Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Mahkemece hizmet tespiti isteminin kısmen, işçilik alacakları isteminin aynen kabulüne karar verilmiş, 1.512.17 TL avukatlık ücretinin tüm davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya, 575.00-TL avukatlık ücretinin davacıdan tahsili ile davalı şirket avukatla temsil edilmediğinden davalı Kuruma verilmesine karar verilmiştir. Hizmet tespitine ilişkin istemin kısmen kabulüne karar verildiğinden davalı Kurum vekil ile temsil edilen davacıya karşı karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereğince 575.00-TL maktu avukatlık ücreti ödemekle yükümlü ise de işçilik alacaklarına ilişkin davada hasım olmadığından mahkemece hüküm altına alınan işçilik alacakları da gözetilerek davacı yararına hükmedilen 1.512.17-TL avukatlık ücretinin tamamından sorumlu tutulmuş olması hatalı olmuştur. Mahkeme kararının davacı yararına 1.512.17 TL avukatlık ücreti verilmesine ilişkin 9 nolu bendinin “1.512.17-TL avukatlık ücretinin davalı ......

    sigorta müfettişi tarafından tespit edilir.” düzenlemesi; kayıt dışı çalışmadan kaynaklanan prim kaybının önüne geçilebilmesi yönünden, 506 sayılı Yasanın 79. maddesindeki yöntem ve asgari işçilik oranlarıyla bağlı kalınmaksızın, eksik işçilik bildiriminde bulunulup bulunulmadığının tespitine olanak vermektedir....

      Dava, asgari işçilik tespiti neticesine uygulanan idari para cezası ve eksilik işçilik prim borcunun iptali istemi olup istemin ise 01.10.2008 tarihinde yürürlüğe giren 5510 sayılı Kanunun 85. maddesi düzenlemesine ilişkin olduğu gözetildiğinde, dava 5510 sayılı Kanunun içeriğinde uygulama yeri bulmaktadır. Bu durumda sözü edilen 101’inci madde hükümlerine göre eksik işçilik prim borcunun iptaline ilişkin talep yönünden İş Mahkemesi davaya bakmakta görevlidir. Hal böyle olunca Mahkemece, uygulanan idari para cezası yönünden tefrik edilip karardaki gibi yargı yolu uyuşmazlığı nedeniyle red, eksik işçilik prim borcu yönünden ise işin esasına girilerek, hüküm kurulması gerekirken, yazılı şekilde karar verilmiş olması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir. O hâlde, davacı bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır....

        İşçilik alacağı davasına gelince; bu tür davalar 4857 sayılı Yasa'dan kaynaklanmakta olup, işçilik alacağına esas alınacak hizmet saptandıktan sonra talep edilen işçilik alacağının hesaplanması gerekir. Bu açıklamalardan olarak, hizmet tespiti ve işçilik alacakları davaları için izlenecek yöntem ve esas alınacak kıstaslar tamamen birbirinden farklıdır. Bu noktada her iki davanın tefrik edilmesi yargılamanın sağlıklı yürütülmesi için gereklidir. Ayrı ayrı açılıp görülmeleri gerekli bu tür davaların birlikte görülmeleri bu nedenle doğru görülmemiştir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun 2007/21-69 Esas ve 2007/55 Karar sayılı ve 07.02.2007 tarihli kararı da bu yöndedir. Mahkemenin bu maddi ve hukuki olguları gözetmeksizin, birbirinden tamamen farklı iki davayı bir arada görmesi ve yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir....

          İşçilik alacağı davasına gelince; bu tür davalar 4857 sayılı Yasa'dan kaynaklanmakta olup, işçilik alacağına esas alınacak hizmet saptandıktan sonra talep edilen işçilik alacağının hesaplanması gerekir. Bu açıklamalardan olarak, hizmet tespiti ve işçilik alacakları davaları için izlenecek yöntem ve esas alınacak kıstaslar tamamen birbirinden farklıdır. Bu noktada her iki davanın tefrik edilmesi yargılamanın sağlıklı yürütülmesi için gereklidir. Ayrı ayrı açılıp görülmeleri gerekli bu tür davaların birlikte görülmeleri bu nedenle doğru görülmemiştir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun 2007/21-69 Esas ve 2007/55 Karar sayılı ve 07.02.2007 tarihli kararı da bu yöndedir. Mahkemenin bu maddi ve hukuki olguları gözetmeksizin, birbirinden tamamen farklı iki davayı bir arada görmesi ve yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir....

            Davalı Cevabının Özeti: Davalı vekili, dosyaya sunmuş oldukları 07.02.2008 tarihli 3.030,64 TL'lik ödeme makbuz aslını dosyaya ibraz ederek, davacıya işçilik alacaklarından dolayı 3.030,64 TL'nin belirtilen tarihte nakden ödendiğini, davacının banka hesabına ayrıca kıdem ve ihbar tazminatı olarak 9.292,12 TL'nin ödendiğini, akabinde davacının 13.02.2008 tarihli noterlikte tanzim edilen feragatname ile tüm işçilik alacaklarına karşılık 12.500,00 TL aldığını ve tüm alacaklarını aldığını beyan ederek dava haklarından feragat ve şirketi ibra ettiğini savunarak davanın reddini istemiştir. Mahkeme Kararının Özeti: Mahkemece toplanan deliller ve bilirkişi raporuna dayanılarak davanın kabulüne karar verilmiştir. Temyiz: Kararı davalı vekili temyiz etmiştir. Gerekçe: Davacı işçinin, talep ettiği işçilik alacaklarına hak kazanıp kazanmadığı hususu taraflar arasında uyuşmazlık konusudur....

              İşçilik alacağı davasına gelince; bu tür davalar 4857 sayılı Yasa'dan kaynaklanmakta olup, işçilik alacağına esas alınacak hizmet saptandıktan sonra talep edilen işçilik alacağının hesaplanması gerekir. Bu açıklamalardan olarak, hizmet tespiti ve işçilik alacakları davaları için izlenecek yöntem ve esas alınacak kıstaslar tamamen birbirinden farklıdır. Bu noktada her iki davanın tefrik edilmesi yargılamanın sağlıklı yürütülmesi için gereklidir. Ayrı ayrı açılıp görülmeleri gerekli bu tür davaların birlikte görülmeleri bu nedenle doğru görülmemiştir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun 2007/21-69 Esas ve 2007/55 Karar sayılı ve 07.02.2007 tarihli kararı da bu yöndedir. Mahkemece, bu maddi ve hukuki olguları gözetmeksizin, birbirinden tamamen farklı iki davanın bir arada görülerek delillerin takdir edilmesi gerektiği gerekçesiyle yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir....

                İşçilik alacağı davasına gelince; bu tür davalar 4857 sayılı Yasa'dan kaynaklanmakta olup, işçilik alacağına esas alınacak hizmet saptandıktan sonra talep edilen işçilik alacağının hesaplanması gerekir. Bu açıklamalardan olarak, hizmet tespiti ve işçilik alacakları davaları için izlenecek yöntem ve esas alınacak kıstaslar tamamen birbirinden farklıdır. Bu noktada her iki davanın tefrik edilmesi yargılamanın sağlıklı yürütülmesi için gereklidir. Ayrı ayrı açılıp görülmeleri gerekli bu tür davaların birlikte görülmeleri bu nedenle doğru görülmemiştir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun 2007/21-69 Esas ve 2007/55 Karar sayılı ve 07.02.2007 tarihli kararı da bu yöndedir. Mahkemenin bu maddi ve hukuki olguları gözetmeksizin, birbirinden tamamen farklı iki davayı bir arada görmesi ve yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir....

                  Öte yandan, asgari işçilik uygulaması konusunda Kurum ünitesince yapılan ön değerlendirme aşamasında; işin yürütümü için gerekli olan asgari işçilik tutarının belirlenmesinde ve işverenlerce Kuruma yeterli işçilik bildirilmiş olup olmadığının araştırılmasında, oranlar %25 eksiltilerek uygulanmakta olup, asgari işçilik uygulamasına ilişkin ön inceleme sonucunda işin sigorta müfettişine aktarılması ve işin yürütümü için gerekli asgari işçilik miktarının sigorta müfettişince ve doğal olarak Mahkemece yapılan yargılama sırasında belirlenmesi aşamasında, asgari işçilik oranından %25 indirim yapılmasına olanak bulunmamaktadır. 5510 sayılı Kanun'un 85. maddesinin üçüncü fıkrasında “Bu maddenin birinci ve ikinci fıkrasında belirtilen usûllerle Kuruma bildirilmediği tespit edilen asgarî işçilik tutarı üzerinden Kurumca re'sen tahakkuk ettirilen sigorta primleri, 88 inci ve 89 uncu maddeler dikkate alınarak işverene tebliğ edilir....

                  Öte yandan, asgari işçilik uygulaması konusunda Kurum ünitesince yapılan ön değerlendirme aşamasında; işin yürütümü için gerekli olan asgari işçilik tutarının belirlenmesinde ve işverenlerce Kuruma yeterli işçilik bildirilmiş olup olmadığının araştırılmasında, oranlar %25 eksiltilerek uygulanmakta olup, asgari işçilik uygulamasına ilişkin ön inceleme sonucunda işin sigorta müfettişine aktarılması ve işin yürütümü için gerekli asgari işçilik miktarının sigorta müfettişince ve doğal olarak Mahkemece yapılan yargılama sırasında belirlenmesi aşamasında, asgari işçilik oranından %25 indirim yapılmasına olanak bulunmamaktadır. 5510 sayılı Kanun'un 85. maddesinin üçüncü fıkrasında “Bu maddenin birinci ve ikinci fıkrasında belirtilen usûllerle Kuruma bildirilmediği tespit edilen asgarî işçilik tutarı üzerinden Kurumca re'sen tahakkuk ettirilen sigorta primleri, 88 inci ve 89 uncu maddeler dikkate alınarak işverene tebliğ edilir....

                  UYAP Entegrasyonu