SONUÇ: Hüküm fıkrasının .... bendinin .... fıkrasındaki faiz başlangıcına ilişkin "haksız işlem tarihinden itibaren" ibaresinin silinerek yerine "her bir aylığın ödenmesi gereken tarihten itibaren" ibaresinin yazılmasına ve kararın bu şekilde DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 27.....2014 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Dosyanın mahkemesine gönderilmesinden sonra mahkemece hiçbir işlem yapılmadan dosya tekrar eski dosya gönderme formu ile taraf vekillerinin karar düzeltme istemlerinin incelenmesi için Hukuk Genel Kuruluna gönderilmiştir. Bu durumda dosyanın sehven gönderildiği anlaşılmakta olup Hukuk Genel Kurulunca yapılacak bir işlem bulunmadığından dosyanın mahalline iadesi gerekmektedir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; Hukuk Genel Kurulunca yapılacak bir işlem bulunmadığından dosyanın MAHALLİNE İADESİNE, 11.02.2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi....
Bu itibarla davalı ...’a usulünce gerekçeli kararın tebliği, temyiz süresinin beklenmesi, Tapu Sicil Müdürlüğü ve Kadastro Müdürlüğünden dava konusu taşınmazla ilgili 3402 sayılı Yasa'nın 22/a maddesi uyarınca bir işlem yapılıp yapılmadığı hususunun sorulması ve varsa böyle bir işlem varsa ilgili tüm evrakın getirtilmesi, sözü geçen eksiklikler giderildikten sonra temyiz incelemesi yapılmak üzere dosyanın Yargıtay 1. Hukuk Dairesine gönderilmesi gerekir. KARAR Açıklanan sebeplerle; Belirtilen işlemlerin yerine getirilmesi için dosyanın hükmü veren Suşehri Asliye Hukuk Mahkemesine GERİ ÇEVRİLMESİNE, 09.03.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi....
Mahkemece tüm dosya kapsamına göre, davalı bankaca davacı yan aleyhine sözleşmeye konulan dosya ve komisyon ücreti, işlem masrafı ile yapılandırma ücreti gibi maddelerin genel işlem koşulları niteliği taşıdığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, davacıdan fazla tahsil edildiği anlaşılan 6.084,00 TL'yi oluşturan kalemlerin banka hesabına girdiği tarihten itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalı bankadan alınarak davacıya ödenmesine karar verilmiştir. Kararı taraf vekilleri temyiz etmiştir. 1- Dava, davalı Banka tarafından davacıya kullandırılan krediler nedeniyle masraf ve komisyon adı altında tahsil edilen ücretin iadesi istemine ilişkindir. Mahkemece, 6098 sayılı TBK'nin "Genel işlem koşulları" başlıklı 20. maddesi kapsamında yapılan değerlendirme kapsamında yazılı gerekçeyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir....
, davacının işlem nedeniyle yoksun kaldığı maaşından kaynaklı kayıplarının tahakkuk tarihinden itibaren hesaplanacak yasal faiziyle birlikte ödenmesine karar verilmiştir....
Bu hükümlere göre, serbest dolaşımda olmayan eşyanın, dahilde işleme rejimi çerçevesinde, Türkiye'de işlenerek veya başka eşyanın üretiminde kullanılarak Türkiye Gümrük Bölgesinden ihraç edilmek kaydıyla, geçici olarak ithal edilmesi halinde, ithal edilen eşyaya ait vergilerin, kural olarak, giriş sırasında tahakkuk ettirilmesi; ancak, tahsil edilmeyerek, geçici olarak ithal edilen eşyanın işlem görmüş ürünler şeklinde ihraç edilmesi halinde iade edilmek üzere 6183 sayılı Kanunda öngörülen teminat türlerine göre teminata bağlanması gerekmektedir. Eşyanın geçici olarak ithal edilmiş olmasına karşın, yapılan bu tahakkuk, geçici değil kat'i tahakkuk işlemi niteliğindedir. Bu itibarla; dahilde işleme rejimi şartlarının ihlal edildiğinin tespiti halinde, tahsilinden vazgeçilen vergilerin yeniden tahakkuk ettirilmesine gerek olmadığından, amme alacağının takip ve tahsili amacıyla tesis edilmesi gereken ilk işlem, vade belirlenmesine ilişkin işlem olmalıdır....
Yine 6098 sayılı TBK'nın 20 ve devamı maddelerinde genel işlem koşulları ile ilgili olarak haksız şartın yazılmamış sayılmasına, yorum ve içerik denetimine ilişkin hükümlere yer verilmiştir. Haksız şart ile ilgili olan TBK'nın 21. maddesi "Karşı tarafın menfaatine aykırı genel işlem koşullarının sözleşmenin kapsamına girmesi, sözleşmenin yapılması sırasında düzenleyenin karşı tarafa, bu koşulların varlığı hakkında açıkça bilgi verip, bunların içeriğini öğrenme imkanı sağlamasına ve karşı tarafın da bu koşulları kabul etmesine bağlıdır. Aksi takdirde, genel işlem koşulları yazılmamış sayılır". hükmünü havidir. Yorum denetimine ilişkin olan aynı Kanun'un 23. maddesinde ise "Genel işlem koşullarında yer alan bir hüküm, açık ve anlaşılır değilse veya birden çok anlama geliyorsa, düzenleyenin aleyhine ve karşı tarafın lehine yorumlanır" düzenlemesine yer verilmiştir....
İdare Mahkemesi'nin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararı ile; davacının İstanbul İli, … İlçesi, … Mahallesi … Sokak No:… adresinde bulunan işyerinin sınav merkezi olarak faaliyet göstermek üzere işyeri açma ve çalışma ruhsatının düzenlenmesi talebi ile yaptğı başvurunun, söz konusu işyerinin faaliyeti sırasında oluşacak gürültü nedeniyle reddine ilişkin işlem ve bu işlem esas alınarak işyerinin mühürlenmesine ilişkin işlemin iptali istemiyle bakılan davanın açıldığı, davacının mesleki yeterlilik belgesi vermek üzere, sınav merkezi olarak kullanılacak işyerine ruhsat verilmesine ilişkin başvurusunun mevzuat hükümleri çerçevesinde değerlendirilerek sonucuna göre işlem tesis edilmesi gerekirken, usulüne uygun herhangi bir ölçüm yapılmaksızın işyerinin faaliyeti sırasında gürültüye neden olacağı gerekçesi ile reddine ilişkin işlem ve bu işlem esas alınarak davacıya ait işyerinin mühürlenmesine ilişkin dava konusu işlemlerde hukuka uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle dava konusu işlemin iptaline...
Temyizen incelenen kararın, davacının işlem nedeniyle yoksun kaldığı maaş ve özlük haklarının 07.10.2020 tarihinden itibaren işletilecek yasal faiziyle birlikte davacıya ödenmesine ilişkin kısmı dışında kalan kısımları usul ve hukuka uygun olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir. İstinaf Mahkemesi kararının, davacının işlem nedeniyle yoksun kaldığı maaş ve özlük haklarının 07.10.2020 tarihinden itibaren işletilecek yasal faiziyle birlikte davacıya ödenmesine ilişkin kısmı bakımından; İdari yargılama hukukunun temel ilkeleri ve yerleşik yargı içtihatları gereği; idari yargı mercilerince verilen iptal kararları, geriye yürür ve idari işlemi tesis edildiği andan itibaren hiç tesis edilmemiş gibi ortadan kaldırır. İptal edilen işlem hiç yapılmamış sayıldığı için ilgilinin, işlem nedeniyle uğradığı parasal ve özlük hak kayıplarının karşılanması gerekmektedir....
Öte yandan, hukuki işlem TTK'nın 334. maddesi kapsamına girmesine karşın eğer genel kurul yönetim kurulu üyelerine bu işlem için izin vermişse anılan maddedeki yasak artık uygulanmaz. Bu izin ortaklık ana sözleşmesi ile verilebileceği gibi, genel kurula her işlem için ayrı ayrı da verilebilir. Bu itibarla, Dairemiz yerleşmiş içtihatları ve ayrıca Federal Mahkeme kararlarında da yasak işlemin batıl değil iptali kabil bir işlem olduğu kabul edilmiştir. Çünkü, yasak işlemler yapıldıktan sonra ortaklık genel kurulu bu işleme izin vererek işleme geçerlik tanıyabilmektedir. Genel kurul işleme izin vermemekle bu işlemi geçerli saymayabilir ve bunun sonucunda da işlemin iptali istenebilir. Başka bir anlatımla, ortaklık yönetim kurulu genel kurulun kararını almadan işlemin geçersiz olduğunu ileri süremez. Yapılan işlem TTK'nın 334. maddesindeki yasak kapsamına girse bile re'sen batıl olmayıp, iptali kabil bir karardır....