İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davalı erkeğin, kadına şiddet uyguladığı, hakaret ettiği, istemediğini söylediği, dolayısı ile davalı erkeğin tam kusurlu olduğu, ortak çocukların yüksek yararı gereğince velâyetlerinin annelerine verilmesi, babaları ile uygun süreli kişisel ilişki kurulması gerektiği, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 169 uncu, 174 üncü, 175 inci ve 182 nci maddesinin üçüncü fıkrası uyarınca kadın yararına tazminat ve tedbir- yoksulluk nafakası, çocuklar yararına tedbir ve iştirak nafakası koşulları oluştuğu gerekçesi ile davanın kabulü ile tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebiyle boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin annelerine verilmesine, babaları ile aralarında kişisel ilişki kurulmasına, ortak çocuklar yararına aylık 300,00'er TL tedbir/iştirak nafakasına, boşanmaya sebep olan olaylarda kusuru bulunmayan, boşanmakla mevcut ve beklenen menfaatleri zedelenen, kişilik hakları...
Kişisel ilişki düzenlemesine yönelik kurulacak hükmün, çocukların yüksek yararını yakından ilgilendirmesi ve kamu düzenine ilişkin olması nedeniyle velayeti anneye bırakılan çocuklar ile baba arasında şahsi ilişki tesis edilmiştir. Kişisel ilişki düzenlemesinde esas olan çocuğun üstün yararıdır. Çocukla ana baba arasında düzenli kişisel ilişki kurulması ve bu ilişkinin sürdürülmesi çocuk için bir hak olduğu gibi, ana ve baba için de bir haktır. Kişisel ilişki tesisinden beklenen amaç çocukla ebeveynleri arasında aile bağlarını geliştirmek ve bu suretle çocuğun sağlıklı gelişimini sağlamaktır. Bu sebeple kişisel ilişki analık ve babalık duygusunu tatmin edecek nitelikte olmalıdır. Kişisel ilişkiye dair ilamlar maddi anlamda kesin hüküm niteliğinde olmayıp koşulların değişmesi halinde yeniden düzenlenmesi her zaman istenebilir. Davacı kadın ile çocukların Aydın ilinde ikamet edeceği, babanın ise İnegöl / Bursa 'da oturduğu anlaşılmaktadır....
DAVA TÜRÜ : Babalık-Velayet-Yoksulluk Nafakası Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı-davacı tarafından, velayet, kişisel ilişki, iştirak nafakası ve vekalet ücreti yönünden temyiz edilerek; temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılması istenilmekle; duruşma için belirlenen 09.02.2016 günü temyiz eden davalı-davacı ... geldi. Vekili gelmedi. Karşı taraf davacı-davalı ... ve vekili gelmedi. Gelenin konuşması dinlendikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için duruşmadan sonraya bırakılması uygun görüldü. Bugün dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Velayete ilişkin uyuşmazlıklar kamu düzenine ilişkin olup her yönün hakim tarafından kendiliğinden dikkate alınması gerekir.Taraflar 10.09.2014 tarihinde kesinleşen ilamla boşanmışlar, müşterek çocuk 25.03.2015 tarihinde doğmuştur....
reddi ile kadın yararına hükmolunan maddi ve manevi tazminat ve yoksulluk nafakasının az olduğu ve velayeti anneye bırakılan ortak çocukla baba arasında düzenlenen kişisel ilişkinin uzun olduğu" gerekçesiyle hükmün kısmen bozulmasına karar verilmiştir....
Kişisel ilişki sebebiyle çocuğun huzuru tehlikeye girer veya ana ve baba bu haklarını birinci fıkrada öngörülen yükümlülüklerine aykırı olarak kullanırlar veya çocuk ile ciddi olarak ilgilenmezler ya da diğer önemli sebepler varsa, kişisel ilişki kurma hakkı reddedilebilir veya kendilerinden alınabilir (TMK md.324). Çocuk ile ana veya baba arasında düzenli kişisel ilişki kurulması ve bu ilişkinin sürdürülmesi; çocuk ve velayet kendisinde bulunmayan ana veya baba için bir haktır (Çocuk Hakları Sözleşmesi md.9/3). Bu tür kişisel ilişki çocuğun sadece yüksek yararları gerektirdiği takdirde veya ana ve babanın bu haklarını amacına aykırı kullanmaları halinde kısıtlanabilir veya engellenebilir (Kişisel İlişki Kurulmasına Dair Avrupa Sözleşmesi md.4/2). Kişisel ilişki tesisinden beklenen amaç çocukla ebeveynleri arasında aile bağlarını geliştirmek ve bu suretle çocuğun sağlıklı gelişimini sağlamaktır....
ve iştirak nafakası olarak devamına, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : ...Mahkemesi Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davacı kadın tarafından, kişisel ilişkinin süresi ve ziynet alacağı yönünden, davalı erkek tarafından ise, kusur belirlemesi, velayet, iştirak nafakasının miktarı, yoksulluk nafakası ve tazminatlar yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davalı erkeğin tüm, davacı kadının ise aşağıdaki bent kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir. 2-Velayeti anneye bırakılan müşterek çocuk 19.11.2012 doğumlu olup, anne bakım ve şefkatine muhtaçtır....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE : Evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına dayalı olan Karşılıklı boşanma davasında (TMK m.166/1) davacı-karşı davalı taraf; kusur tespiti, tedbir, iştirak ve yoksulluk nafakaları miktarı ile tazminat miktarları, kişisel ilişki süresi yönünden süresinde istinaf talebinde bulunmuştur....
ilişki tesisine, çocuk Hafize yararına aylık 300,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, ortak çocuk ... yararına aylık 200,00 TL tedbir ve 300,00 TL iştirak nafakasına, tarafların tedbir ve yoksulluk nafakası ile maddî ve manevî tazminat taleplerinin reddine karar verilmiştir....
İstinaf Sebepleri 1.Davacı-karşı davalı kadın vekili katılma yoluyla istinaf dilekçesinde özetle; İlk Derece Mahkemesince eksik inceleme ile karar verildiği, dilekçelerin karşılıklı verilmesi aşamasında dayanılan delillerin incelenmediği, bu nedenle kadın yararına hükmedilen maddî tazminat, manevî tazminat, yoksulluk nafakası ile ortak çocuk yararına hükmedilen iştirak nafakası miktarlarının az olduğu, ortak çocukla baba arasında yatılı olarak kurulan kişisel ilişkinin hatalı olduğu, erkeğin psikolojik rahatsızlığı olduğu ve bu konuda araştırma yapılmamasının hatalı olduğu belirtilerek; tazminatların ve nafakaların miktarları ile kişisel ilişki yönünden istinaf kanun yoluna başvurmuştur. 2.Davalı-karşı davacı erkek istinaf dilekçesinde özetle; İlk Derece Mahkemesince yapılan kusur belirlemesinin hatalı olduğu, hatalı kusur belirlemesi neticesinde kadın yararına tazminata hükmedilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu, ortak çocuğun velâyetinin babaya verilmesi gerektiği, kadın yararına...