Tüm dosya kapsamına göre; ilk derece mahkemesinin delil değerlendirmesi ve davanın kısmen kabul gerekçesinin doğru olduğu, kanunun olaya uygulanmasında hata edilmediği, her ne kadar ilk derece mahkemesince müşterek çocuklar için bağlanacak olan nafakanın dava tarihinden itibaren iştirak nafakası olarak nitelendirilmesinin gerekmesine rağmen, dava tarihinden kararın kesinleşme tarihine kadar tedbir nafakası olarak nitelendirilmesi hatalı ise de, istinaf bulunmadığından hataya değinilmekle yetinilmiş, neticeten müşterek çocukların yaşı, eğitim durumu, tarafların sosyal-ekonomik durumları, paranın satın alma gücü ve hakkaniyet ilkesi dikkate alındığında müşterek çocuklar yararına hükmedilen iştirak nafakası miktarlarının az olmadığı anlaşıldığından, davacının istinaf başvurusunun HMK m. 353/1- b-1 uyarınca esastan reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur. HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1- Davacı vekilinin Adana 6....
İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı vekili süresinde verdiği istinaf dilekçesiyle; kusur tespiti, manevi tazminat taleplerinin reddi ve iştirak nafakası miktarı yönünden istinaf talebinde bulunmuştur. Davalı erkek vekili süresinde verdiği istinaf dilekçesiyle; kusur tespiti, velayet, iştirak nafakası ve kadın lehine tazminat takdiri ile kendi tazminat taleplerinin reddi yönünden kararın kaldırılmasını istemiştir....
nafakasına dair talepte bulunmadığı, 16.11.2021 tarihli duruşmada nafaka talebinde bulunduğu, davacı kadının iştirak nafakası talebi hakkında usulüne uygun açılmış bir dava olmadığından iştirak nafakası talebi hakkında karar verilmesine yer olmadığına hükmedildiği gerekçesi ile; tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin anneye verilmesine, çocuklar ile baba arasında kişisel ilişki kurulmasına, ortak çocukların her biri yararına aylık 350,00 TL tedbir nafakasına, iştirak nafakası talebi hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Yerel mahkemece iştirak nafakasının arttırılmasına ilişkin davanın kabulü ile müşterek çocuk lehine 200 TL iştirak nafakasının 500 TL arttırılarak 700 TL olarak davalıdan alınarak, davacıya verilmesine, davacının yoksulluk nafakasının arttırılması talebinin reddine, karar verildiği görülmüştür. İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Yerel mahkemece hükmedilen iştirak nafakası miktarı ile reddedilen yoksulluk nafakasının arttırıma ilişkin taleplerinin reddi yönünden kaldırılmasını talep etmiştir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE : Dava; Yoksulluk ve İştirak nafakasının arttırılması talebine ilişkin olup, İlk derece mahkemesince verilen karara karşı; davacı taraf; hükmedilen iştirak nafakası miktarı, reddedilen yoksulluk nafakasının arttırılması taleplerinin reddi yönünden süresinde istinaf talebinde bulunmuştur....
Davalı (erkek) vekili istinaf dilekçesinde, iştirak nafakası yönünden verilen kararın hukuka ve hakkaniyete aykırı olduğunu, davalının gelirlerinde önemli bir değişiklik olmadığını, hastalığına ilişkin masrafların ise davalının SGK sından karşılandığını, ihtiyaçlarında önemli bir artış olmadığını, artış yapılacaksa bile Yargıtay içtihatlarına uygun artış yapılması gerektiğini, nafakanın yüksek belirlendiğini, yoksulluk nafakasında yapılan artışın hakkaniyete ve Yargıtay içtihatlarına uygun olmadığını belirterek kararın kaldırılmasına, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Davacı taraf istinafa cevap vermemiştir. Dava, iştirak ve yoksulluk nafakasının artırılması davasıdır. İlk derece mahkemesince davanın iştirak nafakası yönünden kısmen kabulüne, yoksulluk nafakası yönünden ise tam kabul kararı verilmiş, karara karşı davalı tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur....
Türk Medeni Kanunun 169 maddesi ve tedbir nafakasının niteliği nazara alındığında kadın ve ortak çocuklar lehine tedbir nafakası takdiri doğru miktarları ise makuldür. Bu itibarla tarafların tedbir nafakasına yönelik istinafının reddine karar vermek gerekmiştir. Velayeti anneye verilen ortak çocukların ihtiyaçları için baba aleyhine iştirak nafakası takdirinin doğru ancak taktir edilen miktarın tarafların ekonomik ve sosyal durumları ile çocukların yaşına ve ihtiyaçlarına göre düşük olduğu, aylık ayrı ayrı 1.000,00'er TL iştirak nafakasının makul olduğu anlaşıldığından, davalı davacı kadının iştirak nafakasına yönelen istinafı kabul edilmiş, anılan miktar iştirak nafakası olarak belirlenmiştir....
; Tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumlarına, nafakanın niteliğine, günün ekonomik koşullarına ve küçüğün ihtiyaçlarına göre; kadın lehine hükmedilen tedbir/yoksulluk ve müşterek çocuk lehine takdir edilen iştirak nafakası azdır....
iştirak nafakası taktiri doğru ise de miktarının düşük tayin edildiği, aylık ayrı ayrı 750,00'şer TL iştirak nafakasının dosya kapsamına uygun olduğu, çocukların yaşları, ihtiyaçları nazara alındığında anılan miktarın iştirak nafakası olarak belirlenmesinin hakkaniyete de uygun olduğu, davada haksız çıkan erkek aleyhine yargılama gideri ve vekalet ücretine hükmedilmesinde hukuka aykırılık bulunmadığı değerlendirilip kadının iştirak nafakası, yoksulluk nafakası ve maddi-manevi tazminata yönelik istinaf talebinin kabulüne, erkeğin tüm istinaf taleplerinin reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur....
ödenmesine, diğer çocuk Batuhan’ın velayetinin babaya verilmesine, anne ile şahsi ilişki kurulmasına, davalı-karşı davacının iştirak nafakası talebinin reddine, davacı-karşı davalı kadın yararına aylık 300 TL yoksulluk nafakası ile 7.000 TL maddi, 7.000 TL manevi tazminat ödenmesine, erkeğin tazminat taleplerinin reddine karar verilmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Velayetin Değiştirilmesi-İştirak Nafakası Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1- Dosyadaki yazılara ve mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına göre, davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir. 2-Mahkemece verilen ilk hüküm “Tefhim edilen kısa kararda, davanın kabulüne hükmedilmekle, davacının hem velayet hem de iştirak nafakası talebi kabul edildiği halde, gerekçeli kararda iştirak nafakasına dair hükme yer verilmeyerek çelişki oluşturulmuştur” gerekçesiyle iştirak nafakası yönünden bozulmuştur. Bozmadan sonra kurulan hükümle davacı kadın lehine yeniden vekâlet ücretine hükmedilmiştir. Oysa ki, vekalet ücreti bozmanın kapsamı dışında kalarak kesinleşmiştir....