Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Ancak burada söz konusu olan, kişilerin mülkiyet hakları üzerinde süresi belli olmayan sınırlama şeklindeki idarenin işlem ve eyleminden doğan zararın tazmini olup mülkiyetin bedele çevrilmesi ise idari yargıda açılan tazminat davasının değil, adli yargıda açılacak bedel tespiti ve tescil davasının konusuna girer. Kamulaştırmasız el atma nedeniyle açılan tazminat davaları, taşınmaz mülkiyetinin bedeli karşılığında kamuya aktarılması yoluyla mülkiyete yapılan fiili müdahaleyi sonlandırmayı hedeflemesiyle, sadece idarenin işlem ve eylemlerinden doğan zararın tazminini sağlayan, mülkiyete ilişkin herhangi bir sonuç doğurmayan idari yargıda açılan tam yargı davalarından farklılaşmaktadır. Mülkiyetin bedele çevrilmesi ise, idari eylem ve işlem nedeniyle doğan bir zarar niteliğinde olmadığından idari yargıda görülen tazminat davasının konusuna girmez....

    Ancak burada söz konusu olan, kişilerin mülkiyet hakları üzerinde süresi belli olmayan sınırlama şeklindeki idarenin işlem ve eyleminden doğan zararın tazmini olup mülkiyetin bedele çevrilmesi ise idari yargıda açılan tazminat davasının değil, adli yargıda açılacak bedel tespiti ve tescil davasının konusuna girer. Kamulaştırmasız el atma nedeniyle açılan tazminat davaları, taşınmaz mülkiyetinin bedeli karşılığında kamuya aktarılması yoluyla mülkiyete yapılan fiili müdahaleyi sonlandırmayı hedeflemesiyle, sadece idarenin işlem ve eylemlerinden doğan zararın tazminini sağlayan, mülkiyete ilişkin herhangi bir sonuç doğurmayan idari yargıda açılan tam yargı davalarından farklılaşmaktadır. Mülkiyetin bedele çevrilmesi ise, idari eylem ve işlem nedeniyle doğan bir zarar niteliğinde olmadığından idari yargıda görülen tazminat davasının konusuna girmez....

      Ancak burada söz konusu olan, kişilerin mülkiyet hakları üzerinde süresi belli olmayan sınırlama şeklindeki idarenin işlem ve eyleminden doğan zararın tazmini olup mülkiyetin bedele çevrilmesi ise idari yargıda açılan tazminat davasının değil, adli yargıda açılacak bedel tespiti ve tescil davasının konusuna girer. Kamulaştırmasız el atma nedeniyle açılan tazminat davaları, taşınmaz mülkiyetinin bedeli karşılığında kamuya aktarılması yoluyla mülkiyete yapılan fiili müdahaleyi sonlandırmayı hedeflemesiyle, sadece idarenin işlem ve eylemlerinden doğan zararın tazminini sağlayan, mülkiyete ilişkin herhangi bir sonuç doğurmayan idari yargıda açılan tam yargı davalarından farklılaşmaktadır. Mülkiyetin bedele çevrilmesi ise, idari eylem ve işlem nedeniyle doğan bir zarar niteliğinde olmadığından idari yargıda görülen tazminat davasının konusuna girmez....

        Ancak burada söz konusu olan, kişilerin mülkiyet hakları üzerinde süresi belli olmayan sınırlama şeklindeki idarenin işlem ve eyleminden doğan zararın tazmini olup mülkiyetin bedele çevrilmesi ise idari yargıda açılan tazminat davasının değil, adli yargıda açılacak bedel tespiti ve tescil davasının konusuna girer. Kamulaştırmasız el atma nedeniyle açılan tazminat davaları, taşınmaz mülkiyetinin bedeli karşılığında kamuya aktarılması yoluyla mülkiyete yapılan fiili müdahaleyi sonlandırmayı hedeflemesiyle, sadece idarenin işlem ve eylemlerinden doğan zararın tazminini sağlayan, mülkiyete ilişkin herhangi bir sonuç doğurmayan idari yargıda açılan tam yargı davalarından farklılaşmaktadır. Mülkiyetin bedele çevrilmesi ise, idari eylem ve işlem nedeniyle doğan bir zarar niteliğinde olmadığından idari yargıda görülen tazminat davasının konusuna girmez....

          DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ, HUKUKİ SEBEPLER ve GEREKÇE: Taraflar arasındaki dava, Delil Tespiti istemine ilişkindir....

          "İçtihat Metni" Mahkemesi :Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi Dava, maluliyet aylığının kesilmesine ilişkin Kurum işleminin iptali ve birikmiş aylıkların haksız işlem tarihinden itibaren yasal faizi ile ödenmesi gerektiğinin tespiti istemine ilişkindir. Mahkemece, bozmaya uyularak davanın kabulüne karar verilmiştir. Hükmün, davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi....

            Dava, Öz Sermaye tespiti talebine ilişkin bulunmaktadır. Bilirkişiler 05/04/2021 tarihli raporlarında; 31/12/2020 tarihi itibariyle taşınmazın rayiç değerinin(yalnızca arsa bedeli) 27.522.125,00-TL olduğunu belirtmişlerdir. Mahkememizce davanın mahiyeti itibariyle bilirkişi kurulu raporu alınmış, davacı yana tebliğ edilmiş ve süresi içerisinde bir itiraz da sunulmamış olup, yine davanın mahiyeti itibariyle yapılacak başkaca iş ve işlem olmadığından dava esasının bu şekilde kapatılmasına karar verilerek aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur....

              Ancak; 1)Taşınmazın sulu tarım arazisi niteliği, konumu ve yüzölçümü dikkate alındığında değeri belirlenirken kapitalizasyon faiz oranının % 4 uygulanması gerekirken, bu oranın % 5 kabulü ile az bedel tespiti doğru olmadığı gibi, 2)7139 sayılı Kanunla değişik Kamulaştırma Kanunun 10/8 fıkrası gereğince bankaya hak sahibi adına yatırılacak bedel bakımından; 7139 sayılı Kanun ile yapılan değişiklik hükümlerine göre işlem yapılması gerektiğinden, Hükmün açıklanan nedenlerle taraf vekillerinin temyiz isteminin kabulüyle BOZULMASINA, taraflardan peşin alınan harçların istenildiğinde iadesine ve davalıdan peşin alınan temyize başvurma harcının Hazineye irad kaydedilmesine, 19/12/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi....

                Ancak; 1-Bozma öncesi hükme esas alınan bilirkişi kurulu raporunda, dava konusu taşınmazda 21 yaş üzeri 5 tane şeftali ağacının kapladığı alanın 80,00 m2, 21 yaş üzeri 22 tane erik ağacının kapladığı alanının 440,00 m2 olarak kabul edildiği ve bu hususların Dairemizce bozmaya konu edilmediği anlaşıldığı halde, taraflar lehine oluşan usulȋ kazanılmış hak gözetilmeden, mahkemece, bozma ilamı sonrası hükme esas alınan bilirkişi kurulu raporunda şeftali ağaçlarının kapladığı alanın 100,00 m2 belirlenmesi ve taşınmazda 21 yaş üzeri 4 tane erik ağacının olduğunun tespiti ile erik ağaçlarının kapladığı alanın 80 m2 olarak kabul edilmesi suretiyle bedel tespiti, Doğru olmadığı gibi, 2-7139 sayılı Kanunla değişik Kamulaştırma Kanunun 10/8 fıkrası gereğince bankaya hak sahibi adına yatırılacak bedel bakımından; 7139 sayılı Kanun ile yapılan değişiklik hükümlerine göre işlem yapılması gerektiğinden, Hükmün açıklanan nedenlerle taraf vekillerinin temyiz isteminin kabulü ile BOZULMASINA...

                  "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki 4650 sayılı Kanunla değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 10. maddesine dayanan kamulaştırma konusu taşınmaz bedelinin tespiti ve taşınmazın yol olarak terkini davasından dolayı yapılan yargılama sonunda: Davanın kabulüne dair verilen yukarıda gün ve sayıları yazılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi, taraf vekillerince verilen dilekçeler ile istenilmiş olmakla, dosyadaki belgeler okunup uyuşmazlık anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü: - K A R A R – Dava, 4650 sayılı Kanunla değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 10. maddesine dayanan kamulaştırma konusu taşınmaz bedelinin tespiti ve taşınmazın yol olarak terkini istemine ilişkindir. Mahkemece, uyulan bozma kararı gereğince inceleme ve işlem yapılarak hüküm kurulmuş; karar, taraf vekillerince temyiz edilmiştir. Arazi niteliğindeki ... İlçesi, ......

                    UYAP Entegrasyonu