O halde; davacı-davalı babanın, aylık 1500 TL iştirak nafakası ile yükümlü tutulmasını gerektiren, çocuğa yönelik somut bir ihtiyaç bulunmadığından; daha az/makul iştirak nafakasına hükmedilmek üzere; hükmün sadece bu yönden bozulması gerektiğini düşünüyorum....
Tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumlarına, nafakanın niteliğine, günün ekonomik koşullarına ve Türk Medeni Kanununun 4. maddesindeki hakkaniyet ilkesine göre müşterek çocuk yaranına taktir edilen iştirak nafakası miktarı yukarıdaki ilkelere göre bir miktar eksik bulunarak müşterek çocuk yararına yukarıdaki ilkeler çerçevesinde; 850,00.-TL iştirak nafakası takdiri cihetine gidilerek karar vermek gerekmiştir....
Tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumlarına, nafakanın niteliğine, günün ekonomik koşullarına ve Türk Medeni Kanununun 4. maddesindeki hakkaniyet ilkesine göre müşterek çocuk yaranına taktir edilen iştirak nafakası miktarı yukarıdaki ilkelere göre bir miktar eksik bulunarak müşterek çocuk yararına yukarıdaki ilkeler çerçevesinde; 850,00.-TL iştirak nafakası takdiri cihetine gidilerek karar vermek gerekmiştir....
Davalı-davacı kadın, dava dilekçesi ile ortak çocuk yararına aylık 250 TL iştirak nafakası talep ettiği ve ilk derece mahkemesince Şeymanur yararına taleple bağlı kalınarak aylık 250 TL iştirak nafakasına hükmolunduğu halde bu çocuk yararına hükmolunan iştirak nafakasının az olduğundan bahisle bozma kararı verilmesi doğru olmamıştır (HMK m. 26). Ne var ki bu yön ilk inceleme sırasında gözden kaçırıldığından, davacı-davalı erkeğin karar düzeltme isteğinin Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 440-442 maddeleri gereğince kısmen kabulü ile Dairemizin 24.06.2020 tarih 2020/1876 Esas 2020/3314 Karar sayılı ilamının iştirak nafakası yönünden bozulmasına dair 2. bendinin kaldırılmasına ve ilk derece mahkemesi hükmünün gösterilen sebeple tüm yönleriyle onanmasına karar vermek gerekmiştir....
Mahkeme kararının gerekçesinde yeralan hükümden önceki son cümlenin çıkartılarak yerine “İştirak nafakası çocuğun reşit olduğu tarihte kendiliğinden sona erdiğinden davanın hukuki yarar yokluğundan reddine karar vermek gerekmiştir” ifadeleri ve hükmün 1 numaralı fıkrası tamamen çıkarılarak yerine “İştirak nafakası çocuğun reşit olduğu tarihte kendiliğinden sona erdiğinden davanın hukuki yarar yokluğundan reddine" ifadelerinin yazılması sureti ile hükmün düzeltilmesine ve düzeltilmiş bu şekli ile ONANMASINA, 3.15 TL bakiye temyiz harcının temyiz edene yükletilmesine, 25.02.2013 tarihinde oybirliği ile karar verildi....
Yukarıda açıklandığı üzere iştirak nafakası alacaklısı velayet hakkı kendisine verilen eş olup reşit olan müşterek çocuğun birikmiş iştirak nafakası alacağını takibe koyma hakkı ve sıfatının bulunmadığı anlaşılmaktadır. Bu hususun mahkemece resen nazara alınarak takibin iptaline karar verilmesi gerekirken esasın incelenerek sonuca gidilmesi isabetsizdir. SONUÇ: Borçlu vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca BOZULMASINA, taraflarca İİK'nun 366/3. maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 10 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunabileceğine, peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine, 31.05.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :AİLE MAHKEMESİ Taraflar arasında görülen iştirak nafakası davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü. Davada; velayeti davacı annede bulunan 2001 doğumlu çocuk için davalı babadan aylık 500,00 TL iştirak nafakası istenilmiş; mahkemece; davanın kısmen kabulü cihetine gidilerek; aylık 400,00 TL iştirak nafakasının davalıdan tahsiline karar verilmiş; hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava; iştirak nafakası istemine ilişkindir. Türk Medeni Kanunu'nun 182/... maddesi ile velayetin kullanılması kendisine verilmeyen eşin, çocuğun bakım ve eğitim giderlerine gücü oranında katılmak zorunda olduğu hükme bağlanmıştır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK (AİLE) MAHKEMESİ Taraflar arasında görülen iştirak nafakası davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü. Davada; velayeti davacı annede bulunan 1999 doğumlu müşterek çocuk için davalı babadan aylık 1.000,00 TL iştirak nafakası istenmiş; mahkemece; davanın kısmen kabulü cihetine gidilerek; aylık 450,00 TL nafakanın davalı babadan tahsiline karar verilmiş; hüküm davalı baba tarafından temyiz edilmiştir. Dava; iştirak nafakası istemine ilişkindir. Türk Medeni Kanunu'nun 182/2 maddesi gereğince velayet kendisine tevdi edilmeyen taraf ekonomik imkanları ölçüsünde müşterek çocuğunun giderlerine katılmakla yükümlüdür....
Böylece yasa gereği iştirak nafakası son bulmuştur. Dolayısı ile artırılması istenebilecek bir iştirak nafakası bulunmamaktadır. Bununla birlikte davacı dava dilekçesinde eğitimine devam ettiğini belirterek, nafakanın artırılması yönünde talepte bulunmuştur. TMK.nun 328/1.maddesinde "Ana ve babanın bakım borcu, çocuğun ergin olmasına kadar devam eder" hükmü ile iştirak nafakasından bahsedilse de, aynı kanunun 364/1.maddesinde "Herkes, yardım etmediği takdirde yoksulluğa düşecek olan üstsoyu ve altsoyu ile kardeşlerine nafaka vermekle yükümlüdür" denilmekle yardım nafakasından söz edilmiştir. Dava dilekçesinde iştirak nafakası olarak bahsedilse de, davada, TMK.nun 364/1.maddesi gereğince yoksul durumda olan (reşit) davacı için davalı babadan yardım nafakası talep edilmektedir....
Hukuk Dairesi DAVA TÜRÜ : Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı kadın tarafından iştirak nafakası yönünden; davalı erkek tarafından ise tamamı yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davalı erkeğin tüm temyiz itirazları yersizdir. 2-Davacı kadının temyiz itirazlarının incelenmesine gelince; TMK m. 182/2 hükmü gereği iştirak nafakası isteğe bağlı nafaka türü değildir. Aile Mahkemesi Hakimi çocuğun üstün yararı ve güvenliğini esas alarak tarafların ekonomik durumuna uygun iştirak nafakasına hükmedebilir....