Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :AİLE MAHKEMESİ Taraflar arasındaki iştirak nafakasının kaldırılması davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Davacı vekili, dava dilekçesinde; davalı ile .....Aile Mahkemesinin ...sayılı kararı ile boşandıklarını, müşterek çocuklar ........ın velayetlerinin anneye verildiğini, müşterek çocuklar için ayrı ayrı aylık 750'şer TL iştirak nafakası belirlendiğini, çalışmış olduğu.....'nin iflasına karar verildiğini, belirlenen iştirak nafakasını ödeme gücü kalmadığını belirterek; iştirak nafakasının kaldırılmasına veya indirilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı, davaya cevap vermemiştir....

    KDZ Ereğli Aile Mahkemesi'nin 2017/723 E. -2017/704 eK: sayılı ilamı ile tarafların 29/11/2017 tarihinde anlaşmalı olarak boşandıkları, davalı kadın lehine aylık 600 TL yoksulluk nafakası ile nafakanın her yıl %10 oranında arttırılmasına karar verildiği, kararın istinaf edilmeyerek 02/01/2018 tarihinde kesinleştiği, iş bu davanın 15/04/2019 tarihinde anlaşmalı boşanmanın üzerinden 1 yıl 3 ay geçmiş iken açıldığı, anlaşmalı boşanma tarihinde erkeğin emekli olacağını ve kadının da boşanmakla babasından yetim maaşı alacağını bilebilecek durumda olması, çok kısa süre içinde anlaşmalı boşanmada kabul ettiği yoksulluk nafakasının kaldırılması isteminin ahde vefa ilkesi ve iyi niyetle bağdaşmayacağı, bu nedenle mahkemece yoksulluk nafakası kaldırılması davasının reddi ile nafakanın tarafların ekonomik ve sosyal durumları gözetilerek bir miktar düşürülmesinde herhangi bir isabetsizlik yoktur....

    AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 24/06/2021 NUMARASI : 2020/132 ESAS 2021/362 KARAR DAVA KONUSU : Nafakasının Azaltılması KARAR : İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonunda verilen yukarıda tarihi ve numarası gösterilen karara karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmakla HMK’nın 353. maddesi gereğince duruşma yapılmadan incelenmesine karar verilerek HMK’nın 355. maddesi gereğincede; istinaf dilekçesinde yazılan sebepler ve kamu düzeni ile sınırlı olarak dosya incelendi, TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili 25.02.2020 tarihli dava dilekçesinde özetle; tarafların Ankara 3. Aile Mahkemesinin 2018/898 Esas 2018/818 Kararı ile anlaşmalı olarak boşandıklarını, protokol uyarınca müşterek çocuklar lehine yıllık toplam 40.000 TL iştirak nafakasına hükmedildiğini, ekonomik gücündeki azalma sebebiyle müşterek çocuklar lehine hükmedilen yıllık toplam 40.000 TL iştirak nafakasının yıllık 20.000 TL'ye indirilmesini talep ve dava etmiştir....

    Anlaşmalı boşanma yönünde oluşan karar kesinleşinceye kadar eşlerin bu yöndeki diğer bir ifadeyle gerek boşanmanın mali sonuçları, gerekse çocukların durumu hususunda kabul edilen düzenlemeleri kapsayan irade beyanından dönmesini engelleyici yasal bir hüküm bulunmamaktadır. Anlaşmanın bozulması ile anlaşmalı boşanma hükmü bütünüyle geçersiz hale gelir. Bu halde anlaşmalı boşanma davasının "çekişmeli boşanma" (TMK m. 166/1- 2) olarak görülmesi gerekir....

    DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve HUKUKİ SEBEPLER : Dava iştirak ve yoksulluk nafakasının indirilmesi davasıdır. Yargıtay 2. Hukuk Dairesinin 04.10.2010 tarih 2009/14223 esas, 2010/15954 karar sayılı ilamında belirtildiği şekilde anlaşmalı boşanmaya karar verilmesi halinde bu yönde oluşturulacak hükmün, taraflar arasında düzenlenen ve uygun görülen protokoldeki eda hükmü içeren bölümlerin, edayı sağlayıcı şekilde tesis edilmesi zorunludur. Taraflar arasında düzenlenen ve mahkemeye sunulan 12/07/2020 havale tarihli protokolün 2. ve 4. maddesinde yoksulluk ve iştirak nafakasına ÜFE/TÜFE oranında artırım uygulanması kararlaştırılmıştır. Ne var ki boşanmaya karar veren Çumra Asliye Hukuk Mahkemesi nafakalara ÜFE / TÜFE artışı hususunda edayı sağlayacak şekilde hüküm kurmamıştır. Protokolün onaylanması eda içeren bir hükmün varlığına işaret etmez....

    Davada; anlaşmalı boşanma ile kabul edilen 150 TL yoksulluk ve müşterek 2 çocuk için 50'şer TL'den 100 TL iştirak nafakasının her yıl temmuz ayında %50 artış şartının kaldırılması veya nafakaların 100 TL indirilmesi istenilmiş, mahkemece davanın reddi cihetine gdilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir. TMK.mad.176/lV hükmüne göre: “Tarafların mali durumlarının değişmesi veya hakkaniyetin gerektirdiği hallerde iradın arttırılması veya azaltılmasına karar verilebilir.” Aynı şekilde 331.madde uyarınca; “durumun değişmesi halinde hakim, istem üzerine nafaka miktarını yeniden belirler veya nafakayı kaldırır.” Yukarıda sözüedilen yasal düzenlemelere göre, iradın arttırılması veya azaltılması için ya tarafların mali durumlarının değişmesi veya hakkaniyetin bunu gerektirmesi gerekmektedir. Hakkaniyet bir bakıma adaleti deyimler....

      Aile Mahkemesinin 2011/160 esas 2011/1202 karar sayılı 24.10.2011 tarihli kararı ile protokol düzenleyerek anlaşmalı olarak boşanmışlar, boşanma ile çocukların velayetinin anneye verilmesi, çocuklar için iştirak nafakası, kadın için aylık 700,00 TL yoksulluk nafakasının her yıl TEFE oranında artırılması ve 60.000,00 TL tazminatın erkekten alınmasına karar verilmiş, tarafların temyizden feragati kapsamında 11.11.2011 tarihinde karar kesinleşmiştir. Bu durumda, yapılan protokol hukuki niteliği itibariyle, Türk Medeni Kanunu hükümlerinden kaynaklanmakta ise de; genel sözleşme hükümlerine tabidir. Böylece, taraflar, kanunun emredici nitelikte olan kamu düzeni ve genel ahlaka aykırı saymadığı hususlarda serbest iradeleriyle sözleşme yapabileceklerdir (BK. md.19). Aynı zamanda, sözleşenler, ifanın her yıl ne miktarda ve ne şekilde bir artışla yapılacağını da kararlaştırabilirler....

      İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; davanın kısmen kabul kısmen reddine, tarafların müşterek çocukları Zeynep Akça ve Mustafa Akça için verilen iştirak nafakasının kaldırılması ve azaltılması talebinin ayrı ayrı reddine, davalı kadın Refika için verilen yoksulluk nafakasının dava tarihi olan 15/09/2020 tarihinden itibaren kaldırılmasına karar verilmiştir. İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı vekili istinaf dilekçesi ile; iştirak nafakasının kaldırılması-indirilmesi taleplerinin reddinin usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek istinaf kanun yoluna başvurmuştur. Davalı vekili istinaf dilekçesi ile; yoksulluk nafakasının kaldırılmasının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek istinaf kanun yoluna başvurmuştur....

      Aile Mahkemesinin 2014/918 Esas sayılı dosyasında nafaka artırımı davası açıldığını, tarafların 17.03.2016 tarihinde son bir protokol hazırlayarak çocuk adına kayıtlı olan Moda'daki taşınmaz kira bedelinin davalı tarafından alınması, davacının çocuk için aylık 2.000,00 TL iştirak nafakası ödemesi, taşınmaz kirasından talepte bulunmaması ve iştirak nafakasının her yıl enflasyon oranında artırılması şeklinde düzenleme yaptıklarını, davacının halen aylık 3.500,00 TL iştirak nafakası ödediğini, davacının 2010 yılında evlenip 2 çocuğu daha olduğunu, halen çocuklarının özel okulda okuduğunu, davacının ekonomik durumunun kötüye gittiğini, boşanma sırasında çocuk ile kurulan şahsi ilişki düzenlenmesinin az olduğunu belirterek iştirak nafakasının dava tarihinden itibaren 1.500,00 TL'ye indirilmesine, çocuk ile baba arasındaki şahsi ilişkinin yeniden düzenlenmesine, müşterek çocuğun okul, özel okul masrafı, özel ders ücretleri, servis, kitap vs. eğitim giderlerinin taraflar arasında yarı yarıya karşılanmasına...

      SAVUNMA:Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili tarafından müşterek çocuk için hükmedilen iştirak nafakasının aksatmadan yatırıldığı, anlaşmalı boşanma protokolünde herhangi bir tarafın hem iştirak nafakasına hem de eğitim giderlerine katılması maddesi konulmasının geçersiz olduğu, iştirak nafakasının eğitim giderlerini de kapsadığı, henüz anaokulu düzeyinde bu denli yüksek masrafa girmenin davacının kendi kararı olduğu, tarafların sosyal ekonomik durumları, nafakanın niteliği, müşterek çocuğun yaşı, eğitim durumu, ihtiyacı ve nafaka yükümlüsünün gelir durumu naza alındığında müvekkilinin bu masraflara katılmasının hukuki gerekçesinin olmadığı, Ankara 8....

      UYAP Entegrasyonu