Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Somut olayda, davacı vekili dava dilekçesinde, davacının iş sözleşmesinin işveren tarafından haksız olarak iki defa feshedildiğini ve davacının işe iade davası açtığını, işe iade davalarının kabul edilerek Yargıtay tarafından onandığını, davacının işe iade kararının kesinleşmesi ile işe başlatıldığını, işçinin işçilik alacaklarının talep etmesinden vazgeçmesi için baskı uygulandığını, baskıya rağmen işçilik alacaklarından vazgeçmeyen davacının işten çıkarıldığını, davacının yeniden işe iade davası açtığını ve davacının işe iadesine karar verilerek Yargıtay'da onaylandığını, davacının yine 30.03.2015 tarihinde işe başlatıldığını, ikinci kez işe aldığı davacıya davalının mobbing uyguladığını, bir ay boyunca hiçbir iş ve yetki vermeyerek boş bir odada bekletildiğini, davacının ihtarname aracılığıyla işe başlatılmaması ve mahkeme kararları gereği alacaklarının ödenmesi için ihtar çektiğini iddia etmiştir....

İşçi, işe başlatılma konusundaki iradesini bizzat işverene iletebileceği gibi vekili ya da üyesi olduğu sendika aracılığı ile de ulaştırabilecektir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun Dairemizce de benimsenen görüşü bu yöndedir (Yargıtay HGK 17.6.2009 gün ve 2009/9‑232E, 2009/278K.). İşveren işe iade için başvuran işçiyi (1) ay içinde işe başlatmak zorundadır. Aksi halde en az dört, en fazla sekiz aylık ücret tutarında belirlenen iş güvencesi tazminatı ile boşta geçen süreye ait en çok dört aya kadar ücret ve diğer hakları işçiye ödemek zorundadır. İşçinin işe iade yönündeki başvurusu samimi olmalıdır. İşçinin gerçekte işe başlamak niyeti olmadığı halde, işe iade davasının sonuçlarından yararlanmak için yapmış olduğu başvuru geçerli bir işe iade başvurusu olarak değerlendirilemez. İşçinin süresi içinde işe iade yönünde başvurusunun ardından, işverenin daveti üzerine işe başlamamış olması halinde, işçinin gerçek amacının işe başlamak olmadığı kabul edilmelidir....

    Mahkemece, kesinleşen işe iade davasının ardından süresinde başvuran işçinin işe başlatılmaması nedeniyle kıdem tazminatı talep etmeye hak kazandığı gerekçesiyle, yargılama sırasında alınan bilirkişi raporuna göre alacak hüküm altına alınmıştır. Karar, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. İşe iade davası sonunda işçinin başvurusu, işverenin işe başlatmaması ve buna bağlı olarak kıdem tazminatı konularında taraflar arasında uyuşmazlık bulunmaktadır. 4857 sayılı İş Kanunu'nun 21. maddesinin 5. fıkrasına göre, işçi kesinleşen mahkeme kararının kendisine tebliğinden itibaren on iş günü içinde işe başlamak için işverene başvuruda bulunmak zorundadır. Aksi halde işverence yapılan fesih geçeri bir feshin sonuçlarını doğurur. İşveren işe iade için başvuran işçiyi bir ay içinde işe başlatmak zorundadır....

      E) Gerekçe: Taraflar arasındaki uyuşmazlık; işe iade kararı sonrasında, davacı tarafından usulüne uygun olarak işe başlama talebinde bulunup bulunmadığı ve buna bağlı olarak işe iadenin mali sonuçlarına hak kazanıp kazanmadığı, noktasında toplanmaktadır. Somut uyuşmazlıkta; davacının, davalı ... AŞ. ile dava dışı...aleyhine açtığı işe iade davasında .... davanın kabulü ile davacının, dava dışı ....nezdinde işe iadesine ve her iki şirketin işe iadenin mali sonuçlarından müştereken ve müteselsilen sorumluluğuna hükmedilmiş ve söz konusu karar, Yargıtay 22. Hukuk Dairesi'nin 09.09.2014 tarihli ilamı ile onanarak kesinleşmiştir. Davacı vekili tarafından süresinde gönderilen ihtarname ile davacının işe başlatılması talep edilmiştir. Ihtarnamede muhataplar olarak; davalı ...Ş., dava dışı ....ve vekilleri gösterilmiştir. Işe başlatılma talebini içeren ihtarnamenin davalı ......

        İşçinin gerçekte işe başlamak niyeti olmadığı halde, işe iade davasının sonuçlarından yararlanmak için yapmış olduğu başvuru geçerli bir işe iade başvurusu olarak değerlendirilemez. İşçinin süresi içinde işe iade yönünde başvurusunun ardından, işverenin daveti üzerine işe başlamamış olması halinde, işçinin gerçek amacının işe başlamak olmadığı kabul edilmelidir. Başka bir anlatımla, işçi işverene hiç başvurmamış gibi sonuca gidilmelidir. Bu durumda işverence yapılan fesih, 4857 sayılı Yasanın 21'inci maddesinin beşinci fıkrasına göre geçerli bir feshin sonuçlarını doğurur. Bunun sonucu olarak da, işe iade davasında karara bağlanan işe başlatmama tazminatı ile boşta geçen süreye ait ücret ve diğer hakların talebi mümkün olmaz. Ancak, geçerli sayılan feshe bağlı olarak işçiye ihbar ve koşulları oluşmuşsa kıdem tazminatı ödenmelidir (Yargıtay 9.HD. 14.10.2008 gün 2008/29383 E, 2008/27243 K.)....

          Yargılamada ileri sürülen iddia ve cevaplar, toplanan deliller, SGK ve işverenlik kayıtları, tanık anlatımı, hükme esas alınan bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre; Uyuşmazlık, işe iade kararı sonrası davacının işe başlatılma, davalının ise işe davetinde samimi olup olmadığı ile davacının işe iade sonrası isteklere hak kazanıp kazanmadığı noktasındadır. İşçinin işe iade yönündeki başvurusu samimi olmalıdır. İşçinin gerçekte işe başlamak niyeti olmadığı hâlde, işe iade davasının sonuçlarından yararlanmak için yapmış olduğu başvuru geçerli bir işe iade başvurusu olarak değerlendirilemez. İşçinin süresi içinde işe iade yönünde başvurusunun ardından işverenin daveti üzerine işe başlamamış olması hâlinde, işçinin gerçek amacının işe başlamak olmadığı kabul edilmelidir. Başka bir anlatımla, işçi işverene hiç başvurmamış gibi sonuca gidilmelidir....

          İşçinin gerçekte işe başlamak niyeti olmadığı halde, işe iade davasının sonuçlarından yararlanmak için yapmış olduğu başvuru geçerli bir işe iade başvurusu olarak değerlendirilemez. İşçinin süresi içinde işe iade yönünde başvurusunun ardından, işverenin daveti üzerine işe başlamamış olması halinde, işçinin gerçek amacının işe başlamak olmadığı kabul edilmelidir. Başka bir anlatımla, işçi işverene hiç başvurmamış gibi sonuca gidilmelidir. Bu durumda işverence yapılan fesih, 4857 sayılı Kanun'un 21. maddesinin beşinci fıkrasına göre geçerli bir feshin sonuçlarını doğurur. Bunun sonucu olarak da, işe iade davasında karara bağlanan işe başlatmama tazminatı ile boşta geçen süreye ait ücret ve diğer hakların talebi mümkün olmaz. Ancak, geçerli sayılan feshe bağlı olarak işçiye ihbar ve şartları oluşmuşsa kıdem tazminatı ödenmelidir. İşverenin işe davete dair beyanının da ciddi olması gerekir....

            Feshin geçersizliği ve işe iade kararı sonrası, işçinin işe başlatılması için başvurusu ile işverenin işe davetinin de dürüstlük kuralı kapsamında samimiyet noktasında sorgulanması ve işverenin sözleşme ile kararlaştırılan nakil veya başka yerde görevlendirme yetkisini saklı tutan kuralın da objektif iyiniyet kuralı kapsamında değerlendirilmesi gerekir. İşçinin işe iade yönündeki başvurusu samimi olmalıdır. İşçinin gerçekte işe başlamak niyeti olmadığı halde, işe iade davasının sonuçlarından yararlanmak için yapmış olduğu başvuru geçerli bir işe iade başvurusu olarak değerlendirilemez. İşçinin süresi içinde işe iade yönünde başvurusunun ardından, işverenin daveti üzerine işe başlamamış olması halinde, işçinin gerçek amacının işe başlamak olmadığı kabul edilmelidir. Başka bir anlatımla, işçi işverene hiç başvurmamış gibi sonuca gidilmelidir. Bu durumda işverence yapılan fesih, 4857 sayılı Yasa'nın 21'inci maddesinin beşinci fıkrasına göre geçerli bir feshin sonuçlarını doğurur....

            İş Mahkemesi'nin 2018/117 Esas 2018/530 Karar sayılı dosyası üzerinden işe iade davası açtığı, Gaziantep 2.İş Mahkemesince yapılan yargılama neticesinde işe iade kararı verildiği, mahkeme kararının istinaf incelemesinden geçerek kesinleştiği, işe iade kararı sonrası davacının işe iade talepli ihtarnamesinin davalı şirkete 15.04.2019 tarihinde tebliğ edildiği , ihtarnamesinin davalı şirkete ulaşmasının akabinde davalı işverenin 1 aylık sürede cevap vermemesi nedeniyle, kesinleşen işe iade kararına rağmen süresi içerisinde işe başlatılmadığı, işveren tarafından yapılan feshin geçersiz hale geldiği, davacının iş akdinin kıdem tazminatına hak kazanmayacak şekilde sona erdirildiğinin davalı işveren tarafından ispatlanamadığı anlaşıldığından davacının kıdem tazminatı kabulü yönündeki karar yerinde olduğundan, davalıların istinaf itirazlarının reddine karar verilmiştir. HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1- ) 6100 sayılı H.M.K.'...

            Taraflar arasında feshin geçersizliği ve işe iade sonrası davacının başvurusunun olup olmadığı uyuşmazlık konusudur. 4857 Sayılı İş Kanununun 21. maddesinin beşinci fıkrasına göre, işçi kesinleşen mahkeme kararının kendisine tebliğinden itibaren on iş günü içinde işe başlamak için işverene başvuruda bulunmak zorundadır. Aksi halde işverence yapılan fesih geçeri bir feshin sonuçlarını doğurur. İşveren işe iade için başvuran işçiyi (1) ay içinde işe başlatmak zorundadır. Aksi halde en az dört, en fazla sekiz aylık ücret tutarında belirlenen iş güvencesi tazminatı ile boşta geçen süreye ait en çok dört aya kadar ücret ve diğer hakları işçiye ödemek zorundadır. İşçinin işe iade yönündeki başvurusu samimi olmalıdır. İşçinin gerçekte işe başlamak niyeti olmadığı halde, işe iade davasının sonuçlarından yararlanmak için yapmış olduğu başvuru geçerli bir işe iade başvurusu olarak değerlendirilemez....

            UYAP Entegrasyonu