ya eksik bildirildiğini ve primlerinin eksik yatırıldığını ifade etmiş ve müvekkilinin 15.07.1993-01.03.2005 tarihleri arasında davalıya ait iş yerinde çalıştığını iddia ederek hem alacak hem de hizmet tespiti davasını aynı anda açtığı görülmüştür. Mahkemece, 12.03.2014 tarihli celsesinde davacının hizmet tespiti talebinin dosyadan tefrik edilmesine karar verilerek, davacının hizmet tespiti davasına konu süreler de dahil edilerek alacak talepleri konusunda davanın sonuçlandırıldığı görülmüştür. Hizmet tespiti davasının sonucu iş bu tazminat ve alacak davasında hüküm altına alınacak hakların hesap unsuru olan hizmet süresini doğrudan etkileyeceğinden bu dava bekletici mesele yapılması gerekmektedir. Mahkemece davacının hizmet tespit davası kararının neticelenip kesinleşmesi beklenerek tazminat ve işçilik alacakları talebinin hüküm altına alınması gerekirken hizmet tespiti davası kararının kesinleşmesi beklenilmeksizin hüküm kurulması hatalı olup, bozmayı gerektirmiştir....
olduğu ve 4 günlük hizmetinin tespiti talebi ile açılan davada hizmetinin tespiti olduğu ancak mahkememizce iş kazasının tespiti yönüyle davanın tefrik edilen iş bu dosyamız esasına kaydedildiği anlaşılmış, davacının iş kazası tespiti talepleri yönünden T5 Ünite kararı ile 11/07/2017 tarihinde meydana gelen kazanın iş kazası olduğunun zaten tespit edildiği..." gerekçeleriyle; "Konusuz kalan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına" karar verilmiştir....
kazası olarak bildirilmediğini, bunun üzerine olayın bir iş kazası olduğunun tespiti için Kuruma başvuru yaptığını, ancak Kurumun olayı iş kazası olarak kabul etmeyerek başvurusunu reddettiğini, kalp rahatsızlığı geçirmesinin bir iş kazası olduğunu iddia ederek iş kazasının tespiti ile iş kazasında işverenin kusur oranının tespitine ve davacının iş göremezlik mesleki güç kaybı oranının tespitine karar verilmesini talep etmiştir....
Dosya içerisinde yer alan kayıt ve belgelere göre T5-İş sendikası tarafından Toplu iş sözleşmesi yapmak üzere başvuruda bulunulan 01/11/2018 tarihi itibarıyle iş yerinde çalışan 90 işçi çalıştığı, işçilerden 51 tanesinin T5-İş sendikası üyesi olduğu, 2 tanesinin Genel-İş Sendikası üyesi olduğu, davacı T1 İş Sendikasının ise 35 üyesinin olduğu, dosyada yer alan T1- İş'e ait sendika üye fişlerinde adı geçen işçilerin bir kısmının daha yeni tarihli üyelik kaydı ile T5-İş Sendikasına geçtiği, , 6536 sayılı Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunun 41. Maddesinde yetki tespiti için öngörülen nisabı davalı T5-İş Sendikasının sağladığı, toplu iş sözleşmesi ehliyetine sahip olduğu anlaşıldığından Bakanlık tespiti yerinde olup, Mahkemece açıklanan gerekçe ile davanın reddine karar verilmesi isabetli ve yerinde bulunmuştur....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İş Mahkemesi Davacı, geçirdiği kazanın iş kazası olduğunun ve iş görmezliğinin tespitine karar verilmesini istemiştir. Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir. Hükmün, davalılardan ... ve Kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okundu, işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar verildi. K A R A R 1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerektirici nedenlere göre davalıların aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki diğer temyiz itirazlarının reddine 2-Dava,davacının 12.03.2012 tarihinde yaralanması ile sonuçlanan olayın iş kazası olduğunun tespiti ve iş göremezlik oranının tespiti istemine ilişkindir. Mahkemece,... hakkında açılan davanın husumet yokluğundan reddine,davacının 12.03.2012 tarihinde ...'...
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :İŞ MAHKEMESİ DAVA : Davacı, asıl davada yetki tespit yazısının iptali talebinin reddine, birleşen dava da ise iş kolu tespiti talebinin reddine karar verilmesini istemiştir. Yerel mahkemece, asıl dava ile birleşen davanın reddine karar verilmesini istemiştir....
Dosya içeriğinden, davacının, davalı şirkete, şirket yetkilisi...’a ve Sosyal Güvenlik Kurumu’na karşı, 28/12/2017 tarihinde açtığı hizmet tespiti davasının ...İş Mahkemesi’nin 2017/442 esas sayılı dosyasında derdest olduğu, söz konusu davada davacının 31/12/1986-15/08/2012 tarihleri arası için hizmet tespiti talebinde bulunduğu anlaşılmaktadır. Hizmet tespiti davası, her ne kadar eldeki davanın karar tarihinden sonra açılmış ise de, hizmet tespiti davasında, iş bu alacak davasından farklı olarak re’sen araştırma ilkesi uygulanmaktadır. Dolayısıyla, hizmet tespiti davasında verilecek kararın kesinleşmesinin beklenilmesi zorunluluğu doğmuştur. Anılan sebeple, hizmet tespiti davası bekletici mesele yapılarak, oluşacak sonuca göre davaya devam edilmeli ve esas hakkında bir karar verilmelidir. Yukarıda yazılı sebepten, kararın sair yönleri incelenmeksizin bozulması gerekmiştir....
İnceleme konusu karar, işçilik alacakları ile birlikte hizmet tespiti istemine ilişkin olmakla hizmet tespiti istemine ilişkin talep mahkemece reddedilmiş olup hizmet tespiti yönünden davalı Kurum ile davalı işverenin sadece vekalet ücreti yönünden temyizi bulunmakta ve davacının da temyizinin bulunmadığı anlaşılmakla yukarıda belirtilen iş bölümü kararının "B) Ortak Hükümler " bölümünün (9.) bendine göre uyuşmazlığı doğuran asıl hukuki ilişkinin iş akdinin sona ermesinden kaynaklanan alacak istemi olduğu anlaşılmakla temyiz incelemesini yapma görevi Dairemizin iş bölümü alanı dışında bulunmakta ve niteliği bakımından Yargıtay 7. Hukuk Dairesinin iş bölümü alanı içine girmektedir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle dava dosyasının Yargıtay 7. Hukuk Dairesine GÖNDERİLMESİNE, 21/11/2013 gününde oybirliği ile karar verildi....
Gerekçe ve Sonuç Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile "Dinlenen tanık beyanları ve hastane kayıtlarının birbiri ile örtüştüğü, davacının 5510 sayılı Kanun anlamında sigortalı olduğu, kaza sonucu bedensel ve ruhsal zarara uğradığı ve olayın sigortalının iş yerinde bulunduğu sırada ve işveren tarafından yürütülmekte olan iş dolayısıyla gerçekleştiği anlaşıldığından,uyuşmazlığa konu olayın 5510 sayılı Kanun'un 13 üncü maddesi gereğince iş kazası olduğu yönünde kanaat getirilerek iş kazası talebinin kabulüne karar verilmesi dosya kapsamına, usul ve yasaya uygundur. Ancak davacının kesinleşmiş bir iş kazası tespiti olmadan maluliyet oranının tespiti talebinde bulunmasında hukuki yararı bulunmamaktadır. Çünkü iş kazası tespitinin kesinleşmesinden sonra kazalı davacı tarafından maluliyet oranının tespiti yönünden kuruma başvuru yapılmasından sonra Kurum Bölge Sağlık Kurulu tarafından maluliyet oranının tespiti gerekmektedir....
Taraflar arasındaki, iş kazası tespiti ve sürekli iş göremezlik oranının tespiti davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince iş kazasının tespiti talebi yönünden isteğin kabulüne, maluliyet oranının tespiti talebinin usulden reddine karar verilmiştir. Kararın davalılar vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir. Bölge Adliye Mahkemesi kararı, davalılar vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi ... tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü: I. DAVA Davacı vekili dava dilekçesinde; davacının 26.06.2018 tarihinde geçirdiği kazanın iş kazası olduğunun ve iş göremezlik oranının tespitini istemiştir. II. CEVAP 1....