Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

(TMK. nun 330/1. maddesi ) Tarafların birlikteliğinden 13.08.2004 tarihinde dünyaya gelen ve tanıma yoluyla babasının davalı olduğu anlaşılan müşterek çocuk Nisa Ece'ye karşı kanun gereği davalının çocuğun maddi ihtiyaçlarına ekonomik destek yükümlülüğü mevcuttur, bu kapsamda iştirak nafakası verilmesi doğrudur. Dava niteliği itibarıyla iştirak nafakası davası olmakla dava tarihinden itibaren iştirak nafakasına hükmedilmesi gerekirken tedbir nafakası ve iştirak nafakası olarak ayrılması doğru görülmemiştir. Nafaka davalarında, talep de dikkate alınarak dava tarihinden itibaren geçerli olmak üzere karar verilmesi gerekir. Ayrıca müşterek çocuğun yaşı, ihtiyaçları, tarafların dosyaya yansıyan ekonomik sosyal durumları, tüm tanıkların beyanı, davalının Nisa Ece dışında da 4 çocuğu olması, halen onların eğitim giderlerini karşılaması hususları dikkate alındığında ilk derece mahkemesince belirlenen iştirak nafakası miktarı yüksektir....

Tarafların dosyaya yansıyan sosyal ve ekonomik durumları, çocuğun yaşı, ihtiyaçları, ekonomideki değişiklikler dikkate alındığında velayeti anneye verilen müşterek çocuk için ilk derece mahkemesi tarafından belirlenen iştirak nafakası azdır. Yine kadın için nafakanın toptan olarak belirlenmesi hakkaniyete aykırı olacağı gibi miktarı da azdır. Bu haliyle kadının iştirak nafakası miktarına yönelik istinaf talebinin kabulü ile, hakkaniyet de gözetilerek ilk derece mahkemesi kararının 3.bendinin iştirak nafakasına ilişkin kısmının kaldırılmasına, kadının iştirak nafakası talebinin kabulü ile boşanma kararının kesinleşme tarihinden geçerli olmak üzere aylık 500,00 TL iştirak nafakasının davalıdan alınmasına karar verilmiştir....

Asıl davada, kaldırılması istenilen yoksulluk nafakası miktarının 200 TL olduğu, karşı davada talep edilen arttırım miktarının 300 TL olduğu, reddedilen arttırım ve kaldırılmasına karar verilen nafaka miktarının yıllık toplamının, karar tarihi itibariyle, HMK'nun 341/2. maddesinde belirtilen parasal sınırın altında ve kesin nitelikte olduğu, bu durumda, karşı davacı kadının yoksulluk nafakasına yönelik istinaf talebinin kararın kesin nitelikte olduğundan, davalının istinaf dilekçesinin miktar itibariyle reddine karar verilmesine, mahkemece, iştirak nafakası arttırım talebi hakkınd olumlu - olumsuz bir karar verilmemesi nedeniyle kadının iştirak nafakası arttırım talebine yönelik istinaf talebinin kabulü ile iştirak nafakası talebi hakkında karar verilmek üzere dosyanın yerel mahkemeye gönderilmesi gerektiğikanaati ile, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....

Ön inceleme duruşmasında da talep ettiği nafakaları yoksulluk ve iştirak nafakası olduğunu açıklamıştır. Olayları açıklamak taraflara hukuki nitelendirme hakime aittir. Davacı-karşı davalı kadının kendisi için talep ettiği nafakanın, boşanma kararından sonra da devam etmesine yönelik talebi "yoksulluk nafakası" anlamındadır. Davacı-karşı davalı kadının kendisi için boşanma kararı sonrasında devam edecek şekilde talep etliği nafakayı iştirak nafakası olarak adlandırmış olmasının, kadının dilekçeler teatisi aşamasında usulünce yoksulluk nafakası isteğinin bulunmadığı şeklinde yorumlanması usul ve yasaya aykırıdır. Hal böyle olunca davacı-karşı davalı kadının yoksulluk nafakası isteğinin bulunduğu gözetilerek bu hususta olumlu ya da olumsuz hüküm kurulmamış olması bozmayı gerektirmiştir. 3- Davacı- karşı davalı kadının dava dilekçesinde yer alan 30.000 TL. manevi tazminat işleği hakkında hüküm kurulmamış olması da doğru bulunmamıştır....

    İcra Müdürlüğü'nün 2011/13447 E. sayılı takip dosyasında velayeti annede olan müşterek çocuk için daha önce aylık 125 tl olarak hükmedilen iştirak nafakasının dava tarihi olan 27.10.2006 tarihi itibari ile aylık 225 tl ye yükseltildiği,alacaklı tarafından 05.05.2007 ile 27.09.2011 arası birikmiş ve işleyecek iştirak nafakası talebinde bulunulduğu anlaşılmıştır. Borçlunun aile nüfus kaydının incelenmesinde, müşterek çocuğun 26.11.1994 doğumlu olduğu, borçlunun şikayetinin ise 05.03.2015 tarihinde yapıldığı görülmektedir. Yukarıda açıklandığı üzere, şikayet tarihi itibari ile (26.11.2012 tarihinde) reşit olan çocuk için reşit olduğu tarihe kadarki iştirak nafakası talep edilebilecektir. Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda;müşterek çocuğun reşit olduğu 26.11.2012 tarihinden sonrası için de iştirak nafakası hesaplanması hatalıdır....

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :AİLE MAHKEMESİ Taraflar arasındaki yoksulluk ve iştirak nafakası davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, yoksulluk nafakası yönünden davanın reddine, iştirak nafakası isteminin kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Davacı vekili, tarafların ... ....Aile Mahkemesi'nin .../06/2015 tarih 2015/408 Esas-2015/468 Karar sayılı ilamı ile boşandıklarını, kararın .../06/2015 tarihinde kesinleştiğini, müvekkili ile müşterek çocuk lehine boşanma ilamında iştirak ve yoksulluk nafakasına hükmedilmediğini belirterek davacı müvekkili için dava tarihinden geçerli olmak üzere aylık 250.00 TL yoksulluk nafakasına, müşterek çocuk için aylık 500.00 TL iştirak nafakasına hükmedilmesini talep etmiştir....

        Bugün dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Davacı kadının iştirak nafakası yönünden temyiz dilekçesinin incelenmesinde; İlk derece mahkemesince ortak çocuklar yararına hüküm altına alınan iştirak nafakası münhasıran davalı erkek tarafından istinaf edilmiş, bölge adliye mahkemesince de iştirak nafakasının miktarına yönelik istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir. Böylelikle de ortak çocuklar yararına hüküm altına alınan iştirak nafakası miktarı davacı kadın yönünden istinaf edilmeyerek kesinleşmiştir....

          Davalı vekili dilekçesinde; dava açma yetkisinin velayetin kendisine verildiği kişi olup, reşit olmayan çocuğun iştirak nafakası davasında sıfatı bulunmadığını, öncelikle davanın sıfat yokluğu nedeniyle reddine karar verilmesini istemiştir. Mahkemece, dava dilekçesinin aktif sıfat yokluğu nedeniyle reddine, karar verilmiş, hüküm süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. 1) Dava, iştirak nafakası talebine ilişkindir. Dosya kapsamındaki nüfus kayıtlarının incelenmesinde; tarafların müşterek çocuğu 01.01.2001 doğumlu ... ...'un velayetinin davacı babaya verildiği görülmüştür. Bilindiği üzere, iştirak nafakası velayet hakkı kendisine bırakılan eş tarafından çocuk adına ve yararına istenilmektedir....

            Bölge Adliye Mahkemesince davacı- karşı davalı erkek vekilinin istinaf taleplerinin esastan reddine kararına karşı davacı-karşı davalı erkek tarafından kadının kabul edilen davası, tedbir ve yoksulluk nafakası ile miktarları, velâyet ve iştirak nafakası yönünden temyiz isteminde bulunulmuş olup Dairece ortak çocuk ...'nın velâyeti ve kişisel ilişki konusunda hükmün bozulmasına, bozma sebebine göre iştirak nafakası temyizinin şimdilik incelenmesine yer olmadığına, sair yönlerden hükmün onanmasına karar verilmiştir. İlk Derece Mahkemesinin bozma sonrası verilen kararıyla; ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, baba ile çocuk arasında kişisel ilişki tesisine, ortak çocuk lehine hükmün kesinleşmesinden itibaren aylık 1.000,00 TL iştirak nafakası ödenmesine karar verilmiştir....

              Bu durumda, davalı-davacı kadının karar düzeltme talebinin açıklanan sebeple, münhasıran iştirak nafakası ve kadın lehine hükmedilen maddi tazminata yönelik olmak üzere kabulüne, Dairemizin temyiz incelemesi sonucu verilen 14.1.2021 tarih 2020/6041 esas ve 2021/235 karar sayılı onama ilamının münhasıran iştirak nafakası ve kadın lehine hükmedilen maddi tazminat yönünden kaldırılmasına, hükmün yukarıda açıklanan sebeple iştirak nafakası ve kadın lehine hükmedilen maddi tazminat yönünden bozulmasına karar vermek gerekmiştir....

                UYAP Entegrasyonu