Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Mirasçılık belgesinin değiştirilmesi veya iptali konusunda 1086 sayılı Kanundan farklı bir düzenlemeye giden 6100 sayılı Kanun, bu konularda ilk derece mahkemelerini görevlendirmemiş, 387. madde uyarınca hukuki yararı bulunan ilgililerin kararı öğrenmelerinden itibaren iki hafta içinde, ancak istinaf yoluna başvurabileceklerini öngörmüştür. 6100 sayılı Kanunun, mirasçılık belgesinin değiştirilmesi veya iptali konusunda sulh veya asliye hukuk mahkemelerine görev vermediği, bu konuda görevli mahkemenin istinaf yoluna başvurulmak suretiyle bölge adliye mahkemesi olduğu açıktır. Bölge adliye mahkemeleri henüz faaliyete geçmediğinden, mirasçılık belgesinin iptali konusunda görevli mahkemeyi belirlemek için 6100 sayılı Kanunun intikal hükümlerine bakmak gerekecektir....

    DAVA KONUSU : İşyeri Değiştirilmesi Kararının İptali KARAR : TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle;davacının davalı şirkette Manisa Bölge Alaşehir İlçe Yöneticiliği bünyesinde İlçe Yöneticisi unvanı ile 24.06.2013 tarihinde işe başlayıp, 04.04.2017 tarihinde ise herhangi bir gerekçe gösterilmeksizin iş aklinin feshedildiğinin kendisine bildirildiğini beyanla feshin geçersizliği ile işe iadesine en çok 4 aylık çalıştırılmayan süre ücretinin ödenmesine,işe iade kararına rağmen işe alınmaması halinde işe başlatmama tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

    Yine Bornova SGM tarafından mahkememize gönderilen cevabi yazılarda yer alan açıklamalar ve ekinde bulunan işyeri tescil bilgilerinden, davacı şirket adına tescilli işyerlerinin mahiyet kodunun özel (2) olarak değiştirildiği anlaşılmıştır....

      Davalı vekili; davacının işyeri değişikliğinin esaslı değişiklik olmadığını belirterek davanın reddini talep etmiştir. Mahkemece, davacının davalı TİAŞ Genel Müdürlüğünün 16....

        Dava dosyasının incelenmesinden; … Unlu Mamulleri adlı işletmenin sahibi olan davacılar tarafından, aynı cadde üzerinde bulunan … adlı işletmeye verilen "ekmek fırını" ana faaliyet konulu işyerine, Yönetmelik hükümlerine aykırı olarak ruhsat verildiğinden bahisle, verilen ruhsatın iptal edilmesi isteğiyle yapılan 16/09/2019 ve 12759 sayılı başvurunun reddi üzerine, anılan işyerine verilen işyeri açma ve çalışma ruhsatının iptali istemiyle bakılmakta olan davanın açıldığı anlaşılmaktadır....

          ın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenle tebliğnameye aykırı olarak BOZULMASINA, bozma nedeni yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi yollamasıyla 1412 sayılı CMUK’un 322. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak, hırsızlık suçundan kurulan hüküm fıkrasından TCK'nın 31. maddesi uygulaması ile ilgili paragraftaki sonuç cezanın " 2 yıl 8 ay hapis cezası” olarak değiştirilmesi suretiyle, diğer yönleri usul ve yasaya uygun bulunan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, II- Suça sürüklenen çocuk hakkında işyeri dokunulmazlığını ihlal suçundan kurulan hükmün incelenmesi; Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve hakimin takdirine göre; suça sürüklenen çocuk ...'...

            e yönelik işyeri dokunulmazlığının ihlali suçundan kurulan hükmün incelenmesinde; Suça sürüklenen çocuk hakkında katılan ...ile müşteki ...'e yönelik hırsızlık suçunun yanında, mala zarar verme suçlarından ve katılan ...a yönelik konut dokunulmazlığının ihlali suçu ile müşteki ...'e yönelik işyeri dokunulmazlığının ihlali suçundan da cezalandırılması istemi ile davalar açıldığı halde, 20.02.2012 tarihli kararda anılan müştekilere yönelik sadece hırsızlık suçundan hüküm kurulduğu, diğer suçlardan hüküm kurulmadığı anlaşılmakla, suça sürüklenen çocuğa yüklenen ancak hüküm kurulmayan mala zarar verme, işyeri dokunulmazlığının ihlali ve konut dokunulmazlığının ihlali suçları ile ilgili olarak mahkemesince karar verilmesi olanaklı görülmüş, dosya içeriğine göre diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir. Ancak; 1- Müşteki ...'...

              yükletilmesine karar verilmesi, Bozmayı gerektirmiş, hükümlü suça sürüklenen çocuklar ..., ... ile suça sürüklenen çocuklar müdafiinin temyiz istemi bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenle tebliğnameye uygun olarak BOZULMASINA, bozma nedeni yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi yollamasıyla 1412 sayılı CMUK’un 322. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak, hırsızlık suçlarından "3000 TL adli para cezası olarak" olarak belirlenen sonuç cezaların "2.240TL adli para cezalarına, işyeri dokunulmazlığını bozma suçlarından 2.400TL adli para cezası olarak belirlenen sonuç cezaların 1.800 TL adli para cezalarına" olarak değiştirilmesi ile yine hüküm fıkrasından “yargılama giderlerine ilişkin bölümün” çıkartılması suretiyle, diğer yönleri usul ve yasaya uygun bulunan hükümlerin DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 25.09.2019 gününde oy birliğiyle karar verildi....

                "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : Hırsızlık, işyeri dokunulmazlığını bozma, mala zarar verme HÜKÜM : Mahkumiyet Dosya incelenerek gereği düşünüldü; 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunun'un 231/11. maddesinde yer alan "Denetim süresi içinde kasten yeni bir suç işlenmesi veya denetimli serbestlik tedbirine ilişkin yükümlülüklere aykırı davranılması halinde, mahkeme hükmü açıklar....

                  Yukarıda açıklandığı gibi HUMK'nın 8/II-5. maddesi uyarınca mirasçılık belgesinin verilmesi, değiştirilmesi veya iptal davaları ile ilgili görev sulh hukuk mahkemesine verildiği halde HMK'nın 382/2-c maddesinin 6. bendine göre sulh hukuk mahkemeleri sadece mirasçılık belgesi verilmesiyle ilgili istekler konusunda görevlidir. Buradan hareketle mirasçılık belgesinin değiştirilmesi veya daha önce verilen mirasçılık belgesinin iptali davalarının sulh hukuk mahkemesinde görülemeyeceği sonucuna varılmaktadır. Kaldı ki mirasçılık belgesinin iptali davalarının hasımlı olarak açılması zorunlu bulunduğundan çekişmesiz yargı kapsamından çıkıp çekişmeli yargı mahiyetini aldığı da bir gerçektir. Bu durum karşısında HMK'nın yürürlüğe girdiği 01.10.2011 tarihinden sonra açılan bu dava bakımından HMK'nın 382/2-c maddesinin 6. bendi uyarınca asliye hukuk mahkemesi görevlidir....

                    UYAP Entegrasyonu