Somut olayda iş kazası olduğu iddia olunan olayın Sosyal Güvenlik Kurumuna bildirilip bildirilmediği anlaşılamamaktadır. Zararlandırıcı olayın iş kazası niteliğinde olup olmadığının tespiti ön sorundur. İş kazasının tespiti ile ilgili ihtilaf Sosyal Güvenlik Kurumunun hak alanının doğrudan ilgilendirmekte olup tazminat davasında kurum taraf değildir. ./.. 2- Öte yandan Maluliyetin tespiti açısından davanın yasal dayanağı Kaza tarihinde yürülükte bulunan 506 Sayılı 109.maddesine benzer nitelikte düzenleme ihtiva eden kazadan sonra yürürlüğe giren 5510 sayılı Yasanın 95. maddesidir....
Konuya ilişkin yasal mevzuatın incelenmesinde; 5510 sayılı Kanunun 13. maddesinde iş kazasının 4'ncü maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi ile 5'nci madde kapsamında bulunan sigortalılar bakımından bunları çalıştıran işveren tarafından, o yer yetkili kolluk kuvvetlerine derhal ve Kuruma en geç kazadan sonraki üç işgünü içinde iş kazası ve meslek hastalığı bildirgesi ile doğrudan ya da taahhütlü posta ile bildirilmesinin zorunlu olduğu öngörülmüştür. Anılan Kanun'un 21. maddesinin 2. fıkrasında ise; iş kazasının 13. maddenin ikinci fıkrasının (a) bendinde belirtilen sürede işveren tarafından Kuruma bildirilmemesi halinde, bildirim tarihine kadar geçen süre için sigortalıya ödenecek geçici iş göremezlik ödeneğinin Kurumca işverenden tahsil edileceği hükmü yer almaktadır. 5510 sayılı Kanuna istinaden çıkartılan Sosyal Sigorta İşlemleri Yönetmeliğinin 35. maddesinde de, iş kazasının üç iş günü içinde Kuruma bildirileceği öngörülmüştür....
İş kazası nedenine dayalı maddi ve manevi tazminat istemleri için zararalandrıcı olayın iş kazası olup olmadığının tespiti ön sorundur. İş kazasının tespiti ile ilgili ihtilaf Sosyal Güvenlik Kurumunun hak alanının doğrudan ilgilendirmekte olup tazminat davasında kurum taraf değildir. Yapılacak iş; olayın Kurumca iş kazası olarak kabul edilmemesi nedeniyle Sosyal Güvenlik Kurumuna ve hak alanını etkileyeceğinden işveren aleyhine “iş kazasının tespiti” davası açması için davacıya önel vermek, tespit davasını bu dava için bekletici sorun yaparak çıkacak sonuca göre, olayın Kurumca iş kazası olduğunun kabul edilmesi halinde ise davacının Kuruma müracaat ederek iş kazası sigorta kolundan gelir bağlanması için önel vermek ve çıkacak sonuca göre bir karar vermekten ibarettir. Öte yandan Maluliyetin tespiti açısından davanın yasal dayanağı Kaza tarihinde yürülükte bulunan 5510 sayılı Yasanın 95. maddesidir....
Aynı şekilde iş kazasının oluşumuna etken kusur oranlarının saptanmasına yönelik incelemede; ihlal edilen mevzuat hükümleri, zararlı sonuçların önlenmesi için koşulların taraflara yüklediği özen ve dikkat yükümüne aykırı davranışın doğurduğu sonuçlar, ayrıntılı olarak irdelenip, kusur aidiyet ve oranlarının gerekçeleriyle ortaya konulması gerektiği gibi kusur raporunu düzenleyen bilirkişi heyetinin iş kazasının meydana geldiği iş kolunda uzman bilirkişilerden oluşması da gerekir. Somut olayda hükme esas bilirkişi kusur raporunu düzenleyen heyet hukukçu bilirkişilerden teşekkül etmiş olup, iş kazasının meydana geldiği iş kolunda uzman olmadıkları açıktır. Bu husus gözden kaçırılarak 19/11/2012 tarihli kusur raporu ile sonuca gidilmesi isabetsiz olmuştur....
Hukuk Dairesi 02.04.2018 tarih 2016/20062 esas, 2018/3152 karar sayılı kararında da belirtildiği gibi, bu tür davalar yani iş kazasının tespiti istemine ilişkin davalar, 506 sayılı Yasa'nın 11. maddesi (5510 sayılı Yasa 13. madde) hükmünden kaynaklandığı, iş kazası olduğu veya olmadığının tespiti istemleri, bu davalara bağlı tazminat davalarında ön sorun olduğundan ve verilecek karar gerektiğinde 506 sayılı Yasa'nın 99. maddesinin uygulanarak gelir bağlanması ile bağlantılı olduğundan hak düşürücü süreye, zamanaşımı süresine de tabi olmadığı halde, mahkemece SGK tarafından yapılmış iş kazası tespiti bulunmadığından dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine karar verilmesi hatalı bulunmuştur....
"İçtihat Metni"Mahkemesi : Gümüşhane Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi Dava, iş kazasının tespiti istemine ilişkindir. İlk Derece Mahkemesince, hükümde belirtilen gerekçelerle davanın kabulüne dair verilen karara karşı davalılardan Kurum vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine, Erzurum Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir. Erzurum Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesince verilen kararın, davalılardan Kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi....
İş Mahkemesi'nin 2022/200 E. sayılı iş kazasının tespitine yönelik davanın öncelikle bekletici mesele yapılması gerekirken davanın reddine karar verilmesinin isabetsiz olduğunu, iş kazasının tespiti ile ilgili olarak açılan 2019/79 E....
Mahkemece davanın kabulü ile, murisin geçirdiği kazının iş kazası olarak tesipiti ile davacıların kaza tarihinden itibaren emekli olma haklarının bulunduğuna karar verilmiştir. Muris geçirmiş olduğu trafik kazasının iş kazası olarak tespiti doğru olup, davacıların kaza tarihinden itibaren emekli olma haklarının bulunduğuna karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, emekli olma hakkı değil iş kazasından dolayı ölüm geliri bağlanmasına karar verilmesi şeklinde yazılması gerekli iken emekli olma haklarının bulunduğuna yazılması bozma nedenidir. Ne var ki, bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden H.U.M.K.’nun 438/7. maddesi uyarınca hüküm bozulmamalı, düzeltilerek onanmalıdır....
Somut olayda iş kazası olduğu iddia olunan olayın Çalışma Bakanlığı İş Teftiş Kurulunca incelendiği, durumun SGK Başkanlığı Kısa Vadeli Sigorta Servisine bildirildiği ancak Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığınca yapılan incelemenin halen devam ettiği anlaşılmaktadır. Kurumca sigortalının iş göremezlik durumunun belirlenmesi için öncelikle zararlandırıcı olayın SGK Başkanlığınca iş kazası olarak kabul edilmesi gerekir.İş kazasının tespiti ile ilgili ihtilaf Sosyal Güvenlik Kurumunun hak alanını doğrudan ilgilendirmekte olup tazminat davasında kurum taraf değildir....
Diğer yandan, sigortalıya bağlanacak gelir ve hükmedilecek tazminatın miktarını doğrudan etkilemesi nedeniyle, işçide oluşan meslekte güç kayıp oranının hiçbir kuşku ve duraksamaya yer vermeksizin kesin olarak saptanması gerekir. 5510 sayılı Yasa’nın 13. maddesinde İş kazasının 4 ncü maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi ile 5 nci madde kapsamında bulunan sigortalılar bakımından bunları çalıştıran işveren tarafından, o yer yetkili kolluk kuvvetlerine derhal ve Kuruma en geç kazadan sonraki üç işgünü içinde iş kazası ve meslek hastalığı bildirgesi ile doğrudan ya da taahhütlü posta ile bildirilmesinin zorunlu olduğu, iş kazasının işverenin kontrolü dışındaki yerlerde meydana gelmesi halinde iş kazasının öğrenildiği tarihten başlayacağı, Kuruma bildirilen olayın iş kazası sayılıp sayılmayacağı hakkında bir karara varılabilmesi için gerektiğinde, Kurumun denetim ve kontrol ile yetkilendirilen memurları tarafından veya Bakanlık İş Müfettişleri vasıtasıyla soruşturma yapılabileceği bildirilmiştir...