Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Davalı karşı davacı vekili tarafından, dosyaya süresinde sunulan istinaf dilekçesi ile müşterek çocuğun velayeti ve kişisel ilişki süresi hakkında da istinaf itirazında bulunulmuştur. Yine hem, davacı karşı davalı kadının, hem de, davalı karşı davacı erkeğin açılan bu davada velayetin kendilerine verilmesine ilişkin talepleri de bulunmaktadır. Dolayısı ile müşterek yaşı küçük çocuk Egemen’in yaşı da göz önünde tutularak, velayeti, velayet kendisine verilmeyen tarafla kişisel ilişki süresi hususunda, her iki tarafın ve çocuğun yaşadığı yer de görülmek sureti ile SİR düzenlettirilip, tüm delillerin birlikte değerlendirilip sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile hüküm kurulması usul ve kanuna aykırı olmuştur....

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece yapılan yargılama neticesinde; davanın kabulü ile çocuğun velayetinin anneden alınarak babaya verilmesine, kişisel ilişki tesisine karar verilmiştir, ek karar ile iştirak nafakası yönünden karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir. İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davalı kadın vekili yasal süresi içerisinde verdiği istinaf dilekçesinde özetle; davanın kabulünü istinaf etmiştir. Davacı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle: İştirak nafakası hakkında hüküm kurulmamasını, kişisel ilişki süresini istinaf etmiştir....

Kural olarak; iştirak nafakası velayetin eylemli olarak kullanılmasına bağlı bir alacak olup, velayet hakkını eylemli olarak kullanmayan ana veya baba diğerinden çocuk için iştirak nafakası isteyemez. Somut olayda, davacı baba, 01/11/2017 tarihli ıslah dilekçesi ile, 2013 yılı Ağustos ayından itibaren çocuğun fiilen yanında yaşadığını, her yıl yaz tatillerinde 3 ay annenin yanına gittiğini, yaz dönemindeki 3'er ay düşülerek ıslah tarihi itibariyle davalıya fiilen çocuğa bakmadığı süre için 38 ay olmak üzere 7.600,00 TL iştirak nafakası ödediğini iddia etmiş, Kayseri 6. İcra Müdürlüğünün 2009/9848 Esas sayılı icra dosyasına delil olarak dayanmıştır....

Buna göre; çocukla kişisel ilişki kurulmasının engellenmesi, çocuğun fiilen velayet hakkı olmayan annede ya da babada bırakılması veyahut çocuğun üçüncü kişinin yanında bırakılması, çocuğun menfaatinin gerektirdiği nedenler (örneğin sağlık, eğitim, ahlâk, güvenlik), velayeti kendisinde bulunan annenin ya da babanın yeniden evlenmesi, velayet hakkı kendisine verilen tarafın bir başka yere gitmesi, ölüm veya velayet görevinin kullanılmasının engellenmesi velayetin değiştirilmesi sebepleri olarak sayılabilir. Velayetin yukarıda sayılan sebeplerin gerçekleşmesi durumunda değişmesinin birtakım sonuçları da ortaya çıkmaktadır. Velayetin değiştirilmesi ile birlikte velayeti kendisinde bulunmayan anne veya babanın çocukla kişisel ilişki kurulmasını isteme hakkı bulunmakta olup, mahkemece de bu ilişkinin kurulması gerekir. Yine velayeti kendisine verilmeyen tarafın çocuğun bakım ve eğitim giderlerine gücü oranında katılmak zorunda olduğu da unutulmamalıdır....

Bu haliyle davalı annenin velayetin değiştirilmesine yönelik istinaf talebinin reddine karar verilmiştir. Velayeti davacı babaya verilen küçük ile anne arasında kişisel ilişki düzenlemesi yapılmış, kişisel ilişki düzenlemesinde yatısız, saatli düzenleme yapılmıştır. Çocuğun yargılama sırasında bir süre anne yanında kaldığı, bu sırada alınan uzman raporu kapsamında çocukla ilgili bir olumsuzluk belirlenmediği, o dönemde yatılı kaldığı dikkate alındığında küçük ile anne arasında yatısız, saatlik kişisel ilişki kurulması doğru görülmemiştir....

Kaldı ki dava dosyası içinde alınan uzman raporunda kişisel ilişki konusunda bir görüş alınmış olmadığına göre mahkeme tarafından yapılacak iş dava konusu küçüğün annesiyle kişisel ilişki kurması ve süresi konusunda görüşü alınarak deliller birlikte değerlendirilip sonucu uyarınca bir karar verilmesinden ibarettir. Eksik inceleme ile hüküm kurulması isabetsizdir. Açıklanan sebeplerle değerli çoğunluğun “farklı görüşüne” katılmıyorum....

    "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Velayetin Değiştirilmesi Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle kişisel ilişki düzenlemesinde geçen tek sayı ifadesi ile tek sayı ile biten yılların kastedildiğinin anlaşılmasına göre davalı babanın aşağıdaki bendin kapsam dışında kalan temyiz itirazları yersizdir. 2-Mahkemece 2001 doğumlu ve 2008 doğumlu müşterek çocuklar ... ve ...'nın velayeti babadan alınarak anneye verilmiş ve baba ile şahsi ilişki düzenlenmiştir. Gerekçeli kararın hüküm fıkrasının 5. paragrafında ise " kişisel ilişki yönünden kurulan kararın hükmün kesinleşmesine kadar devamına" karar verilmiştir....

      Hukuk Dairesi DAVA TÜRÜ : Velayet ya da Çocukla Kişisel İlişkinin Yeniden Düzenlenmesi- : Kişisel İlişkinin Kaldırılması Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı-karşı davalı baba tarafından reddedilen velayetin değiştirilmesi olmadığı takdirde ise kişisel ilişkinin yeniden düzenlenmesi davası ve davalı-karşı davacı annenin kabul edilen kişisel ilişkinin kaldırılması davası yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Davacı-karşı davalı babanın reddedilen velayetin değiştirilmesi davası yönünden temyiz itirazlarının incelenmesinde; Velayetin düzenlenmesine ilişkin dava çekişmesiz yargı işidir (HMK m. 382/2-b-13). Bölge adliye mahkemesince çekişmesiz yargı işlerinde verilen kararlar kesin nitelikte olup, bu kararlara karşı temyiz yoluna başvurulamaz....

        SAVUNMA: Davalı cevap dilekçesinde özetle; tarafların 5 ay önce boşandıklarını, davacının çocuğun velayetini istemediğini, bu nedenle velayetin kendisine verildiğini, velayetin değiştirilmesinin şartlarının oluşmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Müşterek çocuğun üstün yararı dikkate alınarak müşterek çocuğun davalıda bulunan velayetin değiştirilerek, davacı anneye verilmesine, velayeti davacı anneye verilen müşterek çocuk ile davalı baba arasında kişisel ilişki kurulmasına, müşterek çocuğun yaşı, tarafların sosyo ekonomik durumu ve müşterek çocuğun dava açılmadan önce de dava anneyle kaldığı birlikte değerlendirildiğinde; müşterek çocuk için aylık 350,00 TL iştirak nafakasının dava tarihinden itibaren geçerli olmak üzere, davalıdan alınarak davacıya verilmesine, hükmedilen nafakanın gelecek yıllarda TÜİK tarafından açıklanan ÜFE oranında artırılmasına, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiştir....

        Kişisel ilişkinin babalık duygularını tatmin etmeye elverişli ve yeterli bulunmasının da gerekmesine, kişisel ilişki kurulmasının çocuk ve baba için bir hak olmasına, çocuğun yaşı itibariyle baba ile yatılı kişisel ilişki kurulmasının gelişimine engel olacak bir husus olmayıp aksine gelişimine katkı sağlayacak olmasına, davalı babanın alkol ve kumar alışkanlığının müşterek çocukla mahkeme kararında yazılı olduğu şekilde yatısız kişisel ilişki kurmasını gerektirecek boyutta olduğunun ispat edilemediği gibi, SİR raporunda çocukla baba arasında yatısız kişisel ilişki kurulması gerektiğine ilişkin bir tavsiyede de bulunulmamasına, gözetim altındaki kişisel ilişkinin çocuk ile velayet kendisinde olmayan ebeveyn arasındaki bağların güçlendirilmesi amacına aykırı düşeceğine, babanın annenin evinin balkonunda onun eşyalarını yakmasının kendi aralarındaki husumetle ilgili olup bu durumun tek başına kişisel ilişkinin yatısız ve gözetim altında kurulmasının gerektirmemesine, elde ki dava da çocuğun...

        UYAP Entegrasyonu