Dava, iştirak nafakası davasıdır. Taraflar 27.04.2018 tarihinde kesinleşen ilam ile anlaşmalı boşanmışlardır. Boşanma tarihi itibariyle yaşı küçük olan iki çocuğun velayeti davacı anneye verilmiş, çocuklar lehine iştirak nafakası düzenlenmemiştir. İştirak nafakasının niteliği gereği kanunen istenmesine engel durum yoktur. Davalı tarafın boşanma protokolü kapsamında kadına devrini kabul ettiği gayri menkuller nedeniyle iştirak nafakası yükümlülüğünden kurtulması da mümkün değildir. Bu durum ancak iştirak nafakası belirlenirken tarafların ekonomik ve sosyal durumu dikkate alınırken gözetilmesi gereken bir husustur. TMK 182/2.madde gereğince velayet verilmeyen babanın çocuğuna ekonomik destek yükümlülüğü ve bu kapsamda nafaka ödemesine hükmedilmesi doğrudur. Dosya kapsamında toplanan deliller, tarafların dosyaya yansıyan ekonomik ve sosyal durumları dikkate alındığında müşterek çocuk Muhammed Emin için takdir edilen nafaka miktarı çocuğun yaşı, ihtiyaçları ve hakkaniyete uygundur....
Yukarıda açıklanan TMK.nun 328/1.maddesi uyarınca; kural olarak, ana babanın bakım borcu çocuğun ergin olmasına kadar devam ettiğinden, anılan maddenin birinci fıkrasının açık hükmü uyarınca küçük ergin olmakla lehine bağlanan iştirak nafakası kendiliğinden sona erer. Buna bağlı olarak; davalının ergin olması ile iştirak nafakası kendiliğinden sona erdiğinden, davacının, kanun gereği kendiliğinden sona eren iştirak nafakasının kaldırılması talebi ile dava açmasında hukuken korunmaya değer menfaati, diğer bir ifade ile bu davayı açmakta hukuki yararı bulunmamaktadır....
Somut olayda davalı anne tarafından 2.000,00TL iştirak nafakası talep edilmiş ve mahkemece de ortak çocuk lehine 2.000,00TL iştirak nafakasına hükmedilmiştir. Davalı annenin direnmeye konu olan, ortak çocuk lehine iştirak nafakasının eklentisi niteliğinde öğrenim gideri adı altında hükmedilen alacağa ilişkin bir talebi bulunmamaktadır. İstek dışına çıkılarak velayeti anneye bırakılan çocuk için baba aleyhine iştirak nafakası dışında eğitim-öğretim, okul gideri adı altında ayrı bir alacağa hükmetmek infazda da karışıklığa yol açacaktır. Ayrıca koşulların ve ihtiyaçların değişmesi hâlinde iştirak nafakasının arttırılması her zaman istenebilir....
Ancak, davacı dava dilekçesi ile boşanma kararında yer alan protokol hükümlerinde iştirak nafakası bulunmadığı ve çocuk ile ilgili yükümlülüklerin davalı tarafından yerine getirilmediğinden söz ederek bu hususa ilişkin talep ve dava hakkını saklı tutup iştirak nafakası kalemini ilgilendiren mali yükümlülükler yönünden dava tarihinden itibaren aylık 3.500,00 TL iştirak nafakasına karar verilmesini talep etmiştir. Olayları anlatmak taraflara, hukuki tavsif ise mahkemeye aittir. Davalının dava dilekçesine göre, protokolün bir kısım hükümlerinin uyarlanması mı, yoksa protokolden bağımsız yeni bir iştirak nafakası talebi mi olduğu hususu mahkemece irdelenmemiştir....
Müşterek çocukların yaşları itibariyle ihtiyaçları, mevcut hayat şartları, tarafların tespit edilen sosyal ve ekonomik durumları dikkate alındığında müşterek çocuklar için takdir edilen iştirak nafakası miktarlarının yetersiz olduğu anlaşılmakla davacının müşterek çocuklar lehine hükmedilen iştirak nafakası miktarına yönelik istinaf isteminin kısmen kabulü ile her bir çocuk için aylık 400 TL iştirak nafakası takdiri ile davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmesi gerekmiştir. Sonuç olarak; davacının maddi manevi tazminat ile iştirak nafakası miktarlarına yönelik istinaf talebinin kısmen kabulüne, davalının ise kadın lehine takdir edilen yoksulluk nafakasına yönelik istinaf talebinin kabulüne, tarafların diğer yönlere ilişkin istinaf taleplerinin ayrı ayrı reddi yönünde karar verilmesi gerektiği kanaati ile, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....
Hukukî niteliği bakımından bir bakım nafakası olan iştirak nafakası çocuğun eğitim ve öğretim giderleri yanında yiyecek, giyecek, bakım, barınma, sağlık, harçlık, ulaşım giderlerini de içerir . İştirak nafakası alacağı takas edilemez, haczedilemez ve bu alacak üzerinde rehin tesis edilemez. 20. Türk Medeni Kanunu’nun 330/2. maddesine göre iştirak nafakası borcu her ay peşin ödenmek suretiyle ifa edilir. 21. İfa, en sade tanımıyla, borçlanılmış olan edimin yerine getirilmesi suretiyle borcun sona erdirilmesidir (Alman Medeni Kanunu, m.362/2; Tunçomağ, Kenan: Borçlar Hukuku Genel Hükümler, İstanbul 1976, s. 663; Türk Hukuk Lûgatı: Türk Hukuk Kurumu, ... 2021, s. 542). 22....
Hukukî niteliği bakımından bir bakım nafakası olan iştirak nafakası çocuğun eğitim ve öğretim giderleri yanında yiyecek, giyecek, bakım, barınma, sağlık, harçlık, ulaşım giderlerini de içerir . İştirak nafakası alacağı takas edilemez, haczedilemez ve bu alacak üzerinde rehin tesis edilemez. 20. Türk Medeni Kanunu’nun 330/2. maddesine göre iştirak nafakası borcu her ay peşin ödenmek suretiyle ifa edilir. 21. İfa, en sade tanımıyla, borçlanılmış olan edimin yerine getirilmesi suretiyle borcun sona erdirilmesidir (Alman Medeni Kanunu, m.362/2; Tunçomağ, Kenan: Borçlar Hukuku Genel Hükümler, İstanbul 1976, s. 663; Türk Hukuk Lûgatı: Türk Hukuk Kurumu, Ankara 2021, s. 542). 22....
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARI: İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonunda, davanın kabulü ile, tarafların TMK'nın 166/1 maddesi uyarınca boşanmalarına, müşterek çocukların velayetinin davalı anneye verilmesine, müşterek çocuklarla baba arasında şahsi ilişki tesisine, davalı lehine aylık 100,00 TL tedbir nafakası takdirine, davalının yoksulluk nafakası talebi bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına, müşterek çocuklar için aylık 200,00'er TL tedbir nafakası takdirine, davalının iştirak nafakası talebi bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına, tarafların eşit kusurlu bulunmaları nedeniyle davacının maddi ve manevi tazminat taleplerinin reddine karar verilmiştir. İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; tedbir ve iştirak nafakası miktarları, yoksulluk nafakasının reddine karar verilmesi yönlerinden istinaf kanun yoluna başvurmuştur....
Ayrıca, boşanma kararının "eklentisi" olan yoksulluk, iştirak nafakası, maddi-manevi tazminat, yargılama gideri ve vekalet ücreti de aynı kurala tâbi olup, icra takibine konu edilebilmesi için boşanma hükmünün kesinleşmesi gerekir. Bir başka anlatımla, boşanma hükmü kesinleşmiş ise, eklentilerin (yoksulluk nafakası, iştirak nafakası, maddi ve manevi tazminat vs.) infaz edilmesi için, eklentiler yönünden kararın kesinleşmesi gerekmez. Somut olayda, icra takibinin dayanağı olan ... 9....
nafakası niteliğindedir....