İSTİNAF NEDENLERİ : Davalı Kurum vekili istinaf dilekçesinde özetle; Kurum kayıtlarında kat karşılığı inşaat sözleşmesi bulunmadığını, Kurum tarafından yapılan işlemlerin iş yeri sahibinin ve vekalet verdiği kişinin iş yeri bildirgesi düzenlemesi sonucu iş yeri sahibi davacı adına sigortalı gösterilen kişilere ilişkin prim ve gecikme faizi, işsizlik sigortası primi ile damga vergisi borcu olduğunu, Kurum işlemlerinin usul ve yasaya uygun olduğunu beyanla ilk derece Mahkemesi kararı kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. GEREKÇE : Dava, ödeme emri iptali istemine ilişkindir....
Vurgulanmalıdır ki 58/1. maddede itirazın vergi itiraz komisyonuna yapılacağı belirtilmiş ise de 506 sayılı Kanun'un 80/7. maddesinde yer alan, Kurum alacaklarının tahsilinde 6183 sayılı Kanunun uygulanmasından doğacak uyuşmazlıkların çözümlenmesinde, alacaklı sigorta müdürlüğünün bulunduğu yer İş Mahkemesinin yetkili olduğuna ilişkin hüküm, 5510 sayılı Kanun'un 88/19. maddesindeki, Kurumun prim ve diğer alacaklarının tahsilinde, 6183 sayılı Kanunun uygulamasından doğacak uyuşmazlıkların çözümlenmesinde Kurumun alacaklı biriminin bulunduğu yer iş mahkemesinin yetkili olduğu yönündeki düzenleme, ayrıca, Kurum bünyesinde 6183 sayılı Kanun'un itiraz makamı olarak belirttiği vergi itiraz komisyonunun bulunmaması hususları birlikte değerlendirildiğinde, vergi itiraz komisyonuna itiraz yolunun, Kurum alacaklarının tahsili yönünden 6183 sayılı Kanun'un uygulanmasından doğacak uyuşmazlıklarda iş mahkemesine dava açılması yolu olarak kabul edilmesi gerekmektedir....
"İçtihat Metni"Mahkemesi :İş Mahkemesi Davacı, davalı Kurum İşleminin iptali ile prim borcu bulunmadığının tespitine karar verilmesini istemiştir. Mahkemece, ilâmında belirtilen gerekçelerle isteğin reddine karar verilmiştir. Hükmün, davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi. Davanın yasal dayanağı belirgin olarak 506 sayılı Yasa’nın 79.maddesinin 7. ve 8.fıkralarıdır....
İŞ MAHKEMESİ TARİHİ : None NUMARASI : 2021/163 DAVA KONUSU : İcra Emrine İtiraz KARAR : TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Kurum tarafından düzenlenen ödeme emrinin hukuka aykırı olduğunu, müvekkilinin maluliyetinin gerçek olduğunu, hakkında verilmiş kesinleşmiş bir mahkumiyet hükmü bulunmadığı, müvekkilinin yakında ameliyet olacağını, bu nedenle kurum tarafından yapılan icra takibinin tedbiren durdurulmasına karar verilmesini ve dava konusu ödeme emrinin ve takibin iptaline karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle;Davacının vergi indiriminden faydalandığı raporun sahte olduğunu ve bu nedenle bağlanan aylığın iptaline karar verildiğini, bu durumun savcılık tarafından yürütülen soruşturma kapsamında sabit olduğunu belirterek ihtiyati tedbir talebinin ve davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir....
"İçtihat Metni"Mahkemesi :İş Mahkemesi Dava, Kurumun eksik işçilik tespiti nedeni ile re'sen prim tahakkuku işleminin iptali istemine ilişkindir. Mahkemece,ilamında belirtildiği üzere davanın kabulüne karar verilmiştir. Hükmün, davalı Kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteklerinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi. Dosya kapsamındaki kayıt ve belgelerden ;kurum işlemi hem prim, hem de idari para cezasına ilişkin olup; eldeki davada da kurum işleminin iptali talep edilmiş ise de; iptal isteminin her iki tahakkuka mı yoksa yalnızca prim takakkukuna ilişkin mi olduğu hususu anlaşılamamaktadır....
İŞ MAHKEMESİ TARİHİ : 18/03/2021 NUMARASI : 2020/237E - 2021/127K DAVA KONUSU : İş (Kurum İşleminin İptali İstemli) KARAR : Yukarıda mahkemesi ile esas ve karar numarası yazılı dosya üzerinden verilen karara karşı istinaf başvurusunda bulunulmakla yapılan inceleme sonunda; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ : İDDİA: Davacı vekili dava dilekçesinde özet olarak; davalı kurum tarafından davacı şirkete 2019/32311- 32312 takip numaralı iki adet ödeme emrinin 06.07.2020 tarihinde tebliğ edildiğini, ödeme emirlerine konu bir borçlarının bulunmadığını, ödeme emrine konu prim borçlarının ödendiğine ilişkin 16 adet dekontu sunduklarını, dekont örneklerinin incelenmesinde davacı şirketin kuruma bir borcu bulunmadığını, ödeme emirlerine konu borçların 2004 yılına ait olduğunu, zamanaşımına uğradığını, şirket tarafından icrai işleme maruz kalmamak için ihtirazı kayıt ile toplam 6.148,65 TL'nin 13.07.2020 tarihinde ödendiğini ileri sürerek; davanın kabulü ile ödeme emirlerinin iptaline, şirketçe 13.07.2020...
E) Gerekçe: Her ne kadar mahkemece yukarıda yazılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmişse de, ödeme emrinin davalıya (borçluya) 23/07/2014 tarihinde tebliğ edildiği, yedi günlük ödeme emrine itiraz süresinin son gününün resmi tatil (ramazan bayramı) olan 30/07/2014 tarihine denk geldiği, itiraz süresinin tatili takip eden ilk iş günü olan 31/07/2014 tarihine uzadığı, davalının da ödeme emrine süresinde yani 31/07/2014 tarihinde usulü dairesinde itiraz ettiği, dolayısıyla davacının (alacaklının) itirazın iptali davası açmakta hukuki yararının bulunduğu anlaşılmış olup, davalının (borçlunun) ödeme emrine itirazının süresinde olmadığı, bu nedenle davacının itirazın iptali davası açmakta hukuki yararının bulunmadığı yönündeki hatalı gerekçe ile davanın reddine karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir....
İtirazın reddi halinde, işveren kararın tebliğ tarihinden itibaren bir ay içerisinde yetkili iş mahkemesine başvurabilir. Yetkili mahkemeye başvurulması, prim borcunun takip ve tahsilini durdurmaz. Mahkemenin Kurum lehine karar vermesi halinde, 88 inci ve 89 uncu maddelerin prim borcuna ilişkin hükümleri uygulanır.”hükmü öngörülmüştür. 5510 sayılı Yasanın 86’ıncı maddesinde öngörülmüş olan bir aylık süre, hak düşürücü süre niteliğinde olup, dosyadaki bilgi ve belgelerden, prim borcuna ilişkin işleminin davacıya 20.02.2014 tarihinde tebliğ edildiği, davacının 27.02.2014 tarihinde itiraz ettiği, itirazın reddine ilişkin kurum işleminin davacıya 14.03.2014 tarihinde tebliğ edildiği ve davacının 16.04.2014 tarihinde işbu davayı açmış olduğu dikkate alındığında söz konusu hak düşürücü sürenin geçtiği belirgindir....
A)-İdari para cezalarına yönelik ödeme emirlerinin iptali istemi bakımından; 6183 sayılı Kanunun “Ödeme emri” başlıklı 55. maddesinin ilk fıkrasında; kamu alacağını vadesinde ödemeyenlere, yedi gün içinde borçlarını ödemeleri veya mal bildiriminde bulunmaları gereğinin bir ödeme emri ile tebliğ olunacağı; “Ödeme emrine itiraz” başlığını taşıyan 58. maddesinin birinci fıkrasında; kendisine ödeme emri tebliğ olunan kişinin, böyle bir borcu olmadığı veya kısmen ödediği veya zamanaşımına uğradığı hakkında tebliğ tarihinden itibaren yedi gün içinde itirazda bulunabileceği belirtilmiştir. Görüldüğü gibi; “menfi tespit” niteliğindeki ödeme emrine itiraz/ödeme emrinin iptali davasının yedi günlük hak düşürücü süre içerisinde açılması zorunlu olduğu gibi, kendisine ödeme emri gönderilen borçlunun itirazları da üç nedenle sınırlandırılmıştır....
İdari para cezasının kesinleşmiş Kurum alacağına dönüştükten sonra takibe konu edildiğinin belirlenmesi halinde ise; 2009/28469 sayılı takip dosyası üzerinden tebliğ edilen ödeme emrine yönelik itirazın, öncelikle 6183 sayılı Yasanın 58. maddesinde ödeme emrine itiraz için öngörülen yasal sürede dava konusu edilip edilmediği incelenmeli; yasal hakdüşürücü süre içinde açılmış bir davanın varlığı halinde ise, 6183 sayılı Yasanın 58. maddesinde sınırlı olarak sayıldığı üzere, “böyle bir borcu olmadığı veya kısmen ödediği veya zamanaşımına uğradığı” konularıyla sınırlı incelemeyle sonuca varılması gereği gözetilmeksizin; davanın görevsizlik nedeniyle reddine karar verilmiş olması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir. O halde, davacı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır....