Maddesi gereğince boşanmalarına, müşterek çocuğun velayetinin anneye verilerek, baba ile şahsi ilişki tesisine, müşterek çocuk lehine aylık 250,00 TL iştirak nafakasına, davacının maddi ve manevi tazminat talebinin reddine karar verilmiştir. İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili; kusur durumu, iştirak ve yoksulluk nafakası ile tazminatlar yönünden istinaf kanun yoluna başvurmuştur. Davalı vekili; iştirak nafakası yönünden istinaf kanun yoluna başvurmuştur. DEĞERLENDİRME VE SONUÇ: HMK'nın 355. maddesine göre re'sen gözetilecek kamu düzenine aykırı haller dışında istinaf incelemesi istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır. Dava, evlilik birliğinin temelden sarsılmasına dayalı boşanma ve fer'ilerine ilişkindir....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : İlk derece mahkemesince asıl dava; davacının velayetin değiştirilmesi davasının reddine, davacı baba ile müşterek çocuklar Yabancı Kimlik numaralı Melez ve Yabancı Kimlik numaralı Marah arasında her ayın 1. Ve 3. Cumartesi günleri saat 10:00 ile Pazar günleri saat 18:00 arasında, her yıl dini bayramların 2. Günü saat 10:00 ile 18:00 arasında, her yıl yarıyıl tatilinin ilk Pazartesi günü saat 10.00 ile takip eden Pazar saat 18:00 arasında, her yıl 1 Temmuz saat 10:00 ile 31 Temmuz saat 18:00 arasında şahsi ilişki tesisine, Birleşen Dava; davacının davasının kısmen kabulü ile; müşterek çocuklar Yabancı Kimlik numaralı Melez ve Yabancı Kimlik numaralı Marah lehine dava tarihinden itibaren 750'şer TL iştirak nafakasının her ay davalı baba T1 alınarak davacı anne T3 verilmesine, belirlenen nafakanın her yıl karar tarihindeki tüfe oranında arttırılmasına, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiştir....
Her ne kadar davacı kadın vekili tarafından yerel mahkeme kararına karşı davalı ile, çocuk arasında şahsi ilişki kurulmasının çocuk açısından sakıncalı olduğu ve şahsi ilişki kararının kaldırılması gerektiği yönünde istinaf başvurusunda bulunulmuş ise de, dosya üzerinde yapılan incelemede; yerel mahkemece yapılan şahsi ilişki düzenlemesinin çocukla davacı baba arasındaki duygu bağının gelişmesine uygun olduğu, şahsi ilişki süresinin yerinde olduğu anlaşılmakla davacı kadın vekilinin şahsi ilişkiye yönelik istinaf başvurusunun esastan reddi gerektiği anlaşılmıştır....
ye yönelik "Reşit Olmayanla Cinsel İlişki" eylemi nedeni ile yapılan değerlendirme sonucunda; sanığın üzerine atılı bulunan suç tipinin "Reşit Olmayanla Cinsel İlişki" suç nev'ine ilişkin olup mezkur suçun şikayete tabi suç nev'inden olması, mağdurun soruşturma aşamasında şikayetçi olmadığını beyan etmesi, her ne kadar sonradan şikayetçi olduğunu beyan etmiş ise de vazgeçmeden dönmenin yasal olarak mümkün olmaması nedeniyle yargılama şartı kalmadığından sanık hakkında bu suç nedeni ile düşme kararı verilmesi yönünde aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir..." şeklinde kabul edilmiştir. IV. GEREKÇE A....
Mahkemece müşterek çocuğun velayeti anneye verilmiş, baba ile şahsi ilişki tesis edilmiş ise de; davacı babanın akıl hastalığının müşterek çocukla kişisel ilişki kurulması yönünden engel teşkil edip etmediği, kişisel ilişki kurulmasının çocuk için risk teşkil edip etmeyeceği hususunda tam teşekküllü bir hastaneden rapor aldırılarak oluşan yeni duruma göre gerekirse kişisel ilişki hususunda yeniden SİR alınıp kişisel ilişki tesis edilmesi gerekirken anılan şekilde kişisel ilişki tesis edilmesi isabetli bulunmamıştır....
Sulh Ceza Mahkemesinden verilen 24.06.2008 gün ve 2006/552 Esas, 2008/780 Karar sayılı hükmün süresi içinde Yargıtayca incelenmesi O Yer Cumhuriyet Savcısı tarafından istenilmiş olduğundan dava evrakı Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığından tebliğname ile Daireye gönderilmekle incelenerek gereği düşünüldü: Sanığın, 27.04.2005 tarihli iddianamenin tanziminden önceki eylemleri ile bu tarihten sonraki eylemlerinin araya hukuki kesinti girmesi nedeniyle iki ayrı reşit olmayanla cinsel ilişki suçunu oluşturduğu, bu suçların yargılamalarının birbirinden bağımsız yürütüldüğü, iddianameden önceki eylemlerin yargılaması sırasında mağdurenin şikâyetinden vazgeçmesinin, ayrı bir davanın konusu olan son suçtan da vazgeçtiği anlamına gelmeyeceği anlaşıldığından, mahkemenin mahkûmiyete ilişkin kararında bir isabetsizlik görülmediğinden tebliğnamedeki bozma isteyen düşünceye iştirak edilmemiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Ceza Mahkemesi SUÇ : Reşit olmayanla cinsel ilişki, hakaret, tehdit HÜKÜM : Atılı suçlardan mahkûmiyetine Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle dosya incelenerek gereği düşünüldü: Dosya içeriğine göre, mağdureye yönelik reşit olmayanla cinsel ilişki suçunu değişik zamanlarda ve zincirleme biçimde gerçekleştirdiği anlaşılan sanık hakkında TCK.nın 43. maddesi ile artırım yapılmaması ile atılı suçu işlediği sabit görülerek mahkûmiyetine hükmolunmasına karşın 5271 sayılı CMK.nın 325/1. maddesi gereğince mağdureye atanan zorunlu vekiline ödenenen tarifeye göre ücretin sanığa yükletilmesine karar verilmemesi aleyhe temyiz bulunmadığından bozma nedeni yapılmamıştır....
bu tartışma sırasında engel olmak isteyen annesinin de sanık tarafından darp edildiğini ve akabinde hakkında şikâyetçi olduğunu belirtmiş olması karşısında; şikâyetin hem reşit olmayanla cinsel ilişki hem de kasten etkili eylem suçuna ilişkin olup yasal süre içerisinde yapıldığının anlaşılması karşısında, tebliğnamedeki bu hususta bozma isteyen düşünceye iştirak edilmemiş, reşit olmayanla cinsel ilişki suçundan hüküm kurulurken hüküm fıkrasında kanun maddesinin yanlış gösterilmesi ise mahallinde düzeltilebilir yazım hatası olarak görülmüştür....
Bu bakımdan çocukla davacılar arasında kişisel ilişki tesisinin, çocuğun menfaatine uygun olup olmadığı konusunda uzmanlardan, taraflarla ve çocukla yüzyüze görüşme yapmak suretiyle yeniden ayrıntılı rapor alınmalı diğer delillerle birlikte değerlendirilerek hasıl olacak sonucuna göre karar verilmelidir. Bu sebeple sayın çoğunluğun onama görüşüne iştirak etmiyorum. 3-HB/HA/EB...
tedbir ve iştirak nafakasına hükmedilmesi usul ve yasaya aykırıdır....
