Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Davacı dilekçesinde; boşanma davasında hüküm altına alınmış olan yoksulluk ve iştirak nafakalarının yetersiz kaldığını ileri sürerek; yoksulluk nafakasının 250 TL den 400 TL ye, iştirak nafakalarının ise 150’şer TL den 300’er TL ye artırılmasını talep etmiştir....

    Aile Mahkemesinin 13.02.2013 tarihli kararı ile anlaşmalı olarak davalıdan boşandığını, talep edilmediğinden yoksulluk nafakasına hükmedilmediğini, müşterek çocuğun velayetinin davacıya bırakıldığını ve aylık 300,00 TL iştirak nafakasına hükmedildiğini, müşterek çocuğun büyüdüğünü, anaokuluna gittiğini, masraflarının arttığını, nafakanın yetersiz kaldığını, masrafları karşılamakta zorlandığını belirterek, aylık 500,00 TL yoksulluk nafakasına ve iştirak nafakasının ise aylık 1.000,00 TL'ye çıkarılması ile her yıl tefe-tüfe oranında arttırılması karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı; davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir....

      GEREKÇE : Davanın konusu, yardım nafakası davasıdır. Davacı taraf istinafında, nafakanın düşük olduğundan bahisle, talebi doğrultusunda nafakaya hükmedilmesini talep etmiştir. Davacı tarafça aylık 1.500 TL yardım nafakası talebinde bulunulduğu, mahkemece aylık 600 TL yardım nafakasına ve her yıl Üfe oranında arttırılmasına hükmedildiği anlaşılmıştır. Davacı tarafın öğrenci olduğu, annesi ile yaşadığı, annesinin yetim aylığı aldığı, davalı babanın 4.250 TL gelirinin bulunduğu, kira ödemediği, 1 adet 2011 Model Skoda marka aracının bulunduğu, evli olduğu, ayrıca davacının annesi olan Nursel Demirci'ye 632 TL yoksulluk nafakası ödediği anlaşılmış olup tarafların belirlenen ekonomik ve sosyal durumları, tüm dosya kapsamı, tanık beyanları göz önüne alındığında davacı için takdir edilen 600 TL yardım nafakası miktarının uygun olduğu sonucuna varılmakla davacının tüm istinaf taleplerinin esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaati ile, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....

      İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı istinaf dilekçesinde özetle; Hükmedilen nafaka miktarının düşük olduğunu, davalarının kabulü ile müşterek çocuk Ayşegül için aylık 2.000,00- TL. tedbir nafakasının davacı müvekkile ödenmesine, dava kesinleştikten sonra tedbir nafakasının aynı miktarda iştirak nafakası olarak devamına, belirlenen bu nafakanın her yıl TÜİK' in yayınladığı ÜFE oranında artırılmasına, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ederek kararı istinaf etümiştir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE : Dava; iştirak nafakası (TMK.nun 182/3- 4. mad.) davasıdır. İlk derece mahkemesince verilen karara karşı davacı vekili süresinde istinaf talebinde bulunmuştur....

      Türk Medeni Kanunun 365/2.maddesi '' dava davacının geçinmesi için gerekli ve karşı tarafın mali gücüne uygun bir yardım isteminden ibarettir." şeklindeki düzenleme ile yardım nafakası davasını tanımlamıştır. Hukuk Genel Kurulunun 7.10.1998 gün ve 1998/656- 688 sayılı ilamında da "...yeme, giyinme, barınma, sağlık, ulaşım, kültür (eğitim) gibi bireyin maddi varlığını geliştirmek için zorunlu ve gerekli görülen harcamaları karşılayacak düzeyde geliri olmayanların..." yoksul kabul edilmesi gerektiği vurgulanmıştır. Yardım nafakasına karar verilebilmesi için nafaka isteyenin yardım edilmemesi halinde yoksulluğa düşeceğinin anlaşılması gerekmektedir.Eğitimine devam etmekte olan kişi kendi emek ve geliriyle yaşamını sürdürmekten yoksun ise, ana babasından öğrenimini tamamlayıncaya kadar yardım nafakası isteyebilir. Ne var ki, bunu vermekle yükümlü tutulacak kişilerin geçim sıkıntısına düşürülmemesi asıldır....

      Türk Medeni Kanunun 365/2.maddesi '' dava davacının geçinmesi için gerekli ve karşı tarafın mali gücüne uygun bir yardım isteminden ibarettir." şeklindeki düzenleme ile yardım nafakası davasını tanımlamıştır. Hukuk Genel Kurulunun 7.10.1998 gün ve 1998/656- 688 sayılı ilamında da "...yeme, giyinme, barınma, sağlık, ulaşım, kültür (eğitim) gibi bireyin maddi varlığını geliştirmek için zorunlu ve gerekli görülen harcamaları karşılayacak düzeyde geliri olmayanların..." yoksul kabul edilmesi gerektiği vurgulanmıştır. Yardım nafakasına karar verilebilmesi için nafaka isteyenin yardım edilmemesi halinde yoksulluğa düşeceğinin anlaşılması gerekmektedir.Eğitimine devam etmekte olan kişi kendi emek ve geliriyle yaşamını sürdürmekten yoksun ise, ana babasından öğrenimini tamamlayıncaya kadar yardım nafakası isteyebilir. Ne var ki, bunu vermekle yükümlü tutulacak kişilerin geçim sıkıntısına düşürülmemesi asıldır....

      Taraflar arasındaki nafaka davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, asıl davanın kısmen kabulüne ve karşılık davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Davacı (karşı davalı) vekili dava dilekçesinde; tarafların boşandıklarını, müşterek çocukların velayetinin davacı anneye verilerek, müşterek çocuk ... için aylık 200,00'er TL iştirak nafakası ile davacı için aylık 100,00 TL yoksulluk nafakasına hükmedildiğini, hükmedilen nafaka miktarlarının yetersiz olduğunu beyan ederek, davacı için ödenen yoksulluk nafakasının aylık 200,00 TL'ye, müşterek çocuk için ödenen iştirak nafakasının ise aylık 400'er TL'ye yükseltilmesine, davacı mustafa için ise 400 TL yardım nafakasının davalı (karşı davacı)dan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

        Yardım nafakası, aile bireylerini yoksulluk ve düşkünlükten kurtarmaya ilişkin bir nevi sosyal yardımlaşma olup, ahlak kuralları ile geleneklerin zorunlu kıldığı bir ödevdir. Aile bağlarının herhangi bir nedenle zayıflamış olması da yükümlülüğü ortadan kaldıran bir neden olarak düzenlenmemiştir. Bu nedenlerle kanun koyucu, yardım nafakasını kişinin ve toplumun vicdanına bırakmamış, kanuni bir ödev olarak düzenlemiştir. Somut olayda; ilk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda, davacının, davalının kızı olduğu, Üniversite eğitimine devam ettiği, herhangi malvarlığının ve gelirinin bulunmadığı, tarafların ve dava dışı annenin sosyal ve ekonomik durumları dikkate alınarak davanın kısmen kabul edilerek aylık 500,00 TL yardım nafakasının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verildiği, karara karşı davacı vekilinin istinaf kanun yoluna başvurduğu anlaşılmaktadır....

        Davacının müşterek çocuk için aylık 250,00TL iştirak nafakasının aylık 500,00TL ye, kendisi için aylık 300,00TL olan yoksulluk nafakasının aylık 600,00TL ye yükseltilmesini talep ettiği, yerel mahkemece davacı kadın ve müşterek çocuk için ayrı ayrı aylık 75,00er TL arttırım yapıldığı, yoksulluk nafakası artış miktarı ile iştirak nafakası artış miktarı yönünden bir yıllık nafaka artış tutarının ayrı ayrı 900,00er TL ye tekabül ettiği, yine davacının 225,00TL lik yoksulluk nafakası artış talebinin reddedildiği, reddedilen bir yıllık yoksulluk nafaka artış miktarının 2.700TL ye tekabül ettiği, müşterek çocuk için aylık 175,00TL lik iştirak nafakası artış talebinin reddedildiği, reddedilen bir yıllık iştirak nafakası artış miktarının 2.100TL ye tekabül ettiği, HMK 341/2 maddesi gereğince karar tarihi itibariyle miktar veya değeri 5.880,00 TL'yi geçmeyen mal varlığına ilişkin kararların kesin olduğu, dolayısıyla kesinlik sınırında kalan tarafların istinaf talebinin HMK 352 maddesi gereğince...

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Velayetin Değiştirilmesi-İştirak Nafakası-Yoksulluk Nafakasının Arttırılması Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, yerinde bulunmayan temyiz isteğinin reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, adli müzaharetden yararlanması sebebiyle başlangıçta temyiz edenden alınmamış olan aşağıda yazılı karar ve ilam harcı ile temyiz başvuru harcının temyiz edenden alınmasına, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 28.06.2016 (Salı)...

          UYAP Entegrasyonu