilen kararın istinaf incelemesi davacı vekilince istenmekle, tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü: DAVA: Davacı vekili; müvekkili banka ile davalı şirket arasında .............. USD bedelli, ............. EURO bedelli ve ..................

          Numaralı, 25.07.2019 tarihli ilamı ile davanın görev yönünden reddine karar verildiğini, Altındağ Ulucanlar Sosyal Güvenlik Merkezi, 10.04.2019 tarih, 5546307 sayı, işyeri tescil bilgileri konulu yazısı ile müvekkili T1 işveren, müvekkilinin annesinin ikamet ettiği “ Emek Mah. Kazakistan Cad. No:4/4 Çankaya/Ankara“ adresi iş yeri gösterilerek, 2.9700.02.02.1291885.006.07.10/000/002 numarası ile re’sen müvekkilinin işveren olarak işyeri tescil kaydının yapıldığını, işbu işleme karşı 20.05.2019 tarih, 7592665 sayılı dilekçe ile itiraz ettiklerini, itirazlarına ek olarak 14.06.2019 tarihinde 8670411 sayılı dilekçe ile ek beyanlarını sunduklarını, Kurum'ca 17.06.2019 tarih, 52576539- 206.99- E.8689506 sayılı yazı ile itirazlarının reddine karar verildiğini belirterek, kurumun 10.04.2019 tarih, 5546307 sayı, işyeri tescil bilgileri konulu işyeri tescil işleminin iptaline karar verilmesi talep ve dava etmiştir....

          DAİREMİZİN KALDIRMA KARARI : Dairemizin 20.11.2020 tarih 2018/226 Esas 2020/1039 sayılı kaldırma kararı ile davacı taraf aracının eksik ödenen hasar bedelinin kasko sigortacısı şirketten tahsili amacıyla davalı hakkında başlatılan takibe yapılan itirazın iptali isteminde bulunmuş, davalı vekili ise süresinde verdiği cevap dilekçesiyle davacıya ait dava konusu olmayan başka bir aracın 12 lastiğinin ve benzin deposunun değiştirilmesi sonucu aracın satış değerinde meydana gelen 7.500,00 TL sovtaj kaybının dava konusu aracın hasar bedelinden düşüldüğünü savunarak, takas def'inde bulunmuştur....

            Mirasçılık belgesinin değiştirilmesi veya iptali konusunda 1086 sayılı Kanundan farklı bir düzenlemeye giden 6100 sayılı Kanun, bu konularda ilk derece mahkemelerini görevlendirmemiş, 387. madde uyarınca hukuki yararı bulunan ilgililerin kararı öğrenmelerinden itibaren iki hafta içinde, ancak istinaf yoluna başvurabileceklerini öngörmüştür. 6100 sayılı Kanunun, mirasçılık belgesinin değiştirilmesi veya iptali konusunda sulh veya asliye hukuk mahkemelerine görev vermediği, bu konuda görevli mahkemenin istinaf yoluna başvurulmak suretiyle bölge adliye mahkemesi olduğu açıktır. Bölge adliye mahkemeleri henüz faaliyete geçmediğinden, mirasçılık belgesinin iptali konusunda görevli mahkemeyi belirlemek için 6100 sayılı Kanunun intikal hükümlerine bakmak gerekecektir....

              Yukarıda açıklandığı gibi HUMK'nın 8/II-5. maddesi uyarınca mirasçılık belgesinin verilmesi, değiştirilmesi veya iptal davaları ile ilgili görev sulh hukuk mahkemesine verildiği halde HMK'nın 382/2-c maddesinin 6. bendine göre sulh hukuk mahkemeleri sadece veraset belgesi verilmesiyle ilgili istekler konusunda görevlidir. Buradan hareketle veraset belgesinin değiştirilmesi veya daha önce verilen veraset belgesinin iptali davalarının sulh hukuk mahkemesinde görülemeyeceği sonucuna varılmaktadır. Kaldı ki veraset belgesinin iptali davalarının hasımlı olarak açılması zorunlu bulunduğundan çekişmesiz yargı kapsamından çıkıp çekişmeli yargı mahiyetini aldığı da bir gerçektir. Bu durum karşısında HMK'nın yürürlüğe girdiği 01.10.2011 tarihinden sonra açılan bu dava bakımından HMK'nın 382/2-c maddesinin 6. bendi uyarınca asliye hukuk mahkemesi görevlidir....

                Yukarıda açıklandığı gibi HUMK'nın 8/II-5. maddesi uyarınca mirasçılık belgesinin verilmesi, değiştirilmesi veya iptal davaları ile ilgili görev sulh hukuk mahkemesine verildiği halde HMK'nın 382/2-c maddesinin 6. bendine göre sulh hukuk mahkemeleri sadece mirasçılık belgesi verilmesiyle ilgili istekler konusunda görevlidir. Buradan hareketle mirasçılık belgesinin değiştirilmesi veya daha önce verilen mirasçılık belgesinin iptali davalarının sulh hukuk mahkemesinde görülemeyeceği sonucuna varılmaktadır. Kaldı ki mirasçılık belgesinin iptali davalarının hasımlı olarak açılması zorunlu bulunduğundan çekişmesiz yargı kapsamından çıkıp çekişmeli yargı mahiyetini aldığı da bir gerçektir. Bu durum karşısında HMK'nın yürürlüğe girdiği 01.10.2011 tarihinden sonra açılan bu dava bakımından HMK'nın 382/2-c maddesinin 6. bendi uyarınca asliye hukuk mahkemesi görevlidir....

                  UYAP Entegrasyonu