bu dosya ile İstanbul Anadolu 7.Ağır Ceza Mahkemesinin 2015/136 ve 2014/90 Esas sayılı dosyaları arasında eylemsel, kişisel ve hukuksal bağlantı bulunduğundan, her üç dosyanın birleştirilmesinden sonra suça sürüklenen çocukların hukuki durumlarının tayin ve takdiri gerektiğinin gözetilmemesi, Kayden 14.05.1996 ve 22.04.1996 doğumlu suça sürüklenen çocukların 14.05.2014 tarihi itibariyle on sekiz yaşlarını tamamlamaları nedeniyle bu tarihten sonraki duruşmaların açık yapılması gerektiği gözetilmeksizin 01.07.2014 ve 23.10.2014 günlü duruşmaların kapalı yapılması suretiyle 5271 sayılı CMK'nın 182 ve devamı maddelerine muhalefet edilmesi, Kanuna aykırı, suça sürüklenen çocuklar müdafiin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükümlerin 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gözetilerek 1412 sayılı CMUK'nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 20.11.2018 tarihinde oy birliğiyle karar verildi....
Şirketi yetkilisi ... , şantiye yetkilisi ... , elektrik teknisyeni ...’in olayda kusurlarının bulunduğunun belirtilmesi üzerine Kahramanmaraş Cumhuriyet Başsavcılığının 20.07.2015 tarih 2015/10122 soruşturma, 2015/3854 esas sayılı iddianamesi ile dava açıldığının anlaşılması karşısında, kusur durumunun birlikte değerlendirilmesi gerektiğinden, bahse konu dosyanın iş bu dosya ile birleştirilmesinden ve kusur oranının net şekilde tespiti amacıyla Teknik Üniversitelerin ilgili bölümlerinde bulunan uzmanlardan oluşturulacak bilirkişi kurulundan rapor alındıktan sonra, sanık ...’nin hukuki durumunun takdir ve tayini gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması, Kanuna aykırı olup, sanık ve müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK'un 321. maddesi gereğince isteme aykırı olarak BOZULMASINA, 14/12/2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
bu dosya ile birleştirilmesinden sonra sanığın hukuki durumunun değerlendirilmesi gerektiği halde, hükmün konusunun iddianamede gösterilen eylemle sınırlı olduğu gözetilmeden dava konusu dışına çıkılarak CMK'nın 225/1 ve 226/1. maddelerine aykırı davranılması, Bozmayı gerektirmiş, sanık ...’ın temyiz istemleri bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenlerle tebliğnameye aykırı olarak BOZULMASINA, 12/11/2019 tarihinde oy birliği ile karar verildi....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : Tefecilik HÜKÜM : Beraat Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle dosya incelenerek gereği düşünüldü: TCK'nın 241. maddesinde tanımlanan tefecilik suçunun oluşabilmesi için kazanç elde etmek amacıyla başkasına ödünç para verilmesinin yeterli oluşu, ayrıca birden fazla kişiye sistemli olarak faiz karşılığı ödünç para verilmesinin suçun unsuru olarak aranmaması ve aralarında yakın akrabalık bağı veya iş ilişkisi bulunmayan kişiler arasında günün ekonomik koşulları nazara alındığında yüksek sayılabilecek miktarda paranın karşılıksız verilmesinin hayatın olağan akışına uygun olmaması, bu bağlamda şikayetçi ...'ün aşamalardaki anlatımlarında sanıktan kazanç karşılığında ödünç para aldığını beyan etmesi, tanık ...'...
ispat yükünün de davalıya ait olduğu, bilirkişi raporuna göre faturada komisyon ve danışmanlık adı altında yer alan bir ve iki numaralı hizmetlerin sözleşme konusu olmadığı, bunların uçak bulma, teknik kontrollerini yaparak hava aracını değerlendirme, pazarlıklarını yapma, satın alma süreçlerini yönetme ve ithali şeklinde brokerlık olarak adlandırılan ayrı bir iş olduğu, tarafların bu iş için ayrıca anlaşmalarının gerektiği, bu hizmetlerin sözleşmenin konusunu oluşturmaması, bu yönde taraflar arasında ayrıca yapılmış bir anlaşmanın bulunmaması, sözleşme bulunmasa bile davalı tarafça bu hizmetlerin davacıya sağlandığı yönünde herhangi bir delil ibraz edilmemesi, davalının 15/02/2022 tarihli celsede yemin delilini kullanmayacaklarını açıklaması sebepleriyle ispatlanamayan fatura konusu bu kalemler yönünden davacının davalıya borçlu olmadığı kanaatine varılmıştır....
Mahkememizce dosya bilirkişiye tevdii edilerek rapor alınmıştır. ----- tarihli------ faturada yazılı iş ve hizmetlerin davacı tarafından yapıldığı; faturada yazılı bedelin yapılan iş ve hizmetle uyumlu olduğu; davaya konu diğer faturalardaki iş ve hizmetlerin yapıldığının ise davacı tarafından kanıtlanmasına elverişli yeterli delilin dosyada mevcut bulunmadığı; davaya konu tüm faturalardaki iş ve hizmetlerin davalı tarafından yapılmış olduğunun---- kabulü halinde ise, davacının yapmış olduğunu iddia ettiği işler listesinde yapılan incelemede, piyasada yapılan araştırmalarda, yapıldığı iddia----kullanmaktan ---- bedeli olan ---- karşılığı olarak kesilen fatura bedellerinin yapıldığı iddia edilen işler için uygun olduğu,----sektöründe yapıldığı iddia edilen aynı ve ---işler için ---- dolayısıyla--- ortaya ------- olduğu da belirtilmelidir....
nin de GFCM'nin taahhüt ve yükümlülüklerini bankaya karşı yerine getirmeyi kabul ve taahhüt ettiğini, Banka tarafından da bu teklifin onaylandığını, bu arada davacı şirketin 11.10.1989 tarihinde Bankaya müracaat ederek sözleşme konusu projelerde şirkete görev verilmesi talebinde bulunduğunu, ancak Banka'nın bu projelerdeki sözkonusu hizmetlerin Teksan-Tekfen Ekran müşterek teşebbüslüğü tarafından yürütüldüğünden bahisle GFCM'ye aynı konuda ikinci bir ödeme yapılamayacağını belirterek davacının GFCM'ye yaptığı ödemelere ilişkin faturaları iade ettiğini, Anadolu Teks İnşaat San. ve Tic. Ltd. Şti.'nin Emlak Konut A.Ş.'nde birleştirilmesinden sonra da Emlak Konut A.Ş.'nin ilk geçici yönetim kurulunun GFCM ile sözleşme ilişkisinin sürdürüldüğünü, 22. aylık faturadan itibaren ödemelerin durdurulduğunu, incelemeler sonucunda T.Emlak Bankası A.Ş.'...
Davalı ile kat malikleri arasındaki sözleşme niteliğindeki yönetim planı ile bağımsız bölüm maliklerine burada belirtilen hizmetlerin en iyi bir şekilde götürülmesi, site ile ilgili iş ve işlemlerin bir elden yürütülmesi, hizmetlerin ifasının sağlanması, ortak yaşam amaçlarının gerçekleşmesi için birbirlerine karşı çeşitli edimler üstlenmişlerdir. Kat Mülkiyeti Yasası'nın 35. maddesi hükmünde, ana gayrimenkulün gayesine uygun olarak kullanılması, korunması, bakımı ve onarımı için kat maliklerinin yararına gereken tedbirlerin alınması yöneticinin görevleri arasındadır. Dava konusu hasarın ortak yerlerden olan bina oluklarının bakım ve onarım eksikliğinden kaynaklandığı iddia edilmektedir. Davacının talep ettiği tazminat yönünden, davalı site yöneticisinin 634 sayılı Kat Mülkiyeti Kanunu’nun 38. maddesi ve sözleşmeden kaynaklanan temsil görevi kapsamında pasif husumet ehliyetinin bulunduğunun kabulü zorunlu bulunmaktadır....
Dava dışı ...’e ait gözüken hizmetlerin, davacılar murisine ait olup olmadığı yönünden, gerçeğin tam olarak saptanması için, işin kuşku ve duraksamaya yer vermeyecek şekilde etraflıca araştırılması gereği ortadır. Vazgeçilemez ve devredilemez nitelikteki temel haklardan olan sosyal güvenlik hakkının yaşama geçirilmesine yönelik tespit ve aidiyet davalarının kamu düzenine ilişkin davalardan olduğu gözetilerek, söz konusu hizmetlerin resen araştırma ile saptanması gereklidir. Husumet konusu, davanın her aşamasında ileri sürülebilir. Taraflarca ileri sürülmese dahi, gerek, mahkemece, gerekse Yargıtay’ca tarafların bu yönde bir savunmasının olup olmadığına bakılmaksızın kendiliğinden göz önünde tutulur....
Anayasa Mahkemesi'nin, TCK’nın 53. maddesine ilişkin olan, 2014/140 Esas ve 2015/85 Karar sayılı iptal kararının 24.11.2015 gün ve 29542 sayılı Resmi Gazetede yayımlanmış olmasından kaynaklanan zorunluluk, Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nun 321. maddesi uyarınca istem gibi BOZULMASINA, ceza miktarı bakımından kazanılmış hakkının saklı tutulmasına 21.01.2016 gününde oybirliği ile karar verildi....