Usulüne uygun tebliğ edilmemesi sonucu, henüz kesinleşmediği belirgin olan ödeme emrine dayalı olarak yapılan haciz işleminin iptali yerinde ise de, davacı talepleri arasında yer alan ödeme emrinin iptali yönünden mahkemece, bir önceki bozma ilamında da belirtildiği üzere esas yönünden inceleme yapılması gerektiğinden, davacının, dava dışı anonim şirkete ait olup 2008/16911 takip nolu ödeme emrinde belirtilen borçlardan, ilgili dönemlerde şirketteki sıfatı gözetilmek suretiyle, gerçekte sorumlu olup olmadığı hususları tartışılıp sonucuna göre karar verilmelidir. Mahkemece, açıklanan maddi ve hukuki ilkeler gözetilmeksizin, eksik araştırma ve incelemeye dayalı olarak yazılı şekilde hüküm kurulması, usûl ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir. O hâlde, davalı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır. SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 03.10.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi....
V-İLGİLİ HUKUK KURALLARI VE İNCELEME: Eldeki dosya kapsamından davacının davacı Kurum tarafından yapılan 2010/5-12, 2011/7-12, 2012/6-12, 2013/4-12, 2014/5-11, 2015/4 dönemlerinde yersiz ödenen aylıklardan dolayı davacıya borç tahakkuk ettrilmesine ilişkin 11.06.2015 tarihli işlemin iptali istemli dava açtığı, Giresun 1. Asliye Hukuk (İş) Mahkemesince 23.12.2012 tarihli, 2015/381 E. 2015/135 K. sayılı kararı ile 5510 sayılı Yasanın 96/1-b maddesi kapsamında bu ödemelerin yersiz ödeme olduğu belirtilerek kurum aleyhine açmış olduğu yaşlılık aylığının kesilmesi ve borçlanma işleminin iptali istemli davanın reddine karar verildiği ve kararın Yargıtay 21....
Eldeki davada, bozmaya uyularak bir karar verilmiş ise de, yapılan araştırma ve inceleme hüküm kurmaya yeterli ve elverişli değildir. 6183 sayılı Kanunun “Ödeme emri” başlıklı 55. maddesinin ilk fıkrasında; kamu alacağını vadesinde ödemeyenlere, yedi gün içinde borçlarını ödemeleri veya mal bildiriminde bulunmaları gereğinin bir ödeme emri ile tebliğ olunacağı; “Ödeme emrine itiraz” başlığını taşıyan 58. maddesinin birinci fıkrasında; kendisine ödeme emri tebliğ olunan kişinin, böyle bir borcu olmadığı veya kısmen ödediği veya zamanaşımına uğradığı hakkında tebliğ tarihinden itibaren yedi gün içinde itirazda bulunabileceği belirtilmiştir. Görüldüğü gibi; “menfi tespit” niteliğindeki ödeme emrine itiraz/ödeme emrinin iptali davasının yedi günlük hak düşürücü süre içerisinde açılması zorunlu olduğu gibi, kendisine ödeme emri gönderilen borçlunun itirazları da üç nedenle sınırlandırılmıştır....
Maddesine göre; Kurum alacakları yönünden tebliğ edilen ödeme emrine karşı açılacak davalar iş mahkemelerinde görülecektir. Somut olayda davacı, 6183 sayılı Yasa uyarınca aleyhine yapılan icra takibinin ve devamındaki ödeme emrinin iptali ile, ödeme emrinde belirtilen miktarda borcu olmadığının tespitini istediğine göre; uyuşmazlığın belirgin bir biçimde 5510 sayılı Yasanın 88. ve 6183 sayılı Yasanın 58. maddelerinden kaynaklandığı anlaşılmaktadır. Mahkemece yapılacak iş tüm belgeleri celbederek, uyuşmazlığın idari para cezasına itiraz mı, yoksa ödeme emrinin iptali mi olduğunu tespit edildikten sonra, şayet ödeme emrinin iptali talebi ise 7 günlük yasal sürede açılıp açılmadığını denetlemek, idari para cezasına itiraz ise, idare mahkemesine açılmış bir dava var ise o davanın sonucunu beklemek ve hasıl olacak sonuca göre bir karar vermektir. Hal böyle olunca, uyuşmazlığın çözüm yerinin İdari Yargı olmayıp, alacaklı Sigorta Müdürlüğünün bulunduğu yer İş Mahkemesi olduğu ortadadır....
Maddesine göre; Kurum alacakları yönünden tebliğ edilen ödeme emrine karşı açılacak davalar iş mahkemelerinde görülecektir. Somut olayda davacı, 6183 sayılı Yasa uyarınca aleyhine yapılan icra takibinin ve devamındaki ödeme emrinin iptali ile, ödeme emrinde belirtilen miktarda borcu olmadığının tespitini istediğine göre; uyuşmazlığın belirgin bir biçimde 5510 sayılı Yasanın 88. ve 6183 sayılı Yasanın 58. maddelerinden kaynaklandığı anlaşılmaktadır. Mahkemece yapılacak iş tüm belgeleri celbederek, uyuşmazlığın idari para cezasına itiraz mı, yoksa ödeme emrinin iptali mi olduğunu tespit edildikten sonra, şayet ödeme emrinin iptali talebi ise 7 günlük yasal sürede açılıp açılmadığını denetlemek, idari para cezasına itiraz ise, idare mahkemesine açılmış bir dava var ise o davanın sonucunu beklemek ve hasıl olacak sonuca göre bir karar vermektir. Hal böyle olunca, uyuşmazlığın çözüm yerinin İdari Yargı olmayıp, alacaklı Sigorta Müdürlüğünün bulunduğu yer İş Mahkemesi olduğu ortadadır....
Davalı; 5510 sayılı Kanundan kaynaklı uyuşmazlıklarda iş mahkemesinin görevli olduğunu, kurum alacağının imtiyazlı alacak olduğu ve aleyhe tazminata hükmedilemeyeceğini, ödenen borcun istenemeyeceğini, kurum işleminin iptali davasında paranın iadesine dair hüküm kurulmadığını savunarak; davanın reddini istemiştir. Mahkemece; davanın kabulü ile, davalının Antalya 14....
Kurum alacağı için 6183 sayılı Kanun'un 55. maddesi uyarınca düzenlenip, tebliğ edilen ödeme emrine karşı borçlu, anılan Kanun'un 58. maddesi uyarınca 7 gün içinde iş mahkemesine itiraz davası açabilir. İtiraz davası için öngörülen 7 günlük sürenin hak düşürücü nitelikte olduğu konusunda kuşku bulunmamaktadır. Hak düşürücü süre, niteliği itibariyle bir itiraz olup, sonuçlarını kendiliğinden meydana getirir, resen göz önünde tutulmalıdır.mahkememiz davası 05/11/2019 tarihinde açılmakla hak düşürücü süre nedeni ile davanın reddi gerekmiştir....
Davanın yasal dayanaklarından olan 6183 sayılı Kanunun “Ödeme emri” başlığını taşıyan 55. maddesinde, kamu alacağını vadesinde ödemeyenlere, 7 gün içinde borçlarını ödemeleri veya mal bildiriminde bulunmaları gereğinin bir ödeme emri ile tebliğ olunacağı belirtildikten sonra “Ödeme emrine itiraz” başlıklı 58. maddenin ilk fıkrasında, kendisine ödeme emri tebliğ olunan kişinin, böyle bir borcu olmadığı veya kısmen ödediği veya zamanaşımına uğradığı hakkında tebliğ tarihinden itibaren 7 gün içinde itirazda bulunabileceği açıklanmış olmakla anlaşılacağı üzere, menfi tespit niteliğindeki ödeme emrine itiraz/ödeme emrinin iptali davasının söz konusu hak düşürücü süre içerisinde açılması gerekmekte olup uyuşmazlık konusu ödeme emirlerinin tebliğinden itibaren 7 gün içerisinde davanın açılmadığı belirgin bulunmasına karşın, mahkemece eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme sonucu işin esasına girilerek yazılı şekilde karar verilmesi, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir....
GEREKÇE: Davacı kurum tarafından davalı aleyhine açılan itirazın iptali davasının reddine dair kararına karşı davacı vekili tarafından yukarıda özetlenen istinaf nedenleri ile istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. Takibe dayanak yapılan yersiz ödemeye ilişkin kurum işleminin iptali ve borçlu olunmadığının tespiti için davalı tarafından açılan Düzce İş Mahkemesinin 2015/1133 Esas 2016/474 K. sayılı dava dosyasında; davalının davacı kuruma borçlu olmadığının tespitine ve kurum işleminin iptaline karar verildiği, kararın temyiz incelemesi sonrasında Yargıtay 10.H.D 07.02.2019 T. 2016/15983 E. 2019/895 K. sayılı ilamı ile onanarak kesinleştiği anlaşıldığından ilk derece mahkemesinin kararında isabetsizlik bulunmamaktadır. Davacı vekilinin istinaf talebi yerinde değildir. İlk derece mahkemesi kararı usul ve yasaya uygun olduğundan davalının istinaf talebinin esastan reddine karar vermek gerekmiştir....
İŞ MAHKEMESİ TARİHİ : 14/09/2022 NUMARASI : 2020/696 2022/357 DAVA KONUSU : Kurum İşleminin İptali KARAR : Taraflar arasındaki kurum işleminin iptali davasının yapılan yargılaması sonunda mahkemece verilen karara karşı davalı kurum vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine Dairemizce dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda gereği görüşülüp düşünüldü....