Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

İştirak nafakası "çocuk için" bir haktır. Aile Mahkemesi bütün boşanma davalarında çocuğu yetersiz iştirak nafakası isteyen anne ve babasına karşı da korumak zorundadır. Çocuğun üstün yararı varsa hakim re'sen tarafların ekonomik durumlarına uygun bir iştirak nafakası vermesi çocuğun korunmasına yönelik uluslararası sözleşmelere uygundur. Kararda isabetsizlik yoktur....

    Yeterli ekonomik gücü olan tarafın çocuğun ihtiyaçlarına uygun miktarda iştirak nafakası vermesi isteğin aşılması kuralına aykırılık oluşturmaz. Çünkü iştirak nafakası isteğe bağlı olmayan ve re'sen verilmesi gereken bir nafaka türüdür. Farklı düşünüyorum....

      Bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda, kadının yoksulluk nafakası talebinin reddi ve çocuk yararına hükmolunan iştirak nafakası kesinleştiği halde kadın yararına 150 TL yoksulluk, çocuk yararına 200 TL iştirak nafakasına hükmedilmesi doğru olmamıştır" gerekçesiyle bozulmuştur. Bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda ortak çocuk yararına hükmedilen iştirak nafakasının kesinleşmiş olduğu gözetilmeden bu hususta yeniden hüküm kurulması doğru olmamıştır. Ancak bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden, hükmün bu yönden düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir (HUMK m. 438)....

        Ancak, mahkemece, oluşturulan hükümde; "Davanın kısmen kabulü ile; 1- Tahsilde tekerrür oluşturmamak şartıyla dava tarihinden itibaren geçerli olmak üzere tarafların müşterek çocuğu için aylık 200,00 TL tedbir nafakasının davalıdan alınarak, çocuğun infak ve iaşesinde harcanmak üzere davacıya verilmesine, karar kesinleştiğinde iştirak nafakası olarak devamına, fazlaya ilişkin talebin REDDİNE, 2- Tahsilde tekerrür oluşturmamak şartıyla dava tarihinden itibaren geçerli olmak üzere aylık 200,00 TL tedbir nafakasının davalıdan alınarak, davacıya verilmesine, karar kesinleştiğinde yoksulluk nafakası olarak devamına, fazlaya ilişkin talebin REDDİNE," şeklinde hüküm kurulmuştur. Boşanma davası kabul edilince davacı kadın için hükmedilen tebdir nafakası (talep halinde) kararın kesinleşmesi ile birlikte yoksulluk nafakası olarak, çocuk için hükmedilen tedbir nafakası ise iştirak nafakası olarak devam eder....

          Hukuk Dairesi DAVA TÜRÜ : Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı erkek tarafından kusur belirlemesi, kadın lehine hükmedilen tazminatlar ve iştirak nafakası miktarı yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Davalının iştirak nafakası miktarına yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde; Ortak çocuk lehine hükmedilen iştirak nafakası konusunda ilk derece mahkemesince verilen hüküm davalı erkek tarafından istinaf kanun yoluna müracaat edilmeyerek kesinleştiğinden, bu hususlara yönelik temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekmiştir. 2-Davalının kusur belirlemesi, kadın lehine hükmedilen tazminatlara yönelik temyiz itirazlarının incelenmesine gelince; Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının...

            SONUÇ:Temyiz edilen hükmün yukarıda 2 .bentte gösterilen sebeple gerekçeli kararın hüküm fıkrasının 4. bendinde yer alan " ve hükmün kesinleşmesinden itibaren " sözcüklerinden sonra gelen " ... için 200 TL , ... için 200 TL. olmak üzere toplam 400 TL. iştirak nafakası" sözcüklerinin hükümden çıkarılmasına yerine "... için 100,00 TL. iştirak nafakası " sözcüklerinin ve rakamının yazılmasına, hükmün bu bölümünün düzeltilmiş şekliyle, temyize konu diğer bölümlerinin ise yukarıda l. bentte gösterilen sebeple ONANMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren onbeş gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.02.05.2013 (Per.)...

              Tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, evlilik süresi dikkate alındığında mahkemece boşanma nedeniyle yoksulluğa düşeceği anlaşılan kadın için takdir edilen yoksulluk nafakası miktarı yeterli bulunmadığı gibi davacı tarafça yoksulluk - iştirak nafakalarının her yıl Tefe- Tüfe oranında artırılması talep edildiği halde bu talep hakkında olumlu olumsuz karar verilmemesi de doğru görülmediğinden, davacı kadının bu yönlere ilişkin istinaf talebinin kabulü ile ilk derece mahkemesinin 8 nolu hüküm fıkrası ile 6 nolu hüküm fıkrasının iştirak nafakasına ilişkin hükümlerinin kaldırılmasına, HMK'nun 353/1- b-2 maddesi uyarınca yeniden esas hakkında verilen karar uyarınca; davacı kadın yararına TMK'nın m.175 uyarınca aylık 1.000 TL yoksulluk nafakası takdiri ile davalıdan alınarak davacıya verilmesine, takdir edilen yoksulluk nafakası ile iştirak nafakalarının boşanma kararının kesinleştiği tarihten bir yıl sonra geçerli olmak üzere her yıl Tüfe-Üfe ortalaması oranında artırılması gerektiği...

              Ancak; önceki iştirak nafakası çocuğun ergin olması ile yasa gereği (TMK. Madde 328/1) kendiliğinden son bulur. Ergin olan çocuğun eğitiminin sürmesi halinde ise, TMK’nın 328/2 ve 364. maddeleri kapsamında anne-babanın bakım yükümlülüğü yardım nafakası olarak devam eder. Somut olayda da; müşterek çoçuk ..., dava tarihi itibariyle ergin olup, karşı dava ile eğitiminin devam ettiğini ileri sürerek 250 TL nafakanın 750 TL'na çıkarılmasını istediğine göre davanın, iştirak nafakasının artırılması değil, yardım nafakası olduğunun kabulü gerekir. Mahkemece, 2 nolu bendde hüküm altına alınan nafakanın yardım nafakası olarak belirtilmemeside doğru değildir....

                Davacı erkek vekili tarafından 27.08.2019 havale tarihli dilekçe ile gerekçeli kararın 3 nolu hükmünde iştirak nafakası yazılacağı yerde maddi hata sonucu yoksulluk nafakası yazıldığını, boşanma protokolünde o nafakanın da iştirak nafakası olarak düzenlendiğini,yazım hatası yapıldığını, 3 nolu hükümdeki yoksulluk nafakası ibaresinin iştirak nafakası şeklinde düzeltilmesi talep edilmiştir. Mahkemece, 19.9.2019 tarihli tashih şerhi ile gerekçeli kararın 3 nolu bendindeki yoksulluk ibaresinin iştirak olarak düzeltilmesine karar verilmiş olup, bu karara karşı davalı tarafından süresinde temyiz yoluna başvurulmuştur. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 304/1 maddesinde "Hükümdeki yazı ve hesap hatası ile diğer benzeri açık hatalar, mahkemece re'sen veya taraflardan birinin talebi üzerine düzeltilebilir. Hüküm tebliğ edilmişse hakim tarafları dinlemeden hatayı düzeltemez. Davet üzerine taraflar gelmezse, dosya üzerinden inceleme yapılarak karar verilebilir." hükmü yer almıştır....

                  Açıklanan sebeplerle kadının düzenli bir işte çalışıp çalışmadığı hususunda dosya kapsamına göre çelişki mevcut olduğundan, mahkemece kadının düzenli bir işi ve gelirinin olup olmadığı, var ise gelirinin kendisini yoksulluktan kurtarıp kurtarmayacağı hususlarında araştırma yapılması (TMK m. 175) gerekirken, eksik inceleme ile yoksulluk nafakası ve iştirak nafakası yönünden yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş ve bozmayı gerektirmiştir....

                    UYAP Entegrasyonu