İştirak nafakasının artırılması yönünden yapılan istinaf incelemesinde; İştirak nafakası arttırılmak istenen müşterek çocukların davada ihtayari dava ortağı olup, her nafaka ayrı ayrı değerlendirilir (Yargıtay 3. Hukuk Dairesi'nin 2012/4119- 7991 Esas,Karar sayılı ilamı). Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 06.04.2005 tarih ve 2005/3- 169 E-2005/235 K. sayılı kararı ile nafaka davalarında kanun yolu başvurusunda, yıllık nafaka (farkı) miktarının dikkate alınacağı açıklanmıştır. Karar tarihi itibarıyla miktar veya değeri 4.400,00 Türk Lirasını geçmeyen mal varlığı davalarına ilişkin kararlar kesindir (6100 sayılı HMK m.341/2). Davada; müşterek çocuklar lehine daha önce hükmedilen 500,00'er TL iştirak nafakasının 700,00 'er TL'ye artırılmasına karar verilmiş olup, davacı tarafından talep 1.000,00'er TL olduğundan, reddedilen her bir çocuk için iştirak nafakası miktarı aylık 300,00 TL olup, ayrı ayrı reddedilen yıllık nafaka farkının toplamları 4.400,00 TL'yi geçmemektedir....
Madde 328/...) kendiliğinden son bulur. .... olan çocuğun eğitiminin sürmesi halinde ise, TMK’nın 328/... ve 364. maddeleri kapsamında anne-babanın bakım yükümlülüğü yardım nafakası olarak devam eder. Somut olayda da; davacılar, dava tarihi itibariyle ergin olup, eğitimlerinin devam ettiğini ileri sürerek 100'er TL nafakanın 500'er TL'ye çıkarılmasını istediğine göre davanın, iştirak nafakasının artırılması değil, yardım nafakası talebine ilişkin olduğu açıktır. Buna göre mahkemece, dava konusu talebin niteliğinin yardım nafakası olarak değerlendirilmesi ve işin esasının buna göre çözümlenmesi yerinde ise de, hüküm kısmında takdir edilen nafakanın yardım nafakası olduğunun belirtilmemiş olması doğru değildir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı erkek tarafından; hükmün tamamına yönelik olarak, davacı kadın tarafından ise katılma yoluyla ortak çocuklar lehine tedbir nafakası talebi hakkında hüküm kurulmaması, tedbir ve iştirak nafakası hakkında yeniden hüküm kurulması, yoksulluk nafakası ve maddi tazminat miktarı yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara, mahkemece bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve bozmanın kapsamı dışında kalarak kesinleşmiş olan yönlere ait temyiz itirazlarının incelenmesi artık mümkün bulunmamasına ve özellikle mahkemece ortak çocuklar lehine dava tarihinden kararın kesinleşmesine kadar hükmolunan nafakanın tedbir, kesinleşme tarihinden itibaren ise iştirak nafakası olduğunun anlaşılmasına göre, davalı erkeğin tüm, davacı kadının...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :AİLE MAHKEMESİ Taraflar arasındaki iştirak nafakasının artırılması ve yoksulluk nafakası davasınn mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, yoksulluk nafakası talebinin reddine, iştirak nafakasının artırılması talebinin kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Davacı vekili dilekçesinde; tarafların ......
Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü.Davada, boşanma ilamıyla müşterek çocuk için hükmolunan aylık 75 TL iştirak nafakasının 150 TL'ye; 150 TL yoksulluk nafakasının aylık 250 TL'ye çıkarılması talep ve dava edilmiştir.Davalı vekili cevabında; boşanma ilamıyla davacı lehine yoksulluk nafakası hükmolunmadığını ancak müvekkilinin kendisini borçlu zannederek yoksulluk nafakası ödediğini, müvekkilinin maddi durumunun kötü olduğunu beyan ederek davanın reddini savunmuştur.Mahkemece, müşterek çocuk için hükmolunan 75 TL iştirak nafakasının 150 TL'ye artırılmasına karar verilmiş; davacıya kesinleşen boşanma ilamında yoksulluk nafakası hükmedilmediği gerekçesiyle davacının yoksulluk nafakasının artırılmasına ilişkin davasının reddi yönünde hüküm tesis edilmiş; hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.Taraflar ......
C.1.maddesi gereğince yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden hükmün 2.fıkrasından “ iştirak nafakası” cümlesinin çıkartılarak yerine “yardım nafakası” cümlesinin yazılması suretiyle hükmün HUMK.nun 438/VII. C.2.maddesi gereğince düzeltilmesine ve düzeltilmiş bu şekliyle ONANMASINA, 3,00 TL bakiye temyiz harcının temyiz edene yükletilmesine, 28.11.2013 tarihinde oybirliği ile karar verildi....
(TMK. nun 330/1. maddesi ) Tarafların birlikteliğinden 13.08.2004 tarihinde dünyaya gelen ve tanıma yoluyla babasının davalı olduğu anlaşılan müşterek çocuk Nisa Ece'ye karşı kanun gereği davalının çocuğun maddi ihtiyaçlarına ekonomik destek yükümlülüğü mevcuttur, bu kapsamda iştirak nafakası verilmesi doğrudur. Dava niteliği itibarıyla iştirak nafakası davası olmakla dava tarihinden itibaren iştirak nafakasına hükmedilmesi gerekirken tedbir nafakası ve iştirak nafakası olarak ayrılması doğru görülmemiştir. Nafaka davalarında, talep de dikkate alınarak dava tarihinden itibaren geçerli olmak üzere karar verilmesi gerekir. Ayrıca müşterek çocuğun yaşı, ihtiyaçları, tarafların dosyaya yansıyan ekonomik sosyal durumları, tüm tanıkların beyanı, davalının Nisa Ece dışında da 4 çocuğu olması, halen onların eğitim giderlerini karşılaması hususları dikkate alındığında ilk derece mahkemesince belirlenen iştirak nafakası miktarı yüksektir....
Somut olayda, şikayetin konusu boşanma ilamı ile hükmedilen iştirak nafakasının ilam kesinleşmeden talep edilemeyeceğine ilişkindir. İştirak nafakası, boşanma hükmünün, fer'isi mahiyetinde olduğundan, talep edilebilmesi için hükmün kesinleşmesi gerekir. İcra takibinin dayanağı .... .... Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2010/91 Esas 2010/98 Karar sayılı ilamında müşterek çocuklar için iştirak nafakasına hükmedildiği ve ilamın kesinleşmediği anlaşılmaktadır. Her ne kadar tedbir nafakasının tahsili için ilamın kesinleşmesi gerekmez ise de dayanak ilamda iştirak nafakasına hükmedilmiş olup iştirak nafakası ilamın kesinleşmesi ile muaccel hale geleceğinden ilam kesinleşmeden takibe konu edilemez. Mahkemece bu husus gözardı edilerek şikayetin süreden reddine karar verilmesi doğru değildir....
Somut olayda, şikayetin konusu boşanma ilamı ile hükmedilen iştirak nafakasının ilam kesinleşmeden talep edilemeyeceğine ilişkindir. İştirak nafakası, boşanma hükmünün, fer'isi mahiyetinde olduğundan, talep edilebilmesi için hükmün kesinleşmesi gerekir. İcra takibinin dayanağı ... .... Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2010/91 Esas 2010/98 Karar sayılı ilamında müşterek çocuklar için iştirak nafakasına hükmedildiği ve ilamın kesinleşmediği anlaşılmaktadır. Her ne kadar tedbir nafakasının tahsili için ilamın kesinleşmesi gerekmez ise de dayanak ilamda iştirak nafakasına hükmedilmiş olup iştirak nafakası ilamın kesinleşmesi ile muaccel hale geleceğinden ilam kesinleşmeden takibe konu edilemez. Mahkemece bu husus gözardı edilerek şikayetin süreden reddine karar verilmesi doğru değildir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı kadın tarafından kusur belirlemesi, hükmolunan tazminat ve nafaka miktarı, aleyhine hükmedilen iştirak nafakası yönünden temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davacı kadının aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki temyiz itirazları yersizdir. 2-Davacının hiç bir gelirinin ve mal marlığının bulunmadığı, geçimini babasının temin ettiği ve kendisi de yoksulluğa düşeceği için lehine yoksulluk nafakası hükmedildiği anlaşılmaktadır. Boşanmakla yoksulluğa düşeceği kabul edilen davacı kadın, iştirak nafakası ödemekle yükümlü tutulamaz....