WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Öncelikle; işçinin toplu sözleşmesinden yararlanma koşulları 6356 sayılı Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu 39. maddesinde; “ (1) Toplu sözleşmesinden taraf işçi sendikasının üyeleri yararlanır.(2) Toplu sözleşmesinden, sözleşmenin imzalanması tarihinde taraf sendikaya üye olanlar yürürlük tarihinden, imza tarihinden sonra üye olanlar ise üyeliklerinin taraf işçi sendikasınca işverene bildirildiği tarihten itibaren yararlanır.(3) Toplu sözleşmesinin imza tarihi ile yürürlük tarihi arasında sözleşmesi sona eren üyeler de, sözleşmelerinin sona erdiği tarihe kadar toplu sözleşmesinden yararlanır.(4) Toplu sözleşmesinin imzası sırasında taraf işçi sendikasına üye olmayanlar, sonradan işyerine girip de üye olmayanlar veya imza tarihinde taraf işçi sendikasına üye olup da ayrılanlar veya çıkarılanların toplu sözleşmesinden yararlanabilmeleri, toplu sözleşmesinin tarafı olan işçi sendikasına dayanışma aidatı ödemelerine bağlıdır....

    uygulanan toplu sözleşmesinden doğan hak ve borçlar sözleşmesi hükmü olarak devam eder....

    Gerçek olmayan vekaletsiz görmede gören, isteyerek sahibinin menfaatine ve fakat vekaleti olmaksızın sahibine ait bir işi görmekte; ancak, burada gören ile sahibi arasında özel bir yakınlık ve de güven söz konusu olmadığından, gerçek vekaletsiz görmedekine benzer sözleşme benzeri bir ilişki mevcut değildir; artık burada, görenin “zorunluluk taşımayan” müdahalesi ile oluşan hukuksal durum, uygulanacak özel kural yokluğunda sözleşme dışı bir alanda kalacaktır. Gerçek olmayan vekaletsiz görmenin unsurları, gerçek vekaletsiz görmenin unsurlarıyla aynıdır; fakat gören, gerçek vekaletsiz görmede sahibinin menfaatine ve onun varsayılan iradesine uygun gördüğü halde; gerçek olmayan vekaletsiz görmede gören, sahibinin menfaatine ve onun varsayılan iradesine uygun görmemektedir. Bu sebeple TBK md. 530, gerçek olmayan vekaletsiz görmede görenin ve sahibinin hukuki durumunu farklı esaslara bağlamıştır....

    Yüksek Sağlık Kurulu tarafından % 27,2 oranında göremezlik oranının tespit edildiği, Adli Tıp Kurumu 3. İhtisas Kurulu tarafından % 36,2 oranında göremezlik oranının tespit edildiği, Adli Tıp Genel Kurulu tarafından % 24,0 oranında göremezlik oranının tespit edildiği görülmektedir. Ayrıca ... tarafından açılan İzmir 5. İş Mahkemesinin tazminat dosyasında davacıya göremezlik oranının tespitinin belirlenmesi için süre verilmiş olup, göremezlik oranının tespiti için işverenin de dava açması olanaklı olduğundan dava konusu mahkemenin görev alanındadır. Yapılacak , davalı ... tarafından açılan tazminat dosyasında bulunan raporlar değerlendirilerek ve gerekli araştırma yapılarak sürekli göremezlik oranı belirlenerek çıkacak sonuca göre karar vermektir. O halde davacının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır....

      İş sözleşmesindeki bu hüküm ile taraflarca 4857 sayılı İş Kanunun 4. maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi ile getirilen istisna bertaraf edilmiş bulunmaktadır. Şu halde taraflar arasındaki temel ilişki sözleşmesine dayandığına ve 5521 sayılı İş Mahkemeleri Kanununun 1 inci maddesinde mahkemelerinin görevi “İş Kanununa göre işçi sayılan kimselerle işveren veya işveren vekilleri arasında akdinden veya Kanununa dayanan her türlü hak iddialarından doğan hukuk uyuşmazlıklarının çözülmesi” şeklinde tarif edildiğine göre uyuşmazlığın çözümü bakımından görevli mahkeme İş Mahkemesidir. Taraflar arasındaki sözleşmesi hükmü nazara alınmadan verilen görevsizlik kararı hatalıdır. SONUÇ: Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı nedenle BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, 25.02.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

        Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi ise, davanın hizmet tespitine ilişkin olup bu niteliğine göre...İş Mahkemesinin görevli olduğu gerekçesiyle görevsizlik yönünde hüküm kurmuştur. 5521 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu 5. maddesinde uyuşmazlıklarında yer itibari ile yetkili mahkemelerini belirlemiştir. Buna göre, “ mahkemelerinde açılacak her dava, açıldığı tarihte dava olunanın Türk Medeni Kanunu gereğince ikametgâhı sayılan yer mahkemesinde bakılabileceği gibi, işçinin işini yaptığı yeri için yetkili mahkemede de bakılabilir. Bunlara aykırı sözleşme muteber sayılmaz.” İş mahkemelerinde yetki kuralı, Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun yetki kurallarına uygun olup buna ek olarak işin yapıldığı yer, yani yeri mahkemelerini de yetkili kılmaktadır. İş mahkemesine açılan dava, dava tarihinde davalının ikametgâhının bulunduğu veya işçinin işini yaptığı yerdeki mahkemesi veya davalarına bakmakla görevli asliye hukuk mahkemesinde açılmalıdır....

          Zira İş Mahkemeleri; İş Kanununa göre işçi sayılan kimselerle işveren veya işveren vekilleri arasında akdi veya İş Kanununa dayanan hak iddialarını çözümlenmesi için görevlidir. Yerel Mahkeme kararının Onanması görüşünde olduğumuzdan çoğunluk görüşüne katılmıyoruz....

            Hizmet akitlerinin toplu sözleşmesine aykırı hükümlerinin yerini toplu sözleşmesindeki hükümler alır. Hizmet akdinde düzenlenmeyen hususlarda toplu sözleşmesindeki hükümler uygulanır. Toplu sözleşmesinde hizmet akitlerine aykırı hükümlerin bulunması halinde hizmet akdinin işçi lehindeki hükümleri geçerlidir…” düzenlemesi yer almaktadır. Yukarıdaki hüküm “işçi lehine şart ilkesi” olarak adlandırılan kuralın Türk İş Hukukundaki pozitif yansımasını oluşturmaktadır. Söz konusu hüküm gereğince normlar hiyerarşisinde sözleşmesine nazaran daha üstte bulunan toplu sözleşmeleri hükümleri yerine sözleşmeleri hükümleri ancak işçi lehine olmak koşuluyla uygulanma kabiliyetine sahiptir. Bir başka ifadeyle sözleşmesi ile toplu sözleşmesi karşı karşıya geldiğinde yani aynı konuda sözleşmesi ile toplu sözleşmesinde farklı düzenlemeler yer aldığında sözleşmesi hükmü daha işçi lehine olmak koşuluyla somut olaya tatbik edilebilir....

              Aksi halde sözleşmesi başlangıçtan itibaren belirsiz süreli kabul edilir. Esaslı nedene dayalı zincirleme sözleşmeleri, belirli süreli olma özelliğini korurlar” şeklinde düzenleme ile bu konudaki esaslar belirlenmiştir. Borçlar Kanunundaki düzenlemenin aksine ilişkisinin süreye bağlı olarak yapılmadığı hallerde sözleşmenin belirsiz süreli sayılacağı vurgulanarak ana kural ortaya konulmuştur. İş sözleşmelerinin belirsiz süreli olması asıl, belirli süreli olması istisnadır. Kanunda belirli süreli işlerle, belirli bir işin tamamlanması veya belli bir olgunun ortaya çıkması gibi objektif koşullara bağlı olarak belirli süreli sözleşmesi yapılabilecektir. İşçinin güvencesi dışında kalması için başvurulan kötüniyetli uygulamalar korunmamalıdır. Belirli süreli sözleşmesinden bahsedilebilmesi için, sözleşmenin süreye bağlanmış olması ve belirli süreli sözleşmesinin yapılması için objektif nedenlerin bulunması gerekir....

                Anılan maddede belirtildiği üzere, İş Mahkemesinin görevli olabilmesi için uyuşmazlığın taraflarının işçi ve işveren veya işveren vekili olması, uyuşmazlığın sözleşmesinden veya İş Kanunu’ndan kaynaklanması koşuldur....

                  UYAP Entegrasyonu