WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Davacı tarafça, dava konusu çeklerin iptali de talep edilmiş ise de, davacının çeklerin keşidecisi, davalının lehtarı olduğu, çeklerin davalı tarafından dava dışı 3. kişilere ciro edildiği anlaşılmakla, 3. kişilerin talep haklarının korunması gerektiği değerlendirilerek davacının bu talebi yerinde görülmemiş ve reddine karar verilmiştir. Tüm bu nedenler ile davanın kısmen kabulüne dair aşağıdaki şekilde hüküm kurularak yargılama sonuçlandırılmıştır. H Ü K Ü M / Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-DAVANIN KISMEN KABULÜ İLE; Davacının, davalıya, dava konusu ... ... Şubesine ait ... seri nolu 15.07.2020 keşide tarihli 37.500,00 TL bedelli, ... ... Şubesine ait ... seri nolu 30.07.2020 keşide tarihli 42.500,00 TL bedelli, ... ... Şubesine ait ... seri nolu 15.08.2020 keşide tarihli 50.000,00 TL bedelli 3 adet çek nedeniyle BORÇLU OLMADIĞININ TESPİTİNE, ... ......

    İstirdat davasında ise esasen iradi bir ödeme söz konusu olmayıp cebri icra tehdidi altında gerçekte borçlu olunmayan bir paranın ödenmesi söz konusudur. Sebepsiz zenginleşmede, zenginleşmenin hukuka uygun bir sebebe dayanmaması gerekirken istirdat davasında böyle bir şart aranmaz. Sebepsiz zenginleşmede, zenginleşme ve fakirleşme arasında uygun illiyet bağı bulunması gerekirken istirdat davasında böyle bir bağ aranmaz. Örnek olarak, geçerli olmayan bir sebeple veya gerçekleşmemiş bir sebeple yapılan bir ödeme sebepsiz zenginleşme sayılırken, icra takibi sonucunda borçlu olmadığı halde ödenen bir para istirdat davası konusu olur....

    Borçlu, İİK'nın 72. maddesinin 6. fıkrasına göre menfi tespit davasından dönüşen istirdat davasının kabulü kararının faiz, tazminat ve yargılama giderlerine ilişkin bölümü için ilâmlı icra yoluna başvurabilir; fakat, bunun için de, istirdat davasının kabulü kararının kesinleşmesi gerekir (Kuru, B.: İcra ve İflas Hukuku El Kitabı, Ankara 2013, s. 391). 21. Borçlu, menfî tespit davası açmamış ve borcu cebrî icra tehdidi altında ödemiş ise, ödemiş olduğu paranın kendisine geri verilmesi için alacaklıya karşı İİK'nın 72. maddesinin 7. fıkrasına göre istirdat davası açabilir. Borçlu, istirdat davası sonucunda (lehine) almış olduğu ilâmı hemen icraya koyabilir (m. 32). Bunun için, ilâmın kesinleşmesi şart değildir; çünkü, ilâmın konusu bir para alacağıdır (HUMK m. 443,I; İİK m. 36)....

      Bankası aracılığıyla ibraz olunduğunun tespit edildiğini ve kendilerine dava konusu çeklere ilişkin istirdat davası açmak üzere 2 haftalık süre verildiğini, bunun üzerine arabuluculuk merkezine başvurulduğunu, sürecin anlaşmama ile sonuçlandığını, dava konusu çeklerin arka yüzünde bulanan müvekkili şirkete ait kaşe ve üzerindeki imzanın sahte olduğunu, varsa diğer cirolar ile müvekkilinin bir ilgisinin de olmadığını beyanla davacının dava konusu çekler nedeniyle borçlu olmadığının tespiti ile çeklerin iptalini, çeklerin meşru hamil olan müvekkiline iadesini talep ve dava etmiştir. Davalı; dava dilekçesi ve duruşma gününün usulen tebliğine rağmen davaya cevap vermemiş, duruşmalara katılmamıştır. Dava, menfi tespit ve istirdat talebine ilişkindir....

        Davacı, ödeme emirlerinin iptali isteminde bulunarak açtığı davada; yargılama sürecinde itirazi kayıtla Kuruma ödediğini iddia ederek davasını tamamen ıslah edip talep sonucunu değiştirerek istirdat davasına dönüştürmüştür.Bu yönde; her ne kadar 2004 sayılı Kanunun 72. maddesindeki "Borçlu, menfi tesbit davası zımmında tedbir kararı almamış ve borç da ödenmiş olursa, davaya istirdat davası olarak devam edilir." hükmüne paralel bir hüküm 6183 sayılı Kanunda yok ise de; Anayasanın 141. maddesindeki, "davaların en az giderle ve mümkün olan süratle sonuçlandırılması, yargının görevidir." hükmü gözetildiğinde, menfi tespit ve ödeme emri iptali kararı sonucunun, istirdat isteminide kapsadığının belirgin olması karşısında, eldeki davaya istirdat davası olarak devam edilerek, bu yönde yapılacak araştırma ve inceleme sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme sonucu yazılı şekilde karar verilmiş olması, usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir....

          "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki menfi tespit, istirdat ve çek iptali davalarının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı asıl dava olan menfi tespit ve istirdat davasının kabulüne, birleşen menfi tespit/istirdat ve çek iptali davalarının reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde birleşen davaların davacısı ve asıl dava davalısı ... vekillerince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R - Davacı vekili, müvekkilinin davalı ...'...

            Takdir edilecek zarar, haksızlığı anlaşılan takip konusu alacağın yüzde yirmisinden aşağı olamaz. (6) Borçlu, menfi tespit davası zımnında tedbir kararı almamış ve borç da ödenmiş olursa, davaya istirdat davası olarak devam edilir. (7) Takibe itiraz etmemiş veya itirazının kaldırılmış olması yüzünden borçlu olmadığı bir parayı tamamen ödemek mecburiyetinde kalan şahıs, ödediği tarihten itibaren bir sene içinde, umumi hükümler dairesinde mahkemeye başvurarak paranın geriye alınmasını istiyebilir. (8) Menfi tespit ve istirdat davaları, takibi yapan icra dairesinin bulunduğu yer mahkemesinde açılabileceği gibi, davalının ikametgâhı mahkemesinde de açılabilir. Davacı istirdat davasında yalnız paranın verilmesi lâzım gelmediğini ispata mecburdur."...

              MAHKEME KARARI Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davacının münhasıran taraflar arasında adi ortaklık ilişkisinin bulunduğunu tespit ettirmekte hukuki yararının bulunmadığı, itirazın iptali davasının genel hükümlere göre görülen bir dava olması sebebiyle borçlunun takibe itirazında bildirdiği itiraz sebepleriyle bağlı olmadan bütün savunma sebeplerini itirazın iptali davasında ileri sürebildiği, menfi tespit davasında ileri sürebileceği borçla ilgili iddiasını itirazın iptali davasında savunma sebebi yapabildiği, savunmayla ilgili tüm delillerini gösterebildiği, davacının kendisi aleyhine itirazın iptali davası açılmasından sonra, itirazın iptali davasına konu faturalardan kaynaklanan cari hesaptan dolayı borçlu olmadığının tespitini ve ödediği 100.000,00 TL’nin istirdadını istediğinden, gerek menfi tespit ve gerekse istirdat talebi yönünden hukuki yararının bulunmadığı gerekçesiyle davanın hukuki yarar yokluğundan usulden reddine karar verilmiştir. IV....

                İcra Müdürlüğü 2006/12789 sayılı dosyasında borçlu olmadığının tespiti için dava açtığını, İzmir 4 Asliye Hukuk Mahkemesi 2010/339 E- 2010/343 K sayılı dosyada müvekkilinin borçlu olmadığının tespiti ile ödediği paranın yasal faizi ile birlikte davacıya ödenmesi şeklinde karar verildiğini, görüleceği üzere müvekkilinin yine gerçekte borçlu olmadığının bir dosya için borcu ödemek tehditi altında kaldığını, müvekkilinin gerçekte borçlu olmadığı halde maaşından kesinti yapılması suretiyle alacaklıya ödeme yapmak zorunda bırakılmasının haksız ve hukuka aykırı olduğunu, dava konusu icra takibi sebebiyle müvekkilinin telafisi güç maddi zararlarının ortaya çıkacağının muhakkak olduğunu, bu sebeple icra takibin durdurulmasını için ihtiyati tedbir kararı verilmesi ve takibin iptali ile müvekkilinin alacaklıya ödeme yapmak zorunda kalması halinde istirdatı yönünde karar verilmesi gerektiğini beyan ve talep etmiştir....

                Kaldı ki; BK'nun 62. maddesine göre, "Borçlu olmadığı şeyi ihtiyariyle veren kimse hataen kendisini borçlu zannederek verdiğini ispat etmedikçe onu istirdat edemez." Söz konusu tazminatı ihtiyariyle ödeyen davacı ... şirketi, ödemeyi yaparken düştüğünü iddia ettiği hatayı usulüne uygun delillerle ispatlayamamıştır. Davacının davasının bu yönüyle de reddi gerekmektedir. Yukarıda açıklananlar ışığında, davacının açtığı itirazın iptali davasının anılan gerekçelerle reddi gerekirken, yazılı şekilde kabulüne karar verilmiş olması doğru görülmemiş, bozma sebebi yapılmıştır. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA , peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine 25.6.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi....

                  UYAP Entegrasyonu