Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Mahallesi, 2239 ada, 6 parselde kayıtlı olup, taşınmazın 3/8 hissesinin ..., 5/8 hissesinin ise Tasarruf Sigorta Mevduat Fonu adına kayıtlı olduğu, Tasarruf Mevduat Sigorta Sigorta Fonu'nun edinme tarihinin 13.12.2004 tarihi olduğu, davacının dava konusu taşınmazda haksız işgalinin bulunduğu; davacının, dava konusu taşınmazın davalı hissesi ile ilgili haksız işgali nedeniyle davalıya borçlu olduğu anlaşılmıştır. Gerekçesiyle" davacının davasının reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından süresinde temyiz edilmiştir. Davada; davacının dava konusu taşınmazda işgalci olduğu nedeniyle, davalı kuruma ait 5/8 hisse karşılığında hesaplanan ecrimisil bedelinin ödenmesi için; davalı kurumca, 6183 Sayılı Yasa hükümlerine göre gönderilen ödeme emrinin iptali ile davacının borçlu bulunmadığının tespiti istenilmektedir....

    Dava, yapılan işlemin hukuka aykırı olduğu iddiasına dayalı olarak açılan cezai işlemin iptali ve borçlu olmadığının tespiti ile istirdat istemine ilişkindir.2012 tarihli Sağlık Hizmeti Satın Alma Sözleşmesinin 11.1.15’de ''Sağlık hizmeti sunulmadığı halde Kuruma fatura edildiğinin tespiti halinde 10.000 TL’den az olmamak üzere işlem bedellerinin 5 (beş) katı'' hükmü, 11.1.16 da ise '' Faturanın veya faturaya dayanak oluşturan belgelerin gerçeğe aykırı olarak düzenlendiğinin tespiti halinde 10.000 TL’den az olmamak üzere işlem bedellerinin 5 (beş) katı, cezai şart uygulanır ve tespit edilen fiiller açıkça belirtilmek suretiyle SHS’ye tebliğ edilir '' hükmü düzenlenmiştir. Dosya kapsamından dava konu cezai işlemin, davalı kurum görevlilerince gerçekleştirildiği, cezanın beyanlarına başvurulan hastaların beyanları üzerine tesis edildiği ve 2012 yılı sağlık Hizmeti Satın alma Sözleşmesi’nin 11.1.15 ve 11.1.16 gereğince 10.2 maddesine istinaden kesildiği anlaşılmaktadır....

      Mahkeme bozmaya uyarak; davanın kabülu ile, ... 06/03/2012 tarih 212/3 sayılı inceleme raporuna istinaden davacı hakkında uygulanan tazmin işleminin iptali ile davacının bu işlem nedeniyle borçlu olmadığının tespiti ile maaşından yapılan kesintilerin davacıya iadesine, karar vermiştir. Somut olayda, davacının ücretinden davalı işverence teftiş kurulu raporuna istinaden kendisinin zarara uğratıldığından bahisle kesintiler yapılmıştır. Dairemizce Mahkemece verilen davanın reddine ilişkin karar, davacının ücretinden ortada bir mahkeme kararı bulunmaksızın işverence kesinti yapılamayacağı gerekçesi ile bozulmuştur. Davacının işlem ve eylemleri nedeni ile işvereni zarara uğratıp uğratmadığı, işverenin uğradığı bu zarar nedeni ile davacının borçlu olup olmadığı işverence açılacak ayrı bir dava ile ortaya çıkacaktır. Davacının işverene borçlu olmadığının tesbitine karar verilemez. Davacının dava dilekçesindeki talebi de ücretinden kesinti yapılamayacağına ilişkindir....

        Türk Ticaret Kanununun 3. maddesinde, ”Bu Kanunda düzenlenen hususlarla bir ticari işletmeyi ilgilendiren bütün işlem ve fiiller ticari işlerdendir.” düzenlenmesi getirilmiştir. Bir hukukî işlemin veya fiilin TTK'nın kapsamında kaldığının kabul edilmesi için kanunun amacı içerisinde yukarıda tanımları verilen bu kanunda düzenlenen hususlarla bir ticari işletmeyi ilgilendiren bir hukukî işlemin veya fiilin olması gerekir. Somut olayda, taraflar arasında düzenlenen araç kiralama sözleşmesi gereği davalıya teminat amacıyla verilen bono nedeniyle borçlu olunmadığının tespiti ve takibin iptali talep edilmektedir. Taraflar arasında uyuşmazlık kambiyo senetlerinden kaynaklanmayıp, araç kiralama sözleşmesinden kaynaklandığından ve 6100 sayılı HMK'nın 4/1-a maddesi gereğince sulh hukuk mahkemesinin görev alanında olduğundan uyuşmazlığın Antalya 3. Sulh Hukuk Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir....

          HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere 1-Davanın KISMEN KABULÜ İLE; -Davacının davalı ----- sayılı takip dosyası sebebiyle ----borçlu olduğu anlaşıldığından, davalının anılan takip dosyası sebebiyle ------ gecikme faizi ve --- olmak üzere toplam ------ BORÇLU OLMADIĞININ TESPİTİNE,FAZLAYA İLİŞKİN İSTEMİN REDDİNE, 2-Karar harcı 361,05-TL 'den davacı tarafça peşin olarak yatırılan 54,40-TL harcın mahsubu ile bakiye 306,65-TL'in davalı taraftan tahsili ile hazine adına irad kaydına, 3-Davacı tarafça yatırılan 54,40-TL peşin harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 4-Davacı tarafından tarafından yapılan 163,20-TL başvuru harcı, 264,60-TL tebligat ve müzekkere gideri, 600-TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 1.027,80-TL yargılama giderinin haklılık oranına göre 30,20-TL'sinin davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine, kalan tutarın davacı üzerinde bırakılmasına, 7-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına...

            Şubesine ait ... basım tarihli ... çek nolu keşide yeri ... olan ... tarihli ve ... basım tarihli ...çek nolu keşide yeri ... olan ... tarihli 32.500,00 TL tutarlı 2 adet çekin verilme sebebi olan ... tarihli ... plakalı 2017 model ... marka aracın satışı ile ilgili araç satış protokolüne uymadığından dolayı bu çekler yönünden müvekkili şirketin davalı şirkete borçlu olmadığının tespiti ile çeklerin hükümsüzlüğüne ve iptaline karar verilmesini talep etmiştir. Davalı tarafa usulüne uygun şekilde dava dilekçesi ve tensip zaptı tebliğ edilmiş olup davalı taraf davaya cevap vermemiştir. Dava, İİK. 72/1 maddesine dayalı menfi tespit istemine ilişkindir. Buna göre; borçlu, icra takibinden önce veya takip sırasında borçlu bulunmadığını ispat için menfi tespit davası açabilir. Taraflar arasında ... tarihli ... plakalı araca ilişkin Araç Satış Sözleşmesinin imzalandığı anlaşılmıştır....

              Seri No'lu 125.000 TL bedelli çek gösterildiği, müvekkiline tebliğ edilen ödeme emri ile birlikte müvekkili şirketten 122.330 TL asıl alacak, 12.500 TL çek tazminatı, 375,00 TL komisyon, 1.142,36 TL geçmiş gün faizi olmak üzere toplamda 136.347,36 TL alacak talep edildiği, müvekkili şirketin 12.500 TL'lik çek tazminatından ötürü davalı şirkete borcu bulunmadığı, çek tazminatından TTK.nun 783. maddesi gereğince keşideci-borçlu sorumlu olduğu, bu tazminat ciranta sıfatıyla sorumlu olan borçludan talep edilemediği, dolayısıyla müvekkili şirketin sorumlu tutulduğu 12.500 TL'lik çek tazminatına ilişkin borcu olmadığının tespiti için davayı açtıkları, dolayısıyla davalı tarafın borçlu olmadığımız kısmın %20'sinden aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

                Ancak belirtmek gerekir ki, borçlu senedin iadesini ancak lehtardan, ya da senet ciro görmüşse kötüniyetli veya iktisabında ağır kusurlu olan hamilden talep edebilir (TTK. m. 598.II). Kaldı ki, senedin iadesini isteyen borçlu, her şeyden önce 599, 737.II. maddeleri gereğince hamilin bilerek borçlu zararına hareket ettiğini ispat yükü altındadır.----------- Çekin iptali ve iadesine ilişkin talepler bakımından yapılan değerlendirmede; yukarıda da bahsedildiği üzere bedelsizlik nedeniyle açılan menfi tespit davalarında, mahkemelerin kambiyo senedinin iptaline yönelik kararı, kambiyo senedinin geçersizliği iddiaları üzerine verilebilecek bir karar olduğundan ve somut olayda hamilin dava konusu çeki borçlu zararına hareket ederek iktisap ettiğini ispatlayamadığından çekin iptali ve iadesi taleplerinin de reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis olunmuştur....

                  Emekli Sandığından yetim aylığı alan davacının, esasen muhtaçlık durumunun bulunmaması nedeniyle, aylığın iptaliyle 1999-2006 tarihleri arası dönem yönünden çıkarılan yersiz aylık tahakkuku üzerine açılan iş bu davayla; davalı Kurum’a borçlu olunmadığının tespiti ve aksi Kurum işlemlerinin iptali istenmiş, Mahkemece esasa girilmek suretiyle yapılan yargılama sonucu davanın kabulüne karar verilmiştir. 5510 sayılı Yasanın Geçici 4. maddesinde, “Bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarih itibarıyla 8/6/1949 tarihli ve 5434 sayılı Kanuna göre; aylık, tazminat, harp malûllüğü zammı, diğer ödemeler ve yardımlar ile 8/2/2006 tarihli ve 5454 sayılı Kanunun 1 inci maddesine göre ek ödeme verilmekte olanlara, bu Kanunla yürürlükten kaldırılan hükümleri de dahil 5434 sayılı Kanunda kendileri için belirtilmiş olan şartları haiz oldukları müddetçe bunların ödenmesine devam olunur....

                    , davalıya borçlu olmadığının tespitine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı vekilinin aşağıda açıklanacak husus hariç olmak üzere diğer istinaf başvuru nedenleri yerinde değildir....

                    UYAP Entegrasyonu