Mahkemece, benimsenen bilirkişi raporuna göre sözleşme tarihinde davacının borçlu şirkete ortak olduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, davacının icra takibinde asıl alacağa, talep edilen işlemiş faizin 251.42.-TL.nin ve BSMV'nin 11.57.-TL.sinin iptali ile davacının toplam 262.99.-TL. Alacaklıya borçlu olmadığının tespitine, fazlaya ait ve istirdat isteminin reddine, tazminat taleplerinin reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir. Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı vekilinin yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, 2.11.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Ancak; - Menfî tespit davası, davalının (alacaklının) dava konusu bedeli davacıdan tahsil etmeden önce veya icra takibinden önce sonuçlanmazsa yada dava esnasında ihtiyatî tedbir kararının kaldırılması nedeniyle, borç alacaklıya (davalıya) ödenmiş olursa, menfî tespit davasına artık istirdat davası olarak devam edilecektir. Böylece menfî tespit davası istirdat davasına dönüşecektir. Bu halde, menfî tespit davası kendiliğinden istirdat davasına dönüşür. Bunun için borçlunun (davacının) bir talepte bulunması şart değildir. Borcun ödendiğini öğrenen mahkeme, kendiliğinden (re'sen), menfî tespit davasına istirdat davası olarak devam eder. Borcun ödenmesi üzerine menfî tespit davası kendiliğinden istirdat davasına dönüştüğünden, burada borçlunun borcunu öğrenmesi ile başlayan İİK. M.72 deki hak düşürücü süre uygulanmaz....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, davacının Gebze İcra Dairesinin 2021/21521 E.sayılı dosyasında borçlu olmadığının tespiti talebine ilişkindir. İlk derece mahkemesince toplanan deliller ve yapılan yargılama sonunda; "... 1.Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Dava, davacının Gebze İcra Dairesinin 2021/21521 E.sayılı dosyasında borçlu olmadığının tespiti talebine ilişkindir. 2. İlgili Hukuk Menfi tespit davası, 2004 sayılı İcra ve İflâs Kanunu’nun (İİK) 72. maddesinde düzenlenmiştir. Bu maddeye göre, borçlu, icra takibinden önce veya takip sırasında ya da icra takibinden sonra borçlu bulunmadığını ispat için menfi tespit davası açabilir. Bu dava maddi hukuk ve usul hukuku bakımından genel hükümlere dayalıdır ve normal bir hukuk davası olarak açılır....
Bankası elinde bulunan 1 adet bononun, ... elinde bulunan 2 adet bononun istirdadına, yapılan ödemeler yönündeki istirdat isteminin reddine, davalı ... A.Ş.ye borçlu olmadığının tespitine, ödenen 28.646 DEM.nin iflas masasına alacak olarak kaydına, davalı ...’a borçlu olmadığının tespitine, istirdat isteminin reddine karar verilmiş, hüküm davacılar vekili ile davalılardan ... Bankası vekilince temyiz edilmiştir. Asıl ve birleşen dava, leasing sözleşmesine istinaden verilen bonoların ödeme neticesi bedelsiz kaldıklarının tespiti ile bonolara yönelik yapılan ödemelerin istirdadına ilişkindir. Bir başka deyişle dava menfi tespit ve istirdat davasıdır. Menfi tespite karar verilmesi halinde, borçsuzluk tespit edilen bonolar için bir ödeme varsa bunun istirdadına karar verilmesi yasa gereğidir. Ayrıca aleyhine hüküm kurulan davalı taraf yargılama giderinden sorumludur....
Başka bir deyişle hukuki bir yarar bulunması koşuluyla sonuçta alacak-borç ilişkisi doğuracak bir durumun olmadığının tespiti amaçlanır. Dayanılan hukuki ilişkinin gerçekten mevcut olmadığı icra takibine maruz kalmadan önce ileri sürülebileceği gibi, icra takibinden sonra da ileri sürülebilir. Borçlunun icra takibinden önce veya sonra menfi tespit davası açabilmesi için borçlu olmadığının tespitinde hukuki yararının bulunması şarttır. Borçlu belirtilen şekilde takipten önce veya sonra alacaklıya karşı bir menfi tespit davası açar; bu davayı kazanırsa, hakkındaki icra takibi dayanaksız kalır ve borcu ödemekten kurtulur. Ancak borçlu borcunu icra dairesine ödedikten sonra, artık menfi tespit davası açamaz. Bu halde borçlunun sırf borçlu olmadığının tespitinde hukuki bir yararı yoktur. Bundan sonra ödediği paranın geri alınması için bir dava açması söz konusu olur ki, bu da istirdat davasıdır (Yargıtay 3.HD'nin 02/05/2019 tarih 2017/7853 Esas 2019/4067 Karar sayılı ilamı)....
Başka bir deyişle hukuki bir yarar bulunması koşuluyla sonuçta alacak-borç ilişkisi doğuracak bir durumun olmadığının tespiti amaçlanır. Dayanılan hukuki ilişkinin gerçekten mevcut olmadığı icra takibine maruz kalmadan önce ileri sürülebileceği gibi, icra takibinden sonra da ileri sürülebilir. Borçlunun icra takibinden önce veya sonra menfi tespit davası açabilmesi için borçlu olmadığının tespitinde hukuki yararının bulunması şarttır. Borçlu belirtilen şekilde takipten önce veya sonra alacaklıya karşı bir menfi tespit davası açar; bu davayı kazanırsa, hakkındaki icra takibi dayanaksız kalır ve borcu ödemekten kurtulur. Ancak borçlu borcunu icra dairesine ödedikten sonra, artık menfi tespit davası açamaz. Bu halde borçlunun sırf borçlu olmadığının tespitinde hukuki bir yararı yoktur. Bundan sonra ödediği paranın geri alınması için bir dava açması söz konusu olur ki, bu da istirdat davasıdır (Yargıtay 3.HD'nin 02/05/2019 tarih 2017/7853 Esas 2019/4067 Karar sayılı ilamı)....
Borçlu ödeme emrine itiraz etmemiş veya itiraz etmiş olup da itirazının icra mahkemesince kaldırılmış olması nedeniyle kesinleşen icra takibine rağmen, borçlu olmadığı kanısında bulunabilir. Böyle bir borçlu, borçlu olmadığını tespit ettirmek için menfi tespit davası açabilir ve bu davada hiç değilse icra dairesinin banka hesabına yatan paranın alacaklıya ödenmemesi için ihtiyati tedbir kararı alarak (İİK m. 72/III/2.c.) aleyhine yapılmakta olan icra takibinin durdurulmasını ve davayı kazanınca da takibin iptalini sağlayabilir. Borçlu, böyle bir menfi tespit davası açmamış ve borcu cebri icra tehdidi altında ödemiş ise, ödemiş olduğu paranın kendisine geri verilmesi için istirdat davası açabilir (İİK m. 72/VII). Borçlunun menfi tespit davası açmış olması hâlinde, menfi tespit davası sonuçlanmadan önce borcun ödenmesi üzerine de menfi tespit davasına istirdat davası olarak devam edilmelidir. (İİK m. 72/VI)....
Dava; boşanma davası neticesinde müşterek çocuk için takdir edilen iştirak nafakası nedeniyle yapılan icra takibinde davacının borçlu olmadığının tespiti ile yargılama bitinceye kadar mükerrer ödeme yapılması halinde ödemelerin yasal faizi ile birlikte davacıya ödenmesi için istirdat davasıdır. Bakırköy 8. Aile Mahkemesinin 2011/277 Esas- 2011/325 Karar sayılı kararı kapsamında tarafların anlaşmalı olarak boşandıkları, velayeti anneye verilen müşterek çocuk için aylık 1.500,00 TL iştirak nafakasına hükmedildiği, kararın 13/04/2011 tarihinde kesinleştiği anlaşılmıştır. Davalı nafaka alacaklısı tarafından davacı borçlu aleyhine 22.02.2016 tarihinde İstanbul 4....
"İçtihat Metni"Mahkemesi : İş Mahkemesi Dava, davacının davalıya 41.358,56 TL borçlu olmadığının tespiti, davalı Kurumun aylık kesme ve istirdat işleminin iptali ile Gazi aylığı ödenmesinin devamı, her ay emekli maaşından kesilen paranın işlemiş faiziyle davalıdan tahsili, haksız kesinti nedeniyle % 20'den aşağı olmamak üzere davalı Kurumun kötüniyet tazminatına mahkum edilmesi istemine ilişkindir. Mahkemece, ilâmında belirtildiği şekilde davanın usulden reddine karar verilmiştir. Hükmün, davalı Kurum avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi....
TTK'nın 5/A maddesinin birinci (1) fıkrası "Bu Kanunun 4 üncü maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalardan, konusu bir miktar para olan alacak, tazminat, itirazın iptali, menfi tespit ve istirdat davalarında, dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır.” hükmünü içermektedir. 12....