Üst Kurulu Raporu, davalı SGK yönünden de bağlayıcı olup, fark maaş alacaklarının tahsili talebine yönelik olarak alınan denetime elverişli bilirkişi raporunda davacının fark gelir miktarının 4.835,57 TL olduğu belirtildiğinden iş bu hesap raporuna itibar edilerek davacılar murisi ...'un meslek hastalığı sürekli iş göremezlik oranının 10.11.2016 tarihinden itibaren % 26 olduğunun tespiti ile bu kapsamda ödenmeyen 4.835,57 TL fark gelir miktarının tespiti ile taleple bağlı kalınarak 1,00 TL gelir alacağının her bir aylığın ödeme tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı SGK'dan alınarak davacıya ödenmesine dair verilen kararda isabetsizlik bulunmadığı gerekçesi ile başvurunun esastan reddine dair hüküm tesis edilmiştir. V. TEMYİZ A. Temyiz Yoluna Başvuranlar Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde, davalılar vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur. B....
ye ait Panama bandıralı Qualty Carrier isimli gemide gemi adamı olarak çalıştığı olayın 506 sayılı Yasa uyarınca iş kazası kabul edilmeyeceği, Deniz İş Mevzuatının da Türk Bayraklı gemiler için uygulanabileceği nedeniyle olayın iş kazası olduğunun tespiti ve tahsis yapılması gerektiğine ilişkin talepler yönünden davanın esastan reddine, diğer taleplerle ilgili olarak da ... Deniz İhtisas Mahkemesinin görevli olduğuna dair verilen ilk karar (kapatılan) Yargıtay 21.Hukuk Dairesi 2009/5841, 2010/6370 E.,K sayılı ilamıyla eksik araştırma nedeniyle bozulmuş, Mahkemece bozma sonrası yapılan yargılamada davanın reddine karar verilmiştir. Mahkeme tarafından bozma gereği tam olarak yerine getirilmemiştir. Uyuşmazlığın çözümlenebilmesi için öncelikle ölenin kimin işçisi olduğunun belirlenmesi gerekir....
"İçtihat Metni"Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Kadastro mülkiyetinin tespiti Mahkeme tarafından yapılan nitelendirmeden de anlaşıldığı üzere taraflar arasındaki uyuşmazlık kadastro tespiti öncesi nedenlere dayanılarak açılan mülkiyetin ve zilyetliğin davacılara ait olduğunun tespiti isteğine ilişkin bulunduğuna göre, Yargıtay Başkanlar Kurulu'nun 27.12.2013 tarih 38 sayılı Kararı ile hazırlanıp, Yargıtay Büyük Genel Kurulu'nun 24.01.2014 tarih 1 sayılı Kararı ile kabul edilen ve 29.01.2014 tarih 28897 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak 01.02.2014 tarihinde yürürlüğe giren Hukuk Daireleri'ne ilişkin iş bölümü uyarınca, hükme yöneltilen temyiz itirazlarının incelenmesi Yargıtay (16.) Hukuk Dairesi'nin görevi cümlesinden bulunmakla, gereği için dosyanın anılan Daire Başkanlığı'na GÖNDERİLMESİNE, 10.03.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi...
Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Uyuşmazlık, davacının 25.06.2013 tarihinde geçirdiği kazanın iş kazası olduğunun tespiti istemine ilişkindir. 2. İlgili Hukuk 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri, 5510 sayılı Kanun'un 13 üncü maddeleridir. 3. Değerlendirme İnceleme konusu dosyada; davacı 25.06.2013 tarihinde maruz kaldığı olayın iş kazası olduğunun tespitini talep etmiş, Mahkemece anılan olayın iş kazası olduğunun tespitine karar verilmiştir. Mahkemece verilen karar yerinde ise de, kaza tarihi 25.06.2013 olmasına karşın kararda kaza tarihinin 07.08.2013 olarak belirtilmesi ve Kurum tarafından davacının ...'a ait iş yerinde çalıştığı tespit edildiği halde hükümde iş verenin belirtilmemesi usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir....
İş Mahkemesi' nin 2016/98 E sayılı dosyası üzerinden halen devam ettiği, İş kazası tespit davası ise 2017/157 E. Sayılı dosya üzerinden sürdürüldüğü, Meydana gelen bir kazanın iş kazası sayılabilmesi için bir işverene bağlı olarak, o işverenin sigortalı bir çalışanı iken kısacası taraflar arasında bir işçi - işveren ilişkisi varken meydana gelmesi gerekmektedir. Bir işçi - işveren ilişkisi mevcut değil ise kazanın da bir iş kazası olarak tespit ve kabul edilmesi mümkün olmayacağı, bu bağlamda, hizmet tespiti yönünden herhangi bir karar verilmeksizin, sadece ve sadece SGK' dan gelen teftiş raporu yeterli görülerek meydana gelen kazanın iş kazası olduğunun kabulü anlamına gelecek biçimde davanın konusuz kaldığı yönünde karar tesis edilmiş olmasının ve bu kararın yerinde görülmesinin hukuka aykırı olduğu belirtilerek kararın bozulması talep edilmiştir....
Davacı vekili dava dilekçesinde kiracılığın tespiti ve muarazanın giderilmesi talepleri dışında ayrıca İstanbul Büyükşehir Belediyesine ait tahliyesi talep edilen arsa üzerindeki tüm yapı ve müştemilatın davacı derneğe ait olduğunun tespiti ve davacı hakkının tapu kütüğüne şerhine ilişkin iki talep de daha bulunmuştur. 6100 sayılı HMK'nun 110.maddesinde düzenlenen davaların yığılması hali söz konusudur. İş bu davada dava konusu edilen taleplerin birlikte görülme zorunluluğu bulunmamaktadır. Bu taleplerin bir kısmı Türk Borçlar Kanunu bir kısmı ise Medeni Kanun hükümleri uygulanarak çözümlenecek davalardır. Ayrıca, kiracılığın tespiti ve muarazanın giderilmesi davası ile arsa üzerindeki muhdesatın tespiti ( İstanbul Büyükşehir Belediyesine ait tahliyesi talep edilen arsa üzerindeki tüm yapı ve müştemilatın davacı derneğe ait olduğunun tespiti) ve tapuya şerhine ilişkin davaların Yargıtaydaki temyiz inceleme yerleri de ayrıdır....
Odası kayıtlarına göre...sigortalılığının 16.04.2009 tarihine kadar uzatıldığı, söz konusu işlemin iptali ile 17.10.2006 tarihinden sonraki dönemlerde isteğe bağlı sigortalı olduğunun tespiti için iş bu davanın açıldığı ve mahkemece, Davacının 17.10.2006 tarihinde sigortalılığının sona erdiği ve bu tarihten sonra da isteğe bağlı sigortalı olduğunun tespitine ilişkin talebin reddiyle, 2008-2009 yıllarında ... sigortalı olmadığının tespitine karar verilmiştir. Yukarıdaki açıklama ışığında mahkeme hükmü incelendiğinde net bir tarih belirtilmeden sadece 2008-2009 yıllarında Tarım Bağ-Kur sigortalı olmadığının tespitine ilişkin karar verilmesi infaza elverişli bir karar olarak değerlendirilemeyeceğinden, mahkemece, gün ay ve yıl belirtilmek suretiyle kabul edilen sürelerin belirtilmesi gerekmektedir. O hâlde, davalı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve sair hususlar incelenmeksizin hüküm bozulmalıdır....
Maddesi gereğince, iş makinesinin, Ticaret ve Sanayi Odasındaki sicile ilk tescili için gereken belgeler arasında, 0 araçlar için fatura, ikinci el araçlar için noter satış senedi, bu belgelerin olmaması halinde mahkemede alınacak sahiplik belgesinin ibrazı gerektiği belirtilmiştir. Tüm dosya kapsamı, hükme esas alınan bilirkişi heyet raporu ile davacının, davalıdan satın aldığı söz konusu iş makinesine ilişkin fatura, davalının beyanı, davacı ticari defter ve kayıtları nazara alındığında, söz konusu iş makinesinin davalı tarafından davacıya satıldığı, teslim edildiği ve mülkiyetinin davacıya ait olduğu anlaşılmakla talebi doğrultusunda iş makinesinin davacıya ait olduğunun tespiti yönünde, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....
İş Mahkemesi Tarihi : 09.05.2014 No : 2014/513-2014/723 Dava, yurtdışında Türk vatandaşı olarak geçen borçlanmaya esas tüm süreleri 3201 sayılı Yasa kapsamında borçlanma hakkı olduğunun tespiti, istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir....
"İçtihat Metni"Mahkemesi :İş Mahkemesi Dava, yurtdışında ... vatandaşı olarak geçen borçlanmaya esas süreleri 3201 sayılı Yasa kapsamında borçlanmaya yönelik talebini reddeden kurum işleminin iptali ile 12.12.2013 tarihli borçlanma talebinin geçerli olduğunun tespiti istemine ilişkindir. Mahkemece, ilamında belirtildiği şekilde davanın kabulüne karar verilmiştir. Hükmün, davalı Kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi....