Dava tedbir nafakası istemine ilişkindir.Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile davacı ile müşterek çocuk lehine 200 TL tedbir nafakasının davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, karar kesinleştikten sonra yoksulluk ve iştirak nafakası olarak devamına karar verilmiştir. Mahkemece karar kesinleştikten sonra eş için yoksulluk, çocuk için iştirak nafakası nitelendirmesi doğru görülmemiştir. Ancak bu hususun düzeltilmesi, yeniden yargılamayı gerektirmediğinden bu yöne ilişkin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün 1. fıkrasından “karar kesinleştikten sonra nafakanın yoksulluk ve iştirak nafakası olarak devamına, cümlesinin çıkartılması suretiyle hükmün düzeltilmesine ve düzeltilmiş bu şekliyle ONANMASINA, 33.45 TL bakiye temyiz harcının temyiz edene yükletilmesine, 14.02.2013 tarihinde oybirliği ile karar verildi....
gözetilerek bir karar verilmek üzere hükmün davacı-karşı davalı kadın yararına takdir edilen yoksulluk nafakası, çocuk lehine hükmedilen iştirak nafakası, çocukla baba arasındaki kişisel ilişki tesisine ilişkin olarak bozulması gerekmiştir....
K.. için takdir edilen aylık 1.750'şer TL'den toplam aylık 3.500 TL tedbir nafakasının davalıdan alınarak, küçüklere harcanmak üzere davacıya verilmesine,fazlaya ilişkin talebin reddine," ifadesindeki "...tedbir nafakası..." teriminin hükümden çıkarılarak yerine; "iştirak nafakası " ifadesi yazılmak sureti ile hükmün düzeltilmesine ve düzeltilmiş bu şekli ile ONANMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 25.06.2015 tarihinde oybirliği ile karar verildi....
Böylece TMK'nın 328/1.maddesi uyarınca iştirak nafakası son bulmuştur. Ne var ki; çocuk ergin olmasına rağmen eğitimi devam ettiğinden ana ve babanın eğitim sona erinceye kadar bakım, eğitim ve korunması için gerekli giderleri karşılama yükümlülüğü TMK'nın 328/2.maddesine göre devam eder. Dolayısıyla bizzat reşit çocuk tarafından eğitiminin devam ettiği belirtilmek suretiyle açılan iş bu dava, TMK'nın 328/2. maddesi uyarınca ve 364/son maddesi kapsamında "yardım nafakası" verilmesine ilişkindir. O halde, Mahkemece yardım nafakası şeklinde niteleme yapılarak karar verilmesi gerekirken 400 TL iştirak nafakasının yardım nafakası olarak aylık 500 TL'ye yükseltilmesi yönünde hüküm kurulması usul ve yasaya uygun bulunmamıştır....
İştirak nafakası için ise boşanma kararının kesinleşmesinden itibaren herhangi bir süre mevcut olmayıp kesinleşmeden sonra her zaman dava açılması mümkündür. Mahkemesince davacının tedbir nafakası istemi ile ilgili olarak bir karar verilerek yoksulluk nafakası ve iştirak nafakası yönünden boşanma kararının kesinleşmesinin bekletici mesele yapılarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, davanın reddine karar verilmesi doğru olmamıştır. Ne varki davacı vekili istinaf dilekçesinde yalnızca tedbir nafakasına hükmedilmemiş olmasını istinaf ettiğinden ve davacının yasal süresi içinde yoksulluk nafakası istemesinin mümkün olduğu, iştirak nafakasının ise karar kesinleştikten sonra her zaman isteyebileceği gözetilerek davacının tedbir nafakası istemi yönünden istinaf başvurusunun kabulüne karar verilerek bekletici mesele yapılmaması hususunda yanlışlığa değinilmekle yetinilmiştir....
Somut olayda; Afyonkarahisar Aile Mahkemesi'nin 2015/690 Esas sayılı dava dosyasının iştirak nafakası artırım talepli olduğu,bu dosyanın aradaki hukuki irtibat nedeniyle aynı mahkemenin 2015/689 Esas sayılı yardım nafakası talepli iş bu dosyasında birleştirilmesine karar verildiği, ancak mahkemece yapılan yargılama neticesinde ise birleşen davada iştirak nafakasında artırım yapılması talep edilmesine rağmen mahkemece davacının bu talebi hakkında olumlu ya da olumsuz bir karar verilmediği gibi yanılgılı değerlendirme ile davalının talebi gözetilmek suretiyle boşanma neticesinde hüküm altına alınan iştirak nafakasında ÜFE artışına hükmedildiği anlaşılmaktadır. Bu şekli ile, mahkemece asıl ve birleşen davadaki tüm taleplerin karşılanması gerekirken, birleşen davada davacının iştirak nafakası artırım talebi hakkında olumlu ya da olumsuz bir karar verilmeyerek birleşen dava hakkındaki davacı talebinin karşılanmadığı kuşkusuzdur....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Velayet-İştirak Nafakası Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davalı tarafından iştirak nafakası yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumlarına, nafakanın niteliğine, günün ekonomik koşullarına göre müşterek çocuk ... ihtiyaçlarına nazaran takdir edilen iştirak nafakası çoktur. Mahkemece Medeni Kanunun 4. maddesindeki hakkaniyet ilkesi de dikkate alınarak daha uygun nafakaya hükmedilmesi gerekir. Bu yön gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırıdır. SONUÇ:Temyiz edilen hükmün gösterilen sebeple BOZULMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, iş bu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 17.11.2014 (Pzt.)...
Ancak, yalnızca 2010 Eylül ayı ile 2011 Haziran ayı arasındaki süre zarfındaki 9 ay boyunca her ay 450 TL iştirak nafakası ödeyecektir. 4.maddesinde de “Eylül 2011 tarihinden itibaren de çocuğun eğitim giderleri %50 oranında paylaştırılacaktır.” şeklinde anlaşma sağlanmış, protokol mahkemeye ibraz edilmiş, mahkemece 05.10.2010 tarihli celsedeki 1 nolu ara kararı ile “taraflara protokoldeki iştirak nafakası ile ilgili olarak eğitim giderlerini de kapsayacak şekilde infazı kabil bir düzenlemeyi mahkemeye sunmaları istenmiştir. Sonraki celsede taraflar 500 TL iştirak nafakasında anlaşmışlardır. Mahkemece 500 TL iştirak nafakasına hükmolunduğu anlaşılmaktadır. Somut olayda; eldeki dava boşanmanın kesinleşmesinden (05.11.2010’dan) çok kısa bir süre sonra 20 Nisan 2011 tarihinde açılmıştır....
Ancak, mahkemece, oluşturulan hükümde; "Davanın kısmen kabulü ile; 1- Tahsilde tekerrür oluşturmamak şartıyla dava tarihinden itibaren geçerli olmak üzere tarafların müşterek çocuğu için aylık 200,00 TL tedbir nafakasının davalıdan alınarak, çocuğun infak ve iaşesinde harcanmak üzere davacıya verilmesine, karar kesinleştiğinde iştirak nafakası olarak devamına, fazlaya ilişkin talebin REDDİNE, 2- Tahsilde tekerrür oluşturmamak şartıyla dava tarihinden itibaren geçerli olmak üzere aylık 200,00 TL tedbir nafakasının davalıdan alınarak, davacıya verilmesine, karar kesinleştiğinde yoksulluk nafakası olarak devamına, fazlaya ilişkin talebin REDDİNE," şeklinde hüküm kurulmuştur. Boşanma davası kabul edilince davacı kadın için hükmedilen tebdir nafakası (talep halinde) kararın kesinleşmesi ile birlikte yoksulluk nafakası olarak, çocuk için hükmedilen tedbir nafakası ise iştirak nafakası olarak devam eder....
İştirak nafakası "çocuk için" bir haktır. Aile Mahkemesi bütün boşanma davalarında çocuğu yetersiz iştirak nafakası isteyen anne ve babasına karşı da korumak zorundadır. Çocuğun üstün yararı varsa hakim re'sen tarafların ekonomik durumlarına uygun bir iştirak nafakası vermesi çocuğun korunmasına yönelik uluslararası sözleşmelere uygundur. Kararda isabetsizlik yoktur....